cosmo girl

• ortaokulda okumaya başladığım, lise sona gelince içgüdüsel olarak almayı bıraktığım dergi. ilk birkaç ay boyunca logosunu çözmeye çalışmıştım. "cosmo gizli" zannediyordum, cosmo girl olduğunu çok sonra anladım.
  
  ilk çıktığında süper hediyeler verirdi, o yüzden başlamıştım. sonra hoşuma gitmişti falan.. ancak, yabancı bir dergiden çevirme olduğundan mıdır nedir, mantık hatalarıyla doluydu.
  bizim gibi, tek hobisi haftasonu kız arkadaşlarıyla sinemaya gitmek olan genç kızlara, hoşlandığımız çocuğa hediye gönderebileceğimiz, gerekirse herkesin önünde çıkma teklif edebileceğimiz, mezuniyet balomuzda kimseyle pişti olmamak için kıyafetimizi özel diktirebileceğimiz, ev partileri yapabileceğimiz falan yazardı.
  evet, önerileri dikkate aldım. yan sınıftaki hoşlandığım çocuğa çıkma teklif ettim mesela, yüzüme bile bakmadan reddetti. üstelik 4 sene boyunca onun sınıfından kimsenin yüzüne bakamadım. mezuniyet balomda arkadaşlarımla pişti olmamak için özel kıyafet istedim annemden, beni tersleyip gidip en ucuz kırmızı tül kıyafeti aldı. pişti olmadım ama beşinci sınıf pavyon şarkıcıları gibi olmuştum. memnundum gerçi halimden, sonuçta pişti olmak dünyanın en ivrançç şeyiydi. hoşlandığım çocuğa hediye gönderebilirdim; ama o dergide bahsedilen kızların hepsi güzel, en azından yüzüne bakılabilirdi. benimse sivilcelerim ve gözlüklerim vardı. bir erkeğe yılbaşı sürprizi olarak peluş ayı gönderseydim yüzüme bakıp gülerlerdi yıllar boyunca. ev partisi mi? kız arkadaşlarım bile misafire gelecekken annemler binbir sorun çıkartırken, erkek arkadaşlarımın ruhu bile giremezdi evimize. kaldı ki kızlı erkekli "partileyelim"?! oldu canım.
  
  moda çekimleri vardı bu derginin. şimdinin parasıyla, 200-300 liraya montlar, 100 liradan başlayan pantolonlar, 400 liralık çizmeler, en pahalısından makyaj malzemeleri, 50 liralık çoraplar yer alırdı. o kadar pahalı ve kokoş şeyleri şimdi bile giyemiyorum ben şahsen, henüz genç olduğumu düşünüyorum. kime hitap ediyor bu giysiler, hep merak ettim.
  
  bu dergiyi okuyan kızların düzeyli ve ciddi ilişkileri vardı sanırım. zira önerilerde hep bu minvalde şeyler yer alırdı. derginin en son okuduğum sayılarından birinde, erkek arkadaşa alınacak hediyeler arasında, lüks saatler, marka ayakkabılar, pahalı kazaklar vardı. hele bir tanesi vardı ki, söylesem inanmazsınız: iphone! evet, liseli kızlarımız, erkek arkadaşlarına iphone alabilir-miş!
  ancak gözlerinden kaçan bir şey vardı ki, çok fena. bu sayı çıktığı zaman, iphone daha abd'de bile piyasaya çıkmamıştı! abd'de çıkacak da, türkiye'ye gelecek de, bizim liseli kızımız da para biriktirip alacaktı iphone'u erkek arkadaşına. tabii o zamana kadar ayrılmazlarsa!
  
  ortaokul bitmişti. lgs'yi yüksek bir puanla kazandığım için babam beni istanbul'a götürecekti 5 günlüğüne. nasıl heyecanlıyım, anlatamam. dergideki güzel kıyafetlerden ben de almak istiyordum. hemen hoşuma giden kıyafetlerin markalarını, mağazaların isimlerini falan not ettim. günlerce, o havalı kıyafetleri üzerimde hayal ederek oyalandım. sonunda gittik istanbul'a. bi elimde cosmo girl, bi elimde babam, bütün o topshop'lara, tommy hilfiger'lara girdik. ama dergideki hiçbir kıyafet yoktu mağazalarda ve buralardan alabileceğimiz maksimum kıyafet, incecik body'ler veya klasik kesim kot pantolonlardı. zira işin içine biraz style girdi mi, fiyatlar katlanıyordu. üzerime kısa gelen, defolu bir tişört alıp döndük istanbul'dan.
  
