• emekli bir havaci subayin da aldigi bir oduldur. ancak ne yazik ki bu odulu almasina sebep olan olay sonrasi birakin o odulu takmak icin bir boynu, birkac dis disinda hicbir seyi bulunamamistir.

    arizona otoban polisi yol kenarinda yukselen bir kayaligin yaklasik 50. metresinde yanmakta olan bir enkaz bulur. ilk basta bu enkazin bir ucaga ait oldugunu dusunurler. cunku enkazin ve parcalarin etrafa yayilisi kazanin gerceklestigi hiz hakkinda fikir vermektedir. ayrica oraya bu hizda bir arabanin carpmasinin mumkun olmadigi gibi enkazda da ucak parcalari bulunmustur. ancak ayrintili bir arastirma sonrasi bu enkazin 1967 model bir chevy impalaya ait oldugunu anlasilir. arastirma sonrasinda aydinlanan kaza su sekilde rapor edilir.

    hava kuvvetlerinde calisan abimiz nasil elde ettiyse bir jet motoru* sahibi olmustur. bu jet motorunu da arabasina bir sekilde takmistir. eee artik sira bu motoru denemeye gelmistir. abimiz uzun bir duzluge sahip otobana cikar ve jet motorunu atesler. (abimizin jet motorunu atesledigi noktayi erimis asvalttan anliyorlar.) jet motoru atesledikten cok kisa bir sure sonra arac ile 450-500 km/s hiza ciktigi tahmin edilen abimiz bu sekilde yaklasik olarak 4.5 km yol alir. tabii bu sure icinde frenler erimis, lastikler yanmistir ancak arac hizini korumaktadir. sonuc olarak arac havalanir. (aracin havalandigi noktayi gene asvalttaki izlerden anliyorlar. (daha da dogrusu izlerin bittigi noktadan.) arac havalandigi noktadan kayaliklara carptigi noktaya kadar yaklasik olarak 2 km daha gider daha da dogrusu ucar. nihayetinde carptigi kayaliklarda yaklasik 1 metrelik bir oyuk* acan arac paramparca olur. kaza sonrasi super zeki abimizden geriye birkac kemik, dis ve sac parcasi disinda hicbir sey kalmaz ne yazik ki. ama ilginc bir sekilde arabanin arka tamponunu hasarsiz bir sekilde bulunmustur. tampon ustundeki cikartmada ise su cumle yazmaktadir:

    how do you like my driving? dial 1-800-eat-shit

    17 yıl sonra gelen ekleme:
    ahahhaaa filmini bile yapmışlar:
    https://www.youtube.com/watch?v=ktzpx1mcbty
  • bu da darwin ödülünü veren aafs derneği'nin başkanı don wills, san diego'da anlattığı bir olay.

    23 mart 1994'de san francisco adli tıp sorumlusu, ronald opus adlı bir adamın cesedini inceledikten sonra, adamın başından aldığı bir kurşun yarasıyla öldüğü sonucuna vardı. ölen kişi on katlı bir binanın tepesinden atlamıştı. intiharı önceden tasarlamış ve ümitsizliğini anlatan bir de not bırakmıştı. ama ölümüne neden olan yere düşmesi değildi; adam başına isabet eden av tüfeği saçmalarıyla ölmüştü.

    olay inanılmazdı; 8. katta pencere temizleyicilerini korumak amacıyla yerleştirilmiş güvenlik ağı vardı ve opus'un bundan haberi yoktu. aynı katta ise yaşlı bir çift kavga ediyorlardı. adam öylesine sinirliydi ki, eşini korkutmak için doğrulttuğu av tüfeğini birdenbire ateşledi. ancak eşini ıskaladı ve saçmalar pencereyi delerek dışarı çıktılar. ve tam o anda opus oradaydı... güvenlik ağına düşmüştü ve saçmaların hedefi olarak yaşamını yitirdi. istediği ölüme kavuşmuştu, ama bir farkla; intihar edememiş, öldürülmüştü...

    dr.mills, "intihar etmeyi isteyen bir insan eninde sonunda başarır ama, bu kişinin planladığı gibi olmayabilir. opus'un kesin ölümü 8. katta gerçekleşti; ölüm biçimi intihardan cinayete dönüştü." yorumunu yaptı.

