debris

• ing. enkaz, yıkıntı, çöküntü
• "any sufficiently advanced technology is indistinguishable from magic." - arthur c. clarke
  
  iste bunun dizisini yapmislar eheh.
• bir x-files veya fringe değil elbette ama güzel gidiyor. son bölümde john noble reis'i görmek (walter bishop) ise bambaşka bir sürpriz oldu.
  
  o başroldeki kızın kezban tavırları bayağı bunaltmıştı bir ara ama herhalde uyarı geldi ki düzeltti. aferim böyle akıllı ol.
• bir hortumun yerle temas eden noktasında, bir ucak motorunun agzında ya bir volkanın ucunda, enerjinin en yogun oldugu, maddenin bulunmasının en zor oldugu nokta. enkaz da denilir.
• "debri" şeklinde okunur. hatta d(eı)bri.
• bildiin işe yaramaz; çöp, çöplük.
  (bkz: uzay çöplüğü)
  (bkz: space debris)
• son donemlerde yaptiklari her sey gibi bu da cok guzel:
  
  darling, baby
  don't say maybe
  disobey me, i'll be
  like a bad penny
  i twist the truth
  i love your youth
  you're losing grip
  take a trip, you,
  you're going down
  going down
  you're going down
  like fallen angels
  i will mesmerise
  you will paralyse
  framed in your game
  slowly fading
  no one knowing
  we are through
  count your blessings
  count to eighteen
  souls to perish
  for a few stolen dreams only
  as we've walked down the alley
  on the misty afternoon
  no one looked back nor forward
  the city walls felt distant
  never at our reach
  we're sentenced to your world
  you're going down
  you're going down
  with me
  you're going down with me
  i will mesmerise
  you will paralyse
  like fallen angels
• tıpta da kullanılır.
  
  “debris materyali patolojiye gönderildi.”
  
  tam bir organ da değil, abse-pü de değil, bir dokunun kürete edilen ama ana dokuya çok benzemeyen kısmı. granülomatöz mastit de memeyi açarsın önce pü gelir, sonra debris gibi...
• fransızca débris. tekil kullanımı parça, kısım, çoğul kullanımı çöp, enkaz anlamına gelir. ingilizce'deki |debri| telaffuzu da bu fransızca kökeninden kaynaklanır.
• 1. sezon 9. ve 10. bölümleri üst düzeyde olan dizi.