aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • canon, türkçeye kanon olarak geçmiştir, iyi de olmuştur. zira kanon, külliyat gibi tikel ve somut bir eserler toplamını ifade etmez. külliyatın karşılığı latince corpus'tur. canon, her nevi corpus'tan işin otoriteleri tarafından çıkarılan yasa, standart, ölçü, ölçüt demektir ve her bütüne değil, "seçilmiş bütün"e referans veren tümel ve soyut bir kavramdır. bundan ötürü biz "alanın kanonunu okumak" derken alanın tüm kitaplarını değil, alanın standardını, ölçütünü, erimini belirleyen yasalarını okumak demek isteriz.

    kanon yunancadan arapçaya kanun olarak geçmiştir. zaten köken itibarıyla yunanca kanon, arapça kanun, ibranice kaneh, hep benzer manayı havidir; hepsinin de kök anlamı "düz çubuk"a (kamış, kargı) dayanır*. anlaşılacağı üzere düz çubuk, ölçüt ve standardı temsil eder ve bu "seçilmiş çubuklar" bir yapıyı ayakta tutan direk, sütun, dayanak sistemidir. kanon, bu seçilmiş düz çubukların oluşturduğu sistemin adıdır. bu yüzden kanon yoksa ortalık gecekondu dolar. yani alanın kanunlarının belirlenip tanınmadığı yerde, bilginin sahihliği problemi açığa çıkar. türkiye'de -standart* kavramıyla birlikte- anlaşılmasının elzem olduğunu düşündüğüm, özellikle sosyal bilimlerde ihtiyacımızın had safhada olduğu bir kavramdır özetle kanon.

    bu kavramın öneminin altını çizenlerden biri besim dellaloğlu hocadır. isabetli bulduğum "kanonik bilinç" vurgusu da ona aittir.
  • kurgusal bir evrenin resmi devamlılığına dahil olan unsurlara verilen isim.
  • antik yunanca'da kanun, kural.

    iki veya daha çok sesin birinin öncekini takip ederek çoklu ses oluşturması.

    ardından (bkz: cannon fodder).
  • orjinal demektir. hatta tam karşılığı "genuine".

    örneğin sherlock holmes. yaratıcısı conan doyle. conan doyle imzalı sherlock holmes'lar cannon oluyor. bunun yanında conan doyle dışında başka insanların yarattığı bi sürü sherlock materyali (kitap, kısa hikaye, çizgi film, vsr vsr) de var. işte bu conan doyle imzası taşımayan sherlock holmes'lara da non-canon deniyor. ha tabi burası gri bölge. mesela conan doyle'un oğlunun yazdıklarını da canon kabul edenler var, etmeyenler var, falan filan. ama edebi anlamı bu.
  • fransızca'da bir insan için "süperr, yıkılıyooo" anlamına gelen sıfat aynı zamanda.
  • ispanyolca "çarpıcı, müthiş" demekmiş.
  • 1. bir sanatçının elinden çıkan ve dolayısıyla orijinalliği tescilli eserlerin tamamı..
    2. dini otorite tarafından geçerli kabul edilen kutsal metinler toplamı.. bu onaylı metinlere dayalı kurallar, kanunlar, nizamlar yığını..

    - baktığım ingilizce sözlüklerin hiçbirinde direkt bu karşılık geçmiyor ama, o zaman biz yine de buna "külliyat" desek olmaz mı be cevat abi..?
    - bittabi, bilakis.. bal gibi olur, jelibon gibi olur..
  • gelmiş geçmiş en güzel klasik müzik eserlerinden biri. barok dönemin severek dinlenilmesinin baş nedeni.
  • fr. bir kadeh. boire un canon* olarak kullanılır.
  • akademik olarak tanınan ve üniversitelerde ders olarak okutuluan sanatçıların oluşturduğu gelenksel gruba verilen ad.
hesabın var mı? giriş yap