    bir insan a'yı öldürmeye teşebbüs eder ama b'yi öldürürse, doğaldır ki b'nin katili olarak suçlu bulunur. ancak bu olayda yaşlı adam da, eşi de tüfeğin dolu olduğundan habersiz görünüyorlardı. adam, eşini her zaman boş tüfekle korkuttuğunu, yoksa öldürmek gibi bir niyeti olmadığını söylüyordu. bu yüzden opus'un ölümü kaza gibi görünüyordu.

    araştırma sürerken bir tanık ortaya çıktı. bu adam yaklaşık 6 hafta önce yaşlı çiftin oğlunu tüfeği doldururken görmüştü. sonunda olay anlaşıldı: yaşlı kadın oğluna verdiği parayı kesmişti. buna çok kızan oğlu ise, babasının her zaman yaptığı gibi annesini korkutmak amacıyla tüfeği kullanacağını bildiği için, annesinin öldürülmesi ümidiyle tüfeği doldurmuştu.

    şimdi düğüm noktasını açıklayalım: ronald opus kimdi biliyor musunuz? haftalarca bekleyip, babasının annesini öldürmesinden umudunu keserek, onuncu kattan kendisini aşağıya atan ronald opus yaşlı çiftin oğullarının ta kendisiydi... yani opus, planladığı cinayetin kurbanı olmuştu, ama intihar ederken...
  • darwin ödülü, olağanüstü ve en aptalca yolları bulup kendilerini öldüren kişilere verilen yıllık onur ödülüdür. ödüle 1987 yılında başlanıldı.

    1995 yılı darwin ödülü birincisi, kola makinasından bir soda almaya çalışırken üzerine düşen makina nedeniyle ölmüştü. 1996 birincisi arabasına jato* aygıtını monte eden ve yoldan çıkıp 30 m. aşağıdaki kayalıklara çarpan bir hava çavuşudur. ve şimdi de 1997 yılı birincisi: los angles'den larry walters; gerçekten çok başarılıydı; larry'nin çocukluk rüyası, uçmaktı. yüksek okuldan mezun olur olmaz pilot olma umuduyla hava kuvvetleri'ne müraacat etti. ama ne yazık ki, gözleri yeterince sağlıklı olmadığı için reddedildi. öylesine üzülmüştü ki, bütün gün evinin arka bahçesinde oturarak havadan geçen uçakları izliyordu, hava üssünün yakınındaki bir eve taşınmıştı. ve birgün larry karar verdi; uçacaktı. yöredeki ikinci el ordu eşyalarını satan dükkana gitti ve iki hava balonu ile birkaç helyum gazı tankı satın aldı sonra evine döndü ve balonları kayışlarla bezden yapılmış demir sandalyesine bağladı ardından cipinin tamponuna sandalyeyi bir halatla bağladı ve balonları helyumla şişirdi. balon yerden birkaç metre yükselince test etmek için üzerine tırmandı. memnundu çünkü balon çalışıyordu. yanına birkaç sandviç ve saçma atan bir tüfek koydu. böylelikle iniş zamanı geldiğinde balonları patlatacaktı. balonun ardından sürüklenen sandalyeye gitti. larry'nin planı halatı kestikten sonra evinin arka bahçesinin üzerinden havalanıp, 900 m. kadar yükselerek uçmak ve birkaç saatlik bir uçuştan sonra yere inmekti. balonları birer birer patlatarak alçalmayı düşünüyordu ama sonuç farklı olacaktı. ve 10 mart 1997'de cipe bağladığı sandalyesinin ipini kestiğinde, sandığı gibi sandalyeli balon araç yavaş yavaş yükselmedi. bir top mermisi gibi los angeles göğüne fırladı, en fazla 900 metre yükseleceğini sanıyordu, oysa daha ilk anda yatay bir uçuşla 7.000 metreye ulaşmıştı. o yükseklikte larry, balonlara ateş etme riskine giremedi, üstelik dengesini de bozulmuştu, kısacası başı iyice dertteydi. böylece soğuktan donarak, korku ve dehşet içinde 14 saatten fazla havada kaldı, oradan oraya sürüklendi. sonunda en kötü şey oldu, los angeles uluslararası havaalanı'nın üzerindeydi.

