clay
-
-
james joyce'un dubliners'ında ekmeğini yaşlı çalışkan elleriyle kazanan, sevdiklerinin bir parça ilgisine tüm varlığını adamaya hazır, çocuksu telaşıyla yitirdiği bir parça hediyelik kekin ardından yaşadığı üzüntü ve hayal kırıklığını içinizin derinliklerinde hissettirip yanlış söylediği sıradan şarkının anlam ve önemiyle ağlatan sadelikte, iyi yürekli güzel maria teyzenin öyküsü.
-
(bkz: clayey)
-
goldfrapp'in tales of us albümlerinden pek güzel, çok güzel bir bitiş şarkısı.
-
"küçük yatak odasına gitti, sonra ertesi sabah mes ayini olacağını hatırlayınca alarm kolunu yediden altıya getirdi. (...) bluzunu da değiştirdi, aynanın önünde dururken, genç kızlığında pazar sabahı mes'e gitmek için nasıl giyindiğini hatırladı; onca süslediği o ufacık vücuda tuhaf bir şefkatle baktı." james joyce - dubliners (clay* öyküsü)
-
bir (bkz: le trio joubran) şarkısı. insanın ruhunu dinlendiren ritimler içerir. beş buçuk dakika için hayatı çekilebilir kılar.
-
(bkz: plastilin)
-
-
-
(bkz: clay golem)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap