derakap
-
hemen arkasindan, hemencecik, derhal
-
"ilk defa kadir gecesi padişah [abdülhamid] ile görüştüm. huzuruna girerken nefretimden titriyordum. müdhiş bir mahluk göreceğimi zannediyordum. beni ayakta bekliyordu. ihtiyat ve basireti lâzım addeyledim ve babamın dediği gibi ayağını öpmek için eğildim. padişah 'estağfurullah' diyerek geriledi. ben ilerledim. padişah 'böyle hareket eylemenizi istemiyorum yavrum' dedi. ayak öpmek, çok garibime gittiği için istemeyerek ısrar ediyordum. bu sözü işitince derakap çekildim." ahmet muhtar mollaoglu, intak-ı hak, ıı, s. 15-16.
-
arapçadaki "bir şeyin arkası, ardısı, gerisi" anlamındaki "akab" ve farsçadaki "der" ekinden oluşmuş sözcük. farsçadaki "der"eki başına geldiği kelimeler "-de, içinde" anlamı katar ve böylelikle derakap sözcüğü "hemen arkasında, peşinden, çabucak" anlamınlarını kazanır. fakat derakap kelimesine günlük hayatta pek rastlamayız. onun yerine akabinde kullanılır.
-
yaşar kemal'in kitaplarında sıklıkla kullandığı kelimelerden yalnızca bir tanesi. gündelik hayatta gönül rahatlığıyla kullanmalısınız, kullanınız, kullanın lan!
-
peşi sıra gerçekleşen olaya verilen isim.
(bkz: derhal) -
can yücel'in "mehmet akif üzre" şiirinde geçen sözcük. "derekap uyuyan baba, çocuğu kapıp oturttu sandalyeye...."
-
(bkz: akabinde)
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap