• kucuk bir tavsiye, kesinlikle ise yarar denemenizi oneririm. alkol icerken hem fiziki hem de psikolojik olarak icme istegi duyariz.

    insanin ruh hali buyuk oranda fiziki durumuna baglidir. asiri yorgunken kendimizi iyi hissetmeyiz ornegin.

    dipsomani, ancak vucut icemeyecek hale gelince ve bilinc ortadan kalkinca son bulduguna gore, vucudu alkolden degil de baska sebeplerle icemez hale getirmeyi deneyin.

    dipsomani sorunu yasayan kisiler icme arzusunu ancak fiziki imkansizlik ile kaybedecegine gore onceden planladiginiz miktarda alkolu aldiginizda, artik icmeyi kesmeniz gereken noktaya geldiginizi dusundugunuzde bolca su için. gerekirse kendinizi zorlayarak iki, uc bardak su icerseniz fiziken siskinlik hissedecek, psikolojik olarak icme keyfiniz kacacak hem kafaniz acilacak hem de alkol almaya devam etmek yorucu, sevimsiz, gereksiz bir is olarak gorunmeye baslayacaktir.

    unutmayin, surekli icmenizi saglayan sey ne kadar icerseniz için sorunsuzca devam edebileceginize dair psikolojik algi, istah ve yanilginizdir. bu iluzyonu bozmadan icmeyi durduramazsiniz. kendi yontemlerinizle fiziken keyfinizi kaciracak yollar bulmayi deneyin. durmaniz gerektigini dusundugunuz an yemek yiyin mesela, ardindan bolca su için. en az bir saat ara verip kendinizi baska seylerle mesgul edin. tum bunlari yaptiktan sonra artik icme keyfinizin kacacagindan, eski istahin kalmayacagindan emin olabilirsiniz.

    doktor yahut saglikci degilim, anlattiklarim tibbi tavsiye degil kisisel tecrubemdir. en dogrusu bir profesyonelden yardim almanizdir. bol sanslar.
  • "dipso" içmek isteği,"mania" da delilik anlamına gelir.yani bu "deli gibi içmek" hastalığıdır.alkolizmden farkı şudur:alkolikler günlük yaşamını sürdürebilmek için alkol almak zorundadırlar.dipsomanlar ise uzun süre hatta aylarca içmeyebilirler.ama bir anda içki nöbeti gelir ve manyak gibi içerler.bu nöbet genellikle bir fugue ile sonuçlanır;dolayısıyla dipsoman bir insan alakasız bir yerde hatta bilinçsiz bir durumda bile bulunabilir.
  • fransız bilimadamı theodule ribot, dipsomaninin bir irade hastalığı olduğunu iddia eder "diseases of the will" kitabında. refleks ile gönüllü hareket arasındaki önemli bir aşamayı, arzuyu kısıtlayan bir güç olarak ifade edilen irade, alkolün etkisiyle hastalanıp, hastalandıkça alkole karşı koyma gücünü daha beter yitirmektedir ona göre.

    kelimenin ortaya çıkışı ise "içki monomanisi" teriminin benimsenmemesi ve 1819'da alman bir fizikçinin bu adı bulmasıyla oluyor. o zamanlar alkolizmi de içine alan bir anlama sahipken, bugün dipsomaniyi alkolizmden ayıran karakteristiklerin başında, alkol alma süreleri arasındaki uzunluk geliyor. elbette bir de, "adsız dipsomanlar"ın olmayışı.

    lakin bu tabloda ortada şöyle bir sorun var: eğer bağımlılıklar iradenin hastalığıysa, hastalıklı bir irade hangi güçle alışkanlıklarından vazgeçebilir?

    çağlar boyunca alkole ithaf edilen onca olumlu ve olumsuz sıfatın, defalarca sorgulanıp suçlu bulunmasına rağmen müebbet hapse mahkum edilenin o değil, "kurbanları" olmasının açıklaması tam da bu sorunun ortasına gizleniyor olabilir. görünüşte alkol yargılanır: din tüm kızgınlığıyla "günahtır" diye bağırır, tıp tüm ciddiyetiyle "sağlıksızdır" diye homurdanır, hukuk tüm kısıtlayıcılığıyla "yasaktır", insanlar tüm bunların bilinçaltıyla "kötüdür" der. bu yargılama tarihe yayılır, zamana direnir, dallanır, budaklanır, adı alkolizm olur, içki monomanisi olur, irade hastalığı olur, dipsomani olur. fakat görünüş ne zaman yanıltıcı olmamıştır ki?

