• dizinin ülkemizde bu kadar tutmamasının ve bu denli az sayıda entry girilmesinin (ki girilen entrylerin yarısı diziyle ilgili değil zaten) sebebi bana göre türü, yani western olması.

    özellikle 80’lerde ve sonrasında doğanlar için western kültürü, istisnalar olmakla birlikte değerini kaybetmiş, beyaz perdede ve tv’de rağbet görmeyen bir tür. ben ve benim gibi düşünenler, bizlere babamızdan, abilerimizden kalan bir emanet gibi olduğu ve tek kanal zamanlarında yaşadığımız hatıraları canlandırdığı için bu denli üzerine titriyor ve hassas davranıyoruz belki de, bilemiyorum.

    genel olarak western türü ve bu dizi yeni neslin aradığı gizem, doğa üstü olaylar, zeka ürünü bir yapılanma ve büyük sürprizleri bünyesinde barındırmıyor. zaten büyük sürprizler bu türün yapısına aykırı. bir adam vurulacaksa vurulur, bir arazi alınacaksa alınır, iyiyle kötünün mücadelesinin arasına ne yaparsan yap girilemeyecektir. bu da western dünyasına aşina olmayan izleyici kitlesine “ ee n’oldu ki şimdi anasını satayım, nesi ilginç bunun” cümlesini kurdurtmak için yeterli bir veridir, ilgisini çekmez çünkü böyle şeyler. ayrıca yine tür sebebiyle bayan izleyici kitlesini dışarıda bırakıyor, bu da çok büyük bir dezavantaj dizi için. çoğu insan da toz bulutunun hakim olduğu kasabaları, pis suratlı, “bana nasıl yan bakarsın lan!” diye racon kesen ve gözünü kırpmadan adam öldüren tipleri, kadınların öneminin neredeyse sıfır olduğu, kızılderili ve zenci düşmanlığının had safhaya vardığı, elde elekle altın aramak için oradan oraya koşuşturulmasını, arazi kavgaları için yaşanan büyük çatışmaları izlemek istemiyor, ilgilerini çekmiyor.

    bu dizi ise saydığım maddelerin birçoğunu bünyesinde barındırıyor. bölümler ardı ardına akmıyor ve “uykusuz kalayım da bir bölüm daha izleyeyim” dedirtmiyor, türden beklenen bol aksiyonu ve silah seslerini izleyiciye ulaştıramıyor ama kusursuz bir western kasabası profili, bol entrika, harika bir şekilde hazırlanan dönem kostümleri, karakteristik tiplemelerle bu türe gönül verenler için ilaç gibi geliyor. sadece o havayı solumak için son derece durgun ve sıkıcı denilebilecek 1. sezona katlanabilenler 2. ve 3. sezonda bir nebze ödülünü alıyor diyebilirim. ama yine de söylemeliyim ki bol aksiyon bekleyen western severler 3 sezonu izleseler bile tatmin olmayacaktır. çünkü burada asıl baş rol ne al swearengen, ne seth bullock. mevzunun merkezi, yani baş rol “kasaba”. karakterlerin ayrı ayrı analizi dizinin geneliyle ilgili yorumları arka planda bırakacağı için o mevzuya bu yazdıklarımın içinde hiç girmedim. ama şunu söyleyebilirim şu an için benim de beğenerek izlediğim birçok günümüz popüler dizisinden çok çok üst seviyede bir oyunculuk ve sağlam karakter kurgusu var. sözün özü ben bu kültürün hastasıyım, yer yer bayıcı bile olsa zaten yok olmak üzere olan bir türden kesitler izlemek isterim, ayrıca iyi oyunculuk sergilenen bir yapım ilgimi çeker diyenler için dizi biçilmiş kaftan.
  • bu dizideki trixie'yi sanki bir yerlerden tanıyormusum hissi vardı hep:
    (bkz: savcı esra)
  • "god rest the souls of that poor family... and pussy's half price for the next 15 minutes."

    şeklindeki diyalogları ile özetlenebilecek enfes dizi.
  • 36 bölümlük seride fuck kelimesi ve türevleri 2980 kez kullanılmış. bu da her bölümde 83, ya da 2 dakikada 3 fuck a denk geliyor. bir de cocksucker var ki onu hiç hesaba katmıyorum.

    zamane çocuklarının sevmeyeceği dizidir bir de.
  • hbo nun denyolugundan nasibini alan son dizidir. carnivalein nasil ve neden iptal edildigi herkes tarafindan bilinmekteyken hbo, elinde kalan bir iki iyi diziden biri olan deadwood'u daha 3. sezonu yayinlanmaya baslamadan, 4. sezonun olmayacagini ve diziyi iptal ettigini duyurdu. simdi bu nasil bir stratejidir bakmak lazim: 3. sezon birkac hafta once basladi, ama iptal karari yaklasik 1 ay once verildi. sezon buyuk ihtimal cliffhanger ile bitecek ama 4. sezon yok? o zaman 3. sezonu neden izlesin seyirci?
    deadwood carnivale'dan biraz daha fazla rating almasina ragmen, iptal kararina verilen tepki, carnivale'dan kat kat az olmus. belki de bunun nedenlerinden biri hbo'nun dizinin yaraticisi david milch ile yeni bir dizi icin anlasma yapmasi ve milch'in de uzun pazarliklar sonunda hbo'dan deadwood'u toparlamak icin iki film sozu almayi basarmasidir.
  • bu dizide geçen karakterlerin gerçek hikayeleri wikipedia'da mevcuttur. detaylar haricinde temel olaylar diziyle örtüşmektedir.

