• detay seviyesi ve doku çözünürlüğü olarak next-gen'in hakkını veren bir oyun. bu konularda şu an en iyi oyun denebilir. dualsense ve tempest engine'i de belli ölçüde kullanıyor.

    oyundaki tessellation, detay seviyesi ve doku çözünürlüğünü göstermek için birkaç ay önce ss'ler almıştım. konsoldan twitter'a upload ederek alsam da, kalitesi yeterli:

    edit: tessellation'ı en iyi gösteren ss

    -1, -2, -3, -4, -5, -6, -7, -8, -9, -10

    karanlık görüntülerde tessellation seviyesinin anlaşılması için ekranı full parlaklığa getirin.

    --------

    tabi oyun bir remake olduğundan, her açıdan next-gen deneyimi sunmuyor. şu an bunu yapan tek oyun ratchet and clank rift apart.
  • elden ring öncesi haftasonu taze taze bitirdiğim ps5 oyunu. öncelikle grafikleriyle yeni neslin hakkını verdiğini düşünüyorum. daha önce ps3'te bakmıştım ama o kadar uzun süre geçti ki tek hatırladığım köprü üzerinde koşarken sprinti bilmediğim için ejderha aleviyle defalarca öldüğümdü.

    soulslike oyunlardan en son sekiro'yu bitirdiğim için ufak bir karşılaştırma yapmak istiyorum. sekiro'dan sonra neredeyse hiçbir boss savaşı tatmin etmedi diyebilirim. tabi türünün ilk örneği ile yılların tecrübesiyle geliştirilen bir oyun arasında çeşitlilik ve kalite farkı olması kaçınılmaz. yine de demon's souls'u yeni bitirdiğim için bossların - tamamen bana göre - zorluk seviyesinden bahsetmek istiyorum.

    bu arada ufak bir ekleme yapayım: oyun 4.1.'deki adjudicator'ı kestikten sonra açılan archstone'daki farm rotası ile oldukça kolaylaşıyor. farmı kısaca şöyle yapıyorsunuz: 4.1. adjudicator archstone'dan başlıyorsunuz, açık alana çıkıp aşağı platforma atlayıp tekrar içeri girdiğinizde koridorun sonunda içinde ruhların ve bu ruhları kontrol eden bir revenant'ın olduğu büyükçe bir odaya yukarıdan bakıyorsunuz. aşağıda revenant yanında iki ruh ile durmakta oluyor. yukarıdan crossbow ile revenant'a 4-5 adet ok atıp öldürüyorsunuz ve ruhlar da otomatik olarak ölüyor. yaklaşık 5-6k souls veriyor, koridorda geri koşup kendinizi platformdan uçuruma atıyorsunuz ve ölüyorsunuz. tekrar archstone'da canlanıp aynı işleme devam ediyorsunuz. bu arada koridordaki merchant'ta iyileştiren otlar, oklar vs. de olması işinizi kolaylaştırıyor.

    kendimce bossların kolaydan zora doğru sıralaması şu şekildedir:

    17 - king allant: tüm bossları yendikten sonra karşılaşıyorsunuz. oyunu bitirmek için hikaye anlatımı dışında hiçbir şey sunmuyor. normal npclerin çoğu bundan daha zordu. boss demeye bile dilim varmıyor ama oyunun yapımcısı demiş, bana da son sıraya yazmak düşüyor.

    16- dirty colossus: ateşe karşı oldukça zayıf ve hareketleri çok hantal. arkasına geçip fire damagelı silahla tek seferde yenmeyi başardım. tek seferde bittiği için mutluyum zira bosstan önceki bataklık bölgesi oyunun en kasvetli yeriydi bana göre

    15- storm king: geniş alandaki kılıca ulaşana kadar koşuyoruz, kılıcı aldıktan sonra çevredeki cisimleri siper olarak kullanarak önce add'leri ardından bossu kolayca kesiyoruz. yine tek seferde geçilecek bir boss, zorlayıcılığı yoktu.

