• bir tavşan önüne bir daktilo almış, tak tuk tak tuk birşeyler yazıyor.
    oradan geçen bir tilki:
    - hey tavşan, ne yazıyorsun?
    - doktora tezimi yazıyorum.
    - ha öyle mi, çok güzel, ne hakkında?
    - tavşanların tilkileri nasıl yedikleri hakkında.
    - yok canım, olur mu öyle şey, hiç tavşanlar tilki yerler mi?
    - olur canım, gel istersen, sana ispat edeyim.
    beraberce tavşanın yuvasına girerler. biraz sonra tavşan tek başına çıkar ve yine daktilosunun başına geçer, tak tuk birşeyler yazmaya devam eder.
    daha sonra oradan geçen bir kurt, tavşanı görür.
    - hey tavşan, ne yazıyorsun?
    - doktora tezimi.
    - ne hakkında?
    - tavşanların kurtları yemesi hakkında.
    - yayınlamayı düşünmüyorsun herhalde, buna kim inanır?
    - gel istersen göstereyim...
    yine beraberce yuvaya girerler. tavşan biraz sonra tek başına dışarı çıkar.
    tavşanın yuvasında ise manzara şudur:
    bir köşede tilkinin kemikleri... bir köşede kurdun kemikleri... diğer köşede ise bir aslan, kürdanla dişlerini temizliyor!

    kısaca;
    doktora tezi yazmak için tezin önemi yoktur.
    konunun da önemi yoktur.
    önemli olan, tez danışmanıdır.
  • yazımı ortalama 6-7 sezon süren akademik lost, senaryosu giderek karmaşıklaşan gerilim çalışması (bkz: sonu benzemesin).
  • kişisel ıslah yöntemlerinin kralıdır. asla bitmeyecek gibi görünür, sabrinizi sınar, sinirlerinizi yıpratır. doktoranın 4. yılında olan biri olarak bu çetrefilli süreçte işimi kolaylaştıran birkaç araçtan bahsetmek istiyorum.

    1-bilgisayar: macbook air
    hemen apple fan diye vurmayın, durun! tezimi yazmaya başladığımdan beri kullanıyorum. yani kendisiyle öyle fan olacak bir süredir birlikte değiliz. lakin hafif olması ile beden sağlığımın; uzun giden bataryası, hızlı açılması, istikrarlı olması ile de ruh sağlığımın en büyük destekçisi. çok seyahat eden, ev, okul, kütüphane arasında mekik dokuyan bir insan olarak 10 saate varan kullanım süresi işlerimi çok kolaylaştırıyor. "batarya bitecek, şarj etmeliyim, en yakın priz nerdeeee?" çılgınlıklarıma son verdi.

    2-kaynakça için: mendeley
    yüksek lisans tezimden itibaren kullandığım için ilk göz ağrım. kullanımı kolay. word eklentisi ile atıf vermek şimdi her zamankinden daha kolay!

    3-not almak için: evernote
    çok dağınık çalışan bir insan olarak, evernote sayesinde bütün notlarım bir arada. internette tezimle ilgili bir haber mi gördüm hemen adresi evernote'a gönderiyorum, işlem tamam.

    4-küçük sürprizler adına: mindful browsing günün en verimli saatlerini mailler, sözlük, twitter, haber okuma ile harcadığım için bu eklenti sayesinde o siteye girmem engelleniyor.

    coffitivity - size sanki bir cafedeymişsiniz hissiyatını veren bir eklenti. bazı zamanlar tamamen sessiz ortamda değil de, hafif bir gürültü altında daha verimli çalıştığımı farkettim.

    5-depolama: yandex.disk
    dropbox'la bir türlü yıldızım barışmadığı için kullanma sebebim sadece 250 gb disk alanı vermesi.
  • sonsuza kadar orası burası değiştirilmek suretiyle uzayabilecek metin. doktora tezine nasılsa değiştireceğim diye başlayıp, nasılsa değiştireceğim diyerek chapterları yazarsınız. sonunda artık değiştirmek için zaman kalmadığında ortaya çıkan metne doktora tezi diyoruz. bu gayet lakayıt süreçte, bilimselliğin tek ölçütü insanın kendi vicdanı olsa gerek.
  • hep tezi verecek olan değil, tez yöneticisi açısından da değerlendirilmeli, çünkü o taraftan da ömür törpüsü olabilir, hatta genellikle böyledir.

    süre bitmeden bir-bir buçuk yıl önce başlanır uyarmaya: "evladım, "x" lerle "y" leri yaptın mı? bak tezin tamamı bunun üzerine kurulacak, ona göre! cevap hiç değişmez: yapıyorum hocam! "x" lerde zorlanmadım da "y"ler biraz zaman aldı...ama "x"ler çok güzel oldu hocam, çok iyi sonuçlar aldık, "y"lerle karşılaştırınca daha iyi ortaya çıkacak, çok kapsamlı karşılaştırmalar, literatür, tablo, yeni boyama tekniği, enzim, blokaj, doku hasarı..."

    bir süre sonra tekrar sorulur: ne durumda "y"ler? cevap değişmez: yapıyorum hocam! bu arada "x"lerde hata yapmışım, "y"ler yeniden düzenlendi de, işte uzadı ama valla yapıyorum hatta hiç gezmedim izin bile yapmadım ıvırlar tükendi zıvır hiç kalmadı ayrıca ot aleti arızalandı bok aleti de çalışmıyor kimyasal alamadık malzeme bitti lamel yok sınav mınav....

    sürenin bitmesine yedi-sekiz ay kala "yaz artık, bak yetişmez!" dönemidir ve cevapta sadece bir harf değişmiştir: yazıyorum hocam! sonra süre gitgide kısalır, kısalır ve sert uyarı dönemine girilir, hatta "eğer metni, sonuçları, fotoğrafları, tabloları şu gün getirmezsen atarım seni" bile denir, ama cevap değişmez: yapıyorum hocam, yazıyorum hocam!

    sonrası kötüdür, metin parça parça gelir ve zar zor birleştirlir, en başta çok ciddi redaksiyon ister, bunu söylediğinizde, metni baştan sona günler ve geceler boyu okuyup tek tek harfleri bile düzetmiş olmanız, öğrencinin gözünde kıl, uyuz, titiz, manyak hoca olduğunuz gerçeğini değiştirmez.

    daha sonrası daha kötüdür, çünkü o içinden zar zor çıktığınız metinde tezin amacı yazılmamıştır, e çocuğum niye yaptın şimdi sen bu kadar işi? yaz şuraya bir paragraf dersiniz, anlat neden yaptığını, yemin ederim ki en iyi olasılıkla haftalar sürer o paragrafın yazılması.

    hadi yazıldı diyelim, ya bulgular, ya bulgular..."x"ler ve "y"ler ille de, mutlaka, kesinlikle eksiktir, karşılaştırılmamıştır, fotoğrafı yoktur, tablosu hatalıdır, farklı boyama yöntemleri resim altlarında yanlış yazılmıştır, tartışmada hiçbir şey tartışılmamıştır, literatür listesi çorba gibidir (ama mercimek-kelle paça-ezo gelin karışık) falan filan...

    en sonrası en kötüdür, iki seçenekte de. bir: oturur günler ve geceler boyu tez yazarsınız, bilmemkaçıncı defa. küfrederek, lanet ederek. sürekli cep telefonu, sürekli mesaj, sürekli tartışma... iki: yapmayacağım bu defa, yazmayacağım, bana ne otursun yazsın işte dersiniz, uzatma dilekçesi verirsiniz. bu seçenek, bir veya iki yarıyıl sonra birinci seçeneğe dönüşür!

    valla, tam 39 fotoğraflı bir tez okudum geçende hatır-gönül uğruna, tüm fotoğrafların altyazısı aynıydı, kes-yapıştır yani, daha ne diyeyim!

    arkadaşlar, tez, özgün bir fikre sahip olmak, bu fikri geliştirmek, olasılıklar üzerinde uzun uzun düşünmek, doğru deney serileri planlamakla başlar, ama sadece başlar. devamı, laboratuvarın dışında gittikçe zorlaşacaktır. o özgün fikir durduk yerde tez olamaz, derleyip toplanmak, sistemli bir düşünce dizesi halinde sıralanıp ortaya konmak ister. doktora tezi yapmak ve yazmak, yaratıcı güç ister azıcık. veri toplama aşamasını, hele bazı dallarda gerçekleştirmek için, lisans-yüksek lisans yapmış olmak falan gerekmez, bilmem biliyor musunuz? laboratuvara aklı başında kimi koysanız doku takip eder, kesit alır, boyar, fotoğraf çeker falan filan... bazı şeyleri yorumlamak için de azıcık istatistik bilmek yeter.

    tez yazıp o meşhur ph.d ünvanını almak için biraz daha fazlası gerekir. muhakeme yapabilmek öncelikle. sonuçları doğru okuyabilmek. gerçekten önemli bir bulguyu, öneminin nereden kaynaklandığını açıkça yazıp altını çize çize vurgulamak. gavurun yaptığına tersse o bulgu, "aman da gavur yaptıysa doğrudur, ben mi hata yaptım acaba" şeklindeki o iğrenç duyguyla başa çıkıp babalar gibi savunmak... tez sadece amaç çerçevesinde gerçekleştiyse bunu açık yüreklilikle yazmak, amacı aşmışsa gururla belirtmek, amaçtan saptıysa nedenlerini belirtip korkmamak...