    ilk kez larry'i bir yolcu uçağının pilotu gördü, hemen kuleyle haberleşerek, elinde bir tüfekle, bezden sandalyede uçan bir adamı tarif etti. havaalanın radarları, 7.000 m. yükseklikte uçan bir nesneyi belirledirler. acil durum alarmı verilerek, hemen bir helikopter araştırma için havalandırıldı. gece oluyordu ve deniz kıyısına doğru rüzgar esmeye başlamıştı, rüzgar larry'i denize götürüyordu ve tabii ardından da helikopter geliyordu. birkaç mil sonra helikopter larry'e yetişti ve görevliler tehlikeli olmadığını anladılar, zaten yardım istiyordu. kurtarmak için yaklaşmaya çalıştılar ama helikopter yaklaştıkça pervanesinin rüzgarı larry'i uzağa itiyordu. sonunda helikopter, larry'den biraz yukarsıdaki bir noktada kalmayı başararak, çılgın uçucuya kurtarma halatını attı ve larry halata tutunarak ve sahile kadar havada taşındı. helikopter mürettebatı çok zor bir işi kusursuz bir şekilde başarmıştı. larry dünyaya dönmüştü, yere indirildiği anda tutuklandı. kelepçelenerek götürüldüğü sırada bir gazeteci, larry'e neden bunu yaptığını sordu. larry, bir an durdu, döndü ve soğukkanlılıkla cevap verdi; "bir adam sadece oturamaz, bir şeyler yapmalıdır." ertesi gün basın larry'den söz ediyordu; los angeles times'da "larry walters, bezden sandalyede şöhrete doğru yükseldi ve 44 yaşında emeline ulaşmayı başardı." yazıyordu. california haber ajansı upi "gökyüzüne bakın. bir kuş mu, bir uçak mı, yoksa bir uzay mekiği mi? hayır. o, bezli sandalyede oturarak 7.000 metrede uçan larry walters. 44 yaşında bir kamyon şöförü. cuma gününün yarısını helyumla dolu balonlara bağlı bir sandalyede geçirdi. bu garip araç uçak pilotlarının ödünü patlattı. long beach polis örgütü olayı doğruluyor. walters; 'yeryüzünde oturuyordum ama bu aracın işlediğini kendime kanıtladım." dedi."

    *jato: kalkış sırasında devreye girerek gereken pist uzunluğunu azaltan minyatür jet motorlarına verilen isimdir. "jet asisted take off" şeklinde kısaltılır. kısa bir süre boyunca çok büyük bir itiş gücü sağlar. araba da bu yüzden kontrolden çıkmıştır zaten.
    önemli not: yukarıdaki bilgiyi, sevgili ve dikkatli yazar arkadaşım actionary iletmiştir. ben de ondan alıntı yaparak aktarıyorum.

    diğer ilginç darwinciler:

    - eski kız arkadaşının evine gidip kapının camını kırmak için tüfeğini bir sopa gibi kullanan adı açıklanmayan bir adam tüfeğinin dipçiği ile cama vurunca, silahı patladı; midesi delinen adam kazara kendi ölümüne neden oldu.

    - kötü diyet ve havasız bir oda, bir adamın ölümüne yol açtı. bedeninde hiçbir iz yoktu fakat otopside adamın vücudunda çok büyük miktarda metan gazı bulunduğunu görüldü. ölü adam diyet yapıyordu ve diyeti fasulye ile lahanadan ibaretti. odaya girildiğinde çok yoğun bir gaz kokusu ile karşılaşılmıştı. yani adam fasulye ile lahananın kurbanı olarak, hiç hava girmeyen kapalı bir odada kendi gazında boğularak ölmüştü. bu arada odaya ilk giren kurtarıcıların üçü kokudan hastalandı ve birisi hastaneye kaldırıldı.

    - upi ajansı; toronto polisinin dediğine göre toronto şehrinin merkezindeki bir gökdelende bir avukatın omuzu cama çarptı ve 24. kattan düşerek öldü. polis sözcüsü 39 yaşındaki garry hoy'un, hukuk öğrencilerine binaların pencerelerinin dayanıklılığını anlatıyordu. polis raporlarına göre hoy, daha önceleri de dayanıklı pencere camlarını tanıtan sergiler açmıştı.

    - ap ajansı, kahire, mısır, 31 ağustos 1995'de 6 insan pınara düşen bir tavuğu kurtarmaya çalışırlarken suya düştüler. ilk önce 18 yaşındaki çiftçi düştü ve akıntıya kapıldı. kız kardeşi ve iki erkek kardeşi birer birer suya atlayıp yardım etmek istediler ama onlar da akıntıya kapıldılar. olay yerine gelen daha yaşlı iki kişi de, göz açıp kapayıncaya kadar aynı akıntıya kapıldılar. bu altı insanın cesetleri kahire'nin 240 mil güneyinde nazyat imara'daki bir pınardan bulundu ve çıkarıldı. ve tavuk da oradaydı ama tavuk yaşıyordu.

