• bayıldım. bu film kesinlikle dört dörtlük bir sanat eseri. 3 saat nasıl geçti, hiçbir şekilde anlamadım. film bittikten sonra keşke yönetmenin ilave çekimlerini/kesilmiş sahneleri görme imkanım olsa da, bir 3 saat daha izleyebilsem dedim. sanat yoğun film izlemeyi sevenler, edebiyat ve tiyatroya da meraklı kişiler kesinlikle kaçırmasın. hele hele gerçek sinefiller. bakın bu film, sinefillerin defterlerinin en az 4 sayfasını kaplayacak türden. film hakkında detaylar oldukça fazla. hakkında yazdıkça yazasınız gelen, nadide işlerden. hiçbir sinemaseverin keyfini kaçırmamak adına, spoiler sağanak yağış evrenini geniş tutup, kocaman bir spoiler'lı yorum çadırına sizi davet ediyor ve film hakkındaki yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

    --- spoiler ---

    ****öncelikle karşımızda duran, avrupalı bir japon filmi. eğer nuri bilge ceylan japon bir ailede doğsaydı ve babasının işi dolayısı ile çok küçük yaşlardan itibaren isveç'te yaşasaydı, böyle bir film çekerdi. filmde bir çok avrupalı ünlü yönetmenin filminden izler var. filmde o kadar çok avrupa imajı var ki, başrol karakterin meşhur kırmızı otomobili bile isveç menşeili marka olan, eski model bir saab 900 turbo. hatta filmdeki genç aktör koji takatsuki de, volvo marka araç kullanıyor ve bu araçla kaza yapıyor. filmi izlerken sanki avrupa'daki film festivalleri için çekilmiş bir isveç ya da avusturya filmi izliyor gibi kendinizi hissedebilirsiniz. filmdeki etkili çok kültürlülük durumu, filmde kullanılan dillerin bolluğu ile de sabit. filmin gerçek anlamda çok dilli (multilingual) yapısı var. filmde kullanılan diller; japonca, korece, mandarince (çin), ingilizce, almanca, korece işaret dili, filipince, endonezce.

    ****ilk bölüm filmin yaklaşık 40. dakikasında bitiyor. oyuncu ve yapım ekibinin isimleri, bu dakikadan sonra ekrana yansımaya başlıyor. bu şu demek; size ilk bölümde ana karakterin (bay kafuku) geçmişte yaşadıklarını gösterdik. film, kafuku'nun yeni bir hayatı olarak, ana karakterin geçireceği değişimi anlatmak üzere şimdi başlıyor. muazzam! (bu, yıl olarak bize, filmin başlangıcından 2 sene sonrası şeklinde gösteriliyor.)

    ****tiyatro oyunu için ilk seçmelerin yapıldığı sahnelerde, tayvanlı kadın ve japon erkeğin oynadığı sahnede, fazlasıyla mulholland dr. esintisi bulunuyor. bu sahne sonlanmadan seçici üye bay kafuku'nun sahnenin bitmesine izin vermeden, acting’i sonlandırması harikulade. erkek oyuncunun geçmişte karısıyla ilişkiye giren aktör olduğunu bildiğinden, gerçek hayat travmalarını hatırlayan adam, bu sahneye daha fazla dayanamıyor ve sahneyi sonlandırıyor.

    ****kadının dilsiz olmasının getirdiği dezavantajlara rağmen, evlerinde köpekleri olan sevimli çift. engelli kadının köpeğini eğitip onu yönlendirmeye devam etmesi. hayat engelliler için de devam ediyor ve engeller kaldırılmış. şöför kadın misaki'nin, o evde köpek gördükten sonra ve köpekle iletişim kurduktan sonra, kendine de bir köpek dost/hayat arkadaşı edinmesi. harika bir mesaj.

    ****filmdeki kanımca en önemli ve yönetmenlik adına en başarılı sahne ise, bay kafuku ve kafuku'nun eşi oto'yla ilişki yaşayan gencin (koji takatsuki), arabanın içindeki konuşması oldu. oto hanım’ın hikayelerinin ilerleyişi ve sonunda olanları bay kafuku’ya gencin anlatması mükemmeldi. yani bay kafuku’nun, gencin karısıyla yattığını bildiğini, genç burada anlattıkları ile doğruluyor. üstü kapalı biçimde bay kafuku’nun bu ihaneti bildiğini ve bunun kendisinin de farkında olduğunun mesajını veriyor. karanlık ama bir o kadar da parıltılı bir sahne. tam anlamıyla usta işi yönetmenlik.
    bu sahne şu açıdan da önemli; genç oyuncu koji takatsuki, kafuku'nun karısının, daha önce kafuku'ya anlattığı hikayelerdeki bilinmeyen kısımlarını da o'na anlatıyor. eş oto'nun bay kafuku'dan gizlediği hikaye sonlarını, takatsuki'ye anlattığını burada anlıyoruz. bay kafuku'nun yaşadığı hayalkırıklığı daha da büyüyor. kendisi anlıyor ki, bayan kafuku, diğer erkeklerle yaptığı seksten sonra da hikayelerini geliştiriyor. yani oto, hikaye yazabilmek için sadece kendisine bağımlı değil. tüm bunları, çocukluğundan beri çok zorlu bir hayat sürmüş ve feleğin çemberinden geçmek zorunda kalmış şöför misaki doğruluyor. arabadaki konuşmaları o da dinlediğinden, koji takatsuki'nin yalan söylüyor olmasının imkansız olduğunu, yalan olsa hemen anlayacağını söylüyor. bay kafuku, gencin gerçekleri yüzüne vurmasıyla 9.9 şiddetinde sallanıyor ve bitirim şöförü misaki'nin hayatına daha fazla müdahil olmaya karar veriyor.

