• aslında sen hiç değişmediğinde ama sadece ilk baştan beri tolere ettiğin şeyleri artık tolere edemediğinde karşıdakinin sana söylediği söz. ilşkilerin başında mesela o ilk heyecanla, olmadığımız biri gibi davranırız bazen. bizi rahatsız edecek şeyleri görmezden geliriz. zaman gelir bu halimizden yoruluruz ve kendimiz olmaya başlarız, tepkimizi gösteririz. işte o zaman değişmekle suçlar bizi karşı taraf. halbuki ilk baştan beri olduğumuz gibi olmayı becerebilsek suçlanma da olmayacak.
  • bu ifade, karsi tarafin bekledigi veya yararina olan yasam tarzini biraktiginiz anlamina gelir.
  • "evet," diye karşılık verilmesi gereken ifadedir, "acı insana o dediğinden yapıyor. değiştiriyor."
  • en gülünç olanı da, insanların sizi eskisi gibi kullanamadığında, değiştiğinizi söylemeleri.
  • (bkz: metamorfoz)
  • kucuk insomnikin #83481328 nolu entrysine ilave erdil yaşaroğlu nundeh karikatürü konuyu özetlemektedir.

    yıllar boyu sırtımda taşıdığım sorumluluklarınla uçurumun kenarına gelmişim, düşmemeye çalışırken, sen hala bana "deh" mi diyorsun?!

    o zaman "pardon"!

    bir denemek mi! istemiştin!

    bana değil şansına tutun!
  • ah canım ahmet (ahmet akkaya)'in, ossi müzik etiketiyle yayınlanan “metropol” albümünde yer alan bir parça.

    söz & müzik: ah canım ahmet (ahmet akkaya)

    şarkının video klibini buradan izlemek mümkün.

    şarkının sözleri ise şu şekilde:

    “son zamanlarda bir haller oldu sana
    sen sen böyle değildin çok değiştin
    sorun neyse konuşalım
    konuşarak anlaşalım
    anlaşamazsak eğer ismini biz koyalım…

    son zamanlarda bir haller oldu sana
    sen böyle değildin
    son derece değiştin
    sorun neyse konuşalım
    konuşarak anlaşalım
    anlaşamazsak eğer ismini biz koyalım

    ne kadar acı ne kadar tatlı
    anı varsa sende kalsın
    ne kadar iyi ne kadar güzel
    anı varsa bende kalsın
    ne kadar acı ne kadar tatlı
    anı varsa bende kalsın

    son zamanlarda bir haller oldu sana
    sen böyle değildin
    son derece değiştin
    sorun neyse konuşalım
    konuşarak anlaşalım
    anlaşamazsak eğer ismini biz koyalım

    ne kadar acı ne kadar tatlı
    anı varsa sende kalsın
    ne kadar iyi ne kadar güzel
    anı varsa bende kalsın
    ne kadar acı ne kadar tatlı
    anı varsa sende kalsın

    ne kadar acı ne kadar tatlı
    anı varsa sende kalsın
    ne kadar iyi ne kadar özel
    anı varsa öyle kalsın”
  • sizi eskisi kadar sömüremeyen, üzemeyen insanların sıklıkla kurduğu cümle. "yok ben değişmedim, seni eskisinden daha az sikliyorum" diye cevap verilmesi gerekir.
  • her insanın hayatında bir dönüm noktası, başka bir boyuta geçiş anı vardır. benim için bu dönüm noktası neredeyse 3 yıl öncesine dayanıyor. üniversiteden mezun olduktan sonra yeni işime başladıktan kısa bir süre sonra hayatım tamamen değişti.

    beni çok yıpratan ve değersiz hissettiğim ilişkiyi bitirdiğimde başladı değişimim. kendimi bildim bileli ayaklarım yere sağlam basardı, duygularımı her zaman kontrol eder, insanlarla arama mesafe koyar, çok az insanı yakınıma alır ve her zaman kariyerime odaklanırdım. ayrıldıktan sonra kendime geri döndüm aslında. baştan sona yeni ve daha iyi bir ben keşfettim.

    etrafımdaki hemen her insandan, çok değiştin, böyle değildin, nasıl bu kadar değiştin, önceki insan kimdi gibi cümleler duydum. bana göreyse aslında özüme, kendime geri dönmüştüm. çünkü eski ilişkimde sadece sevdiğim için karşımdaki insanın istediği kişi olmaya çalışıyordum. uzun yıllar bunu becerebildim de, fikirlerim ve bakış açım her zaman benimleydi hiç değişmedi aslında ama giyimimden çevreme kadar çoğu şeyi sevdiğim insan için değiştirmiştim.

    birbirinden uç noktalarda iki insan, var olmayı başarabilmiştik aynı kabukta. ta ki karşımdaki insanın beni tamamen değiştirmek istediğini ve değiştirip beni yok edene kadar durmayacağını anladığım ana kadar. sanki bir anlığına ruhum bedenimden çıktı, sizi tamamen dönüştürmeye odaklı, doyumsuz ve bencil bu insanla kendimi yan yana görebildim ilk defa. ilk defa gerçek anlamda asla olmayacak bir şey için ne kadar uğraştığımı fark ettim o an. bütün ilişkim gözümün önünden geçti. yaptığım bütün fedakarlıklar, okuldan özel hayata, iş hayatından arkadaş ilişkilerine kadar ne kadar büyük çabalar verdiğim bu insan karşılığında başarımdan, olduğum kişiden mutsuzluk duyuyordu. artık açıkça söyleyebiliyordu her şeyi. o anda anladım bizi bir arada tutan şeyin benim sevgim olduğunu. o günden başlayarak giderek azalıp bitti tüm sevgim. çok geçmedi, ayrıldım bu insandan.

    kendime bir söz verdim, kimseye olan sevgim kendime olan sevgimden üstte olmayacak. önce kendimi sevmekle başlamalıyım birini sevmeye. o yüzden bana çok değiştin diyen herkese, kendime döndüm diyebiliyorum. kendimi buldum. 3 yıl önce bu zamanlarda başladı kendimi bulma, daha doğrusu kendimi geri kazanma hikayem. o zamandan beri kendim olmaktan hiç vazgeçmedim. bu sürede kariyerime odaklandım, aşk maalesef hayatımda başarısız olduğum bir şey. doğru insan hala çıkmadı karşıma, ya da belki çıkıyor, ben ıskalıyorum.

    yakın zamanda bir arkadaş ortamımızda ikimizin de ortak arkadaşı olan birinden hayatında biri olduğunu öğrendim. en son konuşmamızda da kin ya da nefret gibi bir duygumun olmadığını mutluluğunu dilediğimi söylemiştim. onun adına sevindim ama bunu öğrendiğim zamanlamanın da -özellikle aşk konusunda yaşadığım şanssızlığı da eklersek- kötü olmasından, kendi adıma üzüldüm. ilişkide yıpranan, üzülen ve yorulan taraf olarak ayrılan bendim ama beni bu kadar yoran üzen insan bile mutlu olabiliyorken ben mutsuzum.

    bazen sanki kimse tarafından sevilmeyecekmişim gibi hissediyorum. özellikle ilişkide berbat olmasına rağmen ilişki yapabilen insanları görünce. işin sırrı dürüst olmamak mı? saçma sapan anlamsız oyunlar oynamak mı? strateji yapmak mı? kendin olmaktan vazgeçmek mi? böyleyse neden aşkın bana gelmediğini açıklayabilirim.

    kendim olmaktan vazgeçmek istemiyorum.
hesabın var mı? giriş yap