    bitmedi,eksik noktaları ya uygun biçimde kamufle edebilmek, veya "şu şu nedenlerle burası eksik kaldı, pardon!" deyip "kişi noksanın bilmek gibi irfan olmaz" mottosuna sığınmak, ya da "işte burası da eksik, bizden sonra çalışılacak konu..." deyip üstten bakabilmek...

    ayrıca düzgün, anlaşılır, okunur biçimde yazmak, şekille ilgili kurallara, çok saçma olanlar haricinde uygun bir metin çıkarmak... haa, çok saçma olanlara karşı çıkabilmek için hocanıza ihtiyacınız olur, bakarsınız bir iki derken o kural da değişir, tecrübeyle sabit.

    kısaca kıl, uyuz, titiz, manyak hocalar, size bunları öğretebilmek için debelenen ve nesilleri de gitgide tükenen hocalardır, "hoca" olmanın ayırdında olmalıdır kıllık nedenleri.

    yoksa, bu ülkede ne tezler vardır, içinde "tez" yoktur, türkçe zaten yoktur, üstelik bunlar çoğunluktadır.

    bence onlardan olmasın teziniz.
  • doktor olmadan evvel doktorluk duruma gelmiş tüm doktorazedeler için the metrics gang'den gelsin: "(i can't write no) dissertation" - http://vimeo.com/852635

    (işte böyle şeyler yapacak ve/ veya bunlara gülebilecek hale getiren hedehödödür doktora tezi)
  • direkt olarak tez yazım sürecinde sağlığa fiziksel olarak çok net zarar vermesini geçiyorum bir de yaptığınız işin nasıl tumturaklı bir şey olduğundan bihaber 3. şahısların sizi aylaklıkla suçlaması yetmezmiş gibi çoğu akademik insan bu tez süresince kendilerine uygun görülen maaş ile düşük hayat standartlarını da kimseye belli etmemek adına türlü tripler taklalar atmak zorunda da kalmaktadır. bilmeyenleri inceden aydınlatalım en dandik en işe yaramaz en torpilli tezin bile yazılması çok net emek yoğun bir iştir. lise de üniversitede yapılan internetten aparma kopyala yapıştır ödevleri ile karıştırmayın lütfen.

    türkiye' de öyle dünyada böyle diyenleriniz olacak elbette ama her yıl savunulan tezlerin %80 ni inanın ülke standartlarının üzerindedir. sizin tamamen cehaletiniz den ötürü ya bu ne saçmalık dediğiniz tezlerin bir çoğu aslında kendi alanlarında mühim çalışmalardır. bilmeyenler için tekrar edelim doktora tezinin en önemli şartı dünyada hiç araştırılmamış bir konunun araştırılması ya da hiç uygulanmamış bir metodun uygulanması zorunluluğudur. yani özgünlük en önemli şart.

    sonuç olarak evet siz olsanız daha iyisini yazabilirdiniz , sizin için bu işler çocuk oyuncağı olabilir , evet bazen çok kötü tezlere rağmen bir takım insanlar doktor yapılmış olabilir ama bu yine de doktor olabilmek için delice emek veren hayatlarının 2-3 senesini ziyan eden ve üstelik bunu yaparken ciddi bir gelir elde etmeyen insanları cehilce eleştirme hakkını vermez. en kıytırık phd bile tüm dünyada belirli bir saygıyı görmektedir bunu da unutmayın.
  • sağlığa zararlıdır.

    bir insanın hayatında hayat kalitesinin bu kadar kesin ve hızlı şekilde düşürebilecek çok az şey vardır. her gün yarın başlıyorum evresini geçip gerçekten doktora tezi çalışmasına başladıktan sonra caçlarda gözle görülür açılma beyazlama, ciltte kırışıklıklar, sigara -çay - kahve tüketiminde dramatik artış, uyku düzeni ve duygu durum bozukluğunda çılgın bir bozulma söz konusudur. bana sorarsanız doktora tezi şu an sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanan ya da kullanımı kısıtlanmaya çalışan bir çok şeyden daha zararlıdır. danışmanın, jürinin kişilerin psikolojileri üzerinde yarattığı onarılmaz hasarlardan hiç bahsetmiyorum bile
  • yoğunlaşma döneminde kafayı binbeşyüz yapar.

    arkadaşı arayıp, bertell ollman üzerine soru soracağım. telefonu aldım. ismini taratıyorum rehberden bir güzel. tuşladığım harfler, sırasıyla:

    b-e-r-t-e-l-l...
    arkadaşı aramak yerine, doğrudan kendisine ulaşmak istemişim meğer.
    olsun, insanın kendi kendisini güldürebilmesi de güzel.
  • daha otuzuna varmadan kırk oldurandır. geceleri "allahım, yatay sayfanın numarasını nasıl dikey yapacağım?" diye sayıklamalara ve takiben ateşli terlemelere neden olur. sonra latex bilmiyorsanız wordü ve yakın akrabalarını sevgiyle anmanızı sağlar.
hesabın var mı? giriş yap