    ****bay kafuku’nun eşinin (oto) kızının ölümüne verdiği tepki, kızı öldükten sonra geliştirdiği ve bir tür seks sonrası hikayeler üretme eylemi. oto eşiyle yaptıkları her seksten sonra yeni hikayeler yazıyor veya eskileri uzatıp, o hikayelere ilave yapıyor. bu bayan oto’nun geliştirdiği bir savunma mekanizması. çocuk doğumu ile sonuçlanan seks eylemini, bilincinde değiştiriyor, bu eylemler kocasıyla aldıkları karar doğrultusunda (çift, geçmişte küçük kızlarının ölümünden sonra, çocuk yapmama kararı almış) çocukla sonuçlanamayacağı için, hikayeler doğuruyor. bayan oto, seks eylemlerini, yeni hikayelerini doğurarak anlamlaştırıyor. hikayenin en önemli kısmının ipini, orgazm sırasında yakalıyor ve bu yakalanan iplik (aynı zamanda erkeğin spermi anlamına geliyor), hikayenin tohumunun yakalanmasına ve verimli biçimde toprakta işlenmesine yol açıyor. yani bayan oto kendi tarlasına (bilincine) ektiği tohumları, yeşermesi için suluyor ve büyütüyor. işte oto, yeni hikayeler üretmek/doğurmak için, her defasında bu ritüeli uygulamak zorunda hissediyor. çünkü kendisi de, ancak ve ancak bu sayede hayata tutunabiliyor. ancak pek tabii oto, sadece kocası ile ilişkisinde hikayeler üretmiyor. başka erkeklerle de yatarak, farklı tohumlardan farklı tip meyveler de üretiyor. bundan dolayı oto'nun hayal dünyası girdiği ilişkilerle büyüyüp, genişliyor.

    ****bay kafuku’nun isminin anlamı, ev ve başarı. yani başarılı ve iyi bir ev hayatı olan insan gibi. aslında bu doğru. bay kafuku hem iyi bir eş, hem de başarılı bir oyuncu. ancak 4 yaşındaki kızının, zatürreden ölmesi ve eşiyle bir daha çocuk yapmama kararı, o’nun kaderini olumsuz etkiliyor ve eşinin de yeni bir psikolojik rahatsızlık geçirmesine sebep oluyor. (kendisi de, göz tansiyonu olduğunu öğreniyor ve bir gözünü kaybetme korkusuyla yaşamaya başlıyor.) devamında eşini beyin kanamasından kaybediyor ve işinde bocalıyor. bay kafuku’nun kurtarıcısı, başta önyargılı yaklaştığı kadın şöför oluyor. kafuku o çok sevdiği kırmızı arabasını, ferrarisi'ni satan bilge edasıyla bu genç kadına bağışlıyor ve geçmişi ile hesaplaşıyor. bu sayede kafuku hem huzur buluyor hem de kendisi gibi travmalı kadının yeni bir hayata başlamasına vesile oluyor.

    şimdi de filmin ikili kilit noktası (iki itiraf);

    ****itiraf 1 : bay kafuku, eşi oto’nun o’ndan ayrılmak isteyebileceğini düşünerek, evden çıkmadan kendisine “bugün konuşabilir miyiz?” diye söylediğinde, o akşam işi olmasa da, korkusundan eve geç dönüyor. kafuku eğer eve erken saatte gitseydi, muhtemelen eşi o’nunla konuşacak ve beyin kanaması geçirse dahi, kafuku o’nu hastane aciline yetiştirecek ve muhtemelen hayatına devam edebilecekti. yani kafuku’nun korkusu (tabii oto’nun eşini aldatması) dolaylı yoldan oto’nun ölümüne sebep oluyor. bay kafuku, bunu aracında ilk olarak şöförü misaki'ye itiraf ediyor.

    ****itiraf 2 : şöför kadın misaki, 5 yıl önce yaşadığı heyelandan sağ kurtulmuştur. ilk yıkım, evlerinin sadece yarısına hasar vermiş, misaki evden çıkmayı başarmıştır. dışarda öylesine bekleyen genç kız, ikinci yıkımı gözleriyle tecrübe etmiş, evlerinin tamamen ikinci yıkımı dışardan canlı canlı ve emniyetli biçimde izlemiştir. o sırada içerde olan annesini, bildiği halde kurtar(a)mamıştır. misaki, hayatında hiç sevmediği annesini dolaylı yoldan öldürdüğü için pişmanlık duymaktadır. hala bu travmanın etkisini yaşamaya devam etmektedir. misaki’nin yanağında, o günden kalma bir yara izi vardır. bu yara izini elinde imkan olmasını rağmen düzelttirmemiştir. misaki de bu itirafı ilk kez bay kafuku'ya yapıyor.

    diğer önemli detaylar;

    ****bay kafuku’nun eşi oto’da travma sonrası psikolojik bozukluk olarak çıkan “seks sonrası hikaye yaratım ve anlatım süreci”, şöför misaki’nin annesinde, paralel olarak, kadının içinde yaşadığını iddia ettiği 8 yaşındaki sachi adlı kız çocuğunu, misaki’ye söylemesi ile ortaya çıkıyor. misaki hem annesi ile hem de annesinin içinde yaşayan 8 yaşındaki kız “sachi” ile mücadele etmek zorunda kalıyor. sachi’nin travma ürünü olmasının göstergesi ise şu; sachi’nin ortaya çıkışı, annesinin misaki’yi dövmesi sonrası oluyor. yani misaki yerine, anne bu hayalet kızı geliştiriyor. anne suçunu bu kızla ilişkilendirip, yaşadığı ve yaşattığı travmayı nedenselleştirmeye çalışıyor. misaki’nin gencecik bir kız için, dehşet dolu bir ergenlik yaşadığını anlıyoruz. misaki annesinin öldüğü yerde son bir sigara yakıyor ve annesinin içten içe yanında olmasını istediğini hissettiğini, o’nu sevdiğini düşündüğünü itiraf ediyor. misaki sigarasını annesinin öldüğü yere gömüyor, son sigarasını annesine içiriyor. orada herşeye rağmen annesini affettiğini ve geçmişiyle yüzleştiğini anlıyoruz. sigarayı bıraktığı için misaki’ye de kocaman bir alkış!
    (doğa da bu arınmayı kutluyor. ilk defa kırmızı saab'ın üzerine güneş vuruyor. inanılmaz bir anlatım. yönetmen hamaguchi, burada resmen şov yapıyor!)

    kırmızı otomobilin üzerine aniden vuran güneş
    misaki'nin annesi için topladığı çiçek demeti

