• duygusal kararı nedeniyle eleştirmediğim ama verdiği kararın eleştirilebilir bir karar olduğunu düşündüğüm basketbolcu.

    şimdi öncelikle hiç o kadar param olmadı ve olacağını da sanmıyorum. ama bu dünyada 100 milyon dolar parası (hatta bunun çok daha fazlası) olan birinin yapamayacağı veya elde edemeyeceği ne kadar şey vardır ki? yani şimdiye kadar milyonlarca dolar kazanmış bir insanın daha fazla parayla alabileceği maddi bir haz olmadığını düşünüyorum. o yüzden herhalde ben kendisi gibi yetenekli bir oyuncu olsam kariyerimin son yıllarında o yüzüğü takmak isterdim herhalde.

    yani demeye çalıştığım 2500 lira alan adam 3000 lira aldığında hayat seviyesinde hatırı sayılır bir artış olabilir. ama paranın satın alabileceği neredeyse herşeye sahip bir adam manevi bir hazzı seçebilir. ve seçmediğinde de eleştirilebilir.
  • dört ayak üstüne düşmüş basketbolcu. üç sayı yüzdesi haricinde tamamen oklahoma city thunder performansını yansıtıyor.

    thunder melo: %40.4 saha içi, %35.7 üç sayı isabeti 16.2 sayı 5.8 ribaund 104 ofansif rating 109 defansif rating %50.3 true shooting

    blazers melo: %40.7 saha içi, %38.9 üç sayı isabeti 15.7 sayı 6.2 ribaund 97 ofansif rating (kariyerinin en kötüsü-oynadığı takım da ligin en iyi 9.hücumuna sahip olan blazers) 111 defansif rating %49.7 true shooting

    üçlük haricinde ne farkı var performansların? maç başına kullandığı top sayısına kadar aynı. ama thunder'da gömülen melo blazers'ta övülüyor. bunun tek sebebi de blazers'ın efsanevi göçüşü. geçen sene konferans finali oynayan takım bu sene sakatlıklardan (hood, collins, nurkic) ve kanat değişiminden (tek yönlü oldukları için yollanan aminu, harkless ve rezilleri oynayan turner yerine getirilen tolliver, bazemore ve hezonja hiç yönlü oynuyorlar) nal toplar vaziyete düştü. buna bir de nurkic'in yerine whiteside gibi savunmanın s'sini yapmayan bir savunmacı ekleyin. portland o kadar kötü durumda ki melo şu verimsizliğine rağmen sahada olmadığında takım daha da kötüye gidiyor. 97 ofansif ratingi olan bir oyuncu sahadan çıktıktan sonra bir takımın hücumu nasıl kötüye gidebilir? bunun izahı yok, portland o kadar vahim bir halde. savunmaya zaten değinmiyorum, melo-whiteside pota altını izah edecek halim yok. portland'ın bu sezon en çok ikinci şans sayısı yiyen takım olduğunu belirtsem yeter.

    16 sayı 6 ribaundluk istatistiği şu kadar verimsiz şekilde yapıp üzerine o verimsizliğe rağmen takımının on-off istatistiğinde en iyi üçüncü oyuncusu olmak hakikaten çok büyük şans carmelo için. buna bir de bu yüzden kenardan gelmemesini ve bu sayede en büyük kaprisini yapmamasını ekleyin. carmelo için kariyerinin en zor döneminde olabilecek en iyi şeyler oldu resmen. umarım bu sene artık ilk 5 başlamaması gerektiğini anlar yoksa seneye gene melodram izleriz.**

    edit: ne zaman gömsem peşine iyi oynuyor, günlük yazsam all-star olur.
  • başındaki turuncu bant olmayınca tanıyamadığım basketbolcu. 3 mayıs 2013 boston celtics new york knicks maçında bir faul sonrası o bant çıktığında tanıyamadım ve 'kim bu poğaça suratlı?' diye düşündüm bir an.
  • 38 dakika oynadı ve maçtaki top kaybı sayısı 0.

