• steven spielberg'ün 25 yaşında iken güney california'da çektiği ve çekimlerini 13 günde tamamladığı 1971 yapımı süper gerilim filmi. trt'de yıllar önce "bela" ismiyle gösterilmiştir.

    filmin çekimlerinde 1971 model kırmızı plymouth vaillant ile yedi tane eski kamyon arasından spielberg tarafından seçilen 1955 model peterbilt 281 kullanılmıştır. spielberg filmi sarı, kahverengi renklerin hakim olduğu çöl ortamında çekeceğinden, dikkat çekici olması için otomobili özellikle kırmızı istemiştir. otomobili çoğu zaman bir dublör kullanırken, kamyonun direksiyonuna yönetmenin yakın dostu carey loftin geçmiştir. kamyonun ürkütücü görüntüsünü daha da kötü hale getirmek için her gün fırçayla yağa bulanmış ve gerçekten de başarılı olunmuştur. film boyunca toplam 12 kişi (ayrıca servis otobüsündeki çocuklar) görünmekte, kamyon şoförü hiç görünmemektedir.

    filmin çekimleri için 10 gün öngörülmüş ancak çeşitli aksama ve geri dönüşler nedeniyle 13 güne uzamıştır. david mann'ın telefon kulübesinden atladığı sahne tek seferde başarılı bir şekilde çekilmiştir.

    alabildiğine basit konuyu çok güzel şekilde işlemiş olması nedeniyle film bugün bile unutulmamıştır ve steven spielberg'ün de bugünlere boşuna gelmediğinin kanıtıdır. gerçek hayatta yaşanmaması için hiç bir garantinin olmayışı izleyiciyi "ben olsam ne yapardım" düşüncesine itmektedir. kaldı ki, senaryonun kaynağı kısa hikayenin yazarı richard matheson da, arkadaşının otomobilinde giderken bir tırın kendilerini nedensiz yere taciz etmesinden esinlenerek bu hikayeyi yazmıştır.

    steven spielberg filmin final sahnesini jaws'ın final sahnesine benzetmiş ve duel için de "bugün olsa on üç günde çekemezdim" demiştir.
  • garajından çıkıp şehir içi trafiğine giren araba, bir müddet sonra şehirden uzaklaşarak güney kaliforniya çölündeki uçsuz bucaksız otoban yolunda seyretmeye başlar. arabanın içinde lüzumsuz haberlerin seslendirildiği radyo açıktır ve biz seyirciler yaklaşık dört dakika boyunca sadece arabanın gözünden yolu ve akan trafiği izleriz. nihayet çöl yoluna girdiğimizde geniş çekimle çevreyi ve dikenli çitlerin arasından içinde bulunduğumuz kırmızı arabayı görürüz. bir müddet sonra da dikiz aynasından önemli bir iş görüşmesi için yüzlerce mil yol yapması gereken şoförümüzle tanışırız. karısıyla kavgalı bir şekilde evden çıkan sürücümüz, geceki eğlencede karısını taciz eden bir arkadaşına haddini bildirememiş olmanın ve karısına karşı küçük düşmenin sancısını yaşamaktayken manidar biçimde radyoda, karısının evin reisi olmasından yakınan bir adamın kendi kendisine hayıflanmalarını dinlemektedir.

    sürücümüz david mann kafasında kendi gündelik sorunlarını tartışarak çöl yolunda seyrederken önüne oldukça ağır ilerleyen eski, kirli, paslı, ürkütücü boyutlarda bir akaryakıt kamyonu çıkar. bacasından yaydığı simsiyah dumanla harika manzarayı kirleten kamyonu geçmek için hoşnutsuz yüz ifadesiyle fırsat kollayan david, bu fırsatı bulduğu bir anda kamyonu sollayarak yoluna ve zihnindeki tartışmaya devam eder. fakat bir fark eder ki az önce geçtiği dev kamyon hemen arkasında, yol istemektedir. david tedirgin olur ancak herhangi bir tehdit sezmediği için yol verip kurtulmak ister. tehdit sezmez çünkü sollama yaparken kamyon şoförüne herhangi bir hareket veya saygısızlık yapmadığı gibi sürücüyle göz göze dahi gelmemiştir.

    kamyon ve araba birkaç kez birbirlerini geçerler. ancak kamyonun geçmeleri david'in küçük kırmızı arabasını yoldan çıkaracak denli tehlike içerir. david, kamyondan kurtulmak için çareyi bir benzinlikte mola vermekte bulur. fakat kamyon da mola yerine girer, hemen yanı başındaki akaryakıt pompasına park eder. david'de tehlikede olduğu hissiyatı yavaş yavaş belirginleşmeye başlar.

