• güzide türkçemiz'de yıllarca mağaza anlamında kullanılırken sanırım 90 ların ortasında birdenbire özgün/pahalıca/özenle dizayn edilmiş/daha ufak çaplı vs gibi bir dizi anlam içeren bir formatla hayatımıza tekrar giriş yapmış bir sözcüktür. öyle boku çıkmıştır ki, butik çatal, butik benzinci, butik okul, butik ibrişim, butik hayvanat bahçesi, butik kalaycı gibi durumlarda karşımıza çıkar, afallatır.
  • bu kelimeyi çok sık kullanan insanlar türedi etrafta. bi seferinde bi tanesiyle mecburi bi sebeple yarım gün geçirmiştim. maksimum bitsaat aralıklarla butik lafı çıkıyordu ağzından:

    -abi doğru diyosun, hatta butik kurabiyeler falan da yapıyorlar süper. biliyosun butik severim.
    -abi bozcaada'ya gittin mi kesin butik otelde kalcaksın. bi tanesini biliyorum adını sölerim.
    -vespa alırım ben alırsam. adamlar butik yapıyorlar güzel oluyor (artık nesı butikse vespa'nın)
    -dibimi de butik dövdürüyorum ben.. az ve öz.. butikk!

    bi tane çakacaksın ağzına, tik diyemeden kalacak öyle..
  • son yıllardaki kullanım furyasından sonra artık miyadını doldurduğunu gözlediğimiz kelime. herkes butik üretim yapıyor anasını satıyim, kendine farklı bir "imaj" vermek isteyen herkesin dilinde. imaj kelimesine de kılım, bunu da arada belirteyim. yerine başka bir kelime bulunsun ya da her gelen "kalite" unsuru katmak için olur olmaz yerde kullanmasın.

    bu arada "butik otel" kavramı da tdk'ya girmiş. hayırlı olsun.

    fransızca'dan dilimize geçen kelime genelde dükkan manasında kullanılıyor. ama mecazi anlamlarından biri neymiş biliyor musunuz (ben de yeni öğrendim), "berbat ev ya da çalışma yeri". enteresan.

    bir kelimemizin daha sonuna geldik sayın okuyucular.
  • bi şekilde, mağaza'nın daha küçüğü anlamına gelen giyim eşyası dükkanı.
  • son dönemde hadi otel ufak da ben bundan nasıl para kazanırım sorusunun cevabıdır. yapıştır ismin başına, fiyatları çarp ikiyle, göt kadar odaya daya bilmemkaçyüz euro fiyatı adı da butik olsun.
    oldu canım..
  • artık fabrikasyon olmayan şeyler için kullanılan bir kelime. özellikle yiyecek sektöründe bol bol kullanılır oldu. misal butik çikolatacı, butik pastane, butik hamburgerci.
  • fransizca boutique kelimesinden gelen magaza anlamindaki sozcuk.
  • (bkz: kredi butik)
  • bana iki üç ayda bir mesaj geliyor, bilmem nerede giyim butiğimiz açılmıştır, birbirinden güzel ürünlerimizle yeni açılan mağazamızda sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız bla bla bla. ben de diyorum ne çok butik açılıyor amk, demek ki insanlar giyimine kuşamına önem veriyor ki hepsi de iş yapıyor, yenileri açılıyor sürekli.

    ben itü’ye ilk başladığım yıl baya bir insanla tanıştım. part işe başladıydım ordan birkaç grup insanla tanıştım, hazırlık sınıfında tanıştım, mahallede tanıştığım insanlar oldu, ya kısaca herkesin tanıyabileceği kadar insan tanıdım, fazlası yok.

    yalnız içlerinde bir grup vardı, enteresan insanlardı. 2 itü de 2 yıldız teknik de okuyan eleman, hepsi de karadenizli nasıl gelmişlerse bir araya gelmişler hep beraber takılıolardı. arada bende yancıları oluyordum.

    neyse bunlar hep beraber benim mahallede (mecidiyeköy de) ev tuttular komşu olduk. yalnız elemanların tuttuğu ev 8. kattaydı ve apartmanda asansör yoktu. yani millete bize gelmeyin mesajı veriolardı. yemek siparişi veriolarmış, çoğu lokanta bunların evi bellemiş, geri arayıp siparişi iptal ediolarmış. kendileri de dışarı çıkmıyorlardı, yani herkesle irtibatı kopardılar.