    (bkz: arkadaş bi siki de beğenin be)
  • 38 dakika oynadı ve maçtaki asist sayısı 0.

    (bkz: ekşi sözlük bir siki beğenmeme timi)
  • kendisi şu an nba'de en çok sayı yapanlar listesinde tüm zamanlarda 19. ( yazıyla ondokuz) sıradadır. gömerken biraz insaflı olmakta fayda var.
  • herif new york gibi bir şehrin abd'nin istanbul'unun takımının yıldızı. köpek gibi de para kazanıyor. olmadık hayaller peşinde bunu bırakması manasızdı. en iyisini yapmış.
  • ''kariyeri boyunca 181 milyon dolar kazanmış ve 75 milyon dolar garanti kazanacağı olan''
    bir meslek erbabının ne kadar para kazandığıyla o işi ne kadar iyi yaptığı arasında bir korelasyon bulunsa da doğrudan bir neden sonuç ilişkisi yoktur. çünkü ortada başka faktörler de vardır. örneğin will smith günümüzde hollywood'un film başına en çok kazanan dördüncü oyuncusudur, ama en iyi dördüncü oyuncusu diyebilir miyiz? hayır.

    ''9 defa all-star''
    yine bir oyuncuyu kazanan olarak nitelemek için yetersiz bir başarı. birincisi; all-star, bir oyuncunun resume'sinde şık dursa da en nihayetinde bir şov organizasyonundan başka bir şey değildir. ikincisi, all-star ilk beşleri public oylarla belirlenir. yedek oyuncuları da koçlar seçer. 2011 yılından beri dünyanın en parlak şehrinin basketbol takımının bir numaralı franchise oyuncusunun da all star seçilmesinden daha doğal bir şey olamaz. zira, carmelo denver oyuncusu olduğu 2003-2010 seneleri arasında üç kere all-star seçilmiş, new york oyuncusu olduğu 2011 yılından beri her sene halk tarafından ilk beş seçilmiştir. bu onun new york'ta denver'da olduğundan daha iyi olduğunu mu gösterir? hayır. daha popüler olduğunu gösterir mi? evet.

    ''6 defa all-nba olmuş ''
    all-nba gerçekten de bir oyuncuyu değerlendirmek için iyi bir kriter sayılabilir. çünkü public olarak değil, spor yazarları ve televiyoncular tarafından seçilir. all-nba'de first, second ve third team'e beşer oyuncu seçilerek o senenin en iyi on beş oyuncusu belirlenmeye çalışılır. yine de all-nba bir oyuncunun ne kadar kazanan olduğunu göstermez. daha çok ne kadar iyi istatistik ürettiğini, ne kadar etkili bir oyuncu olduğunu gösterir. marc gasol gibi değeri istatistiklerle ölçülmesi zor oyuncular (intangibles) all-nba'e girmekte zorlanırlar. 1960'lar celtics'inde oynayan oyuncuları saymazsak nba'in en çok (yedi) şampiyonluğa sahip oyuncusu robert horry'nin kaç all-nba başarısı vardır sizce? sıfır.
    dolayısıyla istisnai durumlar haricinde all-nba kadrosunu otuz nba takımının her birinin en çok top kullanan, dolayısıyla en çok skor üreten toplam otuz oyuncusu arasından sıyrılan yarısının seçildiğini söyleyebilir miyiz? evet. carmelo anthony all-nba'e seçilebileceği, nba'de bulunduğu on üç yılda takımının birinci oyuncusudur. skor potansiyeli, basketbol fundamentali, atletizmi çok iyidir. hemen her sene sayı krallığında üst sıralarda yer alır. ve bu on üç yılda altı kez all-nba seçilmiştir. dört kere third team, iki kere second team olmak üzere. evet, hiç first team'e seçilmemiştir. bu arada dört kere denver'da, iki kere de new york'ta seçildiğini belirtmeliyim. all-star sayılarının tam tersine.

