• sürekli ama sürekli; "genç yaşına rağmen" "yeni nesil" "big 3 sonrası" vs şeklinde betimlenen kişidir. buradaki sorun ise kendisinin genç olmaması. adam 25 yaşında, toplamda 3 gs finali var. bunlardan da 1'ini kazandı. ama sanırsın 19 yaşında 5. kez final oynuyor gibi bir hava yaratılıyor..

    nadal onun yaşındayken; 14 finale ve 10 şampiyonluğa sahipti..

    djokovic onun yaşındayken; 9 finale ve 5 şampiyonluğa sahipti..

    federer onun yaşındayken; 10 finale ve 9 şampiyonluğa sahipti..

    murray'in bile o yaşta 5 finali ve 1 şampiyonluğu vardı..

    işin trajik kısmı murray bu finallere çıkarken karşısında yine aynı rakipler vardı ama bu adamlar o zaman 23-25-27 yaşında falandı. 33-35-38 değildi..

    sözün özü; next gen diye diye herkes kafayı yemekte yıllardır, ama next gen dedikleri adamlar bu gidişle 30 yaşına gelene kadar 3-4 slam alabilirlerse kendilerini peygamber ilan edecek seviyedeler..

    hadi yine bu adam kendini parçalıyor son 2-3 senedir, bi' de medvedev'e bile rahmet okutan zverev gibi geri zekalılar var. adam 24 yaşına gelmiş ve sadece 1 kere herhangi bir gs'de finale çıkabilmiş. gel gör ki kendini "yeni büyük üçlü"nün parçası olarak tanımlıyor *
  • bugün 5 saatte 1.9 milyon dolar kazanmamıştır.

    23 yıl, çocukluğundan beri sayısız antreman-maç, yemeğinden uykusuna ona adapte edilmiş bir hayat, turnuvalar, galibiyetler, yenilgiler, us open 2019'da 6 zorlu maçın ardından final maçı ve tarihin en iyi 3 oyuncusundan biri olan bölüm sonu canavarına karşı oynadığı 5 saatlik çılgın maçın ardından 1.9 milyon dolar kazanmıştır.
  • fazlasıyla üzücü bir basın toplantısı yapmış. hakikaten çok üzüldüm bulunduğu duruma. link üzerinden ingilizcesi okunabilir, altta türkçesi var. umarım anlaşılır olmuştur.

    --- spoiler ---

    bu biraz farklı bir basın toplantısı olacak çünkü uzun mu konuşurum, kısa mı konuşurum bilmiyorum. kısa kesmeye çalışacağım. tenisle ilgili büyük şeyler hayal eden bir çocuğun hikayesi.

    bir tenis raketini ilk kez elime aldığımda 6 yaşındaydım. zaman hızlı geçiyor yani. 12 yaşındayken antrenmanlar yapıyordum, rusya'daki turnuvaların bazılarında oynuyordum. grand slamleri televizyondan takip ediyordum. büyük yıldızlarla oynuyordum ve taraftarlar onları destekliyordu. orada olmayı hayal edersiniz tabii.

    daha sonra avrupa'daki büyük turnuvalarda oynamaya başladım. gençlik olimpiyatları oynadığımı hatırlıyorum. festivali de olabilir tam hatırlayamadım şimdi ama önemli değil. orada finali çıktım. çok hoştu. merkez kort gibi bir yer vardı. türkiye'deydik. 1000 veya 2000 insan vardı o gün. orada olmak harikaydı. böyle anları hayal edersiniz, daha büyüklerini belki de.

    tabii bence tüm junior tenisçiler için en büyük hedef, junior grand slam'i oynamak. orada profesyonel oyuncuları görürsünüz. amerika açık'ta onlarla aynı restoranda yemek yeme şansınız oluyordu. böyle küçük şeyler. insanlar sizi tanımamasına rağmen desteklemeye geliyor. bunlar harika anlardı.

    bir an gelir ki ''vay be, ben dünyanın en iyi oyuncularına karşı böyle grand slam'lerde mücadele edeceğim.'' gibi düşünceler oluşur sizde.

    amerika açık'a gittiğimi hatırlıyorum. john isner'ı görmüştüm önümden geçerken. dev gibiydi. televizyonda gözüktüğünden daha büyüktü. çok güzel anlardı.

    sonra, fazlaca mücadeleler, fazlaca tırmanman gereken tepeler. en büyük turnuvalarda oynamaya başlarsın. böyle büyük hedeflere doğru gidip gidemeyeceğimden şüphe ettiğim bazı anlar var kariyerimde.

    bir tanesini hatırlıyorum. roland garros'ta iki kez kötü maçlar kaybettim. ve ben fransızca biliyorum. o zamanlar en iyi 5'te gibi hissetmiştim ve bu kötü bir şey değildi. şu anda da görebildiğiniz gibi, özellikle bizim jenerasyonumuz çok güçlü. çok fazla top 10 oyuncusu var.

    benjamin bonzi'ye kaybettiğimi hatırlıyorum. şu anda kendisi top 100'de. yanlışım olmasın, odada sadece bir rus gazeteci vardı ve inanamamıştım. bu bir grand slam'di. top 50 olmaya çok yakındım, o genç yaşımda. şaşırmıştım bu duruma. gazeteci rustu ve 5 dakika falan konuştuk. gazetecilerle konuşmak hoşuma gidiyor.

    pierre-hugues herbert'e kötü bir maç kaybettiğimi hatırlıyorum. setlerde 2-0 öndeydim. çılgın bir maçtı. inanılmaz oynamıştı. böyle maçları seviyorum, bu yüzden de tenisi seviyorum diyebilirim.

    top 10'a girmek üzereydim. o yaşımda top 3'te olurum gibi geliyordu. sonra da alexander zverev ve dominic thiem gelirdi. dominic tabii biraz daha yaşlı bizden.

    basın toplantısına geldim. taraftarlardan ve başkaca şeylerden biraz rahatsız olmuştum. bu komik çünkü ben kısa tutmak istemiştim, bu yüzden her soruya 2-3 kelimelik cevaplar vermek istedim. bir gazeteci vardı, sanırım italyandı. bir şeyler soru ve 2 kelimeyle cevap verdim. sonra soru sormadı. rus gazeteciler de vardı, onlar da bir şeyler sordular. hala kendimden şüphe ediyordum yer yer. acaba o büyük hayallere ulaşma yolunda bu şekilde devam edebilir miyim diye.

    neden böyle düşündüğümü açıklamayacağım ama bugün rafael nadal ile oynadığımız maçta anladım ki tenisi eğlendiğim için oynayacağım. gazetecilerle konuşuyordum ama bunu sevdiğim için yapıyordum. bunu bence siz de görebilirsiniz. konu bu değil aslında. o çocuğun hayal kurmayı bırakmasına yol açan anlar hakkında konuşuyorum burada. bugün de o anlardan biriydi. neden böyle düşündüğümü söylemeyeceğim.

    şu andan itibaren sadece kendim için, ailem için, ailemi daha rahat ettirebilmek için, bana güvenen insanlar için ve tüm ruslar için oynayacağım. çünkü onların desteğini gerçekten hissedebiliyorum.

    açıkça söylüyorum; eğer moskova'da bir sert kort turnuvası olursa ve bu turnuva, roland garros veya wimbledon'dan önce olursa, roland garros'u veya wimbledon'u kaçırsam bile moskova'ya gideceğim. o çocuk hayal kurmayı bıraktı. artık o çocuk, sadece kendisi için oynayacak. bu kadar. benim hikayem bu. dinlediğiniz için teşekkür ederim.

    artık tenisle ve diğer konularla ilgili soru alabilirim.
    --- spoiler ---
  • roma masters'i kazanıp kariyerinin ilk toprak kort şampiyonluğunu aldı. bu şampiyonluk aynı zamanda medvedev'in 20. şampiyonluğu oldu.

    ilginc olan şu ki; medvedev'in 20 şampiyonluğu da 20 farklı turnuvada geldi. aynı turnuvayı ikinci kez almıyor adam. böylece turdaki bütün kupalardan birer tane alıp kariyerini sonlandırsa efsane bir rekor olur sanırım. bunu yapabilecek yeryüzündeki en sayko figür kendisi sanırım.

    kötü olduğu toprak zeminde 1000 puanlık masters şampiyonluğu da medvedev gibi çılgın birine yakışırdı.

    roma'da yarı finalde tsitsipas'ı yenip, dans intikamını aldı. ardından finalde daha önce kaybettiği holger rune denen bebeyi tokatladı. adam hatalarından ders çıkarıyor, çabuk öğreniyor, aynı hatayı tekrar yapmıyor. bu hızla gidip roland garros'u kazanırsa kim itiraz edebilir.
  • şurada görülen https://twitter.com/…?t=-wp4kcodtx6l9gttrvvuuw&s=19 basın toplantısı açıklamasından sonra aşırı duygusal bir karaktere sahip olduğuna artık kesinlikle emin olduğum tenisçi.
    basın toplantısında seyirci konusundaki hayal kırıklığını çocukluk hayalleri ile bağdaştırarak anlatmış. anlattıklarının avustralya açık final maçı özelinde olmadığı çok bariz. çok net politik mesajlar vermiş.
    çocukken büyük bir sporcu olduğunda onun da seyirci desteği alacağının hayalini kurmuş. ancak dünya 2 numarası olsa dahi dünyanın herhangi bir yerinden gelen herhangi bir tenisçinin seyirci desteği alırken milliyetine bakılmadığını ama kendisinin rus olduğu için bu desteği alamadığından yakınmış https://twitter.com/…?t=rqf7nqocptzukg5-2enegg&s=19
    açıkcası çok haklı bu isyanında.

    amerika açık finalinde bile (bkz: us open 2021) çoğu zaman antipatik bulunup destek alamayan djokovic bile daniil karşısında yoğun bir destek gördü hatta maç sonu duygulanıp ağladı. daniil djokovic karşında bile destek görmedi son sette yuhalamalar yüzünden dikkati dağıldı çift hata falan yaptı.

    şimdi seyirci tarafından hiç destek görmeyen bir insan olarak çocukluk hayalinin gerçekleşmemesinin hırsını sağdan soldan çıkarıyor. mesela;

    us open 2019da kendisinin karşısında yer alan seyircilere el hareketi çekmesi: görsel

    destek gören kyrgios maçının sonunda seyirciye umrumda değilsiniz mesajı: https://twitter.com/…?t=orw96xw0amm1tekpykhvbw&s=19

    yoğun destek gören tsitsipas karşısında önce seyirciye el hareketi çekmesi sonra çıldırıp hakeme sarması: https://twitter.com/…?t=dx4br_nob7glebfolrqxfa&s=19

    nadal maçında sürekli yuhalama yapan seyirci için hakeme şikayette bulunurken "seyircileri daha sert uyar. bunlar aptal ve aptallar lütfenden anlamaz" demesi: https://twitter.com/…?t=3pjs_tfdygzxza7qi1c9ag&s=19

    daha eskilere gidersek buna benzer bir sürü örnek bulabiliriz. hiçbir şey umrunda değil gibi davranıyor lakin bu basın toplantısından da anladığımız kadarıyla durum hiç de öyle değil. spikerlerin buz adam dediği medvedev'in kendisine nasıl bir kabuk ördüğünü hatta hayal kırıklıklarını dışa yansıtmamak için trollük yaptığını düşünüyorum artık.

    avustralya açık 2022 final maçında da kendisini öven şeyler söyleyen kadının konuşması sırasında bile yuhalandı. kadının konuşması sırasında dudak okuma yapılınca 'boring' dediği anlaşılıyor. bunu gören insanların çoğu hareketlerinin konuşmacıya ve yanındaki oyuncuya saygısızlık olarak algılandı ama bence durum çok farklı. herkes onu yuhalarken ona söylenen iltifatlar gerçekçi gelmiyor bu yüzden bunu sıkıcı buluyor. https://twitter.com/…?t=u-k8tlb_uljpf7ryse2nnw&s=19
    tepkisinde çok haklı.

    her gittiği maçta sırf milliyeti yüzünden bu derece nefretle karşılaşmak djokovic gibi çok da fazla duygusal olmayan oyuncular için kaldırılabilir hatta oyun kazanmasına yardımcı olan itici pozitif bir enerjiye dönüştürebilir ama medvedev gibi aşırı duygusal olduğu halde dışarıya karşı güçlü görünmek için umursamıyormuş gibi davranan - kabuk ören- oyuncular için böyle bir çöküş yaşamak - kabuğun bir noktada çatlaması- kaçınılmazdır.

    edit: avedis adlı yazarın uyarısı üzerine yazdıklarımda bir yanlış anlaşılma olmaması adına bir düzeltme yapmak istiyorum. haklı/haksız değerlendirmesinden çok duygularının yoğunluğunun sebebini kendi bakış açımla anlatmak istedim. bence tsitsipas konusunda da seyircilere verdiği tepki konusunda da haklıydı. tsitsipasın tuvalet molalarını ve babasının coaching yaptığını artık herkes biliyor. seyirci konusunda da kortta emek harcayan iki insandan birini yuhalamak zaten iğrenç bence. bu yüzden o konuda da haklı. sadece bu tepkilerin diğer oyunculara göre neden bu kadar agresif ve yoğun yaşandığına değinmek istedim.

    edit2: nadal da ispanyol bir gazeteye verdiği röportajda medvedev ile ilgili benimle benzer şekilde gerçek karakterini yansıtmadığıyla ilgili çıkarımlarda bulunmuş.
    röportajın orijinali : https://as.com/…en_australia/1643612511_421677.html

    --- spoiler ---

    nadal : "medvedev'in gerçekte nasıl biri olduğunu yansıtmayan bir imajı var, bazen kortta bana göre bazı hareketleriyle insanlarda tepki uyandıran hatalar yapıyor ama sonradan, yani kalpten söylüyorum, yüz yüze ve soyunma odasında çok arkadaş canlısı, cana yakın ve hiç de kibirli olmayan biri. sessizce konuşabileceğin biri. onu gerçekten seviyorum ve onu iyi bir insan olarak görüyorum. kaybettiğinde rakibiyle arası hep iyidir ve ona çok saygı duyuyorum. bence o harika bir şampiyon ve işler ters gittiğinde bir şeyleri değiştirme cesaretine sahip. bu yüzden en önemli turnuvaları kazanmaya aday olduğunu düşünüyorum. uyum sağlama ve savaşma konusunda çok büyük bir yeteneği var. bir basın toplantısında söylediklerinin anın sonucu olduğunu düşünüyorum. bazen daha sonra nasıl düzeltileceğini de bildiği bu tür açıklamalar yapıyor, birçok kez yaptı. bazen duygularını kontrol edemiyor, ama gerçekten böyle hissettiğini sanmıyorum."
    --- spoiler ---
  • bugün debe'ye giren entry tek taraflı. (bkz: #133089569) sadece yazıya bakınca "medvedev tırt sporcu" algısı ortaya çıkıyor.

    eğer olaya o yazıdaki gibi yaş olgusuyla girseydik roger federer'in muhtemelen 2011'de, rafael nadal'ın 2016'da, novak djokovic'in de 2017'de gibi ortalama 30 yaşında emekli olmasını beklerdik çünkü bu adamlardan önce tenisin bitiş noktası 30 yaştı. novak djokovic'in 35, rafael nadal'ın 36 yaşını bir kenara bırakın, roger federer şu an 41 yaşında olmasına rağmen hala wimbledon 2022'yi kazanabileceğini söyleyenler varsa zaten buradan olağanüstü bir şeyden konuştuğumuz anlaşılabilir.

