• "kız gibi giyinmiş"in ingilizcesinin akronimi: dressed as a girl

    tersi için: (bkz: drab)
  • karşı cinse ait (ait olduğu düşünülen) kıyafetleri teatral etki amacıyla giymektir.
  • yeterince sinir bozucu bir low şarkısı. bu kadarcık sözü var. türkçe'ye çevirince dandikmiş gibi duruyor, ama müzikle beraber içimi tüketmeye yetti gitti sabah sabah. bence hiç bulaşmayın.
    http://youtu.be/vhuvl21in4w

    "i'm sorry but i can't hold on
    it works much better if i let it drag me around
    i'm sorry if i'm losing ground
    it works much better if i let it drag me around."
  • aerodinamik'te hareket eden nesnenin ters yönünde havanın oluşturduğu dirençtir.
  • drag, cinsiyet kalıplarını bulanıklaştıran satir bir sanat formudur. ilham kaynağı olarak popüler kültürün uç noktasındaki maskülen/feminen karakterleri alır. dünyaya koca bir orta parmaktır aslında. drag, önemsiz veya onursuz olduğu söylenen queer topluluğunun içine konuldukları karanlığı bir güce dönüştürmeleri; zekalarını ve önemlerini dünyaya sunmalarıdır. cinsiyet, başarı ve aile gibi tutucu kavramlara abanıp insanların hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğine dair pek çok fikre direkt olarak meydan okur.

    drag bir sanat formudur. bir başkaldırıdır. uzun soluklu bir protestodur.

    tarihte aldığı yola baktığımız zaman elizabeth devri tiyatrosundan (16-17. yy) başlamak gerekir. yaygın olarak bilindiği üzere, shakespeare oyunlarındaki oyuncuların hepsi erkekti; kadın rolleri erkekler tarafından oynanmıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde ise katı cinsiyet kalıplarının temeli çürütülüp erimeye başlamasıyla, drag de biçim değiştirdi. artık kraliçeler birer kadın taklitçisi değil, drag queen olarak görülüyorlar.

    bu süreç bence rupaul's drag race ile çok farklı bir patikada yol almaya başlamıştır. drag sahnesinin en bilinen ismi olan rupaul 2009'da 9 drag queen'i bir realite tv programında yarışmaya davet etmesiyle birlikte, drag ana akım medyada yerini bulmuştur. 2009'dan beri program 39 tane emmy'e aday olup, 19 tanesini kazanmıştır. aynı zamanda all stars, drag race uk gibi 11 tane yan şovu vardır. şovun kraliçelerin kariyerine katkıları ve sanat formunun büyük bir kitleye ulaştırılması gibi katkıları olsa da, aynı zamanda bu formu basite indirgemesi gibi bir problem de var. programın kendi çapında ihtilafları olsa da, izleyicilerinin gönüllerini fethetmiş olan yüzlerce kraliçesi var :)
  • ing.cekmek, suruklemek drag and dropun ilk adimi
  • akiskanlarin, iclerinde hareket eden cisimlerin hareketine gösterdigi direnc. mesela arabanizla otoyolda giderken havayi yarmaniz gerekir, ki hava da bir akiskandir. bu nedenle hizinizin karesiyle orantili bir kuvvet hareketinize karsi koyar. ayni sey suda hareket eden denizalti, balik vs icin de gecerlidir. daha hizli giderseniz, kesit alanini arttirirsaniz (parasutteki gibi), ya da daha yogun bir akiskanda hareket ederseniz bu kuvvet artar. kuvvetin büyüklügü bu parametlerele bagli olmakla birlikte yüzen, yürüyen, her neyse, cismin sekline de baglidir. butun arabalarin ya da baliklarin sekilce birbirine benzemesi bundan hatta. son olarak denlemi de verip rahatliyim:
    kuvvet=0,5 * cismindragsabiti * akiskanyogunlugu * hizinkaresi * hareketedikkesitalani
  • havacılık. ing. sürükleme kuvveti
    (bkz: induced drag)
  • (bkz.: drag queen)
    ayrica bir kd lang albumu.
  • gemi süratinin pervane süratinden farkli olmasi durumu.
hesabın var mı? giriş yap