• ilk sezonu yani ilk 4 bölümü bir anda akıp gitti. tanesi 25 dakikadan, 1 buçuk saat sürmesi beklenirken sanki hepsi yarım saat sürdü gibi hissettirdi.

    gene kötü adamın aşırı haklı olduğu bir başka yapım. iyi karakterler dahi adama hak vererek mücadele ediyor. kaldı ki 1-2 adam dışında iyi taraftakiler hiç biri sempati duyulacak tipler de değil.

    --- spoiler ---

    durduk yerde tek suçu insanları iyileştirmeye çalışmak olan kadını yak, kadının kocası, gene karım size merhamet etti, ona sözüm var, 1 yılda işinizi gücünüzü toplayın gidin buradan desin. bak 1 gece, 1 hafta da değil. 1 yıl veriyor adam size. ben olsam 1 gün verirdim. 1 yıl boyunca değil bunu ciddiye almak bir de yıl dönümünde kadınla dalga geç. tamam kundaktaki bebekleri yiyen iblisler falan gereksiz ama adam da daha ne yapsın yani. adam adam diye anlattığım da dracula.
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ıt is your room.

    my boy
    ı' m killing my boy.

    lisa, ı' m killing our boy.
    we paint this room, we made this toys.
    ıt is our boy lisa.

    your greatest gift to me.
    and ı' m killing him.
    ı must already be dead.

    --- spoiler ---

    2. kez izledim ve yine ağladım.
  • night creature ına berry yediren koca yürekli isaac
  • kesinlikle ve kesinlikle 2. sezondan çok daha iyiydi. merakla 4. sezonu beklemeye başladım bile şimdiden.

    üçüncü sezon ile ilgili kendimce notlar alıp hepsini bir entryde topladım;

    --- spoiler ---
    burdan sonrası 3. sezon spoileri içerir dikkat ediniz
    --- spoiler ---

    - 3. sezon ilk 2 bölümü oldukça güzeldi carmilla'nın 2.sezondaki amaçsızlığı oldukça canımı sıkıyorken bu sezon kendisine güzel bir yer buldu. kardeşleri ile birlikte güzel bir taraf oldular.

    - forgemasterlardan özellikle isaac'in hikayesi çok ilgi çekici geldi bana ama şu büyücü ile olan yerler biraz fazla abartıydı sanki. 4. sezon için o şehirden kendisine bir ordu yaratıp carmilla'nın memleketi styria'ya saldıracaktır büyük ihtimal.

    - diğer forgemaster hector ise insalık tarihinin en eski kitaplarında yazan vampire güvenmemelisin kuralını çiğnediği için artık bokuyla oynuyor. * bu elemanın hikaye oldukça tahmin edilebilirdi.

    - alucard'ın hikayesi için başta çok iyi ya babası gibi ergene bağlayıp depresyona girmeyecek japon elemanlara yardım edecek ordan şatoyu hareket ettirip japonya'ya gider ordaki vampir ile savaşır filan diye düşünürken allahım oda nesi bütün hayallerim yıkıldı. 2. sezonun içine sıçan depresyona girmiş vampir hikayesine bağladılar. neydi o paspasın üzerinde ağlamalar filan. :/

    - belnades ile belmont'un hikayesi gayet güzeldi kilisenin dallamaları olsun, paris saint germain olsun, hatta köyün şerefsiz yargıcı olsun gayet güzeldi. şimdi işin yoksa 4. sezonda psg * nerden gelecek, ne görecek, vs.vs. bekle dur.

    eklemek istediğim bir kaç not var;

    - keşke dracula reyiz 9. bölüm sonunda göründüğü yerden selamün aleyküm diye gelseydi süper olmaz mıydı ya ben çok bekledim gelecek diye.
    - psg'nin rüyası çok sürrealist ve çok güzel değil miydi sizce de? başta ay bu ne saçma dedim ama izledikçe beğendim.
    - ihtiyar bi forgemaster vardı miranda mesela onu bir şekilde dahil edemez miyiz hikayeye isaac'in akıl hocası filan olarak bir nevi miroğlu'nun kuşçusu misali?
    - he birde 9 bölümdeki lenore - hector ve japonlar - alucard sahnelerinde şöyle oldum ya. sanırım sizde böyle izlemişsinizdir

    şimdi işin yoksa bekle 1 sene daha dracula gelecek mi? isaac ordu toplayacak mı? belnades & belmont çifti trevor'un istediği gibi yaşayacak mı? alucard depresyondan çıkacak mı? styria savaşı başlayacak mı?
  • an itibariyle dördüncü ve final sezonunu bitirdiğim yapım.

    halen daha en iyi sezonunun ikinci sezon olduğunu düşünmekle birlikte, son sezonu bir öncekinden iyi olmuş. saçma sapan karakterler eklenmemiş en azından ve mevzular çok dallandırılıp budaklandırılmamış. tek eleştirim, bazı önemli karakterlerin akıbetini tam olarak öğrenemememiz oldu. en azından bir bölüm daha uzatılıp daha iyi sonuca bağlanabilirdi. belki de olası bir 5. sezona açık kapı bırakmak istediler, bilemiyorum.

    --- spoiler ---

    akıbetini görmediğimiz karakterlerden kastım hector ve isaac tabii ki. hadi hector'un hikayesi o kadar havada kalmamış, onu geçiyorum da isaac gibi animenin baş karakterlerinden biri haline gelmiş bir adamın hikayesinin neticelendirilmemesi pek olmamış.

    sezon boyunca dracula'nın geri getirilip son bir final boss bekliyordum ancak beklediğim gibi olmadı. ve fakat daha iyisi oldu. baş karakterimiz, koskoca azrail ile savaştı ve onu yendi, ötesi var mı? belmont - azrail savaşı mükemmel bir şekilde resmedilmişti. müzik, koreografi, çizimler vs. harikuladeydi.

    son sahnede gördük ki dracula ve karısı bir şekilde dünyaya dönmüş. ancak ne şekilde döndükleri açıklanmamış. işin güzel yanı dracula, karısıyla birlikte olduğu için dünyadakilere kin gütmüyor. hatta karısının telkiniyle kimliğini gizleyip normal vatandaş gibi yaşamaya başlıyor. koskoca dracula'yı bu şekilde görmek garip olsa da mutlu son adına güzel olmuş.

    belmont'un ölmemesi de güzel bir son dakika haberi oldu. bu sayede muhteşem trio tekrar bir araya geldi. hatta alucard'ın ayarttığı esmer güzeli köy muhtarını düşününce muhteşem bir dörtlü oldular.

    değinmeden geçmek istemiyorum, azrail tasviri çok çok iyiydi. bugüne kadar gördüğüm en ürkütücü ve ürpertici azrail diyebilirim. birkaç screenshot almadan duramadım. meraklısına:

    1
    2
    3

    --- spoiler ---

    toparlamak gerekirse eğrisiyle doğrusuyla güzel bir oyun uyarlaması izlemiş olduk. animenin başarısı yeni castlevania oyunları doğurur mu bilinmez ancak bu anime sayesinde oyunu keşfedenler olmuşsa, geçmiş oyunlara bir göz atsın bence. anime ve oyun arasındaki bağlantıları gördükçe, grafiklere takılmayıp kendinizi kaptırmanız olası.
  • öncelikle (bkz: #82690916)

    sezonu bitirdikten sonraki izlenimlerim ise şöyle:

    --- spoiler ---

    dizideki kötü adamın motivasyonuna neredeyse hak veriyorsunuz. bu thanos'tan sonra bi tür gelenek oldu sanırım. yani insanoğlunun tümüyle yok edilmesi -ya da kontrol altına alınması- fikrine bir insan olarak nedense katılıyoruz.

