• sağlık bakanlığına bağlı kurumlarda (sağlık ocakları, devlet hastaneleri vs.) personelin aklındaki tek şey. herşeyi unuturlar bir tek döner sermayeyi unutmazlar.
    - mutemet bey yattımı bizim dönerler?
    - evet yattı, yarın sabahtan okulu var.

    gibi iğrenç espirilerin bir numaralı kesin kaynağıdır döner sermaye.
  • doktorlara özel bir şey değildir. hastanede çalışan hasta taşıma personelinden , mutemede, morg görevlisine kadar herkes döner sermayeden pay alır. ayrıca sadece sağlık bakanlığı personellerine özel bir uygulama da değildir. devletin yönetmelikle belirlenmiş bütün kurumlarında döner sermaye geliri mevcuttur.

    "ulaştırma bakanlığı, denizcilik müsteşarlığı ve tapu kadastro..." gibi birçok kurumda döner sermaye geliri mevcuttur. bunlardan ilginç bir örneğe değinmek istersek örneğin tapu kadastro memurluğu. burdaki memurun görevi biz ev alıp sattığımızda devir işlemlerini tamamlamaktır. çok da meziyet gerektiren bir iş değildir ama bir ev aldığınızda ya da sattığınızda tapu dairesine gittiğinizde sizden döner sermaye için bir ücret kesilecek ve bu kurum personeline pay edilecektir. kimsenin yaptığı işi küçümsemek gibi bir niyetim yok ama ev tapusunu devreden memur da bulunduğu yere gelmek için ortalama bir hekimden daha fazla çalışmamıştır diye düşünüyorum.

    doktorlardan nefret etmek için bahane arıyorsanız daha gerçekçi nedenler bulmanızı tavsiye ederim.
  • tıp fakültesi olan üniversitelerde sözüm ona 'hakettiğimiz kadar kazanamıyoruz' diyen öğretim üyeleri ve profların milyarları cebe indirdiği kazanç kapısı.
  • yıllardır kamuda çalışan bir diş hekimi olarak durumu özetlemek istiyorum. kutsal bilgi kaynağı aşkına..

    - döner sermaye denilen olay şudur: hekimlerin yapmış olduğu her bir iş için sgk hastanelere ödeme yapar. bu ödemeler bir havuzda birikir. sonra havuzda biriken paranın belirli bir yüzdesi giderler çıkarıldıktan sonra hekimlere yapmış oldukları performans oranında dağıtılır..

    bu arada hekimlerin saf maaşı 3500 civarı bir şeydir. uzmanlara +1000 lira ekleyebilirsiniz. ancak sabit döner sermaye denilen bir şey var.(2000 lira artı eksi) bu da maaş gibidir her ay garanti alıyorsun. aslında hekimlerin eline geçen para en az 5500 civarıdır. ancak sabit döner sermaye ödemesi hastanede çalışıp biriktirdiğin havuzdan kesiliyor. sabit döner sermaye ilk çıktığında maaşlarımıza 1000 küsür lira zam geldi sanıyorduk(o zamanki denk gelen ücret). gazetelerde de öyle yazıldı çizildi. ancak 3000 lira döner sermaye alırken 1000 lirası sabit döner oldu; döner sermayemiz 2000 liraya indi. devletin cebinden ekstra bir ücret çıkmadı olan bizim döner sermayemize oldu. üstelik sağlıkta çalışan her personele de sabit döner sermaye ödemesi geldi. hatta başka bakanlıklarda çalışan örn. bir veri hazırlamacı 3500 lira ücret alırken sağlık bakanlığında çalışan 2800 lira maaş +700 lira sabit döner sermaye almaktadır. bu 700 lira doktorların çalışmalarından kesilip; emeklilik ise 2800 liradan hesaplanmaktadır. sağlık bakanlığı açısından win-win yani. yani tüm hekim dışı personelin maaşlarının ciddi bir kısmı doktorların performanslarından kesilmektedir.

    devam ediyoruz.. bir hekimin döner sermayeden iyi bir gelir elde edebilmesi için öncelikle kendisinin çalışması ardından hastanedeki tüm hekimlerin de çalışması gerekmektedir. yani sen köpek gibi çalıştın ancak havuzda biriken para giderleri karşılamıyorsa döner sermaye alamıyorsun.( 0 hastane geliri x maksimum hekim
    hekim performansı= 0).hani geçenlerde haber oldu ya ''şu işleri yapan cerraha 200 bin liraya kadar döner sermaye verilecek'' diye.. sadece gülüp geçiyorum. isterse tavan ücreti 1 milyon lira yap .hastanenin geliri gideri karşılamıyorsa alacağı koca bir ''0'' olur. bu haberlere de insanlar isyan ediyor.''.200 bin lira alıyorlar devlette ameliyat yapmıyorlar hepsi şerefsiz'' diye ..zaten amaçlar da buydu.

