• kahkahalarla gülerken birden gözüme toz kaçan film..
  • ilk on dakikasından sonra hiç seyretmeseydim de nasıl gelişeceğini anlatabileceğim bir film olmasına rağmen;

    kendim için kurduğum hayali sadece büyük çocuğun kız mı erkek mi olacağı konusunda ıskalamış bir film olduğu için,

    sadece sizin için çalışıyorum lafı benim için dünyanın en anlamlı lafı olduğu için,

    bana çok koymuş olan film. bildiğiniz, koydu.

    edit: ulan bu hayatta sadece iki şeyle başa çıkamazmışım geliyo sadece iki şeyle yüzleşemezmişim de ölürmüşüm gibi geliyo. biri kısır olmak öbürü felç olmak. ikisinde de çocuklarımla oynamam imkansız hale gelcek. koyar tabi film koymaz mı. çocuk istiyorum lan ben.
  • eşim ile arkadaş olarak gittiğimiz ilk ve son film...
  • bekledigimin gayet de üstünde cıkan film..

    --- spoiler ---
    babasına veda sahnesini seyrederken elim telefona gitmis ancak gecenin üçü oldugunu hatırlayınca vazgecmisimdir..ağlayabilecegim aklımın ucundan dahi gecmez iken ailesine veda sahnesi beni selpak aramaya sevketmiştir..önce aile..evet önce aile..
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmin sonunun rüya klişesi ile bittiğini söyleyenlere;

    iyi insanlara fırsat tanınmalı

    --- spoiler ---
  • "go to your home and watch vh1" cümlesi "evine git ve samanyolu tv izle" olarak çevrilmiş alt yazıya sahip film.
    filme mi gülsem çeviriye mi anlamadım
  • adamı durduk yere salya sümük ağlatan bir film. ah be adam sandler, bu kadar da güzel oynanmaz ki...

    --- spoiler ---
    "aaa bak komedi filmi...hadi izleyelim" demeyin... çok kötü koyuyor...
    --- spoiler ---
  • hoba dunyayi kontrol eden kumanda, $oyle guzel bir komedi izleyip yagmurlu gunlerin sikintisini uzerimden atmamin vakti geldi diyerekten izlemeye ba$ladigim film. noldu? hungurdeyip durduk filmin yarisindan sonra olan o oldu.
  • kahkaha atıığım esnada ağlamama sebep olan, çıkışta babamı aratan, dersten soğutan adam sandler filmi...
  • bugüne kadarki adam sandler filmleri içinde ilk üçe hatta birinci sıraya koyulabilecek film. filmin ilk yarısı akıllı esprilerle bezenmiş, ikinci yarısı ise drama kaymış ve daha çok verdiği mesaja odaklanmış.

    ilk yarıdaki espriler adamın gözünden yaş getiriyor, fakat ikinci yarıda bu yaşlar başka nedenlerle geliyor.

    --- spoiler ---
    rob schneider sandler yine paslaşıyorlar doğal olarak ve arap prensi roluyle gözüktüğü dakikaları kahkalara boğuyor schneider. zaten bütün karakterler tıpkı bir umut sarıkaya karikatüründen fırlamış gibi detaya boğuyor insanı, tespit manyağı yapıyor.

    kate beckinsale'e değinmeden geçemeyeceğim, kadın-erkek herkesin takdiri topluyor. allah sevdiğine bağışlasın...

    filmin ikinci yarısına gelince...hatırlarsınız, eminim çoğunuza gelmiş bir forward mail var. o mailde, şu an tam hatırlayamıyorum ama, iş aşk hayat aile birer topa benzetiliyordu ve sanırım iş dışında bütün toplar camdandı ve de iş plastikti sanırım. herkes işi seçip diğer toplarını kırıyordu geri gelmeyeceğini bilmeden*.

    işte filmin ikinci yarısı bunu adamın gözüne gözüne sokmakta. fakat öyle başarılı yapmakta ki eğlenme amaçlı sinemaya gelmiş onca insanı mendillerini çıkartmaya, sessizce burun çekmeye zorlamakta. özellikle adam sandler'ın babasını son gördüğü sahneye gittiğinde ve de tabi ki öldüğü sahnede...
    --- spoiler ---

    sonuç olarak şunu söyleyebilirim. eminim ki çoğunuz filmin sonunu, belki de nasıl gelişeceğini tahmin edecek...fakat şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hem komedinin hem de dramın dozu mükemmel ayarlanmış ve de vermek istediği mesajı gayet iyi veriyor film. iş hayatında daraldıysanız mutlaka gidin...
hesabın var mı? giriş yap