• istanbul'da bir kahveci. biraz uzun olabilir entry.
    kahveye çok meraklı olduğumdan hem eğitim alabileceğim yerleri görmek, kişileri tanımak için hem de genel olarak kahve dükkanlarını çok sevdiğim için sürekli yeni kahvecilere gitmeye çalışıyorum. bursa'da kahve evi(amerikan menşeli bu tanımı seviyorum) sayısı çok daha az olduğundan olanların hepsini biliyorum diyebilirim ama istanbul'a her gittiğinde farklı bir yer keşfetmek mümkün.

    burası şans eseri bir keşif falan olmadı ama. gayet bilinçli bir şekilde internetten görerek gittim. çok samimi söylüyorum, eğer internetten görmesem, bir tarifle falan gitsem önünden geçer ve görmezdim. salaş bir bahçesi olan küçük bir mekan. yani önünden geçerken kafe olduğunu fark etmemeniz bile mümkün, o derece. zaten çok kalabalık da değildi. sonrasında aramızdaki samimiyete dayanarak sahibi ömer bey'e de bu düşüncemi açıkça söyledim. adam, sana ne lan da diyebilirdi elbette ama ciddiye alıp uzun uzun anlattı. çok fazla şeyle ilgilendiğinden, oraya yeterli zamanı ayıramadığından, bir ayağının izmir'de olması gerektiğinden falan bahsetti. haklıdır, değildir bilemem. ben işletmeci değilim, iç mimar değilim. yine de bana neden dert olduğunu anlatayım;

    ben üzülüyorum abi böyle şeylere. orada, o apartmanın altında harika kahveler yapan bir yer var. yani daha önce iyi bir kahve içmediyseniz algılarınızı açacak, kahveye bakış açınızı değiştirecek bir yer var ama bilinmiyor, fark edilmiyor. fark etmiyorlar diye insanlar da bir şey diyemem çünkü ben internetten bakıp bilinçli gittiğim halde fark edemedim neredeyse. elbette gizli saklı mekanlar keşfetmek, oraların müdavimi olmak da ayrı bir keyif. zaten ben de burası starbucks gibi olsun demiyorum. ama bu kalitede kahveler kavurup satan bir mekanın biraz daha ben buradayım diye bağırması lazım sanki. evet, elbette gösterişli reklamlar yerine kulaktan kulağa yayılarak kendi kitlesini yaratması çok daha güzel bir şey ama o yandaki güzel bahçesinin mesela, önünden geçen insanları ''burası kafeye mi ait, apartmana mı ait'' diye muallakta bırakmaması gerekiyor. evet, kafeye ait o bahçe ve yazın orada oturmak harika olur. iç mimar mı sokarlar, düşünüp tanışıp kendileri mi bir şeyler yaparlar bilmiyorum ama sitemimin ve bu çabamın nedenini anlamanız için bir kez gidip görmeniz, bir kahve içmeniz gerek.

    aslında en büyük kaybı yaşayanlar o semtin sakinleri bence. sen, ben; yani dışarıdan gidenler kahvesini içer, çekirdeğini alır kalkar. ortam, manzara, doluluk vs. o kadar da önem arz etmez. ama o semtte oturanlar hemen ayaklarının dibinde olan böyle bir yerden bihaberler ya, ben bunun için hem o mekana hem de o insanlara üzüldüm işte. o civarda o mekandan daha iyi kahve yapabilecek bir yer yoktur, ama muhtemelen insanlar orayı sıradan bir kafe sanıyorlar ya da daha kötüsü arka sokakta oturanlar orada böyle bir kahveci olduğunu bilmiyorlar bile. dilerim öğretebilirler, dilerim insanlar öğrenirler.

    edit: bu arada müzikleri çok iyi ki zaten kitaplığında gördüğüm bob dylan kitabını ''okudunuz mu'' diye sorduğumda ''tüm kitaplar kendi kitaplarım'' dedi sahibi. dolayısıyla müziklerini beğenmem sürpriz değil. genelde kahve dükkanlarında youtube'dan ezbere uzun bir playlist açarlar. bense kafelerin bir müzik karakterlerinin olması gerektiğine inanıyorum. o konuda burayı övebilirim. çalan tüm parçaların birbiriyle uyumlu olduğu; tarzı, çizgisi belli bir müzik listesine sahipler. en azından benim orada bulunduğum süre boyunca bu böyleydi.
  • başlıktaki bir önceki entry de benim. orada da anlattığım üzere sahibi ile tanıştım, oturdum konuştum. hatta kendisinden bir eğitim de aldım. sahip olduğum sca sertifikasının altında onun adı var. bu sözlükte pek çok kahve dükkanı için entry yazdım, yazmaya da devam edeceğim. çünkü hem en büyük hobim bu hem de gelecekte profesyonel anlamda da kahve ile ilgilenme arzusundayım.

    dün bu başlığa benim çok övdüğüm coffenutz ile ilgili bir entry girilmişti. özetle taze kahve almak için kozyatağı'ndaki şubesine gittiğini, oradaki baristanın kendisine ''taza kahveyi sadece internetten satıyoruz'' diyerek elindeki 2 aylık bayat kahveyi vermek istediğini söylemişti bir yazar. coffeenutz'ın sahibi de daha önceki entrymi okuduğundan(abi bak böyle böyle yazdım demiştim de ''cidden dükkan o kadar mı fark edilmiyor ya'' diye sormuştu hatta) bana ulaşıp, ''böyle böyle bir entry girilmiş, benim buna cevap vermem mümkün mü ekşi'de? çünkü bu kesinlikle yanlış bir bilgi, dükkanımızda 2 aylık kahve bulunmuyor'' dedi. ben de google vb. bazı platformlarda işletmecinin cevap hakkını kullanması gibi bir durumun sözlükte olmadığını, ama bir cevabı varsa kendi yorumumu katmadan sözlüğe ekleyebileceğimi söyledim. adam da ''tartışma olmuştur olmamıştır, barista yanlış bir şey demiştir dememiştir bilemem ama dükkanımızda 2 aylık kahve yok, hiç olmadı, bu kısmı kesinlikle yanlış, kalan kısmını zaten ben de araştıracağım.'' dedi.

    neyse ki yazar arkadaşımız da kötü niyetli değilmiş de mekan sahibi ile iletişime geçmiş. bir anlamda karşı tarafa da cevap hakkı tanımış yani. bu iletişimin sonucunda da zaten bugün başlığa yazmak için geldiğimde dün okuduğum entryi göremedim. ömer bey'i arayıp sorduğumda konunun hallolduğunu, baristanın ''dün kavrulan kahvelerimiz elimizde değil'' dediğini, yazar arkadaşın ise kahvenin orada kavrulduğunu düşünerek ''neden dünkülerden vermiyorsunuz'' serzenişinde bulunduğunu, ancak 2 aylık kahve gibi bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını, bunu yazarın da kabul ettiğini söyledi.

    ben de rahatladım açıkçası. çünkü uzun bir entry girerek övdüğüm bir yerin müşterisine bayat kahve satıyor olması beni çok üzerdi. sattığı kahvenin tadını beğenmeyebilirsiniz, o damak zevkidir; dükkanı, baristanın tavrını, tatlıları vs. beğenmeyebilirsiniz, hepsi subjektif tercihlerdir nihayetinde ama 2 aylık kahve satmak, ki 2 aylık kahve bayat kahvedir, kabul edilebilir bir şey olmazdı. ben burayı öven o uzun entry girdiğimde ''freakme'' nickli yazar da mesaj atıp ''nutz iyidir ya'' demişti. freakme nickli yazarın entrylerine bakarsanız nasıl bir kahve tutkunu olduğunu, bu konuda yeterince bilgi birikimi olduğunu görürsünüz ki zaten kahve üzerine bir youtube kanalı da mevcut kendisinin. dolayısıyla ben, dünkü entry silinmemiş olsa dahi; kendi izlenimim, freakme'nin referansı ve ömer bey'in açıklamaları ışığında yazdığım entrynin arkasındayım. türkiye'nin en underrated kahvecilerinden biri. kozyatağında böyle bir mekan varken, mekanın 200 metre ilerisindeki starbucks'ın kasasında sıra olması, bu mekana yazık etmektir. dahası, o insanların kendilerin de yazık etmeleridir bence.
  • bahçesi saklı cennet gibidir. yolumu o taraflara düşürme nedenimdir bahçesinde bomboş oturup kahve içebilmek.