    gelelim en bomba olaya. sgk yapılan tedaviler için hastanelere ödediği tutarı 11 yıldır değiştirmiyor. yani 2008 yılında bir dolgu ,bir kanal tedavisi ya da bir apandisit için kaç para ödüyorsa 2019'da da aynı ücreti ödüyor. hekimlerin maaşına zam geldiğinde döner sermaye tavan tutarın da zamlanıyor(tavan alabileceğin tutar). yani alabileceği maksimum döner sermaye ücreti 100 lira diyelim. %50 zam gelirse tavan döner sermaye ücretin 150 lira olur. bu durumda kaba hesapla 1,5 katı çalışması gerekecek zammını alabilmek için.çünkü yapılan tedavilerin hastaneye birim getirisi değişmedi.10 dolgu değil de 15 dolgu yapacaksın artık .saçma bir durum değil mi?ancak keşke bununla kalsa. havuzda hekimlere kesilen ücrette giderler de var. mesela tüm personelin sabit döner sermaye maaşları.. her yıl sabit ödemeler de zamlanıyor.yani her gelen zamda havuzdan hekimlere kalan kısım azalıyor.hekimler bir sene önceki performansının aynısını yapsa maaşı aynı kalmıyor. çünkü giderler arttığı için kendilerine düşen pay azalıyor. hekimler hem gelir havuzundan azalan paylarının telafisi hem de yapılan zammı elde edebilmek için kat kat fazla çalışmak zorunda kalıyor. etik değerler göz ardı ediliyor, yapılmayan tedaviler yapılmış gibi gösterilip sistem manipule ediliyor ya da gereksiz , alelacele tedaviler yapılıyor. ne için? çok para kazanmak için mi? -değil. 2 ya da 3 sene önceki maaşlarını alabilmek için.. ben 2013'de göreve başladım. son 4 aydır 2013'deki maaşımdan daha az para kazandım.

    belirli bir eşik aşıldıktan sonra kendini patlatsan da diş hekimi olarak maaşın 5500 lirayı doktor için 5700 lirayı uzman doktor için de 7 bin lirayı geçmiyor..(amcam polis 6 bin alıyor,yeğenim bekçi 4500 lira alıyor).çünkü ne yaparsan yap gelir giderleri karşılamıyor. bu durumda artık tüm hekimler çalışmayı bırakıyor. hastaları sağa sola sevk ediyor.az biraz nitelikli hekim özele kayıyor niteliksiz ise hastanede kalıp kimseye elleşmiyor.. hastaları sürekli sevk ediyor..

    bu arada döner sermaye tavan ücretim yaklaşık 5 bin lira..geçen ay aldığım ücret ise 560 liraydı. 1 hafta izin kullandım ancak kalan günler 8 saatlik mesaimin en az 6,5 saatini ayakta aralıksız çalıştım..bu kadar net çalışma süresine bu kadar düşük maaş alanlar ancak asgari ücretlilerdir herhalde..o yüzden görevim olmayan işlere kalkışmıyorum artık. daha düne kadar insanlar zor randevu alıyor diye gömülü diş çekiminden tutun da implanta ,çocuklara kanal tedavisi/amputasyondan tutun da direk laminete kadar her işi yapıyordum sevabına. şimdi ise normal diş hekiminin görevi neyse onu yapıyorum ne eksik ne fazla. belki de özel hastane sahibi bakanımız ve devletlilerimiz de bunu istiyorlardı. devlette nitelikli iş mi olur? nitelikli iş özelde olur..

