• muhteşem bir sezon finaliyle muhtemelen sonsuza kadar veda etmiş dizidir. yapımcıları dizinin yayından kaldırılma ihtimalini göz önünde bulundurmadık deselerde 3 sezondur süre gelen bir çok konu tek bölümde, hatta bazen tatmin etmez bir şekilde, sonlanması bazılarının biraz da olsa telaşa kapıldığını kanıtlar nitelikte.

    --- spoiler ---
    ilk önce sevmediğim şeyden başlayayım. wes'in birden gelip de geçen sezon söylemediği şeyleri pat diye söylemesi çok mantıksızdı. geçen sezon sonlarında da ellen'a aşıktı. o zaman deyiverseydi frobisher david'i öldürttü diye. ellen'dan saklamanın o zaman manası neydi ki şimdi fikir değiştirdi. keşke bu sezon wes'i bir kere daha görüp neler yaptığını öğrenseydik de ellen sonrası hayatının mı son yaptığı erdemli harekete kaynak teşkil ettiğini anlasaydık. zira böyle birden kendini ve arthur'u ihbar etmek de mantıksız oldu.

    ilk sezon en iyisiydi. ikiyi pek sevmemiştim. üç, hele ki hikayelerin bir sona bağlanmasıyla bir kadar iyiydi diyebilirim. hem karakterler ilgi çekiciydi, hem de ikinci sezonda her an biri birini kazıklar halde değildi de entrika daha sağlam ve mantıklı kurulmuştu. hikaye güzel sonlandı.

    ve gelelim asıl meseleye. yani dizinin özü olan patty-ellen ilişkisinin son durumuna. patty'i her zaman, ellen'ı içinde eritmek isteyen bir kadın olarak izledim. ellen oydu ve patty onu "kapsamalıydı". dizi son bir kaç bölümdür çok sağlam alt metinlerle ellen ve patty üzerinde oynadı. biraz fazla kaçan rüya sahnelerini saymazsak söylemek istediklerini ustaca söylediler ancak yanlış yaptıkları bir şey vardı. yaptıkları şeylerin sonuçlarını ekrana yansıtmadılar. şöyle açıklayayım: ellen'ın ilk bölümden beri "patty"leşememesinin tek sebebi neydi? aile. ellen annesinin yıllar önce onu bir yıllığına başkasına bıraktığını ve evlatlık vermek istediğini öğrendi, ablasının pisliklerini ortaya çıkardı...veeee, ellen'ın önündeki aile engeli de kalkmış oldu. ellen finalde "bir gün ailem olsun istiyorum" diyordu ama o "bir gün" eskisi gibi çıkmıyordu ağzından, çok muallaktı. dizi finalini izlediğimizi düşünelim: ellen artık piyasanın genç patty hewes'ı olmaya hazır.
    patty'ye bakalım. patty birden leonard'la yapılacak anlaşmayı durdurmalarını söyledi. neden? bu kadar korktuğu neydi? bu kararı vermeden önce yaşanılan flashback'lere bakalım. michael'ın hayatında kurduğu en mühim cümle. "insanlar ya seni terk ediyor ya da ölüyorlar. seninle yaşanabilecek tek son bu." ve sonra ellen-tom ikilisini düşünüyor. birlikte yaptıkları planı, yaşadıkları şeyleri. ellen ve tom onu terk edecek gibi gözükmediğine göre ikinci muhtemel son ne? onların ölmeleri. işte ölen kızının azabıyla da uğraştığı bu günlerde patty birden insanlığa dönüyor. ve sırf ellen-tom ikilisinin hayatı tehlikeye girmesin, "sevdikleri" yanında kalsın diye anlaşmayı iptal edip kariyerinin en büyük davasını kaybetmeyi göze alıyor. para da önemli değil, kariyer de. patty'den bir ilan-ı aşk, seni seviyorum serenatı izledik finalde.
    --- spoiler ---

