• dün girdiğim ve üçüncü seferde anca geçebildiğim sınav.

    60 lira sınav ücretini internet bankacılığıyla sevgili milli eğitime gönderdim ve ilk sınavıma girme hakkı kazandım. yan koltukta benden baya genç, gözünde kocaman bi ray ban gözlüğü olan, suratsız bi öğretmen. rampada bir kez stop ettirince sınavı durdurup beni arka koltuğa geçirdi. arka koltukta yaşlı şeker bi öğretmen amca. "orda müfettiş vardı o yüzden sınavı bitirmek zorunda kaldık" dedi. içimden biraz küfür ettim sonra "neyse sınavın kuralları böyleymiş" deyip güldüm geçtim. sınavdan sonra stop ettiren bir sürü insana bi hak daha verildiğini öğrendim, biraz daha küfür ettim sonra "ulan türkiye'de yaşıyosun" deyip yine güldüm geçtim.

    ikinci girişimde 60 lira sınav ücretini internet bankacılığıyla milli eğitime gönderdim. daha önceden ödeme yaptığım için hesap numarasını felan yazıp göndermesi daha kolay oldu. sınav günü geldi, arabaya oturdum komisyon üyesi öğretmenlere bi baktım, "merhaba" dedim, iyi insanlara benziyolardı. herşey güzel gidiyordu. araba rampada mucizevi bir şekilde stop etmeden yarım debriyajla kalkmıştı. parelel parka geldik. önce tam sağ, sonra tam sol park ettim. arka koltuktaki öğretmen "tamam oldu güzel" dedi. sonra ön koltuktaki öğretmen "yandaki müfettiş elindeki kağıda bişeyler yazdı heralde" dedi.arkadaki öğretmen "biz devam edelim güzel" dedi. komisyon üyelerindeki müfettiş korkusunu gözlerinden okuduktan sonra yola devam edip, parkuru tamamladım. sınavda hiç bi hata yapmadan geçtiğimi düşünürken akşamına sürücü kursundan bi amca aradı, "sizi bırakmış komisyon üyeleri, paralel parkta kenar çizgisine mesafe 50cm'den biraz daha fazla olduğu için onların ben amına koyayim" dedi. bu adamları şikayet edicem ben siz de edin felan dedi. hata yaptığımda ya uyarmaları ya da sınavı devam ettirmemeleri gerekiyomuş. biraz araştırdım, bu konuda çok şikayet olmuş ama mahkeme kararları genelde komisyon üyeleri lehinde olmuş, uyarmak ya da sınavı sonlandırmak zorunda olmadıkları kararına varmışlar. "ehhh skerim sizi de sınavınızı da" dedim, gta v açıp şehirde arabamla terör estirdim. rahatladıktan sonra biraz paralel park çalıştım michael'la, uyudum sonra.

    aradan bir ay daha geçti, üçüncü sınav vakti geldi. 60 lira olan sınav ücretini ödemek için hesap numarasını her defasında yazmakla uğraşmayayım diye otomatik ödeme talimatı verdim. dün üçüncü kez sınava girmek üzere sınav yerine gittim. sıramı beklerken 4 sürücü adayı arka koltukta döndü sınav başlangıç noktasına. ikisi annesine sarılıp ağladı, birisi bekleyen arkadaşının yanına gidip küfür etti, diğeri bi sigara yaktı, gitti. yandaki sürücü kursu hocasına sorduk "hocam nasıl gidiyo sınavlar?", "sabahtan beri hepsi kaldı öğrencilerimin" dedi yaktı bi sigara. ben öncesinde yeterine küfür ettiğim ve sinirlerimi aldırdığım için güldüm geçtim. sıram geldi, oturdum arabaya. öğretmenlere şöyle bi baktım iyi insanlara benziyolar. arabayı çalıştırdım, birinci vitese taktım, ayağımı hafiften debriyajdan çekip hafifçe gaza bastım araba ileri gitmesi gerekirken, hafifçe geriye gitti. içimden what is this shit dedikten sonra soğukkanlılığımı koruyarak debriyaj,gaz padalı dengesini yeniden gözden geçirdim ve sola aşırı güzel bir sinyal verdim, hafifçe ileri yönde hızlandım. rampada kalkışı yapıp, paralel olarak park ettikten sonra rotayı tamamlayıp geri döndüm. akşam sürücü kursundaki amca aradı "hocam geçmişsiniz wuhuuuu" gibi birşey dedi. hiç sevinç gösterisi yapmadım, gta vi açtım, şehirden uzak bir dağ zirvesine çıktım, gün batımını izledim.
  • komedi bir sınav türüdür.

    + iyi kullanıyorsun sen.
    - teşekkürler hocam.
    + ama yolcularla konuşulmaz bunu unutma.
    - ...
    + adın ne senin?
    - ....
    + babanın arabayı kaçırmışsın sen belli zamanında
    - ...
    + oğlum cevap versene?
    - ...
  • ayrıca dikiz aynasına baktığında iki denyo surat görmektir.
  • ehliyet alacaklara
    direksiyon sınavında yapılacaklar:

    - arabaya bin kapıyı yavaş kapat, çarpma öyle
    - yanındaki hocaya, arkadaki gözetmenlere sıcacık bir merhaba de
    - dikiz aynasını düzelt
    - koltuk ayarını yap
    - emniyet kemerini tak *
    - kaldır arabayı
    - araba istop ederse bozuntuya verme devam et
    - araba istop edecekken yanındaki hocan sana gizliden yardım ederse bozuntuya verme "ay hocaam çok saolun az daha istop etcekti" felan hic deme
    - gidiyo mu araba, hah iyi
    - sehir dısında biyerdeysen 70-80 km/s' yi asma, yavas ol
    - araba falan sollayacam deme
    - arabayı aldığın yere bırak
    - son bi kez daha sıcak bir iyi günler de
    - git
  • kimse kusura bakmasın ama bu sınavı geçmeyi hak etmeyen insan gerçekten çıkmasın zaten trafiğe. yok anlık heyecan yaptım yok şunu unuttum falan filan. unutmayacaksın arkadaşım. yarın bunlar trafikte başına dert açacak şeyler. aracı yokuşta kaçırmayacaksın park etmeyi bileceksin kalkışta stop etmeyeceksin sinyalini vereceksin. yapıver bir zahmet trafikte yeteri kadar dikkatsiz kuralsız veya heyecanlı adam var, biri de sen olma geçemiyorsan sınavı.
  • aday ne yaparsa yapsin turu tamamlamadan aractan indirilmemesi ya da arkaya gecirilmemesi gereken sinav bence. aday cok rencide oluyo.
  • 2. denememde geçtiğim sınavdır.

    tek yapmanız gereken kendinize şu soruyu sormak; emekli bir memur olsam arabayı nasıl sürerdim?

    sonra geçiyorsunuz. vallahi bak.
  • ilkokul mezunu sürücülerin kolaylıkla geçip, üniversite mezunlarının çakabildiği ender sınavlardandır.
  • heyecandan agzimda sakizla girdigim ve komisyon uyelerinden "bunu bir sinav olarak görmeyebilirsiniz ama öyle" diye bi guzel ayar aldigim sinav. sora cami actirip sakizi attırdılar bana az daha ölüyoduk.
  • dün girdiğim ve kaldığım sınav.

    bildiğiniz üzre biri öne biri arkaya olmak üzere, iki tane komisyon üyesi biniyor arabaya. sürücü adayının arkasında da kursun hocası oturuyor. arabaya bindim gülümseyerek merhaba dedim, yanımda oturandan ses çıkmadı. suratıma dahi bakmadı. arkada oturan tontiş amca, merhaba kızım dedi.

    kalkışı yaptım, ikinci vitese attım ve 40'ı gördüm. yanımdaki adam nemrut ve agresif suratıyla dönüp "hızlı gitmen iyi sürdüğün anlamına gelmez." dedi ve kafasını çevirdi. çat 30'a düştüm. içimden diyorum ki, "diren terapist, belli ki zor bir adamla karşı karşıyasın." neyse, pek takılmadım park alanına doğru ilerledim.