    ****kafuku’nun kızı yaşasaydı 23 yaşında olacaktı. şöför misaki de 23 yaşında genç bir kadın. bay kafuku işte bu 23 yaşındaki kıza der ki; “eğer baban olsaydım, sana şöyle derdim; “bu senin hatan değil. sen yanlış bir şey yapmadın”. ancak sonra fark ediyor ki, misaki ile birlikte kendi de gerçeklerle yüzleşmeli. kendisi bunu düşünüp, misaki’ye inanmaları gereken gerçeği vurguluyor. ikimiz de katiliz, sen anneni öldürdün ve ben karımı öldürdüm. yüzleşmenin tamamlanıp huzura varabilmeleri için, misaki’nin yaşadığı yer olan, japonya’nın en kuzeyi, karlarla kaplı “hokkaido” şehrindeki bir köye sürüyorlar. orada genç kız geçmişiyle yüzleşiyor ve ilk defa manevi babasına sarılıyor. kafuku kızının yerine bu genç kadını koyuyor ve o’nun manevi babası olmayı istiyor. misaki’nin iyileşmesine vesile olan adam, manevi kızına sarılıp, geçmişiyle yüzleşiyor ve o çok sevdiği kırmızı arabasını manevi kızına, o’nun mutluluğunu istediği için miras bırakıyor. gerçekten duygu dolu bir metin.
    misaki'nin gözünden aynı sahne : heyelanın bulunduğu yerde hem kendini hem manevi babası kafuku’yu tedavi eden şöför misaki, verdiği ücretsiz psikoloji seansının başarıyla tamamlanması için kafuku’ya, kendisinin hatalarını yüksek sesle itiraf etmesi gerektiğini söylüyor. kafuku her şeyi tüm çıplaklığı ile kabul ediyor ve temizleniyor. manevi olarak arınmayı sonunda başarabilmiş bu iki ruh, heyelan bölgesinin ortasında birbirine sarılıyor ve bunu izleyen seyirci, bu sahnede gözyaşlarını tutmakta epey bi zorlanıyor.

    baba ve kızı
    baba ve kızı 2

    ****filmin en vurucu kısmı ise sondaki tiyatrodaki anton çehov oyunu vanya dayı’nın sahnelendiği kısımda geçiyor. işaret dili kullanan engelli kadın, oyunun en çarpıcı yerini bay kafuku ile birlikte oynuyor. kafuku’nun hayatına verilen yön ve adamın yeni bir hayata başlaması olarak da değerlendirilebilecek sahnede, dilsiz kız el işaretleri ile ve tüm sessizliği ile mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. siz altyazıları okudukça, içinizi müthiş bir duygu seli kaplıyor. sahnenin sonunda ışıklar kararıyor, ekranda sadece odayı anlatan gaz lambası kalıyor. siz, tiyatro salonundaki yüzlerce kişi gibi kendinizi ayağa kalkar ve bu olağanüstü sahne için yönetmeni dakikalarca ayakta alkışlar halde buluyorsunuz. uzun süredir yeni yayınlanan ve sinemada izlediğim bir filmde bu kadar büyük bir coşku yaşamamıştım. sinemasal orgazm herhalde böyle bir şey olmalı. bunun adına rahatlıkla cinegasm da diyebiliriz. bize bunu yaşattığın için çok teşekkürler saygıdeğer yönetmen ryusuke hamaguchi! (kafuku’nun manevi kızı misaki de tiyatroda manevi babasının performasını izliyor ve o’nun oyununda, kafuku ile kendi geçmiş yüzleşmelerinin benzerini görüp, adeta bir tür dejavu yaşıyor ve ruhu yeniden huzura eriyor. mükemmel ötesi!)

    konuşma engelli kız ve vanya dayı rolünde bay kafuku (aydınlık)
    kararan sahne ve lamba

    ****onca duygu selinin ardından filmin en son sahnesi güney kore'de geçiyor. bunu filmde değişen dil kullanımı (korece), bol bol hyundai görmemiz, trafiğin sağdan akması ve yapılan market alışverişi ile anlıyoruz. kendine kore'de yeni bir hayat kuran misaki, kırmızı saab'ıyla market alışverişini tamamlayıp, yeni köpeği ile yola çıkıyor. bu sırada, covid-19 pandemisinin hüküm sürmeye başladığını anlıyoruz. misaki yüzünü kaplayan maskesini çıkarttığında, yanağındaki yarayı operasyonla gizlettiğini görüyoruz. aynı zamanda yüzü nemlendirilmiş ve son derece bakımlı. hayatı değişmiş, kendini yeni bir yaşam yoluna sokmuş. tam bu sırada aniden filmin adı ve oyuncular ekranda akıyor. güzel bir eser izlemenin verdiği olağanüstü keyifle sinema salonundan ayrılıyorsunuz.

    son sahneden bir kare

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    son olarak filmden güzel bir kaç kare;

    güney kore market alışverişi (otopark)
    misaki'nin köpeğe frizbi fırlatması (2. köpek yakınlaşması)
    kırmızı telefonlu stalker/troll - kırmızı saab
    kafuku'nun şöförü misaki ile tanışması
    bakımlı misaki-san ve yeni dostu
    oto hanım'ın cenaze töreni
    oto hanım'ın naaşı
    sigara tiryakisi şöför misaki-san
    sunroofta sigara tutan eller (iç)
    sunroofta sigara tutan eller (dış)

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    oldukça ilginç bir sonu olan film.

    filmde kafuku japonya'da soldan direksiyonlu bir saab 900 kullanıyor. yanlış ülkede, yanlış direksiyon yönü.

    sonunda ise araba şoför kıza geçiyor ve bu sefer arabayı plakası değişmiş şekilde güney kore'de görüyoruz. sağdan akan trafiğe soldan direksiyon. doğru ülke, doğru direksiyon yönü. herşey yoluna girmiş gözüküyor.

    eğer kafuku arabayı kıza bıraktıysa kız güney kore'ye yerleşmiş demektir çünkü turistik olsa plakayı değiştirmek zorunda kalmazdı.
    --- spoiler ---
  • bir haruki murakami hikayesi ve ryûsuke hamaguchi filmi.

    haruki murakami ilgilendiğim bir yazar 3 romanını, bir de hikaye kitabını okudum. benim için aynı karakterin bilinç düzeyinde yaşadıkları ile bilinçaltında geçenleri paralel bir biçimde anlattığı haşlanmış harikalar diyarı ve dünyanın sonu romanını okumak çok değişik bir deneyimdi. bu hikayeyi ise okumamıştım. filmi izledikten sonra okudum. bir kere araba sarı :) sonra şehrazad'ı ve vanya dayı'yı da okudum. üstüne vanya on 42nd streeti de izledim. film üç ayrı metni (drive my car, şehrazad ve vanya dayı) kendi potasında eriterek, tek bir hikaye haline getirmiş. haliyle katman katman çok kompleks bir hikaye çıkmış ortaya. filmin bu kadar öne çıkmasını ve ödüller almasını sağlayan şey, metinlerarası bağlantıları çok zekice kurmuş olması ve dolayısıyla çok düşündürtmesi. o nedenle bu filme sade, duru bir hikaye yorumu yapanlar beni çok eğlendirdi.

