• comodo şirketinin sahibi melih abdülhayoğlu'nun habertürk reportajı için
    habertürk*

    linke tıklamak istemeyenler için:

    "türkiye kaspersky ile korunamaz, saçmalık"
    türk kurumlarına ve şirketlerine de hizmet veriyorsunuz, türkiye’nin siber güvenlikte karnesi nasıl?
    türkiye’nin karnesi bile yok. karne için okula başlamış olmanız lazım. bakın dünya yeni bir dünya artık. şu an internet devriminin içindeyiz. eskiden havada, denizde, karada savaş olurdu. buna uzay eklenmişti. siber de yeni eklenen alan. ülkelerin kendilerini korumaları gereken 5 alandan biri siber dünya. türkiye olarak siber güvenlikte çok açığımız var. artık bir ülkeye zarar vermek için sınırına saldırmazsınız, borsasını bir hafta düşürün, banka sistemini, elektrik sistemini çökertin istediğiniz kaos olur. insanoğlu internete çok bağlı. bu bağlılık aynı zamanda bir zaaf. korumayı hem kriminal seviyede hem de devletler seviyesinde sağlamak lazım. kriminal seviyede şirketler üçkâğıtçılığa karşı koruma sağlamalı. bazen yapılıyor, bazen yapılmıyor. peki devletler seviyesinde koruma sağlayacak türk askeri nerede? bize türk siber ordusu lazım. gidip kaspersky kullanarak türkiye’ye koruyamazsınız, bu saçmalıktan başka bir şey değil. rus şirketidir kaspersky, rus devletiyle bilgi paylaşıyordur, zorundadır. her şirket var olduğu ülkenin devletiyle çalışmak zorundadır. bitti. soru işareti yok. biz de bu ekspertizi türkiye’ye vermeye çalışıyoruz.

    "hacker ekibimiz var"
    abdülhayoğlu, “yetenekli hacker arkadaşları yanımıza alırız, şirketler bizden hizmet istediğinde önce onların açığı nedir, ortaya koymak için bu arkadaşlar araştırma amaçlı ve kontrol altında bu şirketleri hack eder” diye konuşuyor.
    "hükümetler de gelişmiş virüs satın alıyor"
    virüs satan şirketlerin müşterileri genelde kimler oluyor?
    herkes olabilir. hatta hükümetler de virüs alır. hükümetlere virüs satan 2 tane büyük şirket var. bir tanesi alman, biri de italyan. gelişmiş virüsler satıyorlar. wikileaks’te bu şirketlerin görüşmelerinin kayıtları çıktı. bu adamlar ürünlerini satmak için hükümetlere gidip sunumlar yapıyor, virüslerini anlatıyor. bu sunumlarda demişler ki “mcafee yakalayamıyor, symantec yakalayamıyor, kaspersky yakalayamıyor.” comodo’yu sorunca da “comodo’yu geçemiyoruz” demişler. bu konuşmaların kayıtları wikileaks’te çıktı. bu kendi dokümanlarında var. bu kayıtlar bizim satışlarımıza yaradı tabi.

    "sırf mühendids bulamadığımız için mecburan şirket açaçağız"
    odtü teknokent’te 18 ay önce şirket kurdunuz, aldığınız yoldan memnun musunuz? hedefiniz ne?
    2.5 yıl öncesine kadar türkiye ile pek ilgim yoktu. 18 yaşımda ayrıldım türkiye’den. her şeyi ingiltere’de öğrendim, 18 yıl yaşadım. sonra abd’ye gittim. bu sürede kendimi tanıtırken teknoloji sektöründe bir türk’ün olmasını garipseyen tepkilerle karşılaştım. “ucuz kebap yaparsınız, ucuz tatil yerisiniz ama teknolojiyle alakanız ne?” dediler hep. hoşuma gitmiyordu. belki ben bunu değiştirebilirim dedim ve türkiye’ye yatırıma geldim. bunun için hükümet, akademi ve sanayinin birlikte çalışması lazım. bu ekosistemi yaratalım ki türkiye’den teknoloji malı çıksın. türkler cep telefonu için abd’li, televizyon için japon, araba için avrupa mühendisine para veriyor. kimse türk mühendisine para vermiyor. portakal satarak mı kalkınacağız? şirketim açısından baktığımda türkiye benim için çok ufak bir pazar. bu pazarda olmasam da olur. ben türkiye’ye türk teknolojisi çıkarıp dünyaya satmak için geldim. ben dünyaya türk mühendisine para verdirteceğim, hedefim bu. korugan’ı böyle yaptık, almanya’ya sattık. türkiye’de temel sorun özgüven eksikliği. “google yapar, microsoft yapar, biz yapamayız” mantık bu. ben türkiye’ye bayi aş diyorum. birileri yapsın, biz alıp satarız diye bakıyoruz. şu an teknokent’te 220 kişiyiz, 200’ü mühendis. hedefimiz 2 binlerdi, ama mühendis bitti türkiye’de. şaka değil, gerçekten bulamıyoruz. ben bu hafta bunun için türkiye’ye geldim, satın alma yapacağız mecburen, mühendis sayısını artırabilmek için. elinde 2-3 bin mühendis olan şirketlerle görüşüyoruz, sadece mühendis için satın alma yapabiliriz.

    "antivirüs endüstrisi üçkâğıtçı"
    antivirüs endüstrisi tam güvenlik sağlayabilir mi?
    bugün antivirüs endüstrisi olarak bilinen endüstri çok kötü ve pazarlamaya dayanan bir endüstri. sizi koruyamayacak olan, ama size “ben sizi koruyabilirim” diyen bir endüstri. onun için standardı ve garantisi yok, pazarlamanın beyin yıkaması var. antivirüs sizi korumaz, siz enfekte olduktan sonra olan enfeksiyonu temizler. yani reaktif bir teknoloji. bence antivirüs endüstrisi üçkâğıtçı. oysa biz sizi koruyabiliriz.
    sizin farkınız ne?
    ben virüssüzlük garantisi veriyorum diyorum ki, “para konuşur, enfekte olursanız paranızı vereceğim.” koruma pazarını değiştiriyoruz. bizimki antivirüs değil, yeni bir teknoloji. bu sayede de 85 milyon bireysel, 600 binin üzerinde kurumsal müşterimiz var.
    3 şehir efsanesini yanıtladı
    - hacker’lar mahkemeye verilmiyor, işe alınıyor.
    “doğru ama şöyle: hacker olmak çok zor değil. bazı araçları (tool) kullanarak çok kolay hack yapabilirsiniz. biz o araçları kullanan değil, yazan arkadaşları isteriz.”
    - apple ürünü mac’lere virüs bulaşmaz.
    “yanlış, internete bağlı her yere virüs bulaşabilir. mac’ler sırf az kişide olduğu, hacker’ların ağzını sulandırmadığı için saldırmakla pek kimse uğraşmıyor.”
    - antivirüs programları bilgileri hükümete verir.
    “doğru, her antivirüs şirketi hangi hükümetle çalışıyorsa bilgilerinizi paylaşır, buna mecburdur. kaspersky ise rus, mcafee ise abd’de vardır bilgileriniz. ”
    "okulda 2 kere sınıfta kaldım"
    abdülhayoğlu, “çok kötü bir öğrenciydim, her yıl 6 zayıf getirirdim. ortaokul ve lisede 2 kere sınıfta kaldım. ama eve gidip elektronik devre yapardım. bana uygun ekosistemi ingiltere’de buldum” diye konuşuyor.
  • ankara'da ofis açmış güvenlik şirketi.
  • küçülmeye gitmekle kalmayıp, haftalar önce işe alım konusunda anlaştıkları insanları arayıp "vazgeçtik, sizi almıyoruz." diye haber veren bilişim firması.

    farklı illerden gelen, mevcut işinden istifa eden onlarca insana bunu yapmışlar.

    umarım bu mağdur arkadaşlar birlik olup haklarını aramaya teşebbüs ederler. çünkü bu düzende benzer şirketlere ders olacak bir karşılık gelmediği sürece bu sayı yüzlere, binlere çıkar.

    dipnot: türkiye ofisinin yeni adı* nurd olmuştur.
  • turkiye’de 250 kisiyi isten cikarmaya hazirlanan firmadir. milleti daha uc gun oncesine kadar normalin %20 fazlasi rakamlara alip bir anda isten cikarmasi piyasanin kotu olmasi ile aciklanamaz. bu adam daha dort bes ay once teknokentte koca yer aldi ve oraya bir suru insan yerlestirdi ve simdi eski yeri bile fazla gelecek duruma geciyorlar.
    nurd ile olan bolunmenin altinda islerin iyi gitmemesi gibi bir durum degil baya baya planli ali cengiz oyunlarinin dondugunu dusunuyorum. sonucta yillardir bu isi yapan melih isimli sahsiyet bir sabah amanin batiyomusuz lan biz niye bana bunu demediniz hic dememistir.
    son olarak ise bildigim kadariyla bu oranda adam cikaran sirketler 6 ay yeni adam alamiyor ve bu da kalanlarin ic camasirlari ve yataklarini sirkete goturmeleri anlamina geliyor. kalanlar, guzel zam alicaksiniz ama boku yediniz sanki.

    edit : içeriden aldığım bilgiye göre mezbahaya girecek insan sayısı 150 olarak güncellenmiş. ayrıca benim yazıları inceleyip beni tanıyan ve isminin sherlock olduğunu düşündüğüm arkadaşa da selam olsun.
  • türkiye'deki ik görüşmecilerini acil olarak değiştirmesi gereken firmadır. süreç olumlu devam ederken minnoş minnoş görüşen ik'cı, sürecin (tahminimce) olumsuza dönmesiyle ne telefona çıkmaya, ne de maile cevap vermeye başlıyor.

    ulaşabildiğim bir kerede de, geçtiğimiz günlerde, bildiğiniz tersledi. mail ile sormalısınız bunları falan gibi. mail'e cevap alabiliyor muyuz ki? bir firmanın ik'sının yaklaşımı, tıpkı restorandaki garsonun yaklaşımı etkisi bırakır. istediğin kadar güzel yemek yapan aşçın ve müthiş operasyon ekibin olsun, garson ter kokuyorsa, o restoran gözünüde düşer. bu abla da maalesef ki ter kokan garsonla özdeşleşmiş durumda.
  • uzun zaman zonealarm internet security suite kullandıktan sonra ücretsiz ve bilgisayarı daha az yoracak bir güvenlik sistemi arama maceram sonunda keşfettiğim, yaklaşık 2 senedir kullandığım, ömür boyu ücretsiz lisans veren başarılı yazılım.
    kurucusunun türk olması sebebiyle programın türkçe arayüzünün adam gibi, imla kurallarıyla yazıldığı internet güvenlik sistemi.
  • çalışma alanındaki pazarın %30'unu elinde tutan şirket. kurucusu ve ceosu olan melih abdulhayoğlu ile yapılan bir söyleşiyi aşagıdaki linkten seyredebilirsiniz.

    [http://vimeo.com/12030561 http://vimeo.com/12030561]
  • canı isteyen herkese ssl sertifikası dağıtıyorlar sanırım. korsan oyun sitelerinde bile bu firmanın ssl sertifikaları var. torrent sitesine ssl vereceksen ayvayı yedik biz.

    artık https in benim için bir önemi kalmadı.
  • ankara ofisi hakkındaki yorumlar sonucu , başvurudan vazgeçtiğim firma
hesabın var mı? giriş yap