    damages çok özel bir diziydi. mahkeme salonuna gidip jüri karşısında epik dialoglar yazmak kolaydır. ama bir kadın hikayesini bu kadar güzel kurgulayıp, bu kadar heyecan yaratıp, ikinci sezondaki sıçışı saymazsak sağlam entrikalar hazırlayıp kaliteyi düşürmemek büyük iş. glenn close ve rose byrne harikalardı. tate donovan da the oc sonrası aslında iyi işlerde de şahane olabileceğini gösterdi. ümitsiz gözüküyorum 4. sezon için... çünkü öyleyim. ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: 4. sezon olmasa da harika bir final izledik.
  • şayet her bölüm;
    - birinin kanser olmasını bekliyorsanız,
    - birinin trafik kazası geçirmesini bekliyorsanız,
    - birinin tecavüze uğramasını bekliyorsanız,
    - birinin caaart diye bayılmasını bekliyorsanız,
    - birinin oğlunu/kızını kaybetmesini bekliyorsanız,
    - hastanede, hasta başında bekleyip nemli gözlerle mütemadiyen kriz geçiren insanlar görmek istiyorsanız,
    - yakışıklı aktörün karısını yada sevgilisini aldatmasını bekliyorsanız,
    - devamlı ağlayan yaşlı insanlar görmek istiyorsanız,
    - şirinlik olsun diye küçük çocukların ön plana çıkarılmasını bekliyorsanız,
    - arka planda neşeli müzikler çalarken bu çocukların sempatik sözler söylemesini bekliyorsanız,
    - tek bir hadise üzerine iki saat boyunca dönüp dolaşmak istiyorsanız,
    - yemek masasına oturup birbirine laf sokan büyük bir aile görmek istiyorsanız,
    - geçinemeyen gelin ve kaynana diyalogları duymak istiyorsanız,
    - ne idüğü belirsiz bir şirkette ,işten çok aşk meşk hikayeleri anlatılsın istiyorsanız,
    - şebeklik yapan yancı karakterlerin 5. sınıf esprilerine gülmek istiyorsanız,
    - anlatılan hikayenin tek bir zaman çizgisi içersinde dümdüz ileremesini istiyorsanız,
    - işsiz güçsüz adamların lüks arabalara binip biribirlerine posta koyduktan sonra mantar tabancaları ile ateş ettiklerini izlemek istiyorsanız

    izlenmemesi gereken dizidir.
  • dönüş haberiyle mutluluktan osurtayazmıştır.
  • gayet detaylı düşünülmüş ve kurgusundan çekimlerine kadar çok iyi bir dizi olmasına rağmen sanıyorum fazla bilinmiyor, gündem olmuyor. hakketiği değeri göremediğini düşünüyorum.

    bu dizideki patty hewes karakteri kadar manipulatif insan azdır. benjamin linus'la evlenseler dünyayı yönetirlerdi herhalde.
  • --- spoiler ---

    bir süprizi bir kere yaparsanız bu gerçekten süpriz olur. ikinci kez tekrarlarsanız sadece karşı tarafı sıkarsınız...

    açıkçası söz konusu dizinin şu final bölümlerinde "kes yapıştır görüntülerden var olmayan bir sonuç izlenimi yaratalım, sonra öyle olmadığını gösterip seyirciyi ters köşeye yatıralım" mantığı ilk başta güzel olabilirdi. ama beş sezonun her birinin sonunda sürekli aynı şeyi tekrarlamak? sadece kabak tadı verdi.

    dahası, birkaç sezondur, bu gereksiz uygulamayı gerçekleştirebilmek için de son derece mantıksız ve zorlama işler de yapıldı. dizi finalinde ellen'ın dedektifi ve koruması olan eleman ta çatıdan telefon sesini duyabiliyorken aynı binadaki ofiste patlayan silahı duyamaz, patty hewes sırf izleyici sezon içinde ellen'ı öldürttüğüne inansın diye polise "sanırım ellen'ı asla bulamayacağız" gibi anlamsız ve polise asla söylenmemesi gereken şüpheli bir laf eder ve polisler "neden" diye sormaz vs vs...

    ayrıca, kimse kusura bakmasın ama bu ters köşeye yatırma meselesi aslında öyle basit numaralarla yapıldı ki seyirciyi yanıltmaktan çok seyirciyi aptal yerine koymak gibiydi.