    bir adım daha atmaya cesaret etmek bambaşka bir tablo ortaya çıkarır: yargılanan, alkol değildir. yargılanan alkol alan o adam da değildir aslında. o adamın alkole seslenişidir her şeyi bozan: "senden önce, senden sonra"

    insan, kendi varoluşunun sancılarını çekerken; sancıları arttıkça onları gizlemeyi, sırları büyüdükçe içlerinde boğulmayı, "kendi olma"ya anlamlar sığdıramayıp uzaklaştıkça "kendi ölme"ye yaklaşmayı göze alır. göze alırsa, muhtemeldir ki "mantıksız bir aşk" içindedir. hangi asrın hangi gününe temas ettiği zihinlerden silinmiş olan mantık-aşk çatışması, içki ile kendini özgürleştirir. tüm o dokunaklı nağmeler, art arda dolup boşalan kadehler ve sessizlikten gürültüye, yahut tam tersi yönde bir (d)evrilme ile, sarhoş insanın kaybettiği şeylerin belki de en sonuncusudur irade.

    algılarımız bizi, ve biz onları şekillendirirken, her kadeh bu şekli bulanıklaştırabileceği gibi, netleştirebilir de. ya da, yalnızca, hiçbiri.

    can yücel diyor ki: "ben içkiyi ciddiye alan adamım, dipsomanım!"
  • her "tamam bu defa bitti" zannettiğinde geri gelmesi çok rahatsız edicidir bu "yıllardır kum içiyorum" gibi olan alkole susamak hissi. bir önceki mide sancıları, kusmalar ve bu sıkıntıların bitmemesi sonucu hastaneye kaldırılma, serum ve bulantı kesici-mide koruyucu ilaçların alınması, tüm bir günü ağlayıp lanet ederek geçirme, kendine neden bunu yaptığına bir anlam verememe (bunlar en hafifleri, başına daha kötüsü gelmediyse diyelim..) halinden sonra, önce kendinden sonra alkolden nefret edersin. bu nefret etme süresi sadece o gün de sürebilir ve ertesi gün kendine hayretler de etsen yine içiyor da olabilirsin, bir hafta sonra da olabilir bu, şimdi bana olduğu gibi 5 ay sonra da. (yarın tam 5 ay olacak ve ben gün sayıyor olmaktan dahi çok rahatsızım. bu kadar süre boyunca içki içmek için sebep gösterilebilecek pek çok felakete maruz kalmakta birlikte içmedim, canım istemedi çünkü. ama sonra, bir rüya gördüm, 3 şişe votka vardı masanın üzerinde ve 1 tane bira, "votkalar bitince birayı içerim"in hesabını yapıyordum ben rüyamda, bir shot votka içtim, uyandım. canım içki istemeye başlamıştı..)

    konu hakkında akademik kariyer sahiplerinin yorumları daha faydalı olacaktır elbette ama ben doktor ve medikal desteğe pek de inanmayan bir kimse olarak başka çareler peşinde koştum, koşuyorum. dün akşam "işten çıkar eve gider içerim" fikrinden kaçabilmek adına, işten çıkıp yogaya gittim mesela. içimde hala "eve gidince bari bi bardak" düşüncesi vardı ama eve vardığımda yorgun ve rahatlamıştım, unuttum, uyudum. kendi adıma bulabildiğim çare yapmak istediğinin tam aksini yapmaya kendini zorlamak yönünde oluyor ve başarılı da oluyor diyebilirim. içki içmek istediğin zaman spora gitmek, canın sigara istediği zaman koca bir bardak su içmek (sigara içmek zarar verecekken bir bardak su içmek sağlıklı bir hamle olarak düşünülebilir) ya da benzerleri gibi..

    en başta da söylemiş olduğum gibi, en rahatsız edici olan kısmı her "tamam bu defa bitti" zannettiğinde geri gelmesi.. bir de "normal insan"lar gibi "bi bardak bi'şey içip kalkmak" halini asla sağlayamamak, ağzını sürdükten sonra illa bokunu çıkarmak, devamlı "şunu insan gibi içemiyorsan içme" ve her tövbe ettikten sonra yine aynı hale düştüğünden "tavuk götü tövbe tutmaz" gibi suçlamalara maruz kalmak. ayrıca, bunun neden olduğunu bilemediği ve yaşadığı o bitmeyen içki tüketme isteğini açıklayamadığı, neden sarhoş olduktan sonra bile hayvan gibi içmeye devam ettiği kısmını açıklayamadığından, bu manasız hareketini savunamamak ve kurtulamamak..