    - michigan'da inanılmaz bir olay geçen yıl yaşandı; alamo burns kamyonunu kullanmak için yanına bir arkadaşını aldı. arkadaşı kamyonu kullanırken kendisi kamyonun altına asılacak ve böylece kamyondan gelen nedeni bulunamayan sesin kaynağını araştıracaktı. on km. sonra arkadaşı burns'u kamyonun motor miline dolanarak parçalanmış olarak buldu. (kalamazoo gazetesi, 1/04/1995)
  • hatta gecen seneki odullerden biri bir guney amerika ulkesinde meyhanede icerken tarlada buldugu mayinlari masaya dizip hadi bakalim ustune basarak rus ruleti oyniyalim kime patliycak seklinde eglenirken havaya ucan kasaba ahalisine verilmisti..
  • catisindaki bir kaynak isini kendi kendine yapmaya calisan isguzar bir sahsin da aldigi odul.

    amcamiz oksijen ile calisan kaynak makinasini ve oksijen tupunu alarak catiya cikar. kaynak isini yaptigi sirada oksijen tupundeki bir catlak ve akinti dikkatini ceker. dur sunu da hazir kaynak elimizdeyken kaynativereyim diye dusunur.

    sonuc; amcamizin cesedini komsu evin acitisindan alinir...
  • maceraci bir arkadasin, 22 yasinda hayatini kaybetmesine sebep olan denemesi sonrasi aldigi odul.

    amerika'da bir fast food restoraninda isci olarak calisan arkadasimiz hayatini neselendirmek icin degisik bir seyler aramaktadir. nihayetinde bungee jumping yapmaya karar verir. sonra gider kafasina gore bungee ipi alir. ardindan bu ipi ilk once kendi ayagina, sonra da yerden yaklasik 25 metre yuksekteki atlamayi dusundugu noktaya baglar. evet her sey hazirdir ve hooppp asagi...

    arkadasin olumcul hatasi ise ipi biraz bol/uzun tutmus olmasi. kullandigi ip, atladigi nokta ile yer arasindaki mesafeden bile daha fazlaymis... herhalde bol olsun, ferah ferah atlayim diye dusundu... bilemiyoruz.
  • kendilerini olabilecek en salakca yontemler ile oldurenlere verilen oduldur. olum kotudur ancak bu odullerin alinmasina sebep olan trajik olaylar insanlari kahkahalara suruklemektedir. birkac ornek verelim...

    tam tren raylari uzerinde bozulan bir arabaya tren carpar. araba parcalanir ve arabanin sahibi de olur. buraya kadar cok siklikla karsilasilan bir kaza gibi bile gorunse olayin meydana gelisi dusunuldugunde olen sahsin bu odulu neden hak ettigi tam anlamiyla anlasilmaktadir.

    abimizin arabasi tam tren raylarinin ustunde bozulur. arabayi calistirmayi basaramayan abimiz arabayi iterek de bir yere varamaz. sonuc olarak yardim istemeye karar verir ve telefon ederek arkadaslarindan yardim ister.

    bu noktadan sonra olanlari makinistin agzindan dinleyelim:
    "raylar ustunde duran adam bir eli ile telofonunu kulagina goturmus konusmaya calisirken obur elini de diger kulagini kapatmak icin kullanmaktaydi."
    trenin sesinden rahatsiz olmus olsa gerek...

    ikinci ornek ise 1993 de amerika'da illinois eyaletinde yasanan bir olay sonrasi bir polis memurunun aldigi odul ile alakali. polis memuru, yaklasik 20 gun once kaza ile kendini vurarak olduren arkadasinin yaptiklarini canlandirmaktadir. silahini bosaltmayan akilli polis memurumuz tipki arkadasinin yaptigi gibi kendini karnindan vurur. ancak bu yara ile olmeyen polis memuru kendi kullandigi arac ile hastaneye giderken trafik kazasi yapar ve olur...

    bir diger akillara zarar ornek ise hirvatistan'dan geliyor. yeni yil* kutlamalarinda kullanmak icin havai fisek yapmaya calisan super akilli sahis, ihtiyaci olan barutu elbombasinin icinden almaya calisirken kendini oldurur. pimini cekmedigi(!) icin tamami ile emniyetli oldugunu dusundugu elbombasini elektirikli testere ile ortadan ikiye ayirmaya calismistir.