    mola sonrası david'in önüne geçen kamyonun, ona yol vermemek için zikzaklarla yolu kapatması ve koluyla geç işareti yaptığında da karşıdan gelen araçla kafa kafaya çarpışma tehlikesi atlatmasına neden olması, kamyonun niyetinin onu öldürmek olduğunu açığa çıkarmıştır. mola yerinde karısıyla telefonda konuşurken çamaşır makinesinin kapağının arkasından izlediğimiz david, aile yaşamında çamaşır makinesine hapsolmuşçasına bunalmışken aynı zamanda kendini öldürmek isteyen bir makine yüzünden çölün ortasında, ıssız bir yolda kapana kısılmıştır.

    onu öldürmek isteyen şoförü hiç görmeyiz. sürücü bilinemezliğin ardına gizlenmiştir ve david için, kendisini nedensizce öldürmek isteyen sürücü değil kamyondur artık. bu çok daha korkutucu bir haldir, zira karşısında gözüne bakabileceği, restleşebileceği, anlayabileceği dolayısıyla da sınırlarını belirleyebileceği bir muhatabı yoktur. aksine kişileşmiş, cinayet silahına dönüşmüş, akıllı bir makine tarafından sebepsiz yere hunharca öldürülmek istenmektedir. takım elbiseli, kravatlı, gözlüklü modern kent insanı ile onun hizmetini görmesi için üretilmiş makine karşı karşıya gelmiştir ve tüm çirkinliği, kirliliği ve kıyıcılığı ile paslı makine hem moral olarak hem de kuvvet olarak üstün konumdadır.

    david yarım saat önce gündelik basit mevzulara dalmış sakin bir yolculuk içindeyken şimdi hiçbir diyalog kuramadığı katil bir kamyon tarafından çölün ortasında öldürülmek istenmektedir. david'in ruh halini tasvir eden en iyi kelime "dehşet"tir. ki bu dehşet küçücük arabasıyla kamyon ve tren arasında yani iki ürkütücü makine arasında kaldığı çarpıcı sahnede zirveye çıkacaktır. bu tip ölüm kalım durumlarında yarım saat önceki sakin, dingin ve statükonun değişmemesi için alttan alma ve savunmada kalma ruh haliyle devam etmek aptallık olacaktır. artık korkmaktan vazgeçmesi, tehlikeden sıyrılma psikolojisinden çıkması ve karşısındaki kamyonla ölümcül bir savaşa girmesi gerekmektedir. aklını ve cesaretini kullanarak girişeceği bu savaş, karısına ve hayata karşı ezik bir duruşa sahip olan david için aynı zamanda karakterini inşa edeceği bir savaş olacaktır.

    steven spielberg'in ilk uzun metrajlı filmi olan ve 1971 yılında bir tv kanalı için çekilen ancak daha sonra 20 dakikalık bir bölüm eklenerek sinemalarda da gösterilen film, tamamı gündüz saatlerinde geçmesine rağmen gerilimi ve dehşet duygusunu tüm gerçekliğiyle yaşatmayı başarıyor. kamyonu bir şahsiyete ve karaktere dönüştüren çekim açıları, birkaç yıl sonra jaws'ta da kullanacağı düşmanın görünmezliği ve bilinemezliğinin yarattığı korkuya dayalı kurgusu, ses efektleri ve müziklerle çok basit ve sıradan bir hikâye iz bırakan bir film haline getirilebilmiş.
  • amblin ile okula giremeyip amerikalilara kinetik dersi vermese de, universal studdyolariyla 7 senelik antlasma imzalayan spielberg un ses getiren biz de de "kamyon" ismi ile oynayan televiozyon filmi olduguna inanamadigimiz televizyon filmi.

    konu kisaca soyledir, pinto aracinda evine donme telasinda bir elemani surucusu bile belli olmayan bir kamyon taciz eder, soguk terler dokturur.ve fakat gotu atan ortadirek saban kahramanimiz bir turlu kimseye kamyonun varligini ispatlayamaz. deli damgasi yemektense yoluna devam eden hakramanimiz, yine kamyondan tacizi yer.

    karisinin telefonda kendisine "ay herif bana yiyecek gibi bakti bi bok yapmadin " demesi uzerine "ne edeyiom duello mu edeydim?" diyecek kadar pisirik(ya da medeni) olan kahramanimiz gittikce hayvan icgudulerine yenik duser, "basini sokmakla olmaz asil siki sokmak lazimdir" diyerek kamyonla asika tmaya baslar. kazanir da. kendine de hayret eder. ama kamyon u suren adami hic goremeyiz, kamyon kendisi mi gitmektedir, surucu mu manyaktir bilemeyiz, icimize bir kurt duser.

    spielberg un o donemler hastasi oldugu dolly in zoom out dolly out zoom in varyetiflerini, ayna/cam tribini bolca yansittigi bir eserdir.kamyondan tirsalaim diye takip modunda longshotlar kullanilmis kamyon araba mesafesi sifira indirgenmis, kamyonun yakin cekimlerinde wide angel lesn kullanilarak kamyon kenarlardan distort edilmistir.

    dikkat ettiyseniz ben de bu terimleri biliyorum denilerek delice artislik yapilmistir.
  • bu filmin başrol oyuncularından biri kırmızı bir plymouth'tur ve radyatör hortumu arızalıdır.
  • --- spoiler ---

    filmin sonlarına doğru baş karakter tepesinde reklam maketi olan bir araba görür ve bunu bir polis arabası zanneder ve yanında durur ama sonra farkeder ki bu bir ilaçlama şirketine ait araba.. işte bu ilaçlama firmasının adı "grebleips" (bu ismi bir de tersten okuyun)
    --- spoiler ---

    ayrıca;

    biz barıştık
  • adam olacak kisi, cocuklugundan belli olur misali steven spielberg'ün heyecan firtinasi.. spielberg, izleyiciyi takip edilen karakter yerine koyar, zaten filmin basinda uzunca suren soz konusu adama ait oznel aci da bunun kanitidir..

    --- spoiler ---
    bununla birlikte soyle bir yorum da yapilabilir: amerikan sinemasinda arabanin iktidarla olan iliskisi hep olagelmistir. burada da karakterimiz, telefonda karisiyla konustugunda anlariz ki, karisina yapilan tacize goz yummustur.. yani iktidar meselesinde biraz "yoksun" bir insandir.. boyle birinin de arabasina/iktidarina sahip cikabilmesi de pek soz konusu degildir.. ayrica filmin basinda, karakterimiz radyodan bazi programlar dinler.. bunlarin birinde, evde kalan, ev isleri yapan ve karisinin calismasiyla yasamini idame ettiren ve de ailenin reisligini karisina birakan bir adam konusmaktadir.. iste bu adam, sofor koltugundaki karakterimizin bir nevi yansimasidir..
    --- spoiler ---
  • sadece bir tankerle, üstelik güpegündüz yarattığı gerilimi ancak spielberg'ün yeteneği açıklar. tanker sürücüsünü görmememiz sebebini bilmiyorsanız sebebi odur'a varan bir gerilim öğesi olarak harikadır. ayrıca spielberg'ün kamerayı kullanma yeteneği daha ilk uzun metrajında belirgindir. sadece açılış sahnesi değil, genelinde seçtiği açılarla olaya hakimdir spielberg. yeri gelir pan yapar tempoyu ayarlar, yeri gelir yakın plan kesmeyle gerilimi verir. bir ilk film için fazlasıyla iyidir.
  • trt'de bela ismiyle oynami$ film..
  • soguk savaşın belki de en ateşli oldugu yıllarda çekilen bir film. kim oldugu bilinmeyen sebepsiz bir dusman. ama karakterimiz düşmanı yenmiştir. çok manidar...
  • steven spielberg ustanın ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi olan film ustanın kariyerine başlangıç yaptığı güzel bir çalışma diyebiliriz. bu tür filmlerin henüz daha olmadığı yıllarda (1971)çekilmesinden dolayı zamanında çok ilgi görmüş ve bugün kült mertebesine ulaşmış bir yapım. bugün dahi benzer pek çok film olmasına rağmen zevkle izlettiriyor . film 13 günde çekilmiş, dönemine göre hayli ileri sayılacak çekim teknikleri ve kameralar kullanılarak kamyonun korkutuculuğu ve takiplerin heyecan seviyesi arttırılmıştır. sonraki yıllarda katil araba, kamyon vs bilimum her türlü motorlu taşıt temalı korku-gerilin filminin babası olmuştur. trt de 1982 de yanlış hatırlamıyorsam "bela" ismiyle gösterilmişti.
hesabın var mı? giriş yap