    hükümetimiz doktorları sevmiyor. eğitimli olan kimseyi sevmiyor. bu kadar sorun varken yıllarca görmezden geliniyor. onlara göre sağlıkta en büyük başarım hastaların istediği gibi doktorların odasına girebilmesi ve doktorları dövebilmesi.. komplekslerini bu şekilde bastırabiliyorlar. her yerde bas bas bağırıyoruz. bu sistem devam etsin ileride kamuda nitelikli bir tane bile doktor kalmayacak. istanbul'da son 1 yılda istifa eden uzman doktor/diş hekiminin sayısını duymak bile istemezsiniz.30 kişilik hastanemizde bile son 6 ayda 4 hekim istifa etti. uzmanlar da var. ve hepsi nitelikli iş yapan kaliteli hekimlerdi. ancak bunları bakanlığa ilettiğimizde umurlarında olmuyor. hasta hekimi dövebiliyor mu ? evet.. o zaman sorun yoktur.. hastaların sağlığı da umurlarında değil. o gider başkası gelir yığınla mezun var demeyin. 4 sene önce çoğunluğunun çapa,marmara,hacettepe mezunlarının oluşturduğu arkadaşlarla doğuda çalıştım. 7-8 hekim ayda 1000e yakın kanal tedavisi, gömülü çekimler, zirkonlar vs. havada uçuşuyordu .bizler gittik şu an o hastanede 20den fazla doktor var.ayda 100 kanal tedavisi yapılmıyor. çekimlerin çoğu 400 km uzaklıktaki fakülteye sevk ediliyor..adamlar da haklı. üniversitede adam akıllı eğitim alamadılar. bir çoğu yurt dışında okumuş üfürükten bir sınavla denklik almış üstelik kazanacağı para da değişmezken neden kendini bilmediği işi yaparak riske atsın ki aynı zamanda hastayı..

    nasıl öğretmenlerde 3600 gibi kronikleşmiş vaatler varsa sağlıkçılarda da ''döner sermaye sistemi değişecek'' diye vaatler veriliyor.. hatta bir keresinde bakan haftaya değişiyor dedi. bir hafta sonra kimsede ses seda yok.. alenen bu kadar da yalan söylenmez. sağlıkta bu kadar sorun varken bakanımız da yurt dışında panellere katılıp sağlıkla ilgili bilgiler veriyor..muhtemelen a4 kağıdındaki sertifikaları da odasına asıyordur..