    bir diger kisa ornek ise su sekilde. iki maceraci arkadas iplerini alarak yola cikarlar. derin bir vadinin iki ucunu birbirine baglayan kopruye bagladiklari ipleri asagi sarkitarak vadiye ulasmaktir amaclari. kopru ise tren yolu koprusudur. bu iki kafadar ise ipleri olabilecek en saglam yere yani raylara baglamislardir.
  • sadece akillara zarar sekillerde kendilerini oldurenlere degil ayni zamanda salakliklari ile dillere destan olabilecek sahislara da verilen bir oduldur. kendini akla hayale gelmeyecek yontemler ile gen havuzundan temizleyenlere verilen altin odul, kendini olduremeyen dillere destan salaklara ise gumus olarak verilmekte. hemen bir iki ornek verelim.

    olay amerika'da yasaniyor. 16 yasinda bir kiza tecavuz etmek ve oldurmek suphesi ile yakalanan zanli mahkemeye cikarilir. ancak cinayet ve tecavuzu kanitlamak icin yeterli miktarda delil bulunamayisi sebebi ile serbest birakilir. bu karar sonrasi kendine guveni gelen zanli, kendisini tutuklayan polislere "hicbir isi dogru durust yapamiyorsunuz salaklar sizi" diye baslayan bir mektup yazar. mektubun devaminda ise yargic "yeterli delil olmadigi icin bu adami cezalandirmam" dedi "simdi ne yapacaksiniz salaklar" diye duygularini yazmaya devam eder. kendini dokunulmaz olarak dusunmekte ve koca bir polis teskilatini salak yerine koydugu icin gururlanmaktadir. ne de olsa isledigi suclara dair gerekli delilleri bulamamislardir. ancak hizini alamamis olsa gerek mektubun devaminda cinayeti nasil isledigini, delilleri nasil yok ettigini falan anlatir ki biz buna itirafname diyoruz. hatta bunlarla da yetinmez birde utanmadan sekiller cizerek olayin nasil oldugunu net bir sekilde aciklar. ne kadar akilliyim bakin der akli sira...

    sonuc: muebbet hapis

    ikinci ornek ise arabalari yikamak icin kullanilan ve basincli su fiskirtan aparattan su icmeye calisirken kafasini patlatan sahsin eylemi ile alakali. yanaklarini parcalayan bu sahis olmemistir ve yanaklarini yerine yeniden diktirebilecek kadar da sanslidir. ama yaptigi salaklik dillerden dusmeyecek kadar buyuktur.
  • ne yılını ne de kahramanın ismini hatırlıyorum ama hikaye ecnebilerin dedeği gibi remarkable.
    *sevgililer arasında popüler olan yüksek gerlim hattına çıkıp manzara izleme* aktivitesini sevgilisinden yeni ayrılmış eleman yanıda altı şişe bira ile gerçekleştirmektedir. 5inci şişeyi bitiren eleman sıvı atıklarını vücundundan uzaklaştırma sıkıntısını daha fazla uzatmayarak pantolunun içinden gerekli aygıtı çıkarıp işemeye başlar fakat unuttuğu bir şey vardır: çiş elektrolittir*. ve ohm yasasının da yardımıyla önce neon lambası gibi radyasyon yapar, alev alır ve sonuda parçalarına ayrılır. daha sonra elemanın yarrağı birkaçyüz metre uzakta zenci aletinden daha bir kara şekilde bulunur.
  • 2005 yılının ödülünü tayvan'da aynı kıza aşık olan iki üniversite öğrencisi almış. aşık oldukları kızı etkilemek ve rakibinden kurtulmak isteyen iki aşık bu sorunu bir düelloyla çözmeye karar vermişler. üniversitenin sonbahar festivali sırasında bir kaç tek attıktan sonra scooterlarına binip karşı karşıya gelmişler. kararlaştırdıkları gibi her ikisi de motorsikletlerini birbirlerinin üzerine sürmüşler. kurallara göre motorsikletini ilk çeviren kızı kaybedecek ve rekabetten çekilecekmiş. her ikisi de kıza delicesine aşık olmalı ki motorsiklerden hiçbiri yönünü değiştirmemiş ve saatte 80 km hızla birbirlerine çarpmışlar ve ikisi de hemen ölmüş. uğruna kapıştıkları kız başta hiçbir açıklama yapmamış, ancak daha sonra aslında her ikisyle de ilgilenmediğini söylemiş..
hesabın var mı? giriş yap