    ben şahsen dizi sezonunun aynen göründüğü gibi olmasını dilerdim. günümüzün popüler kültüründe gizemler aramak ve "hiçbir şey göründüğü gibi değildir" geyiği o kadar yaygınlaştı ki, bu sefer de aynen göründüğü gibi olmak izleyiciyi şaşırtıyor. petty, gerçekten ellen'ı öldürtmeye çalışmış olsa daha iyi olabilirdi. hatta finalde petty, tetikçisi scully ile görüşüp ellen şüphelenmesin diye o kayıttaki şekilde konuşsa, ardından kayıt cihazını kapattırıp hala kendisine sadık olan scully'i ellen'a tanık gibi yaklaşıp onu öldürmesi için kullansa gerçekten güzel bir bölüm olurdu. hatta tetikçi ikinci denemesinde de başarısız olsa, ve ellen ilk sezondaki dövüşmede öğrendiği bir detay sayesinde kurtulsa, (hatta abartalım, yine petty'nin emri ile öldürtülecek olan michael'ın ölüm şekli, ellen'ın nişanlısının ölümüne benzer bir şekilde olsa), ellen parsons kanlar içinde çıkacağı ofisinden polise sığınıp, ardından mahkemede petty'i iki kere cinayete teşebbüsten mahkum etse, zamanla bu ün ile şirketini büyütüp petty'nin yerine geçse vs vs... benim senaryom da böyle bir şey olurdu.

    tüm bu eleştiriler diziyi beğenmediğim için değil, tam aksine beğendiğim ama potansiyelini tam olarak kullanamamasına üzüldüğüm içindi. nitekim şu kartvizit ve arkasındaki ilk sezondan uyarı yazısı meselesi güzel bir ironiydi.

    ayrıca pek değinilmedi, tüm dizi başından beri bariz bir feminizm dolu, ve bu feminizm de pek çok yerde cinsiyetçiliğe kaymakta. dizi son yıllarda "çocuk da yaparım kariyer de" havasındaki genç kızların gözde mesleği olan avukatlık alanındaki iki kadın hakkında. iki kadın arasında birbirini koruma, kıskanma ve mücadele ile dolu gel gitli bir anne-kız ilişkisi var**. dizideki erkeklerin tamamı yardımcı rollerde. cinsiyetçiliğe kayan yanı ise, dizideki kötü adam karakterlerinin hepsi zorba ve cinsellik düşkünü erkek karakterler olması. özetle dizi aslında zorba babaların evinde büyümüş, bir yandan birbirleri ile mücadele ederken bir yandan da aslında erkeklere karşı feminist bir mücadeleye girişen bir anne-kız'ın hikayesini anlatmakta.

    --- spoiler ---

    neyse, öyle ya da böyle bir dizi daha geldi geçti hayatlarımızdan. diziyi yapan ekibin düzenli olarak ekşi sözlük okuduğundan emin olduğum için buradan kendilerine teşekkür edeyim...
  • viskinin su gibi aktigi dizi. gece gunduz demeden surekli birileri viski iciyor.
  • kara elf romanı okumak gibi, böyle karanlık karanlık.

    --- spoiler ---
    patty hewes falan hikaye, bu dizinin en karanlık adamı uncle pete'dir
    --- spoiler ---
  • her sezonundan bir gişe rekortmeni film çıkarabilecek, her bölümünden 10 tane türk dizilik konu sallayabilecek, iptal edilme tehlikeleri atlatmasına karşın hiçbir baskıya boğun eğmemiş tüm sezonlarda o çok üst seviyedeki kalitesini korumuş, akıl dolu bir başyapıt.
    akıl dolu olduğu kadar, dolu dolu da. ben daha hiçbir damages bölümünde saate baktığımı hatırlamıyorum. o kadar çok olay bir arada gelişip, öyle güzel bir yerlerde buluşuyor ki adamlar en sonunda ne olacağını en başında gösterebiliyor. o derece sağlam, akıl dolu bir kurgu var.
    popüler olmaması çok normal. cidden ağır bir dizi. hatta edebiyat olsa bu belki bir rus edebiyatı klasiği olabilirdi.
    ancak oyunculuklarıyla, konusuyla, doluluğuyla izlediğim en sağlam dizilerden biri.
  • bütün bölümleri ardı ardına izlenince 1 hafta etkisinde kalınan dizidir.

    --- spoiler ---

    bu dizideki herkesin bir taktiği ve b planı olduğunu unutmayın.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap