• benim bu adamin konserinden atilmisligim vardir.

    yil 1990 larin ortalarinda bir yil, hatirlamiyorum. muhtemelen 95 ya da 96 olsa gerek.

    dogan canku, eskisehir'e anadolu universitesi sinema salonunda konser vermeye gelmis. ne kadar hatirlamiyorum ama, biletleri cidden pahali idi. ucuz olsa dahi gidemeyecek kadar paramiz oldugu icin gitmemeye karar verdik. lakin, bir sekilde konser sirasinda bir grup insan olarak kampusteyiz. artik seytan mi durttu, yoksa cenk* mi durttu bilmiyorum "lan ! tuvalet penceresinden girelim" diye bir fikir peydah oldu.

    bilen bilir, o sinema salonunun tuvaletleri bodrum kattadir ve tuvalet pencerelerinden iceri girilebilir. biz de oyle yaptik. sanirim dokuz kisi [ki cogu erkek] o tuvalet penceresinden kadinlar tuvaletine gecerek ortama aktik. ta ki, hakan ve ben -her nedense bilmiyorum artik- herkes girdikten sonra gireriz diye bekledigimizden, bize sira gelene kadar.

    biz girmeye niyetlendigimizde artik insanlar salona gectiginden ve tuvaletler daha issizlastigindan olsa gerek, biz kadinlar tuvaletinden cikarken salon gorevlileri bizi gordu ve salonun icerisine kacmamiza ragmen izleyip, o kadar insanin icerisinde bizi oturdugumuz yerden kaldirdilar ve disari cikardilar.

    hayir cikarsinlar derdim o degil. alt tarafi sadece sagimiz solumuzdaki insanlara rezil olmusuz, hic problem yok. sayi az.

    ben boyle dusunurken, sagolsun hakan bana son darbeyi vurdu. tum salonun duyabilecegi sekilde, sahneye yeni cikmis dogan canku'ya hitaben "aabiiiii, dogan abiiiii... abi cikariyolar abiiii.. cikarmasinlar abiii" diye bagirdi ya... iste o benim bittigim andir.

    tum konser boyunca kapinin onunde bekledigimiz yetmiyormus gibi, salon gorevlileri bizim disimizda disaridaki herkesi iceri aldilar bir de, sirf bize inat.
  • 1947 kütahya tavşanlı doğumlu, müziğe büyük gönül vermiş olan şeref canku'nun oğlu.
    henüz iki buçuk yaşında mırıldanarak ilk bestesini yapmış. 1958 ylında ankara devlet konservatuvarını kazanarak profesyonel hayatına adım atmış. 6 yıl viyolonsel ve piyano eğitimi aldıktan sonra, 1964 yılında klasik gitarla tanışınca bütün hayatı değişmiş. iyi ki değişmiş ve onu tanıma şerefine kavuşmuşuz. o yıllarda konservatuvarda klasik gitar eğitimi verilmediği için tutkusunun peşinden giderek okulu bırakmış.

    1969 yılında modern folk üçlüsünü kurmuş.
    1981 yılında ilk solo albümü ile beğeni toplamış.
    bülent ecevit'in takalar isimli şiirini bestelemiş ve çok güzel yorumlamıştır.

    doğan canku; yoga, kung fu, aikido, metafizik, botanik, el sanatları gibi konulara ilgi duymuştur. bu konuda profesyonel emekler de vermektedir. hayatını, duruşunu hiç bozmamıştır.

    1981, 1987, 1990, 2000 ve 2016'da solo albümler çıkarmıştır.

    her şeye rağmen yaşamak güzel, senin kadar güzel ıslık çalıp şarkı söyleyemesek, gitarı konuşturamasak da güzel değil mi doğan abi!

    insanoğlu yaşamaktan zevk almak isterken bütün dertler yatağımızın başucunda bizi bekler, adımlarımız yaklaşır ama sokaklar arasında kaybederiz sonsuza dek.
    senin incecik sesinle gökyüzüne yalvarır ve hasretle gülümüzü bekleriz!

    iyi ki varsın gitarın hiç unutulmayacak abisi...

