• adam çıktı 'referandum sonucuna saygılıyız ve halkımıza teşekkür ederiz' minvalinde açıklamalar yapıyor bizdekiler de 'referandum sonucu, arzuladığımızdan farklı olursa tanımayız' diye sığırlıkta çağ atlıyorlar...

    !biz neden adam olamıyoruz?! diyoruz ya işte bu yüzden... saygı yok...

    koltuğu da bırakıyor, vay be...
  • gıpta ile bakıyorum gelismelere. sonuc acıklanır acıklanmaz adam istifa etti.
    turkiyede boyle biseyin olması icin once 800 sene onceki magna cartanın imzalanması lazım. 1000 yıl geriden takipteyiz.
  • referandum, istediği doğrultuda sonuçlanmadığı için söz verdiği gibi isifa etmiştir. fakat istifası üzerine muhalefet, yine de iktidarda kalmasını ve ab'den ayrılma sürecini yönetmesini istiyor.

    medeniyet çok güzel, gelsenize.
  • sırf ingiliz aksanı duymak için izlediğim mecliste konuşan başbakan.
    aga bir tuhaf oldum ama. bu nası meclis amk. sinema filmi havasında geçiyor. küçücük bir oda. kalabalık bir ortam. endişeli ama nezaketi bırakmayan tipler. bir de bizimkilere bakıyorsun. koca götleri sığsın diye ebesinin nikahı kadar bir meclis. salya sümük saça saça bağıran vekiller. ana avrat söven vekiller. uyuyan vekiller. meclise bile gitmeyen vekiller.
    (bkz: her millet layık olduğu şekilde yönetilir)
  • koltuğa kene gibi yapışan çoğu türk siyasetçileri ve cameron arasındaki farklar?
    (bkz: haysiyet)
    (bkz: şeref)
    (bkz: onur)
    (bkz: istifa etmeyi bilmek)
    (bkz: tadında bırakmak)
  • yanlış hesabı bağdat'tan dönmüş olan ingiliz politikacı. ab için referandum fikri, kendisinin değil, ukip lideri nigel farage'ın fikriydi. ukip popülist bir parti. cameron, bu partinin yükselmesinden korktu. çünkü, ukip'in yükselmesi, muhafazakar partinin aleyhine bir durumdu.

    bu yükselişi kesmek, için cameron ateşle oynadı. 2015'te ukip'e oy vermeyi düşünen seçmenden toplamda %3-%4 fazla oy alabilmek için, "eğer tek başına iktidar olarak seçilirsem" referanduma gideceğine dair söz verdi. yani ukip'in en büyük vaadini, muhafazakar parti olarak sahiplendi. işin komiği, muhafazakar parti hiçbir ankette tek başına iktidar gözükmediğinden, cameron rahat rahat bu söylemi kullandı.

    ama brexit'e giden yol, 2015 seçim gecesi döşendi. kimsenin olmaz dediği oldu ve muhafazakar parti tek başına iktidar oldu. cameron, en büyük seçim vaadini tabii reddedemedi. brüksel'den gelen baskı ile referandumda ab'de kalalım da safında yer aldı ama referandum için tarih belirlendi.

    referandum işinde yine de kalalım tercihi hep öndeydi. ama siyaset işte böyle kaygan bir şey. partisinden, boris johnson, baktı ki, muhafazakar partinin tabanı zaten ab'yi istemiyor. ya şimdi ya da hiçbir zaman diyerek brexit safına döndü. bu olay en büyük kırılma noktasıydı. çünkü ayrılmak isteyen ama bunu söylemeye, yapmaya çekinen muhafazakar seçmen, boris johnson ile beraber kendine meşruiyet buldu. dolayısıyla referandumda da ayrılalım kararı çıktı.

    kendi düşen ağlamaz derler, 3-4 puan fazla için ülkenin kaderi ile oynamayı göze alırsanız, nihayetinde koltuğunuzu da kaybedersiniz.
  • bence bu sevimsiz leave sonucunun çıkmayacağından o kadar emindi ki, daha en başta referandum sözünü verirken içten içe "zaten bi halt olacağı yok, bari aşırı muhafazakarların oyunu sağa sola kaptırmayayım" diyordu. alı al, moru mor olarak sonuçları takip ediyor şu anda ona kuşku yok. ingiltere güçlü ülkedir falan fıstık da emin adımlarla yalnız ve güzel ülke olmaya doğru gidiyor. her şey diplomasiyle, askeri birliklerle, ab ile yapılan özel statü anlaşmalarıyla bitmiyor. işin ekonomi boyutu ve onu şekillendiren bir psikolojik boyutu var. son kertede bunun bedelini belki konglomeralar ve küresel ingiliz sermayeleri değil ama kobiler ve orta gelir grubu çok ağır ödeyecek. iskoçlar da şu anda kendi dizlerini dövüyor olabilirler.
  • (bkz: black mirror)
hesabın var mı? giriş yap