    14- leechmonger: dirty colossus gibi ateşe karşı oldukça zayıf, arkasına geçip ateşli silahlı vurmak, canınız azalırsa güvenli bir mesafeye kaçıp can yenilemek yetiyor.

    13- phalanx: zorlayıcı olabilecek tek noktası oyunun başlarında karşılaşıyor olmamız sanırım. etrafında dönüp fırsat buldukça hasar vererek kolayca alt etmek mümkün

    12- maiden astraea: uzaktan okla öldürme taktiği sayesinde hiçbir zorluk yaşamadığınız bir başka boss. savaşın başında soldaki rampa yerine sağ tarafa gidiyorsunuz, boss'u görebildiğiniz bir noktadan ok atmaya başlıyorsunuz. arada kendisine heal atıyor ancak sizin ok spamleme hızınız ve doğal olarak damage'ınız daha yüksek olduğu için hiçbir etkileşime girmeden savaş sona eriyor. 16. sırada bile olabilir ama diğerleri de o kadar kolaydı ki koyacak yer bulamadım.

    11- adjudicator: bunu tek seferde geçmek benim şansım mıydı yoksa gerçekten kolay bir savaş mıydı emin olamıyorum. tek yaptığım bossun sol tarafına gelecek şekilde yanında durmak ve vücuduna saplı kılıca vurmak oldu, knockdown olduğu zaman ise kafasını hedef alıyorsunuz. kolay mıydı anlayamadım dememin sebebi ise yakın mesafeden boss'a vururken bir şekilde hasar alacağımı düşünmemdi. ancak neredeyse hiç hasar almadım.

    10- tower knight: bu boss'un da zorluğu phalanx gibi oyunun başlarında savaşıyor olmamız. yine de başlangıç için tadında bir zorluğu vardı. arkasına geçip ayaklarına hasar vererek yere düşürmek ve başını hedef almak gerekiyor.

    9- old monk: orjinal bir boss, zira boss değil başka bir oyuncuyla 1v1 düelloya giriyorsunuz. bu nedenle zorluk sıralamasında yeri konusunda oldukça tereddüt yaşadım. ancak kendi tecrübeme göre yazdığım için ortalarda olması en doğru seçim gibi geldi. ilk denememde odaya girdiğim anda firestorm ile tek atan birisi denk geldi. 3-5 kere daha aynısı olsaydı muhtemelen sıralamada yukarılara giderdi. ikinci girişimde ise denk bir savaş sonrasında rakibimi yenmeyi başardım.

    8- dragon god: bossla savaşmak yerine boss'a fırlatacağınız iki adet ballista'ya ulaşmak için sütunları kırdığınız bir olay. yine de boss'un sizi görmesi durumunda neredeyse tek vuruşta öldürmesi işinizi zorlaştırıyor. nerede durup nerede hareket etmek gerektiğini çözene kadar 5-6 kere ölmüşümdür. bazı bosslar o kadar kolaydı ki dragon god yukarılarda kendine yer buldu, yoksa aman aman bir zorluğu yok.

    7- fool's ıdol: yerdeki tuzaklarda stun olup ölmezseniz, sütunların arkasına saklanıp ranged saldırılarla oldukça kolay, tuzakların olmadığı yerlerde ise yaklaşıp yakın mesafeden de hasar verebilirsiniz. tek problem tuzağa yakalandığınızda klonlarıyla birlikte büyük hasar kabiliyetinin olması.

    6- old hero: bu boss'u tek seferde geçtim ama bu kadar yukarıda yer almasının tek sebebi boss'a ulaşmak için gitmeniz gereken yolun oyunun en gıcık en zorlayıcı yeri olmasıdır. boss'a ulaştığımda gittim çayımı koydum, youtube'dan taktik izledim ki bir seferde bu iş bitsin. bir de world tendency muhabbetine tam boss öncesi 3 adet ekstra kuvvetli npc vardı, oraları geçene kadar gerçekten oyundan soğudum, bosslardan daha çok zorlandım. boss'un taktiği ise oldukça basit. boss kör olduğu için çıkardığınız seslere duyarlı, bu nedenle sprint atmadan arkasından usulca yaklaşıp 1-2 vuruş yapıyorsunuz. bağırıp etrafa rastgele vurmaya başladığında uzaklaıp tekrar ediyorsunuz. thieves ring'e sahip olmanız oldukça basitleştiriyor savaşı.

    5- armor spider: başlarda taktiğini çözene kadar gönderdiği ağ'a yapışıp yanarak bolca öldüm. daha sonra belli güvenli noktalar bulunca ne zaman yaklaşıp ne zaman uzaklaşacağını kestirmek zor olmuyor. ayrıca sanatsal olarak ve dizayn olarak en beğendiğim kısımlardan biriydi.

    4- penetrator: boss'a benzer diyebileceğim ilk boss sanırım. farklı comboları ve hızlı saldırıları var. özellikle mızrağın ucuyla dikine yaptığı saldırıdan kaçmazsanız canınızı büyük ölçüde götürüyor.

    3- old king allant: ilk 3'te herhangi bir noktada yer alabilir ancak oyunun sonunda oldukça kuvvetlenmiş olduğum için tek seferde zorlanmadan yenmeyi başardım. yine de farklı saldırıları ve özellikleriyle zorlayıcı olabilecek bir boss. hatta sekiro bosslarının atası diyebiliriz, biraz isshin'i de anımsattı bana, tabi bu kişisel görüşüm. en korktuğum özelliği kalıcı bir şekilde 1 souls levelınızı çaldığı saldırısıydı ancak ondan kaçmak da oldukça kolaymış.

    2- maneater: bu boss 1. sırada da olur 2. sırada da olur karar vermesi oldukça zor. şu an yazarken bile acaba 1 mi yapsam diyorum ama dediğim gibi bu benim tecrübeme göre oluşturduğum bir sıralama ve flamelurker savaşı ile maneater arasında oldukça büyük bir güç farkındaydı karakterim. savaştığınız köprünün ortasındaki ateşin etrafında dönerek savaşırsanız işiniz oldukça kolaylaşır.

    1- flamelurker: oyunun başında yeterince güçlü değilken 3.1 , 4.1, 5.1 bosslarına gitmeden denediğim için kabusum olmuştu. hem hızlı hem hasar kabiliyeti yüksek, güçlenip geldikten sonra bile zorlanarak kazandım. bu nedenle benim için en zor bosstu.

    uzun bir paylaşımı burada noktalıyor, elden ring'i beklemeye dönüyorum.
  • zorlananlar için ufak bir item çoğaltma yolu vereyim.

    başka oyuna destek için gittiğinizde elinizdeki itemleri arkadaşınıza attıktan sonra oyun içinde çıkış yaparsanız kendi dünyanıza aynı itemlerle geri gidiyorsunuz, arkadaşınızda attığınız itemleriniz kalıyor.

    oyunun tadını kaçırır mı bilmem ama aklınızda olsun.

    ayrıca oyunu pure white olarak ilerlemeniz gerekir, insan olduktan sonra hep neksus da ölüp ruh formunda oynamanızı tavsiye ederim.
  • https://youtu.be/z6pxu8go-p4 oyunla ilgili şöyle bir video yaptım, ilgilenenler bakabilir, ayrıca olumlu - olumsuz görüşlerinizi bekliyorum.
  • (bkz: mükemmel)

    ama...

