chevignon

• 1997 yılında aldığım bir tişörtünü 13 yıl geçmesine rağmen halen sapasağlam giyebildiğim bir markadır kendisi.
• yıllar yıllar sonra aradığım cüzdanı bulamazken beni şair eden marka...
  
  ne güzel cüzdanların vardı chevignon... büyüyünce alacaktım, büyüdüm, artık yoksun.
• 1996 yılında hediye edilmiş bir kazak şu anda üstümde ve hala taş gibi. 1996-1999 arası öğrencilik ve 2005 yılına kadar süren bekarlık dönemindeki kullanımına rağmen.
• "şevinyon" diye okunduğu söylenegelir.
  (bkz: alüvyon)
• yıl 1998 bu markanın bir hırkasını aldım. 15 yıl oldu. geçen sene yanlışlıkla makineye attığım yeşil renkli çarşafın kendisini sarıya boyamasına kadar durmaksızın her bahar giydim. ne bir eğilme ne bir bükülme. hey maşallah. boyanmasa dışarıda giymeye devam edecektim.
  bu marka neden kapandı gitti neden artık bu denli kaliteli ürünler yapılamıyor merak içerisindeyim.
• 90'lı yılların en çok tutulan kaliteli genç giyim markalarından biriydi. o dönem için oldukça da yüksek fiyatları vardı.
  
  ümraniye meydan avm' de bir mağazası açılmıştı ama sanırım geçen yıl kapandı.
• 90'ların sonunda sabah gazetesi kuponla bu markanın sırt çantalarından dağıtmıştı. o kadar dandik bir şey çıkmıştı ki sanırım sadece markanın isimini kullanma hakkını almışlardı. aradan 20 sene geçmiş hala chevignon ürünü olduğuna inanamıyorum o çantanın.
• 90'larda aldığım gömleğini hala giydiğim marka.
• önünde "chevignon naf naf" diye alt alta yazan bir sweatshirtüm vardı 90ların başında alınan, herhangi bir solma, sünme, deforme olmadan yaklaşık 10 yıl giymişimdir.
• yarma bir arkadaşım tarafında ''cevikşın'' olarak telaffuz edilen hede..