• kendisinden önceki dönemde; parfüm üretiminin merkezi baharat ve aromatik maddelerin aktarıldığı en önemli liman olması sebebiyle venedik iken iktidarı döneminde fransa parfümün süper gücü olmuş. bunda medici hanımın rolü büyük, şöyle;

    parfümcüler, rönesans ile birlikte eczacılardan ayrılmaya başlamışlar. önceki dönemde eczacıların tekelinde ve merhemciler gibi aynı meslek olarak yoluna devam etmiş, hatta berberler ve çerçiler ile de aynı meslek grubunda kabul edilmişler. yavaş yavaş çözülme başlayınca da sabuncularla birarada yollarına devam etmişler. nihayetinde çok kazançlı bir loncaya, eldivencilere bağlanmaya karar vermişler. kazançlı olma sebebi; eldivenin italyan aristokrasisinin başlıca alameti olması fakat deride, tabaklamada kullanılan maddelerin kokusunun kalması sebebiyle bu kokuyu örtbas etmek için parfümcülere ihtiyaç duyulmasıydı.

    rönesanstan sonraki dönemde de bizim catherine devreye girip ortalığı karıştıracak. iki numaralı henri ile evlendikten sonra* floransa’dan paris’e gelirken mahiyetinde “uğursuz renè” olarak anılacak bir bey de vardı. bu floransalı uğursuz renè, kokuların yanısıra zehirlerden de ustalıkla anlıyordu. catherine hanım bu renè’yi teeee floransa’dan boşuna getirmedi herhalde. bazı düşmanlarını devre dışı bırakmak için renè’nin habis yeteneğinden faydalandı. zehirli parfümlerle kokulandırılmış eldivenler kullanarak. tam bir çakal, eh ne de olsa medici. hımpf!*

    yeri gelmişken uğursuz renè’nin dükkanıyla ilgili bir alıntıyı da şöyle bırakayım:
    “uğursuz renè’nin dükkanı pont-au-change köprüsündeydi. paris’in bu ünlü köprüsü, uzun süre parfümcülüğün el doradosu oldu ve paris’in en seçkin adreslerinden biriydi. eugene rimmel parfüm ve temizlenme tarihinin klasik bir yapıtı olan ve 1864’te yayımlanan “parfüm kitabı”nın ilk bölümünün başlangıcına karakteristik bir resim koymuştu. dar bir paris sokağının karanlık gravürü parfümcü renè’nin pont-au-change üzerindeki dükkanını gösteriyor. patrick süskind de çok satan kitabı das parfum’ün* bir bölümünü yine “seine nehrinin sağ kıyısını ile de la cite’ye bağlayan” ünlü köprüde geçirmişti. romanın trajik-ucube kahramanı grenoullie’in ustası, parfümcü ve eldivenci guiseppe baldini’nin dükkanı, seine nehrinin sel suları içinde kalıncaya dek, bu köprünün üzerindeydi.”