    ben burayı ilk denediğimde bu kadar iyi bir kahveci olduğunu bilmiyordum. istanbul'a yeni taşınmıştım ve berber sonrası biraz vakit geçirmem gerekiyordu. foursquare'e baktım, kahveyle puro da içmek istediğim için baçeli mekan bakarak etraftaki mekanlar içinde burayı seçip yürüdüm. bahçede oturduğum anda anladım buranın özel bir yer olduğunu. sonra kahveden aldığım ilk yudumda emin oldum. özenli, sevimli bir enerji ile çevrelenmiş insanların bulunduğu bir yer burası.
  • uzun bir zamandır kapalı olan kozyatağı'nda bulunan cafe açılmıştır.

    daimi müştersi olduğum mekanda artık işletmeci olarak kaliteli hizmet vermeyi amaçlıyorum ömer sayesinde.

    kahvelerimizi açıklamaya gerek bile duymuyorum çünkü türkiye'nin en iyi kahve kavurucularından biri olan ömer her satılan ve öğütülen çekirdekte tüm bilgi ve özenini nasıl yansıttığını çoğunuz biliyorsunuz.

    kaliteli kahve yudumlamak ve çekirdek almak için hem mekanımıza (bkz: coffeenutz lab),çekirdek ve ekipman için ise web sitemizi coffeenutz ziyaret etmenizi bekliyoruz.
  • ethiopia wolichu wachu kahvesinin kokusuna, tadına hasta olduğum kahvecidir. online sipariş de verilebiliyor, gayet başarılı.
  • çekirdek halinde, french press, cold drip, aeropress, espresso, filtre kahve cihazı (metal ve kağıt filtreli olan) ve moka express için ayrı ayrı öğütme seçenekleriyle kahve satın alabileceğiniz bir internet sitesi. yok ben kendi çekirdeğimi kavurmak isterim arkadaş diyenler için yeşil (ham) kahve çekirdeği satışlarının yanı sıra kahve kavurma ve demleme cihazlarının satışını da yapmaktadırlar.

    internet üzerinden vermiş olduğum siparişimin üzerinden daha 1 gün geçmeden elime ulaşmasıyla beni mutlu etmiş sitedir. kahveleri de oldukça tazeydi. satın aldığımız kahvelerin taze olup olmadığını nereden mi anlayabiliriz. çok basit. taze kavrulmuş kahveler, demleme sırasında taze olmayan kahvelere göre daha fazla köpük oluştururlar. benden söylemesi.
  • çok iyi bir site. iddia ettikleri gibi hızlılar. özellikle sürekli çekirdek kahve satın alıyorsanız, starbucks gibi yerlerin dandik seri üretim ürünleri yerine burdan verin siparişi mutlu olursunuz. cuba serrano'yu özellikle tavsiye ederim.
  • bugün çekirdek kahve alışverişi yaptığım çok ilgili ve yardımsever bir tavırla karşılaştığım internet sitesi, sanırım kadıköy'de de kafeleri de var.
    telefonda kahve konusunda biraz sohbet ettik, acemi olduğum için tavsiyeler verdi. farklı bir lezzette kahve önerdi, bugün kahve geldi, fakat ben daha birşey demeden beğenmezsem yeniden çekirdek kahve göndermeyi teklif ettiler.
    yani işin özü gözünüz kapalı alışveriş yapabileceğiniz müşteri memnuniyeti konusunda aşmış yer.
    bu da adresi:
    http://www.coffeenutz.net/
  • e-postama sabahın 8'inde cevap vermişlerdi, olmayan bir ürün için telefonla arayıp hemen telafi ettiler, kahveler de gayet güzel. kutu da çok şık ayrıca, kullanırım ben bunu. bir gün istanbul'a yolum düşerse yerlerine de uğrarım herhalde.

    kısacası memnun kaldım ben, tavsiye edebilirim. bu kahve işinden çok anlamasam da yardımsever tavır, hızlı ürün teslimi ve lezzet olarak beni mutlu ettiler.
  • kahve fiyatlarının alıp başını gittiği günümüzde ofis kahvesi adı ile kilosu 480 tl'ye bence fiyat performans olarak üst düzey bir kahve satmakta olan kahveci.

    https://www.coffeenutz.net/…ahvesi-no-2-bittersweet
hesabın var mı? giriş yap