    bilmiyorum belki yaşadığımız çağın olayı budur. insanlık rüştünü ispatlamayamadı. onca gelişme, onca kültürel ilerlemeye rağmen hala birer göt oğlanı gibi davranıyoruz.

    ben dracula'nın tarafındaydım o yüzden. kilise ya da onun temsil ettiği bağnazlık tedavi edilemez çünkü. dracula'nın karanlığını bizim aptallığımıza yeğlerim. ne de olsa onun bi sonu var.

    ayrıca dracula'nın entelektüel, bilge, rasyonel bi portre çizmesi de hoştu. generalleriyle savaş planları yapan bi stratejist, kudretli bir hükümdar ve sezgileri güçlü bir politikacı. adam hayran olunmak için doğmuş sanki. şu demircilerin yerinde olsam ben de onun yanıda saf tutardım.

    zaten diziyi diğerlerinden ayıran da bu, bütün iyi hikayelerde olduğu gibi hikayeyi yukarı taşıyan kahramanların fedakarlığı değil, kötü adamın inandırıcılığı.

    herneyse teknik olarak da mükemmel bir işti. animasyonun akıcılığı, koreografilerin inceliği vs. izlerken mest oldum. açıkcası böyle estetik bir işte bir de hamlet vari dialoglar işitmeyi beklemiyordum.

    ama çizerler kadar yazarlar da çalışmış bu kez. izleyin derim. özellikle o üçlünün arasındaki dinamik, karakterlerin birbirleri hakkında yaptığı çözümlemeler falan, işi vurdulu kırdılı bi eğlencelikten öteye taşımış.

    kısacası duracula'yı bir de bu gözle izleyin. bence hak vereceksiniz.

    --- spoiler ---
  • 4. sezon için netflix genel müdürlüğünde senaryo toplantısı:

    --- spoiler ---

    you get happy ending...you get happy ending and you get happy ending...everybody gets happy ending....even fucking dracula vlad tepeş gets happy ending but no ohh noo lenore needs to die..

    r.i.p. best waifu who had asmr voice with british accent
    --- spoiler ---
  • son yıllardaki izlediğim en iyi finaldi. ne oyunun hikayesi bozuldu ne de sadece animeyi izleyenlerin aklı karıştı.

    oyun filmi ya da dizisi nasıl çekilir dersi gibi 4 sezon oldu. her karakterin hakkı verilmiş. alucard, symphony of the night kıyafeti ve kalkanıyla güzel şov yaptı.

    sypha oyundaki gibi en güçlü karakter. castlevania 3'de zaten hile modu gibiydi.
  • gotik temali, bende bagimliliga yolacan konami firmasinin sorumlusu oldugu seri. bir vampir ne kazikla oldurulur ne de hacla... kirbacinizi alirsiniz allahsiz kitapsiz yaratiklarin oldugu ve basinda da vlad drakul hiyarinin oldugu devasa ebatlarda bir kaleye girersiniz. ilk versiyonlari, yani symphony of the night'e kadar, shoot em up stilindeyken, hatta bence bir diger efsanevi oyun olan contra'nin kirbacli versiyonuyken, sotn'dan sonra rpg ozellikleri - stat, degisebilen silahlar, zirhlar, yuzuk ve kupeler gibi - eklenmis ve zaten buyuk olan kale devasa ebatlara cikmis hatta oyunun bir yerinde ters evrene gecip ayni kalenin tersini de fethetmeniz gerekliligi sagolsun gun-gecelere malolan bir oyun haline gelmistir.

    oyunda cogu zaman belmont ailesine mensup kisileri kontrol edersiniz, sotn'da alucard adında dracula'nin oglunu oynarsiniz. bu aile nesiller boyu drakula abimizin tekerine comak sokup sepetlemektedir. bicak, balta, hac, kutsal su gibi ikincil silahlari vardir. aksiyondur, eglencelidir guzeldir... gba'niz varsa mutlaka serisi toplanmali, ki ben oyle yapacagim, derim ben.
hesabın var mı? giriş yap