• her insanın sıçmak ve işemek zorunda olması.
  • çok zengin ve fakirinde beklenmediği anda çok büyük bir hastalığa yakalanabilmesi.
  • ölüm değildir. ölüm bile kimi için kolay kimi için zordur. kimi hemen ölür, acısızca, kimi de acı çekerek ölür. dünyanın adil davrandığı tek konu kimsenin dünyadaki malını öldükten sonra gittiği yere götürememesidir.
  • ölüm veya zengin fakir herkesin büyük bir hastalığa yakalanabiliyor olması değildir. olsa olsa bir gün olsa bile canlılığa izin vermesi olabilir; kimisine onu bile vermez. dünyanın adaleti yoktur. (bkz: adaletin bu mu dünya)
  • kınadığını yaşamak. bu dünya yalan dünya lakin neyi kınarsan onu yaşıyorsun.
  • yediğinden, giydiğinden, seviştiğinden, yendiğinden aldığın hazzın her kişide eşit olmasıdır. zira ne kadar çok sahip olursan ol yiyebileceğin miktar bellidir, giyebileceğin giysi nicelik olarak bellidir, seksten duyduğun haz artmaz, her başarıda aynı her galibiyette hissettiğin gurur aynıdır.

    demem o ki esasında dünyada ki adalet yerli yerindedir de insanoğlu olarak adalet dağıtmaya kalktığımızda kapasitemizi aşıyor maalesef.
  • adaletsiz oluşu diyerek bir algı operasyonunda bulunayım. umarım daha önceden yazılmamıştır. *
hesabın var mı? giriş yap