    zaman zaman gelen o "1 hafta neredeyse 7/24 içtim gene sarhoş olmadım" halinden sonra, zaman zaman "2 bira içip bayılmak" hallerinin nedeni bu olabilir. varoluşsal bir problem, herkese zaman zaman gelen ama benim gibilerin sıklıkla içinden hiç gitmeyen "kaçıp gitme isteği"nin bastırılmak zorunda kalmasının bir dışa vurumu olabilir ya da neden kaynaklanmakta olduğu çok önemli olmayabilir. esas önemli olan kişinin kendisinde bu rahatsızlığın olduğunu fark etmesi, kabul etmesi ve sonra bunu kontrol altına almaya çalışması-alabilmesidir. (ağzıma içemediğimi anladıktan sonra ağzıma sürmemeye karar verişim tam olarak bunu sağlayabilmek içindir).

    bu "içerim ben bu akşam" ataklarının aralıklarını kontrol etmek, yapılabiliyorsa kendini kontrol etmek ve içilen miktarı ayarlamak, yapılamıyorsa bir bilene danışmak, yardım almak insanın hayatına devam edebilmesi, kendisine saygısını koruyabilmesi açısından çok önemlidir.

    bir de ek olarak, bu kişilerin yakınlarına allah sabır versin demek gerek elbette.
  • ilk başta bir iki birayla başlar. sonra günler ve haftalar boyu evden çıkmadan uyuyup uyanarak içmeye başlarsın. ilk baştaki seans bir ufak kaçış iken daha sonra içilen içkiler ilk alınan alkolün ertesinde yaşanan depresif yıkımdan kurtulmak için devam eder. aslında kahvaltı yapılsa giyinilip evden çıkılsa akşama kurtulunmuş olur o gerginlikten. ama biraz daha içip hiç uğraşmadan yine manik bir ruh hali yakalanabildiği için genellikle tercih buz dolabının kapağına giden yol olur. burada hissedilebilmesi gereken en önemli konu, alkolun yarattığı depresyondan alkolle çıkılmasının imkansız olduğu gerçeğidir. ki bunu çok yoğun bir kürün ardından belki uzman yardımıyla öğrenebilirsiniz. alkol mutlaka ara verilerek alınması gereken bir nesnedir.
    evet yaşamın boktan olduğunu hepimiz biliyoruz, fakat hatırlamadığın bir yaşam için de pasif intihar denilmesi çok doğru olacaktır.
    ilk adım evi temizlemeye başlamak olabilir. bulaşıkları yıkamanız bile inanılmaz faydalı bir hareket olacaktır.
  • bardağın dolu tarafına bakmaya tahammül edememe kaynaklı psikolojik bir rahatsızlıktır.
  • bir şeyi bitirene kadar devam etme hastalığıdır.

    örnek verirsem daha açıklayıcı olacak; bir yazarın tüm kitaplarını okumaya çalışmak.

    ya da bir türdeki tüm kitapları okumaya çalışmak.
  • benim içinde bulunduğum bir alkolizm tipi.
    ağzını bir kere bulaştırınca alkole mutlaka devamı geliyor.
    alkolizmin tedavisi ilk kadehi ağzına sürmemektir. ilk kadehten sonra vücutu bir rehavet kaplar ve 2.yi de içebilirim fikri doğar. böylece bir 2., 3., 4. kadeh derken sızana kadar içersin. bu benim özelimde defalarca test edildi ve onaylandı. cebimde para olduğu müddetçe sızana kadar. hatta bazı zamanlar tekelden bira çaldığım bile oldu. çünkü kendime engel olamıyordum. düşünün ki hırsızlığın riskini de göze almışım. o derece gözüm dönüyor.
  • su gibi* icen ve icme ihtiyaci duyan kisilerin rahatsizligina verilen isim..

    ek olarak; nobet nobet gelen, hirsla, ofkeyle, adeta " kudurmus gibi " seklinde icki icme istegi olarak 1817 yilinda ilk tibbi tanimi yapilmistir..
    belirtisi;
    önce bir depresyon devresi vardır. hasta içmemek için kendi kendisi ile savaşır. sonra bir geceden birkaç haftaya kadar süren kriz süresince devamlı ve kuvvetli içkiler içer. miktar çok olmasına ragmen bu devrede alkole karşı bir direnç vardır.
    krizin başlangıcında şuur yerinde olmasına ragmen, devamında tamamen suursuzdur..

    eger belirtiler tanidik geliyorsa.. acele edin.. ve doktora gidin..
  • hazzı erteleyememe hastalılığı olarakta geçen nöbet halınde gelen içki içme hastalığı
hesabın var mı? giriş yap