• dünyayı ele geçirmeye niyetlenmiş çılgın bi bilim adamıdır dr. no... tehditler savurur, onu, bunu ve bi de şunu isterim derken tam o sırada bond'u bunu tutmaya gönderirler...

    bi sürü ince numara öğreniriz bu filmden... bi tanesi misal: bond dolabının açılıp açılmayacağını öğrenmek için saçından bi tel koparıp, dolabın önüne iliştirir, dolap açılınca kıl kopar tabii falan... en acımasız hallerinden biridir bond'un, süper tokatlar...

    dr. no da; bond'un en zeki, en ne konuştuğunu bilen, en böyle bi karizmatikimsi düşmanıdır... zaten filmin sonuna doğru delirir, hırs bürür bunu, istediklerimi yapmanız bile umrumda değil der, patlatacaktır bombayı... bi de devasa akvaryumu wardır, sonradan çok filmde kullanmışlardır bu fikri... bi de ursula andress wardır, nası şirin, nası bebeksi, nası sevgiye "mıhtaç"tır anlatamam, süper vücuduyla caka satar, zaten bond filmleri arasında bond'un eninde sonunda terk etmesine dayanamayacağım iki kızdan biridir... [diğeri de goldeneye'daki nataşa -izabella scorupco'ydu]

    hele ki bond'la, bu şirin kızın radyasyondan temizlenmeleri bölümü wardır ki, "lan negzel hayal gücü" dersin ama gülersin de alttan...

    bond' yine filmin sonunda şarap şişesiyle dünyanın nasıl kurtarılacağını öğretir... pek severim...
  • bu filmde james bond, kontrol çubukları içine sokulduça coşan bir nükleer rektörün üzerinde adam dövüyor.
  • bir yerlerde "doktora gerek yok" adıyla mı oynamıştı neydi, öyle bir geyik vardı sanki.
  • --- spoiler ---

    güzel bir filmdir, bugüne göre çok farklı bir yapıda ilerliyor. yan öyküler yok en basitinden, bütün olay bondun hareketi üzerinde dönüyor. sean connery karizmasıyla ilk filmden gönüllerin bond'u oluyor.
    filmde eleştireceğim tek sahne, bond'un hücreden kaçışı. yani, elektrik vermişler kimse kaçmasın diye, ama azıcık sağlam yapmak kimsenin aklına gelmemiş. aslında çok önemli değil desek de, filmin çözüm bölümünün başlangıç noktası olduğu için çok zayıf kalmış bir sahne bence. bond yakalanır, "acaba şimdi napıcak" derken havalandırmadan çıkar gider. bu mudur yani?
    --- spoiler ---
  • sığınağa geldiklerinde "amerikan, ingiliz ve türk sigarası var efendim." diyor hizmetli.

    güzel film. ama aklımda kalan bu türk sigarası oldu. bir de teknecinin cayır cayır yanması.
  • james bond'un çapkın, cesur ve ördek ağızlı bir ajan olarak dünya sinema tarihine girdiği ilk film.

    o adaya o kız nasıl geldi 55 yıl oldu ben hala anlamadım :)
  • bende örümceklerden irkildiğim için örümcek sahnesi en korkunç korku filminden daha tırsıtıcı geldi bana.zaten sean connery'de araya cam levha koydurmuş.romanda birçeşit kırkayakmış çocukken okumuştum ama tabi uçmuş gitmiş ayrıntılar.ian fleming dr. karakterini fu manchu'dan esinlenmiş.fu manchu'yu birkaç filmde oynayan christopher lee'ye teklif edilmiş ilk olarak günahıyla sevabıyla sean connery ve james bond karakterinin ilki olması,arkasından gelecek serinin diğer filmlerinin kalitesini belirleyen film olması açısından önemlidir.kitapta dr.no'nun ahtapotuyla savaşıyormuş bond.filmde bu ayrıntı es geçilmiş.o yıllarda ahtapot sahnesi filmin içinde komik kaçabilirmiş ama.muhtemelen düşük bütçeden dolayı çıkarıldı.işte bütün destanı başlatan o ikonik ilk görünüş anı.bond kumarhanede ve sigarasını yakıyor ve marka açılışını yapıyor görsel
    "bond,james bond" --- spoiler ---

    film boyunca ejderha! diye tırım tırım tırsan siyahi elemanın ejderha ateşi ile kavrulmasıda absürd olmuş.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    1962 tarihli ilk ve en iyi bond filmlerinden. yönetmen terence young. bond rolü o güne kadar önemli bir çıkış yapamamış iskoçyalı genç bir aktör olan sean connery'e veriliyor ve müthiş bir kimya yakalanarak hem bond, hem de connery efsane oluyorlar. bond'un bu filmde oldukça iz bırakan ilk repliği şöyle. filmin yıldızı ise tartışmasız honey ryder rolündeki ursula andress. dr. no gibi gizemli ve güçlü bir kötü adam karakteri ve ian fleming'in soğuk savaş ruhuna uygun çok güzel kurgusu üzerine dayanan başarılı bir film. dr. no adlı asyalı bilimadamı, kendisini kanıtlamak ve gücünü hem batıya, hem de doğu bloğuna göstermek adına jamaika açıklarındaki bir adayı üs haline getiriyor ve amerikan ve diğer ülkelerin roketlerini ve uzay mekiklerini rotalarından saptırmaya, kendisine engel olmaya çalışan herkesi de yok etmeye çalışıyor. filmde kısa da olsa yer alan sylvia trench karakteri hem bu film, hem de serinin 2. filmi from russia with love'da var ve canlandıran oyuncu eunice gayson. ayrıca sonraki filmlerde de yine karşımıza çıkacak olan cia ajanı felix leiter karakteri ilk kez bu filmde yer alıyor. sonraki bond filmlerinde gelenek haline gelecek film adı temalı şarkı olmasa da filme damgasını vuran bir şarkı var: underneath the mango tree. ayrıca bond filmlerinin ana müziği olan monty norman imzalı james bond theme de ilk kez burada çalınıyor.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    bu filmle ilgili ilginç bir detay da şöyledir, dr. no'nun james bond ve honey ryder'ı konuk ettiği salonda bond'un bir ara hayret ve hayranlıkla baktığı tablo, goya'nın ünlü portrait of the duke of wellington'ıdır. tablonun filmden hemen önce national gallery'den çalınması da bir diğer ilginç olaydır. tablo için; http://en.wikipedia.org/…_duke_of_wellington_(goya)

    --- spoiler ---
  • hikayesi hafiften tarkan filmine kayan, asıl olayının tahmin edilebileceği üzere sean connery olduğu film. ağzına kadar çekilmiş pantolonla bile adamın paçalarından karizma akıyor resmen.

    daha önce vcd'de izlemiştim, geçen tesadüfen skyfall dahil tüm bond filmlerinin bulunduğu, eski filmlerin restore edildiği seti edinme şansı buldum. daha önce sean connery en karizma bond dediklerinde hikaye geliyordu ama görüntü kalitesi iyi olunca birebir karşılaştırabiliyorsun. adam harbi jön, harbi bond.
hesabın var mı? giriş yap