    --- spoiler ---

    1. oto'nun seks yaparken anlattığı hikaye. haruki murakami'nin aynı kitapta yer alan diğer bir kısa hikayesi: şehrazad

    orgazma ulaşırken birden dökülen bu hikayeler için sanırım bilinç akımı demek mümkündür, zaten sonrasında oto kendisi söylüyor, asla sonu nasıl bitecek hikayelerimin bilemem diye. yani yazan sizsiniz ama kontrol sizde değil. zaten sonrasında hemen unutuyor oto ve ertesi sabah kafuku anlatıyor. ilk başta bir zamanlar oynamaya bayıldığıım never ending story oyunu oynuyorlar sanmıştım da değilmiş. yani birbirlerinin hikayelerini devam ettirip gittikleri oyun. hikaye çok başka yerlere gidiverir ve çok eğlencelidir bana göre. neyse işte özetle oto'nun orgazm sırasında birden anlattığı ve sabaha unuttuğu hikayelerde bilinç altı hakim.

    o hikayeyi hatırlarsak ki, bu hikaye de haruki murakami'nin aynı öykü kitabındaki şehrazad adlı başka bir hikayesinin uyarlaması, lise öğrencisi bir kız var ve sınıf arkadaşı yamaga'ya aşık. yamaga'nın bu aşktan haberi yok çünkü kız bilmesini istemiyor. yamaga'ya utangaçlıktan filan açılamıyor değil, açılırsa reddedileceğini bildiğinden böyle tercih ediyor. ama yamaga hakkında da daha çok ve yeni şeyler öğrenmek istiyor. o nedenle yamaga'nın evine gizlice giriyor ve orada olduğu belli olsun diye kendisine ait bir eşya bırakıp karşılığında yamaga'nın bir eşyasını alıyor. önceki hayatında bofa balığı (lamprey) diye bir balıkmış bu kız. ama diğer bofalar gibi başka bir balığa yapışıp sömürmüyormuş onu bu soylu bofa. böyle bir kayaya ağzıyla vantuz gibi tutunup tükenip bir yosuna dönene kadar sallanır dururmuş. o kayadan kopamayıp orada ölen bofa balığı gibi kız da yamaga'nın odasına gizlice girmekten vazgeçemiyormuş. kız daha önce kendine yasak ettiği orada mastürbasyon yapma arzusuna teslim olmuş bunu anladığında. orada mastürbasyon yaparken dökülen gözyaşlarından yastık ıslanmış ve kız o gün de geldiğinin işareti olarak gözyaşlarını yamaga'ya bıraktığını düşünmüş. sonra biri gelmiş eve, yamaga'nın odasına doğru geliyormuş. kız nihayet artık yakalanacağını ve böylece yamaga'nın odasından kopup önceki hayatından gelen karma kaderinden kurtulup yeni bir insan olacakmış. kapı açılmış, gelen yamaga mı, annesi mi, babası mı? burada oto orgazm olup devamını anlatmıyor kafuku'ya. ve kafuku gelenin kim olduğunu anlatacağı sıra elleriyle gözlerini kapatıyor, biliyorum anlatma dercesine ve ertesi gün de zaten hatırlamıyorum diye inkar ediyor hikayeyi.

    bu hikayeyi rüya tabiri gibi yorumlamak gerekiyor ve bana göre oto diyor ki, kafuku ne zaman nasıl oldu bilmiyorum ama aşkımız öldü. seni kendi evimizde aldatırken kapıdan bir ses geldi, sen gelip herşeyi bitireceksin ve ben artık yeni bir insan olacağım diye bekledim ama sen görmezden gelip hiçbirşey olmamış gibi davrandın. sonra kaza yaptın ve kör olmak üzere olduğunu öğrendin, gözlerinin hakkını vermezsen, gözlerin küser :). oysa aşkımız öldü sana anlatıyorum ama sen anlamayı reddediyorsun. bu akşam açık açık konuşalım artık bunu. bu yıkımı godot'u bekler gibi sürdüremeyiz, yeni insanlar olarak yeni bir hayata başlamamız lazım. al bu da vanya dayı kasedi, artık yeni oyuna, yeni rolüne geçmen lazım, kızımız öldü, godot'u yeterince bekledik.

    takatsuke'ye anlattığı devamında ise gelenin bir hırsız olduğu ve masturbasyon yapmakta olan kıza tecavüz etmeye kalktığını öğreniyoruz. kız karşı koyuyor ve hırsızın sol gözüne ve boynuna kalem saplayarak öldürüyor ve evi terkediyor. ertesi gün okula gidiyor ve yamaga'ya herşeyi anlatmaya karar veriyor. ama yamaga hiçbirşey olmamış gibi kendi halinde hayatına devam ediyor. cesedi filan naptılar, nasıl yani diye merak ediyor kız, yamaga'nın evine bakmaya gidiyor. herşey normal görünüyor ama kapıya güvenlik kamerası takılmış. kız yakalanmamak için geçiyor ama sonra herşeyi itiraf etmeye karar verip eve tekrar geliyor. içeri girmeye çalışıyor ama saksının altında artık anahtar yok, giremiyor eve ve kameraya dönerek onu ben öldürdüm diyor.

    oto takatsuke'ye de diyor ki, kafuku bizi evde görünce, yamaga ya da anne babası gibi davranmak yerine, hırsız gibi davrandı, hiçbirşey olmamış gibi de devam etmeye kalktı. artık bu beni çok rahatsız ediyor, kendisinin de stresten sol gözü gitti gidecek, artık bu işi sonlandırmam lazım ama kafuku hiç oralı değil. artık güvenlik kamerası ile dolaşıyor gibi hissediyorum, beni sürekli takip ediyor. ama içini açmıyor artık bana, onunla iletişim kuramıyorum. artık herşey bitti, anlasın diye yavaş yavaş defalarca söyleyeceğim kafuku'ya. aşkımız bitti.

    2. vanya dayı

    kafuku filmin başında sahneye godot'u beklerken (bkz: #125602228) oyununu koyuyordu. kızlarının ölümünün ardından herşeyin anlamsızlaştığı hayatlarını sembolize ediyor bu oyun. kafuku karısının takatsuke ile seks yaptığını öğrendiğinde oyun da değişip vanya dayı oluyor. kafuku vanya dayı rolünde ve yelena'nın sadakati baştan sona yalandır repliğinin devamını oynayamıyor ve astrov'u oynayan aktör sahneyi devam ettirip oyunu kurtarıyor. oto'nun yalan sadakati kendisini çok üzüyor. artık vanya'yı değil, ancak profesörü oynayabilir o. hemen ardından 2 sene sonraya geçiyor film.

    vanya dayı, 1905 moskova ayaklanmasına sebep olacak politik konjonktürde rus halkının tipolojilerini ortaya koymuş bir oyun. ilk kez 1899'da sahnelenmiş. batı etkisindeki işe yaramaz tembel şehirli aydınları serabryakov ile, taşrada didinip üreten çalışkan aydınları astrov ve vanya ile, çalışkan temiz rus halkını da sonya ve dadı ile sahneye koymuştur. rus edebiyatında benzer tiplojilerle benzer hikayeleri anlatan pek çok eser vardır. ilk aklıma gelenler karamazov kardeşler ve oblomov mesela. 1850-1905 arası rus edebiyatı neredeyse tamamen böyle gitmez, bir şey yapmalı tonunda gitmiş, sonunda da ruslar sscb'yi kurmuşlardır.

    hikayesini kısaca özetlersek, uzun zamandır şehirde yaşayan serabryakov sanat alanında profesörlükten emekli olup, genç ve güzel karısı yelena ile köydeki çiftliğine döner. çünkü çiftliğin geliri şehir hayatını karşılamaya yetmiyordur. çiftlik ölen eski karısına aittir ve serabryakov'un ilk karısından kızı sonya, anneannesi ve dayısıyla birlikte bu çiftlikteki işleri idare edip yıllarca şehirdeki profesöre para göndermişlerdir. ancak 1 yıl önce vanya profesöre tüm saygısını yitirmiştir. 25 yıldır şehirde sanat için uğraşıp durduğunu anlatıyor ama sanattan anlamıyor, çalışmalarının hepsi değersiz, bak emekli oldu kimse çalışmalarına dönüp bakmıyor bile filan demeye başlamıştır. bir taraftan da vanya profesörün, annesi ve yelena üzerindeki etkisini kıskanımaktadır, çünkü ikisinden de beklediği ilgiyi görememektedir. annesi neyse de yelena'nın profesöre sadakati onu perişan etmektedir. sonya ise babasının yelena gibi gencecik bir kızla evlenmesini hoş karşılamamış, yelena'ya da soğuk davranmaktadır. sonya köyün doktoru ve aydını çevreci vejeteryan astrov'a aşıktır ancak astrov kızın ilgisini bir türlü farketmemektedir. sonya, bunun nedeninin de çirkinliği olduğunu düşünmektedir. astrov bir yandan vanya'nın içine düştüğü orta yaş bunalımı nedeniyle ona kızıp, bir yandan da taşrada debelenip duran iki orta yaşlı çalışkan hiç evlenmemiş aydın olmaları nedeniyle empati kurmaktadır. üstelik her ne kadar yelena'nın tembelliğinden hiç hazzetmese de, astrov da yelena'ya aşık olmuştur.

    serabryakov çiftlik hayatını hiç sevmemekte, üstelik çiftliğin tüm düzenini de bozmaktadır. sürekli çeşitli hasatlaıklarla ve yaşlılığıyla sızlanıp duran profesöre büyük anne dışında kimse dayanamamaktadır. yelena da artık çok sıkılmıştır ve vanya değil ama astrov ilgisini çekmeye başlamıştır. ancak yelena, sonya'nın astrov'a aşık olduğunu anlamış olduğundan ve profesöre sadakatinden geride durmaktadır.

    böylece yaz ayları geçmiş, kış gelmek üzeredir. çiftlikte kimse işlerle doğru düzgün ilgilenmemiştir. o gün profesör, bir fikrini açıklamak için ev halkını toplantıya davet etmiştir. toplantıya az bir vakit kala sonya ile arası gittilçe düzelen yelena, astrov'u sonya'nın aşkı konusunda yoklayıp artık bu işi halletmek üzere sonya'nın onayını alır. ama yelena astrov'un kendisine ilgisinin de sonya'ya ilgisizliğinin de farkındadır. neticede astrov, yelena'nın bu bahaneyle kendisini yoklayıp, ona sonya'ya karşı ilgim yok ama sana var dedirtmek için bu kurnazlığı yaptığını düşünür ve yelena'ya aşkını itiraf eder. öpüşürlerken vanya onları görür. astrov çıkar ve yelena sadakatsizliğini gören vanya'ya artık burada yaşayamayacağını ve profesörle birlikte hemen gitmek için yardımını ister. oysa vanya hala yelena'nın peşindedir. o sırada profesör gelir ve toplantıya geçilir. profesör çiftliği satıp paranın bir ksımıyla finlandiya'da bir yazlık ev alıp oraya gitmek istediğini ve paranın kalanıyla devlet tahvili alırlarsa çiftliğin getirdiğinden daha fazla gelir elde edebileceklerini söyler. kendisi için birşey istiyorsa namerttir, zaten yakında ölecektir, genç karısı ve kızı için bunu önermektedir. tabii vanya kıyameti koparır, bir kere çiftlik babasından ablası ile kendisine kalmış ve sonya'ya kalacak diye kendisi hakkından feragat etmiş ve sonya ile 25 yıldır bu çiftlikte eşek gibi çalışmıştır. bu profesör kimin malını satmaktan bahsetmektedir. delirir ve serabryakov'u öldürmeye kalkar ama başaramaz. sonra intihar etmek için doktorun morfin şişesini çalar, ama doktor sonya'nın da yardımıyla morfinini geri alır vanya'dan ve sonunda kimse ölmez. profesör ve yelena harkov'a giderler, doktor kendi evine gider ve sonya ile vanya dayı da çiftlikte kalıp çiftliği işletmeye devam ederler.

    çiftlikten ayrılırlarken yelena, hatıra olarak astrov'un kalemini alır, oto'nun hikayesindeki kız da yamaga'nın kalemini alıyordu ve kalemle öldürüyordu yamaga'nın evindeki hırsızı. yine sonya'nın astrov'a karşılıksız aşkı da yamaga'ya karşılıksız aşık olan o kızı hatırlatıyor.

    kafuku oto'nun ölümünden 2 yıl sonra hiroşima'da bu oyunu uluslararası oyuncularla herkesin kendi dilinde oynadığı bir oyun sahneye koymak üzere tiyatro festivalinden gelen teklifi kabul ediyor. korece, çince, japonca ve kore işaret diliyle oynanacak oyun ve sahnenin üst tarafındaki ekranda 4 ayrı dilde replikler yazacak. böylece vanya dayının evrenselliği vurgulanmış olacak.