    http://en.wikipedia.org/…iki/deadwood,_south_dakota
    http://en.wikipedia.org/wiki/al_swearengen
    http://en.wikipedia.org/wiki/seth_bullock
    http://en.wikipedia.org/wiki/calamity_jane
    http://en.wikipedia.org/wiki/wild_bill_hickok
    http://en.wikipedia.org/wiki/jack_mccall
    http://en.wikipedia.org/wiki/buffalo_bill
    http://en.wikipedia.org/wiki/gem_theater
    http://en.wikipedia.org/wiki/bella_union_saloon

    gem theater ile ilgili geçen "portrayed in deadwood, although the real-life individuals were reputed to be much more brutal to the prostitutes than seen in the series, as was swearengen himself" lafı ise düşündürücü.
  • porno jargonunda erekte olmamis penise verilen addir. herhangi bir porno film boyunca bunlardan gormeniz mumkun.
  • şimdi bu dizi, kayısı yedim sindirimime olan muhteşem etkisini göremeden bitirdim, hıhhkk diye soluk aldım, karbondioksidini veremeden bitirdim, gece uykularımı böldüm izledim, yemek yemedim, su içmedim deli gibi izledim dizisi değil. o konuda hem fikiriz sanırım. western kurguya taparım ben diyen adam bile öyle izleyemez. ciddiyim valla... en sevdiği dizi carnivale olan birinden duyuyorsunuz. şimdi bir kere diyalogları çok ağır. wu dışındaki herkesin içine şair kaçmış gibi. gerçi o da "cocksuckaaa," vuuuh, sevecınn" tuu coksakaaa" diye diye kendi çapında özel bir dalgaya imzasını atmış olabilir bilemedim. adamcağız kendi şiir gibi zaten. dombalamm benim.

    swerangen abimiz desen, başlı başına bir olay, tatlı sert gibi. ilk sezonda bildin erol taşa bakıp delecek adamdı ama, hearts gelince bir oturdu, bir iyilik meleği oldu.salak bir çocuk vardı, adını unuttum bunun emrinde, kanımca suç çocukta değil, adamın anlatımındaydı, bana o kadar kelime oyunuyla sandalye çek dese, bakışlarım oteldeki ölü geyiğin bakışlarından daha anlamlı olmazdı.

    tamam hadi ben salağım, bu adam çok zeki, deha da, şimdi allah aşkına, bardan çıkmayan, işi gücü olmayan , gidip atın bacağına otzbir çeken adamın içinde de mi filozof olur arkadaş ? ekmek teknesindeki fırıncı baba gibi şakıyordu adam.

    e be yavrum madem şikayetçisin bu kadar neden izledin bu diziyi diyeceksiniz, sevdim çünkü. ( türk evladı alın işte bu kadar net.) sebebini sormayın inan bilmiyorum. belki dönem dizilerini sevdiğim için, tozlu ortamı bana tanıdık geldiği için... cyntiha ettinger için... ( buradaki adını hatırlamıyorum, geç geldi, sonra dizi bitti zaten). joanie stubbs için, cy tolliver için ( rutkay azize benzemiyor mu allah aşkına? )

    dizinin açık ara en bomba karakteri joanie stubbs idi. destansı karakteri, olanca şeye rağmen hala dimdik duruşu. başa çıkma çabası... dizide en çok onun için üzülüp, en çok onun için sevindim. onunla olan bölümler gerçekten şiir gibiydiler.

    bir de birinci sezon, iki ve üçe göre daha sağlamdı kesinlikle. hikaye daha yavaştı belki ama, ayrıntılar daha yumuşatılarak, daha anlaşılır şekilde işleniyordu. eb farnum daha az iticiydi, seth bullock bir işlere yararmış gibiydi, ha bir de wild bill hickok mevcuttu. karizmanın aktığı birinci sezonun gazıyla iki ve üçü de idare ettim.

    güzel dizi kesinlikle o kadar yerdiğime bakmayın, pek yermedim de aslında, hani bir kaç küçük kusur diyelim. ( seth bullock 3. sezonda bilinmeyen bir sebeple en alakasız yerde burnunu kaşıyıp durdu. oohhh bunu da alın, rahatladım ya. ) şöyle farklı bir hava göreyim diyorsanız, tavisyemdir, benim kalkıp çok deadwood' a gidesim geldi mesela.
  • --- spoiler ---

    2012-2013 itibariyleboardwalk empire, ve game of thronesun pik diziler oldugu dusunulurse, 'ben nasil kacirmisim bunu!' dedirten, 3.sezondan sonra gerisi gelememis, tadindan yenmeyen, produksiyonu da oyunculugu da koloni donemi amerikasini ve tum cirkinliklerini zevkli bir inandiricilikla sergileyen nefaset bir dizi.

    --- spoiler ---
  • deadwood'un ana karakteri seth bullock gibi gozukse de asil ana karakter al swearengen babadir. dzi ilerledikce baskinligi artan al babayi oynayan ian mcshane'i "sinirli, huzunlu ve mahcup" halleri tek bir bakisla verebilmesi dolasiyla ellerinden opuyorum.

    diziyi anadili ingilizce olanlarin bile tamamiyla anlamasi cok zordur. tavsiyem altyazilariyla izlenip, hicbir detayin kacirilmamasidir.

    diziyi birkac haftada izleyen her bunyede asagidaki degisimlerin olmamasi imkansiz gibidir.
    http://www.youtube.com/watch?v=f31plccxd0u

    bu da mad tv''nin deadwood parodisi.
    http://www.youtube.com/watch?v=dpjoek_nlsk
hesabın var mı? giriş yap