• robert crumb'ın dehası sayesinde nasıl hayatta kalacak kadar 'normal'leştiğini anlatan, hem komik hem hüzünlü, george crumb'ın kardeşinden daha çok merak uyandırıp kalbimizi sızlattığı 1994 yapımı belgesel.
  • dehset bir belgesel. az bucuk cizgi roman, cizim ya da karikaturle alakaniz varsa, cizer kafasinin ne kadar guzel tasvir edildigini anlatan bir is olmus. alakaniz yoksa da bir nebze anlayabilirsiniz diyelim.

    ustte yazdigim sey, robert crumb in aile ve yetisme bazli travmalarinin, kisilik ve sanatini nasil etkilediginden ziyade, olaylara bakis acisi, irdeleme ve ifade etme sekli ile ilgili aslinda. bireysel travma ve deneyimler, bir sekilde ilgi alanlariniza etki etse de, arkaplandaki o kafa sabit cunku. biraz delilik ve bolca dusunme.

    belgeselin ilk yarisi robert in sanat yasami ve dusunce seklini, nispeten daha cok ilgi alanlarini vs irdeliyor. ikinci yarida ise, kardesleri ve aile ortamindaki mental rahatsizliklari da goruyoruz. uzulenecek bir tarafi yok o kismin benim icin. cunku kardeslerdeki mental sorunlar, dusunuldugunden ya da gorundugunden daha fazla maalesef. yukarida bir yazar, robert i kapitalizmin kopegi olmakla suclayip, max ve charles gibi gercek sanatcilarin nasil da hayatin bir kosesinde kaybolduklarindan filan bahsetmis. iste o arkadaslar gibi gotunuzle izlemeyin belgeseli. ebenin ami yani, o cikarim, su belgeselden yapilabilecek en son cikarim keza.

    neyse, izleyin izlettirin. muthistir.
  • bir akşam oturup, ortada hiçbir sebep yokken izlediğim, hiç ilgimi çekmeyen çizgi roman dünyasının 70 ve 80'lerde önemli bir figürü olmuş robert crumb kişisinin biyografik belgeseliydi.

    ama gözümün nuru oldu bu belgesel. bana çok şey kattı crumb kardeşler, hele ki max crumb... kurguyla bile yaratılmayacak gerçek bir karakter. bakışlarındaki meyusiyet yüreğime oturdu.

    robert crumb, eşi ve belgeselde mikrofon uzatılmış herkes samimiyetle düşüncelerini aktarıyor. müthiş bir sinema başarısı gerçekten. üstelik 1920'lerin müziğine, psikolojik vakaların sınırlarına bir bakış da atıyorsunuz.
  • krema yumuşaklığında vokal ve soundlara sahip, amerikali indie psychedelic rock grubu.

    ilk ep'leri olan crumb'da acid jazz'a kaçar gibiyken, locket ep'inde daha downtempo önyüze çıkıyor. 2019'da çıkardıkları jinx albümünde de zaten dengeyi çok iyi yakalıyorlar. part ııı, ghostride, locket, bones ve so tired şarkıları pek hoş.
  • terry zwigoff'un bir sonraki filmi ghost world'de steve buscemi'nin oynadigi seymour karakterini olustururken, robert crumb'dan etkilendigi de su goturmez bir gercek..
  • film, bizzat robert crumb ın arsivinden alınmış plaklardan derlenmiş müthiş bir soundtracke sahiptir...
  • robert'tan çok charles'ın belgeselini izlemeyi tercih ederdim sanırım.
    tam bir oblomov kendisi. gelsin yanıma otursun bütün gün "neden böyle oldu"yu konuşalım. charles çok sevmiştim seni...
    robert'la ilgili düşmek istediğim tek not şu:
    the little guy that lives inside my brain [danger! high voltage]
    pek güzel iş.
  • eşsiz bir modern psikedelik rock grubudur.
  • üstteki etk7 nickli aktroll yazarın gelip başlığı kirletmesinin sebebi kendisini ifşa etmemdir buyrun;

    (bkz: #106683596)
  • çok sevdiğim jinx albümünden sonra çok beklediğim ice melt albümünü bugün çıkaran grup. izlenimlerim jinx albümünün bi iki tık altında kalsa da hala çok iyi. bu arada jinx dinlediğim en iyi 2-3 albüm arasında, o yüzden siz anladınız.
hesabın var mı? giriş yap