    (bkz: sonsuza dek)
    (bkz: gecelerim)
    (bkz: insanoğlu)
    (bkz: yaşamak güzel)
    (bkz: takalar)
    (bkz: soylu insan)
    (bkz: köçekçeler)
  • 3 ay beni ogrenci olarak kabul etmeyen; sonrasinda azmim, israrim ve cok calisacagimi garanti etmemle ogrencisi olmayi basardigim; benden alacagi ilk yil ders paralarinda yari yariya indirim yapan, 2. yildan itibaren benden ders parasi almama buyuklugunu gosteren, 4 yil birlikte calistigim, universite sinavina hazirlanacagimdan dolayi gitari biraktigimda karsisinda agladigim, biraz sinirli, inanilmaz disiplinli, saymakla bitmeyecek kadar fazla erdeme sahip, bir ornegini daha '93 ten beri aramakta oldugum ve hala bulamadigim mukemmel "insan"; degerli gitar hocam.
  • yıllar evvel bir radyo programında "insanlar benim gibi çalmayı istememeli, kimin gibi çalıyorsun sorusuna yöneltildikleri vakit, kendim gibi diyen insan başarılı olur" cümlesi ile hafızamda yer etmiş, başarılı müzisyen kişi.
  • türkiyenin en iyi gitaristlerinden biri.
    ozellikle kocekceler albümü çok ho$tur.
    kendisinin ders verdigi bir gitar merkezi vardir.
    ayrica kung-fu'da da ustadir kendisi.
  • nazarımda türk müziğindeki yaşayan en underrated iki adamdan biri.

    diğeri de (bkz: özdemir erdoğan)
  • ekranlarda son olarak bir kaç sene önce reha muhtar'ın ateş hattı isimli akıllara zarar programında görebildiğimiz modern folk üçlüsünün üyesi, başarılı müzisyen. doğan canku programda yogayı felsefesini filan anlatırım zannıyla geldi herhal ama bilmiyordu ki karşısında yılların kurt televizyoncusu reha muhtar var. polemik yaratmadan program bitmez. konuşmacılar anlattı dinledi filan, program normal seyrinde ilerliyor. sıra doğan canku'ya geldi o da anlattı bir şeyler. bir de yogi kazım diye birisi vardı o da yoga ile konsantre olup havaya belirli bir derece yükselebildiğini iddia etmişti. doğan canku'ya da soruldu bu soru o da onayladı ama bunda takılınmaması gerektiğini asıl önemli olanın başka şeyler olduğunu yoga ile iç huzur vs bulunabileceğini anlattı. sakin şekilde konuşuyordu işte 19 yaşında başladı merakım, kendimde huzur buldum böylece çok sakin bir yapıya kavuştum ve huzurluyum şimdi tarzı sözler söyledi. ama tipik reha muhtar seyircisi kafayı bir şeye takmıştı o da yoga yapıp havalanmak. eline mikrofonu alan bu konuyu açıyor da başka bir şey söylemiyor. nasıl uçuyorsunuz, yalan söylemeyin filan fişman, hadi uçsanıza gösterin vs. ilerleyen anlarda canku'nun huzur felsefesi ve yılların yoga ile getirdiği iç barışında kıpırdanmalar asabi tavırlar zuhur etmeye başladı. ne de olsa karşısında reha muhtar'ın özel olarak seçip de stüdyoya getirttiği halktan izleyiciler vardı. doğan abimiz en sonunda mikrofonu eline alıp da "nasıl uçuyorsun, göstersene hadi beni de uçursana sana inanmıyorum" diyen orta yaş üzeri bayana, " ben seni uçuramam, seni gençler uçursun" diye bir yanıt verdi ve taşı gediğine koydu. ha, yılların yoga getirisi bir programda gitti mi gitti ama reha muhtar'ın stüdyo seyircisine de ancak bu kadar dayanabilmişti doğan canku. ondan sonradır ki tekrar yok oldu ekranlardan kendisi. herhalde, o programda kaybettiği huzuru yeniden toplamaktadır ateş hattı'na çıkarak yaptığı hatayı telafi edercesine.
  • sonsuza dek & ayrilik adli mukemmel bir albume imza atmi$ ki$i . ayrilik'i ve bulent ecevit'in takalar adli $iirini de bu albumde yorumlami$tir .

    "butun dertler beni bekler yatagimin ba$ucunda .."
  • sonsuza dek demek ve susmak lazım gelir.
    "sokaklar geçiyorum sızım hüznüm gölgem benim..."
  • 2000'lerin başında beyaz'ın best fm'deki programına konuk olmuştu:

    beyaz: doğan abi sen kimleri dinliyorsun genellikle?
    doğan cankü: ben, bülent.....(soyadını aklına getirmeye çalışır)
    beyaz: ortaçgil? bir an bülent ersoy diyeceksin diye çok korktum.
hesabın var mı? giriş yap