    4 sene sonra editi : kamudaki bu duruma dayanamayıp istifa ettim ve klinik açtım. 3.5 sene oldu. kendi halimde çalışan kamu hekimi iken 15e yakın hekim 30a yakın yardımcı personele istihdam oluşturan hastanemsi bir yapı kurdum. hayat çok garip..
  • bir arkadaşımız dışında tatmin edici bilgi yazan olmamış. şimdi bazı noktaları aydınlatalım...
    döner sermaye sistemi sadece sağlık sektöründe yoktur. bunun dışında da bazı kamu kuruluşlarında uygulanmaktadır. detaylı bilgi için
    (bkz: https://www.memurlar.net/…ede-bulunan-kurumlar.html)
    ben içinde olduğumdan dolayı sağlık bakanlığı'ndaki uygulamadan bahsedeyim. çünkü hem bu sektördeyim, hem de döner sermaye deyince milletin gözü bu sektöre dönüyor direk...
    hatırlayabildiğim kadarıyla şimdi hepimizin yararlandığı/mağdur olduğu performansa dayalı ek ödeme sistemine 2004 yılında geçildi. bu ilk bakışta güzel bir sistemdi. çünkü ne kadar ekmek, o kadar köfte misali, ne kadar iş, o kadar ücret gibi düşünüldü. bu kısmen doğru olabilir. demek ki kısmen de doğru değil. kısmen doğru, evet, çünkü yaptığınız (kağıt üzerinde) her iş/işlemin bir puanı var. süper mario gibi koştukça, zıpladıkça puanları götürürsün ve ay sonucundaki toplam skoruna karşılık gelen ücreti alırsın. bu seni sürekli koşmak için, hatta bazen koşmadan puan almak için sürekli kamçılayan bir durumdur. rakiplerini geçmek zorundasın çünkü o ayki pastadan alacağın pay buna bağlıdır. iyi niyetli olanlar için kölelik, kötü niyetli olanlar için hırsızlık yap, avantajı kap anlamına geliyor bu maalesef (tabi benimki misal, bizim hekim arkadaşlar yapmaz öyle şey, sözüm bizim ülke dışındakilere).
    yönetim ve uygulama açısından çok avantajı olan bir sistem. kapıda hiç hasta beklemiyor. randevusuz bile gelse hastaya 'gönüllü' olarak bakılıyor. alan memnun, satan memnun. nasılsa karşılığı puan olarak alınıyor, niye şikayet edelim? 100 hasta da bakarız, 150 hasta da. ama döner olmazsa... yok arkadaş günde 20 hastadan fazlasına bakamayız. neyse, bir nevi kölelik ama olsun, köleler halinden memnun. hasta da memnun. kaliteli hizmet alamıyor ama olsun, işi görülüyor ya.
    tamam nalına vurduk, biraz da mıhına vuralım değil mi? şimdi eşit işe eşit ücret güzel bir söylem. ama işin eşitliğini nasıl belirleyeceğiz. iki uzman hekim, iki ayrı hastanede çalışır, ama aynı işi yapmaz. hastanenin yeri, boyutu, yoğunluğu vs ye göre bu iş yükü değişir. ayrıca aynı hastanede çalışan iki hemşire için bile bu yük bölümüne, yerine göre değişir. yani bunu ölçmek kolay değildir. bu açıdan düşününce yapılan işe göre ödeme mantıklı olabilir. ama uygulamada maalesef bu açıdan da adalet sağlamak kolay değildir. her hastane kendi kapalı sistemi olduğu için, kendi gelirinden elinde kalan üzerinden dağıtım yapar. yani sen bir hastanede it gibi çalışmana rağmen, diğer hastanedeki bir eli yağda, bir eli baldaki personelden daha az alabilirsin. eee salak olma, sen de o hastaneye tayin iste diyenleri duyar gibiyim. vay uyanıklar vay. şimdi sen tayin isteyip gidersin, 1-2 ay sonra hastane yönetimi değişir, daha beter duruma da düşebilirsin. pirince giderken bulgurdan olmamak lazım değil mi?
    bu kadar geyik üzerine biraz da ciddi olalım. döner sermaye sistemi şu anki haliyle sıkıntılı bir sistemdir. çalışanlar arasında, kötü anlamda, rekabet yaratmakta ve iş huzurunu bozmaktadır. biz hekimler olarak, şu kaç aldı, bu kaç aldı bu ay, ben az mı aldım diye kafayı ve birbirimizi yerken, hekim dışı sağlık personelinin çoğu ise genelde hiç pay alamamaktadır ortadaki paradan. evet daha çok çalışan farklı ücret almalıdır ancak bu hiçbir zaman arada uçurum yaratacak kadar olmamalıdır. gerçekten yapılan iş çok nitelikli, herkesin yapamayacağı bir işse, bunun için de ayrı bir ödeme sistemi geliştirilebilir. karaciğer tümör rezeksiyonu yapan, hastayı hem hayatta tutup, hem kalbini onaran cerrahın hakkını kaç parayla ödeyeceksiniz? kafayı açıp, fonksiyonları mümkün mertebe koruyarak tümörü oradan çıkaran cerraha bunun karşılığını maddi olarak ödemek mümkün mü?
    hastanelerde uygulanan döner sermaye sistemi şu haliyle sorunludur. zaten emekliliğe yansıtılmıyor olması bile başlı başına bir garabettir. çünkü verilen paradan vergisi çatır çatır kesilmektedir. bugün mağdur olmayıp, sesini çıkarmayanın, her an yeni bir düzenlemeyle mağdur olma potansiyeli vardır. o yüzden kızmadan, gücenmeden, kafamızı kuma gömmeden doğruları söylemeliyiz. bana dokunmayan bin yaşasın dememeliyiz.
  • "eskiden reyting uğruna kıçını açanlar bugün reyting için başını örtüyor. boşuna demiyoruz bu ülkede kafa ile göt yer değiştirdi diye. döner sermaye dedikleri bu olsa gerek."

    https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/…e3149baf942

    edit: link ölmüs, yenisi:
    https://scontent.cdninstagram.com/…2115284582_n.jpg
  • istanbul il sağlık müdürlüğü eylül 2010'da yeni parayla 11 milyon 295 bin lira döner sermaye dağıtmış.

    http://www.istanbulsaglik.gov.tr/…nerfiles/tumu.asp
    adresinden kopyalarsak:
    "ortalama, bir pratisyen hekime: 1.859 tl, hemşireye: 646 tl ek ödeme dağıtılmıştır."
  • devlet kurumlarında iş yaptırabilmek için ödenmesi gereken yasal rüşvet.
  • doktorların özel sektöre veya yurt dışına kaçıp gitmemesi , ülkenin doktorsuz kalmaması için maaşa ek olarak verilen ve genelde maaştan daha fazla olan para
hesabın var mı? giriş yap