• terk edilmiş kasaba filmlerine olan zaafım nedeniyle izlediğim film. öncelikle kitabını okumadım o yüzden kitapla karşılaştırma yapmadan, tek başına bir film olarak değerlendirmek istiyorum. eksileri ve artıları diye ayırıyorum.

    eksileri:

    --- spoiler ---

    - prodüksiyon zayıf. özellikle fırtına sahneleri ve özel efektler kötü olmuş. bazı sahnelerde bilgisayar efekti olduğu sırıtıyor, haliyle o sahnelerin gerekli etkiyi verememesine neden oluyor. daha gerçekçi yapılabilirdi ama hollywood filmi olmamasından mütevellit, kısıtlı bir bütçeyle çekilmiş olduğundan çok da eleştirmek istemiyorum.

    - film çok güzel başlıyor, çok da güzel ilerliyor ama sonlarına geldikçe hayal kırıklığı yaratıyor. sondaki olaylar silsilesi bu kadar abartılmasa daha hoş olurdu. ama bunu da fazla eleştiremiyorum, muhtemelen öyküye sadık kalınarak çekilmiş. öykü bu şekildeyse, yönetmenini fazla eleştiremem. belki öyküye sadık kalınmayarak farklı bir son çekilebilirdi ama bu kez de "öyküye sadık kalınmamış." eleştirileri gelirdi.

    - bazı aksiyon sahnelerinin sonu kotarılamamış. sanki "aksiyonu yarattık, gerekli gerilimi ve korkuyu verdik, artık bitirelim." denilmiş ve oldubittiye getirilmiş.

    - birkaç mantık hatası var ve film ilerledikçe meydana gelen bu mantık hataları bir yerden sonra filmden soğutuyor.

    - filmde görülen bir karakter var ve ilk görüldüğü an "bu da nereden çıktı?" dedirtiyor. filmin sonuna kadar o karaktere dair hiç bir bilgi verilmemesi de tüm soru işaretlerini havada bırakıyor. madem açıklama yapmayacaktınız, o karakteri niye soktunuz? olmasa da olurdu.

    - çok gereksiz slow motion çekimler var. ne öykü ne de sahne için hiç bir anlam ihtiva etmeyen sahneler. gerilim ve korku barındırması gereken bir film için komik kaçmış açıkçası.

    --- spoiler ---

    artıları:

    --- spoiler ---

    + prodüksiyon zayıf dedim ama bir o kadar başarılı olduğu noktaları söylemeden geçemem. öncelikle kasaba atmosferi mükemmeldi. tam aradığım şeydi. o kasabayı ilk gördüğüm an, yukarıda bahsettiğim terk edilmiş kasaba filmlerine olan zaafım bir anda ortaya çıktı ve hemen içine aldı. caddeleri, yağmurlu ve kasvetli havası, hiç gündüz olmaması, sokaklarda yürüyen kasaba insanları, her şeyiyle.

    + kasabada yaşayan tipler çok başarılıydı. özellikle otel görevlisi ve kilisedeki adam. oyuncu seçimini kim yapmışsa tebrik ederim.

    + kostüm ve sanat yönetmenliği titizlikle düşünülmüş. kasvetli kasabaya yakışır şekildeydi.

    + merak duygusu çok iyi verilmiş. sonuna kadar "acaba şimdi ne olacak?" sorusunu sordurtuyor. lakin yukarıda bahsettiğim mantık hataları, merak duygusunu zaman zaman baltalıyor.

    + bu dediğim oldukça subjektif olacak ama müzik olmaması çok hoşuma gitti. sinemada müzik kullanımına oldum olası karşıyım. özellikle korku filmlerinde gerilimi artırmak için dayarlar müziği ama bu filmde o basit yönteme hiç başvurulmamış. verilmek istenen tüm gerilim; mizansen, oyunculuk, kurguyla verilmiş ki olması gereken de bu.

    --- spoiler ---

    genel olarak film hakkında söyleyeceklerim bunlar. tavsiye eder miyim, herkese etmem. terk edilmiş kasaba temalı filmlere merakı olanlar ve h. p. lovecraft severler izlesin. filmin sonunda h. p. lovecraft'dan yapılan bir alıntıyla son noktayı koyayım: "karanlığın derinliklerine dalmalıyız ve derinliklerdeki mağaralarda hayranlık ve ihtişam içinde sonsuza dek yaşamalıyız."

    unutmadan, yönetmenin notunu da iliştireyim: "çok iyi bir aktör ve daha da iyi bir insan olan francisco rabal'ın anısına."

    francisco rabal, filmde oynayan ispanyol sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu. hayattaki son filmi.

    bu da filmi izleyeceklere benim notum olsun: (bkz: zippo)

    ne demek istediğimi izledikten sonra anlarsınız ;)
  • bu filmde prensesin isminin okunuşunun suşi olması tesadüf olamaz bence.

    (bkz: uxía)
  • --- spoiler ---

    bir kasaba topluca kuran yırtmış, lanetlenmiş. sonsuz yaşam için balığa tapıyorlar. kasabaya gelen kadınları hamile bırakıp, erkeklerin derilerini yüzüyorlar. sonra bir gün teknesi kaza yapan atilla taş buraya düşüyor. ihsan eliaçık kendisine yardım ediyor. kız arkadaşıyla birlikte burada hayatta kalmaya çalışıyorlar ama nafile çünkü cthulhu evreninde mutlu son olmaz.

    --- spoiler ---
  • ne yazık ki beklediğim kadar iyi olmayan bir filmdir.. filmde mekanlar mükemmeldir.. film daha önceden de yazdığım gibi the shadow over innsmouth'u andırmakta fakat üzerine birazcık da dagon baharatından serpilmiş diyebiliriz.. ayrıca yanılmıyorsam filmde dagon'un kızını oynayan dişi kişi gerçek hayatta ölmüştür* ve bu film ona adanmıştır..

    edit: film ezequiel'i oynayan francisco rabal'a adanmış.*
  • dinsel opera samson ve dalilah'da filistinliler'in tanrısıdır. dalilah onun rahibesidir. samson halkı sürekli filistinlilere karşı isyana teşvik ettiği için dalilah tarafından baştan çıkarma+saç kesme işlemiyle devre dışı bırakılır, gözleri kör edilir. sonra gücüne kavuşup dagon tapınağını milletin başına yıkar.
  • yamulmuyorsam zagor'da da ele alınmış bir h.p. lovecraft hikayesi. ayrıntılarını pek hatırlamıyorum zagor versiyonunun ama hikayenin atmosferi (ana villain ve zagorun olması dışında) oldukça güzeldi gibi hatırlıyorum (kasaba falan aynıydı).
  • kötü bir prodüksiyon olsa da kanımca kasaba hikayedekine oldukça yakın olmuş.ayrıca ana karakterin sweatinin üstünde "miskatonic" yazmaktadır.güzel bir gönderme olmuş.
  • (bkz: dogon)
  • bilgisayar efektlerinde ve kostümlerde biraz daha kasılsaymış (e tabi bütçe meselesi) 'fena değil' denilebilecek bir film olurmuş. ama ortamlar, müzikler ve köy ahalisinin kostümlerinin yanında hikayenin de pek sapıtmamış, yani h.p. lovecraft'a sadık kalınmış olması zaten bu niteliği çoktan kazanmıştır kanımca.
  • deniz tanrısı, cthulhu'nun kölesi ve "deep ones" ın lideri. eski filistin'de balık tanrısı olarak bilinirmiş. şu an arkham'da yaşayan ve "dagon'un gizli emirleri" ne ait olan insanların bulunduğu yerlerde insanların taptığı tanrı.
hesabın var mı? giriş yap