• işin maneviyatına fazlasıyla yoğunlaştığımdan sanatsal değerlendirmede bulunmakta zorlanacağım filmdir. kim ne derse desin, konu olarak bu yıl içerisinde çekilen çanakkale filmlerinin hepsinden ileride. belki bir belgesel tadında olan çanakkale 1915 kadar izlenmeyecek ama verilen emek açısından her iki filmi mukayese etmek dahi haksızlık olur. konu açısında eleştiriler malum. enemy at the gates'den yoğun esinlenme var deniliyor. benzerlikler olabilir. malum dünyada çekilmeyen konu bulmak zor. kaldı ki bu konu bizzat çanakkale savaş tarihinin tam ortasında yer alırken çanakkale savaşını anlatan bir filmde neden işlenmesin? 200'e yakın türk askerini şehid eden sniper william edward sing ile dehset abdul arasında yaşanan ve birçok tarihçi tarafından da zaman zaman dile getirilen bir durum iki kardeşe uyarlanarak farklı biçimde yansıtılmış. buna benzer birşey daha önce çekildi diye, ülkende gerçekleşmiş olan bir olayı yansıtmaktan mı imtina edeceksin?

    oyunculuklara gelince; gürkan uygun'a ayrı bir parantez açmanın farz olduğunu ısrarla vurguluyorum. 10 yıldır yayınlanan ve halkın yoğun ilgi gösterdiği bir dizide memati gibi baskın bir karakteri üslenip, kısa vadede bu karakterden sıyrılmak kolay iş değil. kıvanç tatlıtuğ'un kuzey güney dizisine başladıktan 1 ay sonra kuzey karakteri gibi röportaj vermeye başladığını gören insanlar olarak bunu takdir etmemek elde değil.

    sinema tekniği vs. açılardan incelendiğinde mutlaka eleştirilecek bişeyler bulunur. türkiye şartlarında kusursuz iş çıkarmak mümkün değil. hele ki bu kast sayısıyla çekilen bir filmde. illaki aa gördün mü kafasından vurulan asker nasıl yere düştü? bacağından vurulsan öyle koşabilir misin? diyenler çıkacaktır. ancak 500 kişiyle çekilen bir savaş sahnesinde tamamı profesyonel olan oyuncuları oynatmak da kolay olmaz herhalde.

    kısacası bana göre olmuş ve gayet etkileyici olan bir filmdir. hele ki, celal ile ceren, gdo karakedi gibi osuruktan senaryolarla ve 10'ar kişiyle çekilmiş filmlerin üstüne böylesine emek verilen bir yapımı izlemek boyun borcudur..
  • tüm salonu gizlice ağlatan ve bunu ajitasyon yapmadan ama aynı zamanda da yaşanmış acıları pas geçmeden vermeyi beceren çok başarılı bir türk film,.

    gürkan uygun bu filmden sonra artık memati değil. o konuda rahat edebilir. mahcubiyeti, kararlılığı, inanmışlığı, saflığı tüm rolüne ve mimiklerine yansıtabilmiş. tebrik etmek de bize düşer.

    filmde tek yanlış rol seçimi "bence" berrak tüzünataç. belki bu kadar içten ve saf bir hikayeye, berrak hanımın bilmek zorunda bırakıldığımız magazinsel hayatını yakıştıramıyor olabilirim. belki de ben ön yargılıyım. oyunculuğu kötü de değildi. sadece ben o rolle ilişkilendiremedim. bu da sadece beni bağlar.

    --- spoiler ---

    ha bu arada, galatasaray'a sürekli fransız tohumu diye kendini eğlendiren embesil troller için mekteb-i sultaninin toprağa düşmüş evlatlarına değinen serdar akar'a da ayrıca teşekkürler.

    --- spoiler ---

    salonda 15 kişiydik. filmin adı "recep ivedik çanakkale'de" olsaydı o salon dolar taşardı. yine de geç kalmış değilsiniz, hem güzel bir film izlemek hem de kendinize faydalı bir iş yapmak isterseniz mutlaka gidin.

    giderken bir kaç kişiyi daha götürün. vatan kelimesinin sadece gazete olmadığını hatırlatırsınız belki birilerine.
  • gürkan uygunun canlandırdığı keskin nişancı muhsin onbaşının yaşadığı olayların bir bir kardeşinin başına geldiği, çanakkale savaşı denince aklımıza gelen karakterlerin dışında bir karakterin perdeye aktarılmasını güzel bulduğum başarılı çalışma.

    trt çok yanlış saatte yayınlamıştır. gece kuşağı yerine akşam kuşağında yayınlansa çok daha iyi olurdu.
  • öncesinde çekilen çanakkale 1915 ve çanakkale çocukları gibi tek kelimeyle boktan filmler yüzünden izleyicinin bir daha türk savaş filmi izlemeyesiye yemin etmesinden mütevellit, hakettiği gişeyi yakalayamayan, eksikleri olsa da güzel film.
  • muhsin onbaşı'nın kullandığı mosin nagant avcı tüfeği aynı zamanda rus istilası sırasında beyaz ölüm olarak nam salmış efsane keskin nişancı simon hayha tarafından kullanılan silahtır ve filmde işlenen güzel bir detay olarak takdir toplamıştır.
  • içi boş ve sığ bir milliyetçilik tuzağına düşmeden, savaşı arka fona alarak direkt karakterlere değinen bir çanakkale filmi. sinemasal anlamda da oldukça başarılı olmuş. savaş sahneleri gayet iyi. daha önce de söylenmiş, sonlara doğru kurgusal bazı hatalar var ancak kesinlikle izlenmeye değer bir film. gürkan uygun için ise ayrı parantez açmak gerekiyor; bu filmde gösterdiği performans ile memati'nin üzerinde yapışık kalmayacağını kanıtlamış oldu.
  • enemy at the gates ve taegukgi filmlerinden doğrudan esinlendiğini gözlemlediğim film.

    ama görüntü yönetmenini de tebrik etmeden geçemeyeceğim. efektler iyiydi.
    ayrıca senaryo güzeldi, oyunculuklar da yeterliydi.

    kısacası, son zamanlarda izlediğime pişman olmadığım ender türk filmlerinden biridir.
  • her şeyden önce gürkan uygun'un nefis oyunculuğu ile güçlenen film.

    --- spoiler ---

    savaş filmlerinin bel kemiği figüranlardır. figüranların gerçekçiliği o filmi kurtarır. nasıl öldükleri, kıyafetleri, taşıdıkları silah vs. film bu açıdan başarılı. zaten genelkurmay ciddi bir destek vermiş. keskin nişancıların vurduğu figüranlar on numara oynamış. fakat iki düşman keskin nişancının kapışma sahneleri yerine oturmuyor filmde. finalde kurgu hataları var. kötü bir film mi? asla. çok emek harcanmış ve başarılı bir film çanakkale yolun sonu. çok daha iyilerine ilham verecektir. lise tarih kitapları gibi çanakkale savaşını illa başından sonuna anlatmayı seçip sonuçta bunu beceremeyen filmlerden öte o savaşın içindeki hikayeleri, savaşı arka fonda vererek anlatmanın daha doğru olduğu göstermiştir.

    --- spoiler ---
  • yılmaz erdoğan ve şürekasının ne idüğü belirsiz filmlerine gidileceğine, ilk fırsatta izlenmesi gereken film.

    türk sinemasının ilk sniper temalı filmi de olabilir.
  • öncelikle bu gerçek bir film. diğer çanakkale filmleri gibi teatral bir belgesel değil. bu bakımdan şu ana kadar -tabi bizim bakış açımızla- çanakkale konusunda çekilmiş en gerçekçi ve sürükleyici film olduğunu rahatça söyleyebilirim.

    en başta filme ciddi emek verildiği ve amacın bir film çekmek olduğu hemen anlaşılıyor. özel olarak çıkarma sahnesi ve genel olarak savaş atmosferinin yansıtılması çok başarılı. berrak tüzünataç'ın tutuk oyunculuğu haricinde başroller özellikle gürkan uygun gayet iyi. küçük bir eleştiri olarak filmin finaline biraz daha çalışılabilirmiş diye düşündüm.

    sonuç olarak; hikayeye odaklanarak savaşı arka planda yansıtma fikrinin ne kadar doğru olduğunu gösteren ve türk sinemasının çok eksik olduğu tarihi-savaş filmleri konusunda atılmış ciddi bir adım. inşallah devamı gelir. ben beğendim.

    edit: düzeltmeler.
hesabın var mı? giriş yap