  bu dergiyi okuduğum yıllar boyunca hep kendimi bir şekilde eksik hissettim. bu dergide muhattap alınan liseli kızlar, harvey nichols'tan giyinen, erkek arkadaşlarına da laptop hediye edebilen kızlardı. bense yıllar önce alınan sümerbank montunu giyen, kitaplardan başını kaldırmayan, kaldırsa bile alımlı olmadığından dolayı, bir erkeği süzmeyi kendine hak olarak görmeyen, sivilceli bir kızdım. lise tuvaletlerinde "rimelim bitmiş yhaa" diye inleyen kızları anlayamıyordum. öyleyse neden okuyordum bu dergiyi? cevabı basit azizim... kendimi farklı bir dünyada hissetmek ve arada verdikleri ufak hediyeleri için...
• yeğenimde gördüğüm, '10 adımda orospuluk' 'tikkyliğin 5 altın kuralı' ya da 'bu ay ne giymeli'den başka bir şey göremediğim angut kızların angut dergisi. ha bir de katledilmiş bir türkçe var. (bi şi, slm gibi)
• ilkokul besteki kizlarin "ben artik genc kiz oldum, ergenim. makyaj, orkid, cinsellik benim de hakkim." zihniyetiyle ihya ettikleri kagit israfi.
  
  (bkz: hey girl)
• genç kızların beynini yıkayan son derece boş bir dergi.
• genc kizlara adam gibi sevi$meyi ogretmek yerine akillarina ali$veri$ sacmaligini sokmayi hedeflemi$ yayin organi
• genc kizlarimizi birer kozmo kizi olarak hazirlamak amaci ile daha kucuk ya$lardayken yakalama amaci guden salak hey girl turevi dergi. bu genc kizlar buyudukten sonra "sevgilinizi aldatmanin on yolu" veya "12 derste erkek arkada$inizi kopeginiz edin" ba$likli yzilari okumak uzere cosmo ya terfi ederler.
• ortamda trend olmanın yolları diyiop adım adım şunu giyin, şunu yapın, şunu dinleyin, şunu söyleyin gibi alemin olabilecek en alelade terbiyesizliğini yapan dergi..
• kızlara erkekler ve ilişkiler hakkında öğüt veren bilmemne abla'nın hayatı boyunca erkek arkadaşı olmamış biri olduğunu duyunca pek bir gülmeme sebebiyet vermiş, okunmaması gereken bir dergi.
• en son elime aldığımda yanılmıyosam "erkek arkadasınızla eğlenmenin yolları" diye bi baslık vardı ve erkek arkadaşımla eğlenceli vakit geçiriip;onu etkilemem için
  -karsılıklı yüzümüzdeki çilleri ve sivilceleri saymamız gerektiğini
  -gizlice okul cantasindan aldığım matematik defterindeki her sayfaya silinmeyecek bir kalemle seni seviyorum yazmam gerektiğini
  -beraber kalp cizip boyamamz gerektiğini vs. yazıodu..
  
  ancak o gün uyanabilmiştim sanırım...(bkz: evet,ben)
• son sayısında "kendini koru" başlıklı haberinde okurlarına tacizci erkeklerden korunmaları için kulağa kalem sokma, burnu avuç darbesiyle beyne gömme, boğaza fırça sapı sokma, anahtarlıkla ve dergiyle dövüşme gibi ölümcül hoda korosu yöntemleri öğreten dergi. tam başarıya ulaşılamadığı takdirde yapanın ölümüne sebebiyet verebilecek, başarılı sonuçlarda da okuru müebbete götürebilecek bu numaralar bir de eşşek şakası peşindeki yarım akıllıların elinde arkadaşlarına karşı nasıl korkunç sürprizlere dönüşebilir, merak etmiyor değilim.