• aynı isimli bir de norveçli progressive metal grubu da bulunmaktadır. müzikleri ise pop/rock, 70'lerin progressive rock, heavy metal ve death metal'in bir karışımı olarak tanımlanıyor(muş). kendileri, offical sitelerinde bu yeni karışımı "unique sound" olarak adlandırmış olsalar da, şahsi kanaatim ne yaptıklarından henüz emin olmadıkları yönünde. öte yandan, grubun üyeleri 5 benzemez bazı başka gruplarda da varlıklarını sürdürürlerken, tesadüfen bir araya gelip albüm kaydetmişler gibi görünüyor. 2 demonun ardından, the 1st chapterisimli ilk albümleri raflarda yerini almış. albümü tanımlamak -doğal olarak- zor olsa da, aynı adı taşıyan ve yine sitelerinde "19 minute magnum-piece" olarak tanımladıkları the 1st chapter şarkısından özellikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum. şarkı bitmemekle kalmıyor, her geçen dakikayı işkenceye dönüştüyor kanımca. albümün symphony x, tnt, dream theater, pretty maids ve queensryche dinleyenler tarafından sevileceği belirtilmiş olsa da, aksini düşünmekten kendimi alıkoymam mümkün görünmüyor. öte yandan, söz konusu grubun müzikal kariyerleri hakkında bir öngörüde bulunmak gerekirse, tozlu sayfalar arasında kaybolabileceklerini söylemek zor olmayacaktır. tutarlı olmayı ve tek bir şey yapmak konusunda eğer bir damla da olsa kararlılık göstermeyi başarabilirlerse, yanıltabilirler de. yine de, ilk albümlerinin güzel taraflarının da bulunduğunu söylemeliyim. mesela albüm kapakları hiç de fena olmamış.
  • the 1st chapter albümlerini bilmiyorum lakin; daha yeni piyasaya düşen isolate adlı albümleri gayet şahane durmaktadır. 20-30 dinlemeden sonra yorum yapılması gereken albümler kategorisinde yer alıyor..

    edit: 5-6 dinlemeden sonra bile albümün çok başarılı progresif öğeler içerdiğini söylemek işten bile değil. ama dt ve/ya syx ten çok esinlenmişler gibi yaklaşımları doğru bulmadığımı da belirtmek istiyorum. en azından; dt gibi syx gibi grupların müziklerine benzeyen, kulağımızı dolduran, iştah kabartıcı riffler ve sololar barındıran bu tarz gruplar için hiç yoktan iyidir bile demeyeceğim; direkman buyrunuz efenim, karşınızda norveçli progresif metal grubu circus maximus; isolate'ten geliyor mouth of madness...
  • 3. albümleri nine'ı haziran 2012'de yayınlamış olan norveç'li progressive metal grubu.
  • 1986 tarihli momus debutu. bir nevi momus un agzından incil dir bu albüm... ayrıca bonus olarak bir iki tane brel coverı içerir...
    sarkı listesi ise söyle;

    1. lucky like st sebastian
    2. the lesson of sodom (according to lot)
    3. john the baptist jones
    4. king solomon's song and mine
    5. little lord obedience
    6. the day the circus came to town
    7. the rape of lucretia
    8. paper wraps rock
    9. rules of the game of quoits

    -
    "nicky"
    don't leave
    see a friend in tears
  • kanımca uzun zamandır - birkaç istisna dışında- , 2007'de çıkarttıkları isolate albümü kadar güzel bir progresif metal albümü çıkmadı. the first chaptera bir türlü kanım ısınamadı, fakat bu isolate çok pis kanıma girdi abi benim. bunları 2 yıl önce keşfetmeme rağmen hala albümü başa alıp alıp dinliyorum.

    efendime söyleyeyim, gelgelelim son albümleri ninea. harika bir albüm. özellikle last goodbyeı dinleye dinleye bitiremiyorum. fakat hep bahsedilen o tutturamamışlık havası mı var diyeyim, adamlar birbirlerinden zevk olarak çok farklı olduklarından değişiyorlar mı diyeyim... o isolate havası yok bu albümde, böyle gümbür gümbür, güçlü riffler ve progresif metalin en güzel öğesi olan oradan buraya atlama olayı. ben sevmem böyle grupların hareket edebilecekleri alanı kısmayı, ama ürkünç bir şekilde bana bu albüm metallica'nın "yavşamaya başladığı" bılek albümünün havasını verdi. ama belli ki bu grup kafalarına ne eserse öyle yapmayı seviyor, ben de onları böyle sevdim.

    bu arada sahne performansları... ilginç diyeyim. cd gibi çalıyor pezevenkler, adamın sesi gerçekten inanılmaz. ama bir gıdım metalcilik olmaz mı arkadaşım insanın içinde. ne ortada bir front man var, ne bir gaz... öööyle söylüyor şarkıları ibnetor.
  • efendim palatine ve aventine tepeleri arasında yer almış. etrüskler tarafından yapılmış bir oyun alanı.

    corrigendum: 2004 senesinde girmiş olduğum bu entiride, çok hassas olduğum terminolojiye ve kavramların orjinal hallerine sadakat hususunda iki mühim sapma yaşamışım. tepelerin orjinal isimleri şöyle; palatium - aventinum.
  • 2-3 dream theater albümünü alıp, üstüne bir adet tetrafusion - altered state serpiştirince ortaya çıkan grup. ha evet fena değildir, özellikle türün fanatikleri tarafından kabul görebilir epey. beğenmedim demiyorum ama, o kadar iddialı bir isme sahip bir gruptan, daha fazlasını beklerdim sanırım. (isim takıntım tamamen roma hayranlığımdan geliyor, yani bana bakmayın siz.) kötü olmayan, ama süper de olmayan bir grup. dinlenmeye değer mi? evet değer.
  • müziklerinde sürüyle progressive gruptan esintilere denk geleceğiniz grup. bir an dream theater, bir an symphony x giriyor, arada bir jorn lande sanki vokale geliyor, hatta ayreon'a kadar gidiyor ipin ucu. tabi bu size yeni bir gruptansa dinlediklerinizin karışımını dinlediğinizi hissettiriyor. bu sebepledir ki sonraki albümde müziklerinin karakterini oturtamazlarsa bellerini doğrultmaları pek mümkün gözükmüyor. debut diyor, 5 üzerinden 3 diyor geçiyoruz...
  • efendim yamulmuyorsam 2005te gerceklesen live 8'in roma ayagi da burada yapilmistir.
  • dream theater meets hard rock melodies, cheesy e kayan sarki sozleri ile.
    gitaristleri iyi, teknik tarafi o toparliyor muhtemelen, vokalist temiz, digerleri eh.

    en fazla dinlenen albumleri 2012 nine albumu spotify a gore, demek ki prime ini tamamlamis, gerileme ve cokuste muhtemelen. dinlenir mi, bazi sarkilari dinlenir.
hesabın var mı? giriş yap