• tuzlamanin suyuna, iskembenin sirden tabir edilen yerinden (bol damar iceren bir bolgedir)kesilen parcalarin eklenmesiyle olusan corba. (bkz: onur aile kebap ve iskembe salonu)
  • antik yunan'da kadın eşe, refikaya, zevceye, hatuna, karıya, avrata verilen ad.

    kelimenin kökü evcilleştirmek, terbiye etmek, ehlileştirmek, bastırmak, uslandırmak, boyun eğdirmek gibi anlamları olan damazesthai'den geliyor.

    kadının, sanki bir vahşi hayvanmış gibi ancak damazesthai edilmesinden, ehlileştirilmesinden sonra eş olabileceğini ima eden damar kelimesinin söz konusu bu etimolojisi, jinefobinin erkek damarlarında halen akan köklü bir korku olduğunu gösteriyor.
  • bütün travmalarımın sebebi.
    sanırım bugün böyle travmatik bi hayat yaşamamın (evet, her türk kızı gibi ben de acıların en büyüğünü çektim, kimse benim gibi aşk yaşamadı ve kimse ama kimse beni anlamıyor triplerine günde en az 2 kere giriyorum) ana nedeni çocukluk günlerindeki damar problemiydi.

    herkesin vücudunda var bu damarlar. bazı teyzelerde varis var hatta böle kabarık kabarık. erkeklerini pipisinde de oluyor.

    ilkokuldayım, sınıftayız, nereden gaza gelip ne diye konuştuysam "ben allah'a inanmıyorum" demişim. niye dedim böyle bişi bilmiyorum. cidden. şimdi bilemiyorum belki o aralar bi sebebim vardı. karşımda iki üç çocuk var, birbirlerine beni göstererek "ay damarları çıkmış bunun bak yaratık gibi, incecik beyaz teninin altında mor mor duruyorlar, allah'a inanmadığı için çarpılmış" demişlerdi. ulan, o yaşta parmakla gösterilmek, damarları var gibi etiketlenmek bildiğin dışlanmak. kimse sevmiyor beni. şakalar komiklikler yapıyorum kimse gülmüyor.

    lisede biyoloji dersindeyiz. efendim büyük hayvanların damarları, damardan kolay hava alsın diye mi ne yüzeye yakın olurmuş, hatırlamıorum şimdi 10 yıl önceki konu neredeyse. arka sıramda oturan çocuk benim sırtımı göstererek "o zaman konsolidasyon'un sırtındaki damarlar da mı o işe yarıyor??" sana ne it. sana ne pezevenk. sen böle mal esprilerinle sınıfta cool iken, ben ders çalışıp üniversiteye girdim, naber?

    üniversite mezuniyet balosu. artık insanları aklı biraz çalışıyor zannediyorsun tabi, ama nerede.. ilk defa profesyonel makyaj yaptıran genç kız, kapatıcı ile göz kapakları kapandıktan sonra bi tür evrim geçirmiş gibi balo boyunca bi kaç kişiden resmen "iltifat" duymuştur..

    neyse, ekşibition'a koyduğum bi foto beni ne travmalarıma götürdü bugün.. özlemişim dertli olmayı valla..
  • erkekte olan en güzel ve seksi organdır.
  • populer cd uzeri yazisi. neyse ki genelde muzik cd'leri uzerinde olur.
  • mustafa sandal'ın uzun zamandır yaptığı en güzel şarkılardan biri. emek harcadığı çok belli.
  • artvin' in murgul ilçesine bağlı olan bir beldenin ismi.
  • boyun damarları:

    karotis arterler:
    sağ ve sol karotis arterler, boyunda trakea ve sternokleidomastoid kası arasındadır. görevi baş bölgesine oksijenlenmiş kanı iletmektir. ventrikül sistolü sırasında karotis arterlerde nabız hissedilir. karotis nabız kolay palpe edilir ve nabız dalgaları genellikle gözle görülebilir (özden 2005, sevinç 2006, arıncı ve elhan 2014).

    juguler venler:
    baş bölgesine gelen venöz kanı kalbe iletmekle görevli olan sağ ve sol juguler venler, kanı direkt olarak vena cavaya boşaltır. juguler venleri vena cavadan, vena cavayı sağ atriumdan ayıran kapaklar olmadığından, kalbin sağ atriumdaki volümü ve dolma basıncını yansıtır. juguler venler internal ve eksternal olmak üzere ikiye ayrılır. internal juguler venler daha kalın olup sternokleidomastoid kası ile karotis arter arasında bulunur. derinde olduğu için kolay görülmez, sırtüstü yatışta pulsasyonlar görülebilir. eksternal juguler venler daha yüzeyel ve incedir; kolay görülür (özden 2005, sevinç 2006, arıncı ve elhan 2014).
  • mustafa sandal'ın yeni çıkarmış olduğu single.şarkıyı tam 3 defa üst üste dinledim.damarıma dokundu bu şarkı.
  • bir playlist çeşidi.
hesabın var mı? giriş yap