• funda arar ın "nasıl güzel şarkı söylenir" sorusunu cevaplar nitelikte bir yorumla seslendirdiği şarkısıdır. şarkının ikinci kısmındaki yorumu ve nefes oyunları ilk kısmından farklıdır.
  • çalışan anne babanın evde yalnız kalan çocuğu olarak okuldan arta kalan zamanda tüm günümü uyuşmuş bir şekilde tv izleyerek geçirdiğim günlerdi... müdavimi olduğum dallas, cesur ve güzel, yalan rüzgarı vs. dizilerinden ve içindeki entrikalardan farklı olduğundan mıdır nedir, nasıl olduysa izlediğim ve hiç unutamadığım bir türk filmi vardı: şehirli bir adam tanıdığı doğulu bir kadına yardım etmek için ailesini bulmaya gider, tam da silahlı bir çatışmanın ortasında kadının babası ve abileriyle konuşma imkanı bulur. der ki ’kiraz çok zor durumda, kocası her gün dövüyo, üstüne kuma getirecekmiş, yardımınıza ihtiyacı var’ , babası cevap vermeye başlar ‘ben kiraz'a kızım değil gözüm gibi baktım...’ ancak tam bu sırada çatışmaya müdahale için jandarmaların eve yaklaştığını görürler. evin içinde alelacele bir yer sofrası kurulur, sininin altına kasnak yerine de evin genç ve güzel kızı yatıverir ve bu sofrada aile yemeğini yer...

    şimdi, anlattığım şekliyle hatırlayınca yıllar boyu bu filmin, olayların sırasının ve diyalogların gerçekliğinden şüphe ettim. hele ki o zamanlar taş çatlasın 7-8 yaşında olduğumu ve hayalgücümün ne kadar ileri gidebileceğini düşününce ‘üstünde yemek yenen kız’ görüntüsünden tamamen vazgeçmeye karar verdim. ama babanın söylediği cümleyi bir türlü kafamdan atamadım: kızı gibi değil gözü gibi baktıysa n'olmuş yani, ne hali varsa görsün mü diyor?

    yıllar sonra, aylardan geçen ay, yine trt-2’de ‘’camdan kalp’’ filmine rast gelmek suretiyle bütün bu belirsizlikleri giderdim. herşey aynen hatırladığım gibiydi. genç kızın kasnak işlevi görmesinin üstünde çok durmadım, kiraz’ın yardımına da koşmuşlardı ayrıca. ama bu defa da genco erkal’ın karakteri beni dertlendirdi, içim kıyıldı babasının gözü gibi baktığı kiraz yüzünden başına gelenleri görünce.

    sonuç olarak, konuyu bir yere bağlayamıyorum ama emek emek yazdıklarımı silemeyeceğimden şöyle diyebiliriz: bu filmi bir daha televizyonda görürsem kanal değiştiririm.
    (bkz: insanın ömrünü yiyen filmler)
  • karakterlerinin "varolusun cok sarmalli helozonik yapisi"ndan dem vurdugu, sekreterlerin tractatus logico-philosophicus okudugu bir alemden; aldatan, dayak atan kocalarin ve bu her tur siddetle bas etmeye calisan cok cocuklu mutsuz kadinlarin, yani memleketimizin, olagan alemine cok sakin bir gecis yapan, bunu yaparken gercekligi azar azar enjekte ettigi fantastikle yumusatan, ve bunlarin hepsini turk sinemasinin toptan erenlere karistigi dusunulen 1990'da yapabilen bu nadide filme ara ara tekrar tekrar donmek, hatta simdilerin bar ve restoran isletmecisi yonetmenini yeni bir film cekmesi icin gazlamak en onemli vazifelerimizden olmalidir.
  • bana hep şu unutulmaz nazım hikmet şiirini anımsatan söz öbeği...

    erkek kadına dedi ki:
    - seni seviyorum ama nasıl?
    avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya...

    erkek kadına dedi ki:
    - seni seviyorum, ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz...

    kadın erkeğe dedi ki:
    - baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    ve artık biliyorum:
    toprağın
    yüzü güneşli bir ana gibi
    en son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

    fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olanın parmaklarına
    başımı kurtarmam kâbil değil!
    sen yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak...

    sen yürümelisin,
    beni bırakarak...

    kadın sustu.

    sarıldılar

    bir kitap düştü yere...
    kapandı bir pencere...

    ayrıldılar...
  • onarılamayacak halde kırılmışların arkasından yakılan ağıt.
  • içi-dışı bir olan kalptir, korkulardan uzak tutan kalp atışlarına sahiptir aynı zamanda, narindir ve sevme sanatı ister, kalp kapakları değişmeyen sevgilere gebedir. kırıldığı zamanlar da ruhu üşütür, sevgi sıkıştırılarak elde edilen kalp'tir , sevgisiz yaşayamacak olan kalplerdendir.
  • fanustur aslında o kimilerinde, girişi maharet, çıkışı yıllar isteyen.
  • sözleri günay çoban' a müziği febyo taşel'e ait olan dinlenmesi sebebiniz olabilecek funda arar şarkısı..
  • tam bir eski turk filmi kokan muthis funda arar sarkisi.
  • camdan kalplerden akan kanların gözlerden gelmesine sebep olan muhteşem şarkı.dinledikçe sızlatıyor insanın içini. ruhunu ürpertiyor.
hesabın var mı? giriş yap