    erkekler tenisinde slamlerde ortalama parlama yaşı 22-23'dür ve bu tenis kariyeri maksimum 30 yaştır. kadınlar tenisinde 20 yaşın altında slam kazanan tenisçi çoktur ama erkekler tenisinde bu çok azdır. 20 senedir zaten 4 büyük tenisçi tenise hükmediyor ve içerisinde bir tek rafael nadal istisna olarak 18 yaşında (oda roland garros yani en iyi olduğu toprak kort) slam kazandı. novak djokovic aus open 2008'i kazandığında 21 yaşındaydı, roger federer wimbledon 2003'ü kazandığında 22 yaşındaydı. andy murray 21 yaşındayken us open 2008'de final gördü ama kazanması 4 sene daha uzun sürdü 25 yaşında kazandı. yabancı basında da bu bazen big three denir, bazen big four denir, bazen big three and half denir sebebiyse gayet basit, andy murray'nin diğer üçlü kadar turnuva kazanmaması ve final görmemesi. zaten olay roger federer ve diğerlerinden başlayıp big two oradan big three oldu.

    benim hatırladığım en uzun süre oynayan sporcu andre agassi'ydi ki o bile ne bu big three kadar maça çıkmıştır ne de kupa kazanmıştır üzerine tenise mola verdiği zamanlarda vardır. öyle kariyer uzatmak kolay ama tam performanslı maksimum 30'a kadardı.

    daniil medvedev ve diğerlerinin en büyük şansızlığı tarihin en iyi sporcularıyla aynı dönemde oynamaları. zaten şu maçı 5 saat 24 dakika oynayıp kazanabilecek hatta 2-0 geriden gelebilecek bugün iki tane sporcu var. (hatta ben rafael nadal'ın geri dönebileceğine bile inanmıyordum da işte şaşıramıyorsun da çünkü en iyiler.)

    şu grafik aslında her şeyi net olarak açıklıyor. federer ve nadal'lı big two, big three veya big four veya djokovic ve nadal'lı big two'nun olduğu ortamda bir slam kazanmak için en az 1 tane dünyanın en iyi sporcusunu yenmek gerekiyor hele seri başlarında bu sporcular 1-2 olduysa sayı 2'ye çıkıyor. (hele o sayı bir ara 1-2-3-4 diye dizilmişti. zaten slamlerde 8 dilim var 4 tanesinden bu sporcular çıkıyor.) (big three'yi bir turnuvada eleyebilen bir kişi var oda david nalbandian 2007 madrid masters) imkansız görev gibi veya hepsinin teklemesini beklemek gerekiyor. novak djokovic us open 2020'de diskalifiye olduğunda dominic thiem daha turnuva bitmeden "bu an için çok uzun zaman bekledim." demişti. adam o ara 26 yaşındaydı.

    geçmiş zamanda onlarca iyi sporcu çıktı hiçbiri bu üçlünün/dörtlünün (turnuvalık performanslar dışında) seviyesine gelemedi. roger federer ve diğerlerinin avantajı 2000'li yıllarda efsanelerin hepsi emekli olmuştu yani ortalık bomboştu. andy roddick, marat safin, lleyton hewitt'in arasında roger federer sıyrıldı sonra rafael nadal bir anda geldi. wimbledon 2002'ye zaten bakılırsa seri başlarının ilk turlarda elenmesiyle tenis için bir nevi hayal kırıklığının oluştuğu görülebilir. jo-wilfried tsonga, fernando gonzalez, fernando verdasco, nikolay davydenko, david nalbandian vs (say say bitmez) hepsi iyi sporculardı tıpkı bugün oynayan alexander zverev, stefanos tsistsipas, dominic thiem gibi. ama işte büyük üçlü/dörtlü seviyesi başka bir boyutta olduğu için ancak bu kadar oluyor. pete sampras 90'lar tenisinin yıldızıydı. kendisi ve o zamanlarda yaşayan insanlar bile pete sampras ve diğerleri diyordu. slam rekoru hiçbir zaman kırılamayacak diyordu hatta kendisi de bunu söylüyor. 3-4 tane slam kazanan onun ve agassi'nin yanındayken kendini peygamber ilan ediyordu tıpkı bu sayı büyük dörtlünün olduğu dönemde stan wawrinka'nın veya juan martin del potro'nun yaptığı gibi. büyük üçlü 6 slam şampiyonlu boris becker'e veya stefan edberg'e dönüp "senin tüm kariyerin boyunca kazandığın slam sayısını ben 2 senede kazanıyorum" dese ağır gelir ama işte ne kadar büyük iş başardıklarının da bir göstergesi. yine 90 jenerasyonu 2010'larda damga vurması gerekirken 2010'dan 2020'ye kadar 90 doğumlulardan 00'a kadar hiçbir kimse bir slam kazanamadı. bizim şu anda 2000'li yıllarda doğmuş sporcuların 2020'lerdeki performanslarını konuşmamız gerekiyor.

    bu yüzden daniil medvedev veya bugünün isimleri kötü sporcular değil ama birkaç michael jordan ile aynı dönemde oynamakta kolay değil.
  • hakeme "you are a small cat" diye sitem eden tenisçi. infilak ettim resmen gülmekten.
    direkt pussy dese komik olmazdı.
  • (bkz: 12 eylül 2021 novak djokovic daniil medvedev maçı) sonunda hayatındaki ilk grand slam galibiyetini kazandığı anda fifa'daki (bkz: brick fall) sevincini yapmış ve maç sonu konuşmalarında şunu söylemiştir:

    " tha last thing im gonna say is that only legends will understand, what i did at the and of the match is l2 + left, thank you"

    "son söyleyeceğim şeyi ancak efsaneler anlayacaktır. maç sonu yaptığım şey l2 + sol'du. teşekkürler"

    evet, brick fall gol sevinci playstation konsollarda l2'ye basılı tutarken sağ analog sola çevrilerek yani l2+sol ile yapılır. adam deli resmen. boşuna madvedev demiyoruz. herkesi trolledi giderayak :d
  • en büyük ırkçılıklardan birine maruz kalmış dünya 1 numarası. bireysel bir sporda, ülke temsili olmayan bir platformda, dünyanın en tepesindeyken ırkçılığa maruz kalarak wimbledon 2022'de saf dışı bırakılmıştır. herhangi bir yerde ırkçılık yapıldığı, haksızlık yapıldığına dair bir haber duydunuz mu gördünüz mü? göremezsiniz.

    ancak kendi dilinizde ırkçılık ifade etmeyen deyimler kullanırsanız lisansınızı bile iptal edebilirler. öyle alçakça kampanya yürütürler. çünkü onlardan olanlara bunu yapmış olursunuz. onlara yan baksanız ırkçısınız ancak başka milletten insanlara, en ufak suçlarının dahi olmadığı olaylar yüzünden sırf o millete mensup diye her yerden engelleyebilirler. sürekli hitler'e söverler, hepsi hitler'dir. yapabilseler bütün rusları yakarlar. bunlar böyle alçak böyle namussuzlardır.

    medvedev destekçisi de değilim. wimbledon 2022'de en iyileri izlemek istiyorum. nadal ile djoko ile çarpışsın istiyordum. sadece kendisi değil katılabilen bütün rus ve belaruslu tenisçilerin. ancak ırkçılığa maruz kalarak katılmaları engellendi. rus veya belarus bayrağı sizi rahatsız ediyorsa isimlerinin yanına ülkelerini yazmazsınız, bayrak yerine beyaz bir renk koyarsınız olur biter. dünyanın en bireysel sporlarından birinde tarihin unutmayacağı bir ırkçılığa imza attılar. tebrikler.
  • kapicilar krali'nin veliahti ibram'i emekli albay zafer bey nidasiyla egitime tabii tutan ayi.
hesabın var mı? giriş yap