    park alanına geldik. arkada oturan komisyon üyesi parkımı izlemek için indi, kaldırımda bakıyor. parkımı yaptım, tam iki dubayı ortalamak için bir iki tık geri gelmek gerekiyor. dışardaki komisyon üyesi eğildi arabanın içine "tamamdır kızım, sadece sola topla biraz geri gel ortalayalım dubaları" dedi. geri çekildi, izlemeye devam ediyor. yanımdaki gavat döndü, "önündeki dubayı görüyor musun, az bir mesafen var." dedi. evet görüyorum dedim. "tamam arabayı öne doğru topla" dedi. ulan o da denetçi bu da denetçi, dedim herhalde doğru söylüyordur.

    arkamda oturan kurs hocası da, "terapist arkada payın var, arkaya doğru gel" diyor. yanımda oturan daha sert bir şekilde "öne doğru toplayın arabayı" dedi. o saatten sonra yiyorsa toplama o arabayı öne doğru. başladım toplamaya arabayı, arkada kursun hocası öhö öhöö diye hönkürmeye başladı ama tabii her şey için çok geçti artık. öne doğru topladım ve durdum. yanımdaki adam döndü ve ağzını yaya yaya "e ama sen öndeki arabaya çarpmış oldun şimdi, naaaaapcaz" cümlesini kurdu ve ben sınavdan kalmış. ben şok. ben madara. ben pert.

    dışardaki komisyon üyesi eğildi arabaya tekrardan, "kızım yapmıştın, geçicektin niye beni dinlemiyorsun, arabayı niye öne topluyorsun ah be kızım" dedi. yanımdaki piç, "öğrenciyi indirelim arabadan, siz geçin direksiyona" dedi kursun hocasına. benim gözler doldu sinirden, yaşlar sicim gibi akmak üzere zor tutuyorum kendimi. hala şoku atlatamadım, ne yapacağımı şaşırmış durumdayım derken parkurun başına tekrar geldik. arkadaki tontiş amca indi arabadan yanıma geldi, "geçeceğin şeyden kaldın ama hiç sıkma canını. bir anlık heyecanla olabilecek şeyler bunlar, bir dahakine geçeceğine emin ol bence. kendine güvenin de hiç kırılmasın" dedi. diyemiyorum ki öndeki piç kalmama sebep oldu. katakulli yaptı durduk yere.

    yani diyeceğim o ki, siz siz olun bildiğinizi yapın. bu şerefsizliklere mahal vermeyin. sizin bildiğiniz doğru, çoğu zaman en doğrusu oluyor. kimselere güvenmeyin.

    eğer sınava 2. girişimde de bu tarz bir şey yaşarsam editleyeceğim. bana şans dileyin canım yazar kardeşlerim :(

    edit 1: 2. sınav tarihi belli oldu. 22 ağustos'ta gireceğim. çok gerginim sözlük çok.

    edit 2: bu sabah 08.45'te girdim ve geçtim sözlük. komisyon üyelerinin hepsi genç ve güler yüzlü insanlardı bu kez. hatta geldiklerinde hocalarımıza "öğrencilere sıkıntılı tipler olmadığımızı söyleyin, lütfen heyecan yapmasınlar. arabayı stop ettirmedikleri sürece elimizden geleni yapmaya çalışacağız" demişler.

    arabada hiç konuşmadılar. hatta park alanına geldiğimizde "yanaşayım mı sağa, park edeyim mi" diye ben sordum. bu kez susmaya yemin etmiş gibilerdi :)

    parkuru bitirip arabadan indiğimde hocalarla sevinç çığlıkları attıktan sonra komisyon üyelerinin yanına gidip, "beni strese sokmadığınız ve germediğiniz için çok teşekkür ederim" dedim. onlar da "asıl sen bizi germediğin için biz teşekkür ederiz" dediler. tokalaştık, vedalaştık ve koşa koşa kendime kahvaltı ısmarlamaya gittim.

    darısı başınıza canım yazarlar, umarım geçersiniz.
hesabın var mı? giriş yap