• çok şey yaşandı, çok şey söylendi, artık susma vakti geldi...

    bir crossdresser'ın günlüğü/@kirlikedi
  • kadin giysileri giymekten hoslanan erkek. direkt olarak olmasa da indirekt olarak transeksuellikle baglantili olabilir. her crossdresser transseksuel degildir. jartiyerle kiz arkadasini beceren tipler vardir. ama bunlara genel anlamda ciftler fantezi derler.
  • anlayamadığım, algılayamadığım bir tabir**.

    şimdi karşı cins gibi giyinmek nedir? kim bir giysinin hangi cinse ait olduğunu belirliyor? mesela etek neden kadın kıyafeti? ya da file çorap? hele de her türlü erkek kıyafeti bir kadın giyinebiliyorken? kimse de sen erkek kıyafeti giymişsin demiyor zaten. mesela kimse pantolon erkek kıyafeti kadınlar giyemez demiyor.

    bu belirleme işi genelde bu kadın kıyafeti erkek giyemez giyerse crossdresser'dır şeklinde oluyor. karşı cins olayı olmuyor zaten. direk kadın kıyafeti giyen erkek anlamına geliyor. bu sefer ilk soru yeniden gündeme geliyor. bir kıyafetin sadece kadına ait olduğunu kim belirliyor?

    ilginci tüm dünya geneli bir belirleme de değil bu. hatta zamana göre de değişiyor. uzağa gitmeye gerek yok. millet olarak türklerde entariden pantolona geçilmesi iki üç yy bir olay. bugün entari giysek yadırganırız. günümüzde bile bazı kıyafetler bazı toplumlarda kadın erkek diye ayrılırken bazılarında ayrılmaz. şimdi ayrılan toplumda olsak crossdresser iken, fark etmeyen topluma gidince normal mi oluyoruz?

    bir de renk olayı var. her rengi giyemiyorsun. mesela pembe bir t-shirt giyince o kadın rengi oluyor.

    bunun gibi soruları sordukça saçma geliyor bana bu kavram. giysilerin ve renklerin cinsiyeti olmasını anlayamıyorum.
  • kirlikediyle eskiden çok muhabbetim oldu. yaşadıklarını yaptıklarını okudum, eskiden kendim de yazmış* olmama rağmen hala anlamıyorum bu konuyu. bugün eşyalarımı hem istanbuldaki hem de ankaradaki eve paylaştırdığım için ve eskidiği için yeni giysiler aldım. kasiyer "iyi günlerde kullansın" dedi. aklıma takılan şey niye ir kadın için aldığımı düşündüğü oldu. reyonun adı kadın reyonu ve ben erkek olduğum için (ben hep kendimi biseksüel, hem kadın hem erkek görüyorum) bu şekilde söylemesi garibime gitti. hep dediğim gibi bir şeyin kadına ya da erkeğe ait olduğunu ne belirliyor? neden kendimize bazı kurallar koyup cinsiyet ayrımı yapıyoruz? neden illa kutuplaşmak istiyoruz?

    bu sorularla kafam dolu bugün. insanoğluna hiç anlam veremiyorum. sanırım ben garibim ya da başkaları garip.

    mesela yarın etek giyip sokakta dolaşsam ne olur? sabah yürüyüşüne çıksam?

    insanların ne düşündüğü beni ilgilendirmez elbette; ama bana ne yaparlar. işte bu çok önemli. yoldan geçen birisi kalkıp da sapıkça bir teklifte bulunur mu ya da beni taşlar mı ya da benim için devlet ne karar verir, işten atar mı?

    neden böyle kurallar var? neden insanların her şeyine karışıyoruz? neden sadece kendimiz için yaşamıyoruz?

    böyle sorularla dolu kafam. çünkü anlam veremiyorum. başkasının ne giydiği ile niye uğraşıyoruz? saçma değil mi?

    bence crossdresser ne istiyorsa onu giyen özgür insandır. başkalarının hayatını yaşayan insan değildir.

    unutmuşum kirlikedi ne alaka anlatmaya. kendisi benim gözümde özgürce yaşayan insanların başında gelir ve bence elinden geldiğince insaların gruplamasına karşı çıkan en önemli kişilerden birisidir. kendisine hep saygı göstermiş hep de desteklemişimdir.
  • ing. karşının modacısıyım.
  • crossdresser'in illa erkek olmasi sart degildir. kadin crossdresser'lar da vardir. ayrica her crossdresser'in transeksuellikle ilgilisi olmadigi gibi her crossdresser da gay veya lezbiyen degildir.

    daha fazla bilgi icin ; http://www.glbtq.com/…ences/cross_dressing_ssh.html
  • en başarılı örneklerinin çekik gözgillerden*** olduğunu düşündürtür. zira minyon yüz yapıları ve yaptıkları makyaj tekniği birleşince bu kesin erkektir/kadındır diyemiyorsunuz.
  • karsi cinsin kiyafetlerini giyen kisi. hayatimda gördügüm en karizmatik insan da bir crossdresserdi.

    gecen sene metro duraginda birini görünce vaaay demistim. o ne hava. yaklasinca karsimdakinin erkek degil, kadin oldugunu anladim. aslinda, yaklasinca bile erkek olmadigindan zor emin oldum. üzerindeki hicbir sey kadin kiyafeti degildi ve cok yakisiyordu. boyu 1.80´nin üstündeydi. sari saclari kisa kesilmisti. üzerinde lacivert bir ceket ve bir kravat vardi. böyle bir bankin ortasina oturmus, dirseklerini bankin sirtina dayamis, bacak bacak üstüne atmis, günes gözlügünün ardinda etrafina bakiyordu. kesin model falandi. siradan bir insanda öyle bir karizma olamaz. hatta ben hic öyle karizma görmedim. o da zaten bunun farkindaydi. eliyle sacini geri atarak etrafa bakiniyordu. insanlar da belli bir mesafeden ona bakiyorlardi (normalde, o sehirde biri oturmak isterse, sana sormadan senin cantani kaldirir ve oturur). utanmasam fotosunu cekecektim.

    kücükken ay savascisini izleyenler, uranüs savascisini hatirlar. uranüs savascisini, diger kizlar ilk basta erkek zannediyor ve asik oluyordu. uranüs savascisi neptün savascisinin sevgilisiydi (lezbiyendiler) ve uranüs savascisi da günlük hayatta erkek kiyafetleri giyerdi. hah, iste komik bir benzetme olacak ama gördügüm kisi uranüs savascisinin günlük haline benziyordu. hatta sac kesimi direk ayni xd. tabi ben o kisi lezbiyen miydi degil miydi bilemem, ama yaninda bir erkegi hayal edemiyorum.
  • eleştirenlerin arasında gaylerin ve özellikle de pasif gaylerin olması şaşırttı beni. ne kadar meraklıyız ötekileştirmeye. üzdü daha doğrusu. zaman zaman ben de deniyorum cd olmayı ruh halime göre. kimse beni anlasın istemiyorum. kimse doğru bulsun da istemiyorum. böyle hissediyorum. böyle yaşıyorum. sıkıntı olan varsa gitsin ötede oynasın.
hesabın var mı? giriş yap