• sokakta yaşayan adamların eskiden önemli biri (doktor, çok zengin vs.) olması goygoyu gibi..
  • müslüman dünyada bir deliye sadece potansiyel bir dahi değil aynı zamanda tanrısallık atfedilerek tanrının veli bir kulu gözüyle de bakılır. bu durum tarihseldir.

    şöyle ki;

    (bkz: baumgarten) -ki filozof olan degil- 1574 senesinde; mısır, arabistan ve filistin'e seyahat eder. buraların tarih, yaşam tarzı ve dinlerine ilişkin o dönem için yeni ve tuhaf çeşitli bilgileri nakleder.

    "...orada (mısır'da belbes yakınlarında) kum yığınları arasında belli bir saracen azizi gördük, öyle ki annesinin rahminden çıplak oturarak çıktı. öğrendiğimiz gibi, delilere ve akılsızlara azizler gibi tapınmak ve hürmet etmek müslümanların adetidir. dahası, uzun bir süre saf olmayan bir yaşam sürmüş olanlar ve sonunda kasten kefaret ve yoksulluk çekenlere, kutsallıkla hürmet edilir. bu insanların yani delilerin canlarının istedigi evlere girmek, yemek yemek, içmek ve daha da önemlisi uzanmak konusunda sınırsız bir özgürlükleri vardır; ve bu ilişki, ardından çocuk gelirse, aynı şekilde kutsal kabul edilir. bu nedenle bu adamlara aptalca yaşıyorlar ve büyük onurlar gösteriyorlar; hatta deliler öldüklerinde çok büyük tapınaklar veya anıtlar inşa ederler ve şans onları karşılar ve en şanslı oldukları yere gömüyorlar. söylenenleri ve söylenecekleri tercümanımız mucrelo'dan duyduk. dahası, o yerde gördüğümüz o alaycı adam, cazgır yada onu tanıyan kişi tarafından; alaycı, ilahi ve dürüstlükte seçkin biri olduğu için çok övüldü; çünkü o bir zamanlar kadınların çocukların kölesiydi, ama sadece eşekleri ve katırları severdi. -kastettigi şey kadın ve çocuklar deli ile eğleniyordu olmalı-"

    baumgarten'in kitabı ingilizce olarak joseph scaliger tarafından düzenlenmiş ve ingilizce olarak churchill'in koleksiyonunda bulunuyor.
hesabın var mı? giriş yap