    kaynak: parfümün erotizmi güzel kokuların tarihi / erotik des parfüms - geschichte und praxis der schönen düfte - andrea hurton/1991 (kabalcı, 1995. çeviri: mustafa tüzel)
  • pardaillan (pardayanlar) serisinin ilk be$ cildinde ali'nin takkesini veli'ye, veli'nin takkesini de pabuch yapip $eytana ters giydirmek suretiyle ali'yi takkesiz birakan entrika baklavasi, hanim gobegi, ana kralice... fransa krallari charles 9, henri 3 ve kralice margot'nun anasi, kral henri 4'un de kaynanasidir. tarihte gorulmu$ sayili hayvanliklardan olan ve paris'te binlerce protestanin cocuk combalak demeden yok edildigi saint-bartheleme katliaminin mimaridir. mezarinda ters donsun.
  • 1519-1589 yılları arasında yaşamış fransa kraliçesi. saraydaki hanımların bel ölçülerinin 33 cm olmasını emrederek adını tarihe yazdırmıştır.
  • fransada hüküm sürmüş bir italyan.
    yer fransa yöneten italyan olunca hiç sevilmemiş haliyle, kısa boylu çirkin mirkin sevimli bişeymiş oysaki.
    kısa boyluluğundan ötürü avrupa da ilk topuklu ayakkabıyı giyen de kendisi olmuş. ayrıca tütünü ve mendili de fransaya getirenin de o olduğu düşünülüyor.
  • fransa kral henri ii'nin eşidir. henri'nin 1559 yılında bir kaza sonucu ölmesinin ardından tahta çıkan oğlu kral ix charles 1560-1574 yılları arasında naipliğini yapmıştır.
  • binlerce protestanın ölüm emrini verdiği tarih 1572'dir. tabi ki arkasına katolik kilisesini ve fransız katolik mahkemesini de almayı ihmal etmemiştir.
    (bkz: saint bartholomew katliamı)
  • (bkz: reign)
  • fransa kralı ıı. henry'nin eşi kraliçe catherine de medici ailesinin bir ferdidir ve henüz 14 yasındayken amcası papa x.leo tarafından medici ailesinin nüfusunun ve gücünün arttırılması düsüncesiyle kral ı.franz'a gelin olarak gönderilmistir.
    iste bu evlilikten sonra fransız soyluları parfum,kisisel bakım,eldivenler,sabun gibi pek cok insana yarasır ozellikle tanısmıslardır.
    derler ki; donemin fransız jet sosyetesi oldukca pislermis,hatta oyle bir kir pasak durumu ki kendileri bile koktuklarının farkında olmazlarmış. dus almak gibi bir adetleri yokmus, olsa olsa birkac haftada bir ayaklarını suya sokarlarmıs ancak saclarını dahi yıkamazlarmıs. genc catherine ( orijinal adıyla caterina) kayınannesi ve kayınbabası ile ilk tanısma torenine cıkacagı sırada fransızların ne denli çapaçul illet bir millet olduğunu bilmiyormus. kendisini bekleyen kalabalığa yaklastıkca yüzüne doğru esen peynirli doritos kokusundan midesi bulanmıs. dönülmez akşamın ufkunda yol alır gibi kalabalığın icinde yürümesi ve nihayetinde sevgili kayınannesi ve kayınbabası ile tanışması gerekiyormuş. ancak insanların ter,ten,ayak kokularının üzerine eklenen çürük diş ve nefes kokusu zavallı caterina'nın kral ve kraliçe karşısında bayılmasına neden olmuş.
    tabi o zamanın halden anlamaz fransızları bunu aşırı saygıya bağlı heyecandan sanmışlar ve caterina'yı bağırlarına basmışlar.onlar bağırlarına bastıkça da genç prenses ayılıp ayılıp bayılmış.
    her neyse efendim, gittiği her yere yaveri ve biricik parfümörü renato bianco'yu da götüren medici prensesi kendisine yüzlerce hatta binlerce şişe parfüm yaptırmış ki burun buruna olduğu o kötü kokuları bir nebze de olsa maskeleyebilsin. hatta devamlı boynunda taşıdığı içi parfüm dolu bir küresi varmış ve her fırsatta ondan ventolin kullanan astım hastaları gibi burnuna doğru götürüp nefes alırmış.
    gel zaman git zaman bu tinerci huylu prensesimizin tavırları dikkat çekmiş ve cevresi tarafından özenilmeye baslamıs.
    parfümcüsü renato da ürettiği parfümleri el altından jet sosyete satmaya baslamıs ve bir anda parfüm fransız soyluları arasında statü belirleyen bir değer olmuş.
    böyle tarihte fransızların güzel kokuya olan ilgisi baslamıs diyebiliriz.
    bu caterina yedigine ictigine de cok önem veren bir kızcagızmıs. toskana bölgesinde yetismis bir italyan sonucta, bizim gibi domates peynire talim edecek değil ya sarayında (şatosunda mı demeliyim?) beraberine getirdiği aşçılar ve hizmetçiler devamlı italyan yemekleri hazırlayıp italyan şarapları servis edermiş. tabi bu özelliği de bir süre sonra herkesin taklit etmesine ve her bir soylunun caterina özentisi olmasına sebep olmuş.
    caterina yalnızca parfüm,yemek,şarap değil daha pekçok yeni adet ve görgü kazandırmıştır. bunlardan biri de o dirseklere kadar uzanan eldivenler, şapkalar, ipekten gecelikler ve neler neler.
    yani demem o ki bugün fransız kültürünü fransız kültürü yapan halis mulis toskana italyanı prenses (daha sonra kraliçe) caterina'dır. zaten fransızların kendi çabaları ve yetenekleriyle böyle bir kültür yaratmış olmalarını hiç aklım almıyordu.bulundukları her yeri estetik anlamda güzelleştiren medici ailesi avrupa'nın o dönem en güçlü ülkesine de çok şey katmışlardır.
    tabi burdan caterina güzellemesi yaptığım da düşünülmesin. kısa sürede beş bin kişinin kılıçtan geçirildiği büyük katliamın mimarı da kendisidir. zaten tarihte de kanlı kraliçe olarak anılır. ama bu da farklı bir entrinin konusu olsun.
  • muhteşem lorenzo'nun torunu olan lorenzo de medici'nin çocuğu olarak dünyaya gelen, muhtemelen on altıncı yüzyıl avrupası'nda yaşamış en güçlü kadın.

    ayrıca, kimi kaynaklara göre kendisi bir okültisttir.
hesabın var mı? giriş yap