    ''kariyer ortalamaları 25 - 6,5 - 3''
    bahsettiğim gibi, bir oyuncunun istatistikleri onun bir winner olduğunu göstermez. carmelo anthony, nba'de bulunduğu on üç sezonun hiçbirinde otuz dört dakika ortalamanın altında süre almamıştır. field goal attempt'te tüm zamanlarda otuz birinci sıradadır, field goals made'de otuz yedinci sırada. usage percentage'da, yani bir takımın hücumunun ne kadarının o oyuncu tarafından kullanıldığı istatistiğinde nba tarihinde yedinci sıradadır. takım arkadaşlarına kıyasla dominique wilkins ve shaq'tan daha çok top kullanan bir oyuncunun bu istatistiklere sahip olması çok normaldir.

    ''hall of fame olma ihtimali %95ten fazla bulunan nba oyuncusu.''
    doğrudur. ama kariyeri bittiğinde nba tarihinde sayı krallığında ilk otuzda yer alacak bir oyuncuyu hall of famer yapmamak zaten pek olası sayılmaz. üstelik knicks gibi nba'in en sansasyonel takımının birinci oyuncusu vasfını yıllardır sürdürmüş, öyle veya böyle msg'deki taraftarların çoğunun sırtında ismi yazan bir isim. hall of fame de istisnai durumlar haricinde popülerlik kriterini gözetir, sonuçta bir müzedir.

    ''3 olimpiyat altını olan tek basketbolcu olmasından bahsetmedim bile.''
    bunu tartışmak komik biraz. üç olimpiyata gitmeyi tercih etmiş tek amerikalı basketbolcu deyip geçelim. aslında böyle söyleyince de havalı durmuş. yüzüğün yerini bir nebze dolduruyor.*

    bireysel başarılarıyla, yıldız olmasına rağmen ağırbaşlılığıyla, kariyeri boyunca yalnızca iki takımda kalıp o takımların istikrarlı bir şekilde bayrak adamı oluşuyla önemli bir basketbolcudur carmelo anthony. ama winner değildir. winner olmak verimli olmayı, doğru hamleyi yapmayı, o son topta yıldız olmayı bırakıp steve kerr'e pas verebilmeyi gerektirir.

    edit: michael jordan'ın 1997 finaller altıncı maçında steve kerr'e verdiği son topa gönderme yapmıştım. açıkça yazmayınca steve nash'le steve kerr'ü karıştırdığım sanılmış. ikisi de sarışın sonuçta değil mi?

    edit 2: lebroncu ithamını hakaret sayarım.

    2021'den gelen edit: o kadar gömmüşüm zamanında adama, ama portland'da saygımı kazandı. egosunu yenip ikinci beşte kısıtlı bir skorer rolünü kabul etmesi, savunmada çabalaması, takıma uyum sağlaması. bu da onun redemption arc'ı galiba.
  • new york knicks ile yenilediği beş yıllık 124 milyon değerindeki kontratına bir de no trade clause eklemiştir. buna göre kendisi istemediği sürece hiçbir takasta kullanılamaz, takımdan gönderilemez. afkjdadaid

    ha bu arada carmelo'nun maksimum kontrat almadığına dair haberler var. maksimum kontratı 129 milyon dolardı, kendisi 124 milyon dolar almış. umarım 124 ile geçinebilir de bıraktığı 5 milyonu aramaz.
  • new york knicks'te kalmıştır.

    ben başarılı olacak bir takımda oynamak istiyorum ühühü deyip serbest kalan, ülkede birkaç tur atıp başarıyı 129 milyon dolarlık kontratta bulan sözüm ona süper yıldız.

    129 milyonluk teklif çok başarılı olmuş kardeş. sen de zaten başarı istiyordun. başarılı başarılı harca.
hesabın var mı? giriş yap