• yoksul mahallesindeki tek makarna suzgecinin, utusunun vs. o an hangi evde oldugunun herkesce bilinmesi.
  • bir toplulugu oluşturanların duygu, düşünce ve ortak çıkarlarda birbirlerine karşılıklı bağlanması; birbirlerine destek olması.
  • hayatın her alanında, her zaman çok gerek duyduğumuzu tekrar tekrar görüyorum. bazen küçük küçük hissettiriyor, böyle günlerde de kocaman bi' düğüm olarak çıkıyor karşıya. örgütlenmekten ve dayanışmadan ayrı yol yürümek insan için mümkün görünmüyor gözüme.
    pandemi ilk başladığında, evden çalışmaya tam döndüğümüzde, patronum herkesin olduğu bi şirket toplantısında biz burda tüm toplantıları kamera açık yaparız demişti. önce bi öffledim, sonra dedi ki, eğer sabaha kadar ağladıysanız da, saçınız başınız istediğiniz gibi değilse de, o gün iyi hissetmiyorsanız da, azıcık hastaysanız da bırakın ekip arkadaşınız görsün. burada hepimiz insanız, ben bileyim jstbse'nin gözleri şiş, bugün yine işimizi yapmamız gerekir, ama özenli davranırım ona.

    bu kültürü sürekli oluşturmak ve korumak gerekiyor. günün bilmemkaç saatini beraber geçirdiğiniz insanlarla sırf bu anlamda da olsa dayanışmada olun. o bir topluluksa bu topluluğun içinde sizin haliniz önemsensin istediğiniz için bile olsa bu adımları atın. bi sonrasında bu yerleşen bir alışkanlığa dönüyor.
    hepimiz ruh gibi geziniyoruz, herkesin hali belli ama, hiç bişey olmamış gibi davranmak ve herkesi kendi azabıyla bırakmak iyi değil. elinizden bişey gelmeyeceğini bilseniz de sorun. sabah konuşacağınız iş arkadaşınıza nasılsın diye sorun. size sorulmasına izin verin. telefonda iki dakika iş konuşacaksınız, eğer depremle ilgili bir durumu varsa özellikle sorun, durumları nedir, yapılabilecek bişey var mı diye. sadece çok sevdiklerinizi değil, aklınıza sonradan gelenleri, o an durumunu öğrendiklerinizi, moralini iyi görmediklerinizi sorun. soran için de sorulan için de aynı paydada olmak ve dilin bu kısmını konuşmak çok başka bişey. çevrenizdeki insanlarla dayanışmada olmak, sırf burasından tutsanız bile, herkes için çok fark yaratıyor.
  • özellikle dayılaşmaya karşı oldukça işe yaradığı iddia edilen insan yardımlaşması.
  • bir adam, dort cubugu birer birer kirabilmis ama dordunu birbirine baglayinca kiramamis. insanlarda o çubuklar gibi olmaliymis, sımsıkı bağlanmalılarmış zor zamanlarda birbirlerine, kimsenin onları kolayca kırmaması için. iyi ama insan başka çubuk başka diyen olucaktır. olsun varsin bizi de çubuktan ayiran bir yanimiz var.
    (bkz: tesanud)
  • herhangi bir problem karşısında ayakta kalabilmek için bir kaç kişinin güçlerini birleştirmesi. fiziksel de olabilir bu güç birleştirme ruhsal da. kimi zaman beraberce bir işin halledilmesidir, kimi zaman yürek yakan acılara hep beraber dayanmadır. bünyesinde barındırdığı ış-, iş işteşlik ekinden de anlaşılacağı üzere tek başına meydana gelmez bu hadise. tabi; çeşitli çap ve ebattaki yardımlaşma ve dayanışma derneklerinin çatısı altında toplaşıp okey oynayıp taş çalmaktan başka maharetleri olmayan kuru kalabalıklar bilemez dayanışmayı.
  • bugün okuduğum, eduardo galeano'ya ait olan bir söz, kelimenin bu anlamını en üst sıraya taşıdı bende:

    “hayır işlerine inanmıyorum. dayanışmaya inanıyorum. hayırseverlik çok dikey, yukarıdan aşağıya iniyor. dayanışma yataydır, ötekine saygı duyar.”
  • dayanışma ülkemizde nedense solcu literatüre aitmiş gibi duran bir kelime oldu hep. o yüzden dayanışma yerine yeni kelimeler icat etmek için elimizden geleni yaptık.
    bugünlerde görüyoruz ki dayanışma, sağa sola dinsize imanlıya siyaha beyaza yani sana bana en çok gereken şey. dayanışma için bir şey olmasını beklemeyin. bugün bir milat olsun artık. dayanışmadan güzel birliktelikler doğsun .
hesabın var mı? giriş yap