celal

• öfke, kızgınlık anlamları da vardır
• ardında merhamet mahfuzdur, lâkin bilmezler.
• zorluk hali fuzuli şeyleri terk etmeye zorluyor. mesela bir insan çok dert içinde olsa ve bir arkadaşı onu eğlenmeye davet etse, o kişi der ki "bırak allah aşkına, ne eğlencesi. burada dertler içindeyim, benim onlara bakacak halim mi kaldı?". sürüden kaçan, dünyaya meyleden koyuna da kurtlar musallat olur. o bela gelince koyun pişman olur ve tekrar sürüsüne döner. dünya da bize böyle davranabilir. çünkü her şey allah'ın kontrolünde. dünyayı ve içindekileri kontrol eden yalnızca allah. hak dostu olmaya talip olan kişi de dünyaya meyledince, dünya ona düşman oluyor. çeşitli belalar başa geliyor. çünkü o belalar gelmese kişi dünyaya yapışırdı. belalar, iptilalar insanı dünyaya yapıştırmıyor. zahiren celal ama batınen cemal hali. allah kulunu kendi tarafına çekmek istiyor, onu bırakmıyor. o kişi başka şeylere meyledince, onlara kurtlarını musallat ediyor ki bir daha aynı hataya düşmesin. çünkü dünyaya dalarsa battıkça batar. sonsuza kadar mahvolur. yola tekrar girmemiz için böyle celal suretinde ama aslı cemal ve rahmet olan terbiyeler yaşayabiliriz. doğrusunu allah bilir.
• benim kendi isimim adim ...
• çok dominant bir etkisi olduğunu düşündüğüm bu erkek ismi son iki haftadır bana daha bir manidar geliyor..
• (bkz: celal salik)
• komik öfkeye celal denir.
• hiçbir şeye muhtâç olmamak.
• “azabından affına sığınırım. gazabından rızana sığınırım. senden sana sığınırım.”
• (bkz: kara kitap)