    3. kafuku, misaki ve takatsuke'nin hikayesi: drive my car

    öncelikle murakami'nin öyküsünün türkçe adı ve muhtemelen japonca orijinalinin adı da drive my car, çünkü drive my car türkçe kitapta türkçeye çevrilmemiş ve bir dipnotla bir beatles şarkısı olduğu belirtilmiş, ayrıca da eski bir blues tabiri olarak seks yapmak anlamını içerir denmiş. şarkının sözlerini dinlediğimizde ünlü bir yıldız olmak isteyen bir kızla işte orta halli bir gencin eğlenceli muhabbetini içeriyor. ve drive my car seks yapmak bağlamında da kullanılıyor şarkıda. yani filmin her noktasından bir çok anlamlılık, bir metinlerarasılık fışkırıyor. :) koskocaman bir puzzle gibi bu film. şarkıdaki ünlü bir yıldız olmak isteyen kızla misaki arasındaki derin tezatın bir nişanesi olarak misaki yeni hayatına sürücüyle değil arabayla başlıyor. :)

    festival komitesi kafuku'ya özel şöför tahsis ediyor ama araba kafuku'nun arabası. kafuku itiraz ediyor filan ama daha önceki bir yönetmen arabayı kendi sürerken kaza yapmış ve festival yönetmenlere şöför tahsis etmeye karar vermiş. festivalin tahsis ettiği şöför misaki, yaşasaydı kafuku'nun ölen kızıyla aynı yaşta olacak soğuk görünümlü, çok az konuşan bir kızcağız ama harika bir şöför. adı misaki, yolda kafuku'yla beraber oyunun tüm repliklerini defalarca arabada dinliyor. kafuku vanya'nın repliklerini kendisi söylüyor, misaki de sonya ile özdeşleşiyor. zaman içinde öğreniyoruz ki, tıpkı sonya gibi misaki'ye de çirkin diyorlar, misaki de annesini kaybetmiş, babasıyla neredeyse hiç görüşmemiş. vanya dayısını da bulmuş oluyor adeta.

    tabii burada film eski model kırmızı saab 900 turbo ile behzat ç'ye de bilmeden göz kırpıyor. kırmızı eski vosvos gibi saab da kaybettikleri kızlarının birer sembolü. filmin sonunda da araba misaki'de kalıyor zaten. oyuncu seçmelerinde ise kafuku, sonya rolünü, duyabilen ama yalnızca işaret diliyle konuşabilen yoon-a'ya veriyor. sonya çiftlikte sesinden çok varoluşuyla kendini hissettiren bir karakter. herşey onun içindir, çiftlik de onundur ama babası dinlemez, sevdiği adam dinlemez, mutsuz üvey annesi ise tercüman olmaya kalkar ama sonya'nın mutluluğuna değil. sadece vanya dayı, o da son sahnede dinler. dolayısıyla iyi bir seçimdir yoon-a, ki misaki de sadece kafuku ile konuşmakta fakat herşeyi duymaktadır. mutlu aile yaşamıyla, köpeğiyle misaki'ye rol model olur yoon-a.

    oyuncu seçmelerine astrov'u oynamak üzere takatsuke gelir. eskiden olduğu gibi vanya'yı kafuku oynasa, astrov'u takatsuke oynasa, oto da yelena oluverecek, sonya zaten misaki, sahnede oyun genişleyecek, gerçek hayatta oyun olacak. fakat vanya rolü kafuku'ya ağır geliyor artık, oynayamıyor. diğer taraftan vanya'yı kafuku oynayacak sanıldığından seçmelere vanya oynamak için uygun biri gelmiyor. kafuku da vanya rolünü takatsuke'ye veriyor.

    takatsuke 2 yıl önce bir televizyon yıldızıyken 18 yaşından küçük bir kızla sansasyonel ilişkisi ortaya çıkınca gözden düşmüş ve en parlak yıllarını oto ile geçirdiğinden kafuku'nun oyununa geliyor. dolayısıyla tercih edilen ilgi çekici astrov değil, hayatını mahvettiğini düşünen vanya o, bir bakıma. üstelik tıpkı vanya dayı'nın serabryakov'u kıskanması gibi, takatsuke de oto ile evliliği sebebiyle kafuku'yu kıskandığını söylüyor. kafuku ise sahne önünü bırakmış, arkasına geçmiş.

    kadınları iyi tanımak için onlarla seks yaptığını söyleyen takatsuke, bir süre sonra da yelena'yı oynayan çinli hatunla işi pişirecektir. fakat çinli yelena ile konuşabildikleri ortak bir dil yoktur ve belli ki seks birbirlerini anlamaya yetmemiştir. :) geç kaldıkları provada rollerini berbat oynadıkları gün ayrılmaya karar vereceklerdir. kafuku ise iyi tanıdığı kadınlarla seks yapan biridir ve kadınları tanımanın seks dışında yolları olduğuna da inanır. mesela konuşmak ve dinlemek gibi :) üstelik burada yamaga'yı daha iyi tanımak için gizlice odasına giren kızın hikayesi de gelir aklımıza.

    kafuku takatsuke'nin problemlerinden sıkılıp, biraz da misaki ile ilgilenmek ister ve ondan kendisini güzel bir yere götürmesini ister. geldiğinden beri çalışmakta ve hiroşima'yı hiç gezememiştir. misaki onu ecorium'a götürür. :) ecorium şehrin çöplerini yakıp şehre elektrik veren bir tesis. atom bombasıyla dev bir enkaza dönüşmüş hiroşima'ya da böyle bir tesis yaraşırdı. küllerinden doğmuş anka kuşu. barış hattı adı verilen hiroşima barış anıtı ile atom bombası kurbanlarına adanmış barış parkı arasındaki hattın denize rahatça ulaşmasını sağlayacak şekilde tasarlanmış. misaki yakılmak üzere toplanan çöpleri kara benzetir orada. memleketindeki evinin enkazını gördüğümüzde bu benzetme anlam kazanacaktır. misaki çöplerden elektrik üreten ecorium'u sever, çünkü ecorium kendisini enkaz gibi hisseden misaki'ye umut verir. o da ecorium'un çöplerle yaptığı gibi, kendisini dönüştürüp bambaşka bir insan olmayı hayal eder ve kafuku ile birbirlerine kendi hikayelerini orada anlatmaya başlarlar. kafuku da az enkaz değildir. :)

