• michael bu albumu yaptıktan sonra "bu album 100 milyon satmazsa ben de bu işi bilmiyorum" demiş thriller ı geçeceğinden emin bir şekilde piyasaya sürmüştür albumu. albümün ilk single ı black or white 38hafta 1numarada kalarak ve 100 haftadan fazla listeyi terk etmeyerek kırılması güç bir rekora imza atmıştır. albüm peynir ekmek gibi satarken ve michael popularitesinin zirvesindeyken öyle bir iftiraya kurban giderki albüm satışı anında durur yapılan suçlama çok ağırdır "çocuk tacizi" michael ın en hassas olduğu konuda yapılan bu suçlama michael ı kahreder "100 yıl sürse bile bu davanın peşini bırakmayacam lan" diyerek herkese meydan okur ama avukatları "aman michael bey yapmayın bu sizin popularitenize büyük darbe vurur maliyetide çok fazla olur iflas edersiniz mazallah" diyerek onu bu düşünceden vazgeçirmiş taciz iddiasını atan aileye 15milyon dolar vererek bu davayı kapatmasını önermişlerdir. michael o aileye 15 milon dolar vererek bu davayı kapatır ama bu lekeden kurtulamaz. ailenin çocuklarını taciz eden bir adamdan 15 milyon dolar alarak çocuklarını satması ne kadar mantıklıdır bu da tartışılır. haklı olduğu ortaya çıktığı zaman yine aynı tazminatı alabilecekken davadan vazgeçmeleri çok düşündürücüdür. albüme gelirsek dangerous 35 milyonluk satışla hedeften çok uzak kalmıştır fakat michael ın yaptığı en iyi 2 albumden biridir.
  • michael * albümdeki sarkilarin neredeyse tamamina klip cekmis ve "ben b tarafi * sarkilarina, kasedi doldurmak icin yapilmis sarkilara inanmam. her sarki kendi basina ayakta durabilecek güzellikte olmali" sözünü 7 grammy'li thriller ve bad albümlerinden sonra yine tutmus, günümüzdeki single olayina ve 1-2 parcalik albümlere en ince ayari vererek ne kadar büyük bir sanatci oldugunu bir kez daha ispat etmistir. para verip alindiginda paraya acinmayacak ender albümlerden biridir.
  • kanımca michael jackson'ın en iyi albümüdür.şaka gibidir...
  • michael jackson'in icinde black or white, jam, who is it, remember the time, keep it in the closet gibi parcalari olan albumu..
  • her dinlediğimde beni bugünden alıp çocukluğuma; albümü heyecanla alıp ilk dinlediğim güne götüren michael jackson albümü. bu albümün ne kadar güzel olduğunu ifade etmek için mükemmel, harika gibi sıklıkla kullanılan kelimeleri kullanmayı istemiyorum ve söyleyecek bir kelime bulamıyorum.
  • ölümünün 2. yılında özlemle andığımız michael jackson efsanesinin şahsi fikrime göre en ama en muhteşem albümüdür dangerous. sonuçta illâ ki şatış rakamları göz önünde bulundurulacaksa evet, bir thriller değildir ama barındırdığı şarkılar, bu şarkılardan bir çoğuna çekilen klipler ve konserlerdeki sahne şovları yenilir yutulur cinsten değildir. in the closet , heal the world , who is it , give in to me , will you be there , keep the faith ve gone too soon gibi şarkılar bu işle uğraşan sayısız adamın değil bir, bir sürü albümünü ihya eder. michael ise hepsini tek bir çatı altında toplamış, söylenecek söz bırakmamıştır. üstelik bunlar benim kişisel favorilerim, black or white ya da remember the time gibi hit seviyeleri tartışılmaz şarkıları hiç saymadım bile. mj kariyerinin en olgun, en doygun albümüdür, dinledikçe insan kendinden geçer, hakkı verilerek icra edilen pop müziğin nelere kadir olabileceğini dosta düşmana kapak yapar. zamanında albümün piyasaya çıkmasından önce bunun thriller'ın da başarısını ekarte edecek, tüm zamanların en iyi albümü olacağı şeklinde bir beyan vermişti ama albüm çıktıktan sonra çocuk tacizi iftiralarını başına dolayıp ayağından ne kadar çekebilirlerse o kadar çektiler. haliyle ticari olarak beklediği etkiyi gösteremedi albüm. yine de arkasında sayısız hit ve efsane şarkı, klip bıraktı. işin ticari kısmını çok bilemem ama tam da istediği gibi tüm kariyerinin en fazla önünde saygıyla eğilesi albümü olarak hiç değilse bir tane dinleyicisinin aklında ve gönlünde yer etti. bir yerlerden bizleri izliyorsa bilsin : başardın jacko *
  • uzun zamandır yeni nesil müziklerde bu kadar kalitelisini dinlememiştim, daha güzel besteler vardı fakat müzikal kalite olarak akranlarına oranla bu çok üst düzey hale gelmiş. hatta geçmişte kaliteli diye nitelendirdiğim birçok şarkıyı bile kalite olarak sollamış. doğal tonları (özellikle bateri ve bas tonu) yerli yerinde kullanan dj'lerin neler başarabileceğini göstermiş bu şarkı.

    girişindeki melodi ve sam martin şarkıya "i don't know what you're thinking sugar" derken onla beraber giren bas yürüyüşü şarkının kalitesini çok üst düzeye çıkarıp şarkıyı çok ayrı yerlere koymuş (tabii basla birlikte gelen ritmle, basla giriş melodisi arasında şarkıya önce sessizce giren vokal ve ardından tonları çok ama çok güzel olan bateri girişini es geçmemek lazım).

    not: girişteki beste nereden geliyor diye merak edenler: http://youtu.be/9olctjmdpha?t=50s
    ludovico einaudi - andare
  • yıllar sonra hala mükemmelliğini ve ulaşılmazlığını koruyan, kanımca müzikal ve edebi anlamda kralın kendisini en iyi ifade ettiği albümü.

    (bkz: michael jackson)
  • müzik daft punk, vokal bağırtkan adam.

    dolayısı ile içerisinde vokalin olmadığı, remixsiz, kemiksiz müziğini bulana veya getirene tam yüz bin lira veriyorum.

    luckyturky67 kazandı yüz bin lirayı: https://www.youtube.com/…?v=qmnummc1wra&app=desktop
  • çok hoş şarkı. david guetta abimizin, yaptığı onlarca apaçi şarkısından sıyrılıp istesem bunu da yaparım dediği, bize var olan üstün yeteneğini gösterdiği bir şarkı.
hesabın var mı? giriş yap