    --- spoiler ---
    bence orijinal oyunun boss müzikleri daha güzeldi. mesela...

    flamelurker
    orijinal(cenaze marşı)
    remake

    dragon god
    orijinal
    remake

    maiden astraea
    orijinal :'(
    remake

    --- spoiler ---
  • ahh ahh playstation 3 de “sikerler böyle oyunu” diyip bir kenara atıp, yapacak hiçbir şey kalmayınca tekrar elime alıp oyunu bitirene kadar bırakmadığım oyun. souls serileriyle ilgili bir aşk da o zaman başladı benim için. sonra tüm souls serilerini çıktığı gün alıp oynadım ve bitirdim. oyunla ilgili bir kaç kelam etmek istiyorum :

    artılar :

    - grafikler çok iyi. hele ki iyi bir televizyonunuz varsa göz orgazmına hazır olun.
    - sesler mükemmel, hele ki 3d destekleyen bir kulaklığınız varsa efsane.
    - yükleme süreleri komik derecede kısa.
    - dualsense ile oyundan aldığınız zevk iki katına çıkıyor. elinizdeki silahın ağır ya da hafif olduğunu dualsense size çok iyi hissettiriyor.
    - ps5 sürümündeki iyileştirmeler, oyunu baya bir kullanıcı dostu yapmış.
    - oyuna eklenen yeni backstab ve riptose animasyonları çok akıllıca ve görsel olarak bir şölen olmuş.
    - fractured mode ile oyunu farklı bir oyun oynuyor gibi oynayabilirsiniz.

    eksileri :

    - oyun remake ve yapımcı firma bluepoint, oyundaki tüm kodları, hitboxları, vuruş animasyon süreleri yani kısacası tekrar dizayn gerektirmeyen herşeyi aynen aktardığını belirtmişti. bu bilgiden sonra inan ister istemez sormadan edemiyor : “e be amk, bu fiyat ne o zaman” fiyat çok pahalı. sadece türkiye’de değil dünyada da pahalı.
    - oyun bir souls oyunu için fazla kolay. eğer bir souls veteranıysanız, oyun fazlasıyla kolay gelecektir.
    - dark souls 3 deki silah çeşitliliği ve weapon art animasyon çeşitliliğinden sonra bu oyundaki animasyonlar nispeten kısıtlı gelecektir.
    - bluepoint oyunun orjinaline sadık kalmak adına geliştirme yapabileceği birçok ayağı bence atlamış. buna saygı duyuyorum sonuçta bir türün doğmasına neden olan bir oyuna karşı aldıkları bir tavırdır ama bence değişiklikler olabilirdi.
    - oyun x box’ta yok. neden yani ? geçin artık bu işleri, yıl olmuş 2021. çıkarın tüm platformlara, oynayan oynasın.

    genel olarak oyun çok güzel. tam bir next-gen şöleni. zevk alarak oynuyorum.

    gsogaming de oynuyorum. izlemek isterseniz buyrun. öptüm kibs bye.
    -
  • remake'in eksikleriyle ilgili bir video:

    the demon's souls remake is inferior to the original

    durumu iyi özetlemiş. remake'te hikayeye uymayan değişiklikler yapmışlar. tabi videoda bahsedilmeyen birkaç eksik daha var. 2-3'teki tapınak tasarımının değiştirilmesi, 5-2'de görüş mesafesinin arttırılması, bazı boss'lardan önce duyduğumuz, gerilimi yükselten uğultu sesinin kaldırılması falan.

    bir de illusory wall kanalının yaptığı kıyaslamalar var. şu ana kadar 3 video yüklemiş:

    - part 1
    - part 2
    - part 3

    bunları da izleyin. oyuna hayranlığınızı arttırabilir
  • fiyatı black friday muhabbetine 380 tl'ye düştü.

    alsam mı kararsız kaldım.

    next gen hakkını veren bir oyun mu merak ediyorum.

    edit: aldım gitti.
  • remake'in ne kadar dandik olduğunu tek bir örnekle ispat edeceğim!

    şu videolara göz atın:
    1. demon's souls - maiden astraea ara sahne (ps3)
    2. demon's souls remake - maiden astraea ara sahne (ps5)

    fark ettiniz mi?
    muhtemelen hayır.
    anlatayım...

    maiden astraea video oyun tarihinde gelmiş geçmiş en trajik karakterlerin başında gelir. şahsi favorilerimden birisidir, tema müziği yüreğimi dağlar ki onu da remake'de katlettiler ama neyse...

    kısaca; herkesin unuttuğu ama daha da acısı unutmak istediği yoz vadi'ye gelerek buradaki biçare sefil varlıklara yardım etmeyi kendine görev edinmiş bir azizedir, astraea. çok gençken mucizeler sergilemiş bu yüzden de azize olmuştur. burada, yoz vadi'de, tanrının eylediklerini sorgulamış ve ilk kez bir iblis ruhuna insan formunda hükmetmeyi başarmış, insan kalarak iblis ruhundan güç çekmiş ve vadi'dekilere umut olmuştur. böylesi yüce bir karakterdir.
    işte bu kutsal mücadelesinde, vadi'de ona eşlik eden pek çok şövalye can vermiştir ve fakat ulu garl vinland, astraea'nın iradesine neredeyse denk bir irade ile azizeye bağlılığından burada tutunmuş ve onu korumaya yeminli olarak yanı başında beklemektedir. biz de aslında azize astraea ile değil, garl vinland ile dövüşürüz.

    şimdi, iki versiyon arasındaki fark nerede? neden remake dandik?
    iki ara sahnede de garl vinland, vadi'ye astraea'yı öldürüp iblis ruhunu ondan almak için ya da bir sebepten yolu düşen -ve yüksek ihtimalle bizzat kendisinin öldürdüğü- pek çok maceraperestin cesetleri arasından ayağa kalkmaktadır. ilk videoda muhtemelen teknik yetersizliklerden ayağa kalkma animasyonu pek de iyi kotarılamadığı için zekice bir bloklamayla garl vinland'ın ayağa kalkışı nispeten gizleniyor ancak bluepoint'in yaptığı remake'te, garl vinland ne hikmetse cesetlerin arasına gömülmüş bir şekilde, üzerinden cesetleri bir kenara atarak ayağa kalkıyor! evet, kendi öldürüğü insanların cesetleri arasına gömülmüş bir halde bekliyor ve ayağa kalkıyor.

    ne!?

    garl vinland, azize astraea'nın koruyucusu, o vebalı suyun içinde sırf kendini adamışlığı sayesinde hayatta kalan garl vinland, kendini cesetlerin arasına mı gömmüş? niye? niye ulan? niye?

    soruyorum: orijinal oyunu oynamamış, garl vinland'ın kim olduğunu ve orada ne yaptığını bilmeyen bir kişi, remake'teki ara sahneyi izlediğinde ne düşünür? belki azize'nin ölüler arasından diriltiği birisi olduğunu düşünür! öyle alalade birisi olduğunu düşünür! remake'in buna ne hakkı var?

    bu özensizlik değil de nedir? bütçemiz var biz oraya afili bir ayağa kalkış animasyonu koyarız, dediniz, eyvallah! tamam da niye adamı cesetlerin arasına gömdünüz? amaç nedir yani? bakın bu demon's souls. size, hikayeyi öyle geleneksel yollarla ağzınıza tıkarak vermiyor. çevresel hikaye anlatımı, demon's souls'un en güçlü yanlarından biri. böyle dandik bir değişiklikle anlatılan hikayenin içine ediyorsunuz. farkında değil misiniz?

    yapacağınız işe sokayım...
  • dark souls 3, bunun yanında çerez kalır.

    bloodborne, ds3 ve dsr arasından en zor bence bu dsr. iki kemertaş arasında hayatta kalmak o kadar zor ki.

    edit: yeni başlayanlar için kesinlikle 4-1’deki crescent falchion’u bulmadan oyunda ilerlemeyin. (hilal pala)
    yoksa benim gibi oyunun başlarında saatlerce ıkınırsınız. ne yapın edin o crescent falchion’u alın.
hesabın var mı? giriş yap