    takatsuke başına gelen sansasyonel olaydan sonra habersizce fotoğrafını çekenlere çok ölçüsüz tepkiler vermeye başlamıştır. habersizce fotoğrafını çeken adamı öldüresiye dövdükten hemen sonra takatsuke kafuku'ya oto'nun hikayesinin devamını anlatır. sonrasında ise bu sefer birinin kalbinden geçenleri gerçekten anlayabilmek için insanın tek seçeneği kendi kalbinden geçenleri dürüstçe anlamasıdır der. bunu oto'nun anlattığı hikayeden öğrenmiştir. yazdığı rolleri oynayınca insanın gerçek benliğini dışarı çıkaran korkutucu chehov, takatsuke'de etkisini göstermeye başlamıştır. vanya'yı anlamaya çalışırken kendi içine bakmış, kendi içine baktıkça da kafuku'yu anlayıp kendini suçlu hissetmiştir. takatsuke'nin bu arınma çabası, misaki ile kafuku'nun da katarsisini tetikliyor. hemen ardından kostümlü son prova sırasında nihayet yi bir vanya olmaya başladığı anda tutuklanacaktır. öldüresiye dövdüğü adam hastanede ölmüştür. ne yazık ki nihayet anladığı vanya'yı oynayamayacak olan takatsuke'nin kaderi serabryakov'u ıskalayan vanya'nın kaderine benzemeyecek ve vanya dayılık yine kafuku'ya kalacaktır. ya oynayacaktır ya da oyunu iptal edeceklerdir. neyse ki misaki, ne astrov ne vanya olabilmiş takatsuke'ye karşı bir şey hissetmemektedir.

    takatsuke'nin tutuklanması ve bunu kabullenmesi üzerine, kafuku ile misaki arınmak üzere misaki'nin memleketine doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar. bu yolculukta misaki, annesi enkaz altında ölürken hiçbirşey yapmadığını, kafuku da karısıyla ayrılık konuşması yapmamak için eve olabildiğince geç gittiğini, karısının o gece beyin kanamasından öldüğünü anlatır. o gece eve erken gitseydi belki oto'yu kurtarmış olacağını düşünmektedir. birbirlerine suçluluk duydukları olayları itiraf edip, birbirlerini teselli ederler. bu kader birliği de vanya dayı ile sonya'nın kader birliğini aklımıza getirir.

    köyüne vardıklarında misaki'nin bizim evimiz diye gösterdiği karlar altındaki enkaz ecorium'daki çöplere benzemektedir. karakterlerin katarsisi burada da devam eder. sapporo'da bir pavyonda çalışan ve muhtemelen bir iş kazasının sonucu olarak dünyaya gelen misaki'nin annesi, içinde sachi adında 8 yaşında bir kız çocuğu yaratmış meğer. misaki'yi dövdükten hemen sonra şizofren kişiliği sachi'ye kaçıyormuş, boktan hayatını sürdürebilmesinin yolunu böyle bulmuş. misaki annesiyle birlikte sachi'nin de ölümüne izin vermiş o enkazda. annesi nasıl ki, yaşadığı cehennemle başa çıkmak için sachi'ye dönüşüyorsa, oto da kızının ölümünün acısıyla başa çıkmak için başka karakterlere bürünüp seks yapıyormuş. oto'nun kalbinde karanlık nokta filan yokmuş, kafauku'nun onu olduğu gibi kabullenmesi gerekiyormuş.

    oto'yu affedemediği için vanya dayıyı oynamayı bırakan kafuku karısını misaki ile çıktığı yolculukta affetmeyi başarır. böylece vanya dayı'yı tekrar oynamaya karar verir. misaki ile aralarındaki baba kız bağını vurgulamak için kafuku kırmızı saab 900 turbo'yu da misaki'ye verir. misaki de yoon-a'nın köpeğine benzer bir köpek sahiplenip, yüzündeki yara izini sildirir.

    --- spoiler ---
  • kadınsız erkekler adlı kitabın drive my car başlıklı ilk öyküsünde ve çehov'un tiyatro metni vanya dayı'da ele alınan temel bir tema var. geçmişin hataları, pişmanlıkları, seçimlerin getirdiği suçluluk duygularını bir kenara bırakıp nasıl devam etmeli? hayata neyle anlam katıp, nasıl yaşamak lazım?

    film bu sorulara kendi cevaplarını veriyor. filmin temel alındığı haruki murakami'nin kısa öyküsünü okuyunca, bundan üç saatlik film nasıl çıkacak demiştim kendimce. öyküye bir iki katı daha malzeme eklenmiş. çok da güzel olmuş. hiç acelesi olmayan, anlatacağını sakin sakin anlatan harika bir film. top 250'de görürüz, oscarlar alır.

    filme gitmeden adı geçen iki kısa metni okursanız alacağınız zevk katlanacaktır. kadınsız erkekler'in baskısı yok, telegram gruplarından falan pdf'sini bulmanız lazım. vanya dayı ise iş bankası'ndan alınabilir durumda.

    edit: kadınsız erkekler’deki şehrazad öyküsü de geçiyor filmde. onu da önceden okumak güzel olur.
  • murakami zaten kitaplarında her ayrıntıyı en ince ayrıntısıyla veren bir yazar. filmin baştan sona her açısı görsel şölen. üstelik insan psikolojisine yer vermesi ve karakter çözümlemeleri de bir o kadar etkileyici. evet film istenilse 40 dk yapılabilirdi fakat atladığınız kısım böyle bir hikayenin yavaş akması gerektiği. tıpkı acıyı yaşarken zaman akmaması gibi... murakami bunu çok iyi yansıtabiliyor. ben de bu yönünü çok seviyorum. acıyı, kederi, ölümü yaşatırcasına işlemesi.. hiçbir zaman mutlu sonla bitmemesi... kısacası hayat gibi.
  • evet ilk başta dedim 3 saat abi kim izleyecek be , sonra bir şekilde aktı gitti valla anlamadım

    40 dakikalık ilk bölüm beni bir farklı etkiledi son ilişkimi hatırlattı belki de ondan olabilir* kafuku abimiz zaten o karşılaştığı sahneden sonra bir daha kendisi gibi olamadı içinde öyle fırtınalar koptu ki filmin sonlarına doğru anca atabildi bazı şeyleri.
    --- spoiler ---

    ayrıca arabada gözüne damla damlatıp tek bir göz yaşı şeklinde akması bu yamaga hikayesinin sonunda kadının eve giren davetsiz misafiri sol gözüne kalem sokarak öldürmesi* fln güzel detaylardı
    --- spoiler --- ben hikayenin ilişkiye olan yanına düştüm öyle izledim.

    oscar'ı garanti gibi duruyor ama bakalım
  • kore-japon sinemasına düşkün biri olarak; hayal kırıklığına uğradım.
    hakkında yazılan upuzun bir entry var ki, filmde zaten bahsi geçeni, yani kısacası olan biteni yazmış,
    içinde zerre yorum olmadan. başıma ağrı girdi.
    3 saatlik filmin 1 saatten fazlası karayolları tanıtım filmi gibi sadece yol görüntülerinden ve araba motoru gürültüsünden ibaretti. (cidden uzun yol tutmuş gibi, baş ağrısı ile yatıyorum)
    arkadaşlar, sinema bu değil. filmin meselesi nerede??
    ya da siz “mesele”yi fazla mı hafife alıyorsunuz? ya da ben mi çok 'mesele' yapıyorum?
  • paralel hikaye anlatımı ve senaryoda çatışma kurulumu hakkında ders niteliğinde olan ryûsuke hamaguchi 'in 2021 yapımı filmi. ayrıca 94. akademi ödülleri'ne aday olan izlediğim 8 film arasından favorim. (henüz coda ve west side story'i izlemedim.)

    film, godot'yu beklerken oyununun meşhur varoluşsal sorgulamalarıyla açılıyor. soruyor estregon: ''gelmezse ne yapacağız?'' , vladimir, ''gelmezse kendimizi asacağız,'' diyerek cevaplıyor.

    -----spoiler-----
    tolstoy amca der ki: ''en iyi hikayeler iki şekilde başlar. ya bir insan yolculuğa çıkar; ya da şehre bir yabancı gelir. '' drive my car, bu ikisini birden başararak hikayenin güzelliğini katlıyor. ana karakterimiz yusuke, çok sevdiği saab 900'i ile sürekli seyir halinde.

    yusuke, vanya dayı'daki sadakat, fedakarlık ve sevgi sorgulamaları ile kendi evliliği arasında paralellik kuruyor. yaptığı araba kazası sonucu doktor onun gözlerinin yavaş yavaş körleşme tehlikesi altında olduğunu söylüyor. yusuke, ilişkisindeki problemleri görmekten de kaçıyor. hiroşima'ya geldiğinde festival kuralları gereği tuttukları kadın şoför ona gerçeği görmesi noktasında yardımcı oluyor. çünkü arabanın kontrolünü başka birine vermiş ve kendine dışardan bakabilmektedir. aynı şekilde festivalde oynayacakları oyundaki vanya dayı rolünü genç aktöre vererek kendine dışardan bakmak istiyor. bir de çehov'un sarsıcı gerçekliğinden korkuyor. oynarken antrede birkaç kere ağladığına şahit oluyoruz. bu açıdan henüz karısı yeni ölmüşken bu rolün ağırlığını kaldırabileceğini düşünmüyor. yusuke'nin şoför misaki' yle kurduğu bağa gelecek olursak; yusuke baştan mesafeli yaklaşıyor. hep arka tarafa oturuyor. çok fazla sohbet etmiyor. ilerleyen zamanda yusuke arka koltuktan ön koltuğa gelince misaki içini açıyor. kendi açmazlarını anlatıyor. iki karakter birlikte misaki'nin köyüne giderek vicdanlarını temize çekiyorlar. karısının ölümünün ağırlığını taşıyan yusuke ve annesi enkaz altındayken yardım etmeyen misaki birbirlerine sarılarak katharsis yaşıyorlar. yusuke misaki'yi teselli için şunları söylüyor:

    '' hayatta kalanlar ölüleri düşünmeye devam ediyor. öyle ya da böyle bu böyle devam edecek. yaşamaya bununla devam etmeliyiz. her şey düzelecek.''

    yani başa dönersek godot'u beklerken'deki nihilizm kayboluyor ve çehov'a sığınıp ayağa kalkıyorlar.

    * ben filmi çok sevdim. herkese tavsiye ederim. filmi izledikten sonra istemsiz kendinizi 2. el saab 900 fiyatlarına bakarken buluyorsunuz. ahahah!

    * etik olmaz diyerek seçmelere gelen engelli eşini gizleyen festival sorumlusuna da helal olsun diyoruz. işte japon ahlakı!

    * vanya dayı'yı aynı sahnede korece, japonca, ingilizce ve işaret diliyle oynuyorlar. çehov'un evrenselliğine bakar mısınız? dilin çok üzerinde bir anlatım. anton pavloviç çehov bu yüzden hala çok güçlü.
  • yillar boyunca nedense özellikle sevmeyi hep reddettigim, ama yine de beatles'in olgunlasmaya ve gerek söz gerekse müzik olarak zenginlesmelerinin milati olan rubber soul albümünden fena olmayan bir parça oldugu için saygi duydugum sarkiydi.
    oysa yine nedendir bilmem, bir günde the beatles anthology dvdlerinin altisini birden tekrar seyrettigimden beri, bir aydir aklimdan çikmayan parça.
    nakarattan (baby you can drive my car) sonra gelen piyano cümlesi (dim dim dim dim dim => re - mi - fa - mi - re) insani dumur ediyor. paul'un dahi oldugunu anlamak için (john'un dahiligini tartisma konusu bile yapmiyorum) yesterday, eleanor rigby gibi "büyük saheser"lerden ziyade bu tür detaylara bakmak lazim.
  • asked a girl what she wanted to be
    she said "baby can't you see
    i wanna be famous, a star of the screen
    but you do something in between"

    "baby, you can drive my car
    yes, i'm gonna be a star
    baby you can drive my car
    and maybe i'll love you"

    i told that girl that my prospects were good
    and she said "baby it's understood
    working for peanuts is all very fine
    but i can show you a better time"

    "baby, you can drive my car
    yes, i'm gonna be a star
    baby you can drive my car
    and maybe i'll love you"
    beep beep mm beep beep, yeah

    "baby, you can drive my car
    yes, i'm gonna be a star
    baby you can drive my car
    and maybe i'll love you" br>
    i told that girl i could start right away
    and she said "listen baby i've got something to say
    i got no car and it's breaking my heart
    but i've found a driver and that's a start"

    "baby, you can drive my car
    yes, i'm gonna be a star
    baby you can drive my car
    and maybe i'll love you"
    beep beep mm beep beep, yeah
    beep beep mm beep beep, yeah
    beep beep mm beep beep, yeah...

    © 1965 northern songs. all rights reserved. international copyright secured.
hesabın var mı? giriş yap