    biz bu elemanlarla birkaç seneo hiç görüşmedik, sonra bir şey oldu bir lazım oldular, ben uğradım yanlarına. kapıyı açtı bir tanesi, gözler kayık, ya ben dedim felanca kitap alcaktım, nefes nefeseyim amk, getirsene la kamil. abi dedi kitap yok kapak var. gel dedi bir kapak da sen at. o an o mesaj çocuklarımız için bir tuğla da sen koy gibi geldi, daldım eve.

    aynen tahmin ettiğiniz gibi bu götler alkoldür, kovadır, esrardır, bonzdur düşmüşler dibine… zaten eve de kimse gelmiyor, yemek siparişidir, damacana sudur bile gelmiyor, kendileri de inmiyorlar aşağı, kısaca hayatları sikilmiş.

    biz yine irtibatı kopardık aradan 3-5 ay geçti. arkadaşlardan biri, başkası ama, deli gibi esrar aramaya başladı. ona soruyor, buna soruyor, bana soruyor, belki sana bile sormuştur. hani kaynağını bulsa eleman amına koycak belli de bulamıyor bi türlü. bana da bir sordu sallamadım, iki sordu sallamadım, üçüncü de canım sıkıldı, dedim geçen bizim elemanların eve gittim manzara bu. onlar biliodur istiosan arayıp soralım amk. dedi hemen ara. aradım elemanları, anlattım durumu, başladılar taşşağa, çünkü geçen evlerinde ben baya bir nutuk çekmiştim bunlara, olm bak yapmayın etmeyin, hayatınızı sikiosunuz, ben size bu boku yemeyin demiyorum yine yapın ama bir okulunuza felan gidin gibi beylik laflar etmiştim, onun hıncını alıolar. diorum olm kendime değil arkadaşa istiyorum, zaten hep öyle derler ahahahaha diye daha da makaraya sarıolar.

    en son tamam la kapat birazdan telefon gelcek dediler, kapattım, hakkaten birazdan biri aradı, abi nerdesin dedi yer söyledim, misal profilonun önü dedim, adam 15 dakkaya geliorum dedi, hakkaten arabayla geldi, bizim elemanla konuştular ettiler hallettiler işlerini. o kısmı ben çok bilmiyorum.

    neyse ya ben ne anlatıodum amk, nerelere geldik. yine kayış koptu bende. he çok butik dükkan açılıyor. bayram üstü yine bana dün mesaj geldi, işte bayram öncesi damping mamping, yeni açılan butiğimize bekleriz. normalde hayatta umrumda olmaz da, şimdi bayramda memlekete gidicem, işe felan da girdik ya ananem felan hep bi şeyler bekler herhalde. yıllardır bi hayrımızı görmediler, muhtemelen bekliyorlardır diye lan yakındaysa bakam şu butiğe dedim. tanıdığındır manıdığındır, nerden bulcak numarayı, hem mesaj felan atıo, bir şekilde ucuza gelir lan herhalde diye düşündüm.

    ilk baş mesaj attım, hayırlı olsun abi, tam olarak nerde dükkan diye sordum. 15 dakka felan bekledim cevap yok. sonra ya dükkanın sahibi erkek değilse, abi dememe bozuldu herhalde diye arayım durumu toplayım diye aradım. tok sesli bir adam açtı teli, alooo dedi ahannes adammış amk, ne sikime cevaplamadı diye düşünürken arada selamun aleykümü patlattım. aleyküm selam buyur kardeş dedi.

    aga dedim senin butik ne üzerine, bir de dükkanın yeri tam nerde aradığım bir şey varsa, yakınsa geleyim bakayım. kardeş dedi sen nerdesin, geleyim yanına konuşuruz, hallederiz.

    yok aga ne gerek var dedim, sen dükkanın yeri söyle ben geleyim, öyle deyince bi durdu cevap vermedi felan, sonra sana ne lazım kardeş dedi. o an daha önce ananeme hiç bir bok almadığımı anladım, çünkü aklıma bir şey gelmiyor, bırak bir şeyi türkçe kelime gelmiyor. giyim dicem de ne giyimi, penye menye gelse keşke onu dicem, etek metek niyeyse o an aklıma gelmiyor, düşünüyorum düşünüyorum yok, aklıma gele gele fistan geldi amk. fistan mistan gibi şeyler bakıcam dedim adama.

    adam ilk baş fistanı baya düşündü, arada bende düşünüyorum fistan ne, nerden aklıma geldi diye, sonra yanında birilerine sordu, en son döndü fistan yok sıkang var dedi. haydaa, neyse sar yarım kilo dicem de sıkang ney amk. zaman kazanayım hem araştırayım diye neyse abi sen kapat, ben sana döncem dedim kapadım.

    sora internete sıkang yazdım, adam öle dedi çünkü. skank diye düzeltti google reyiz sağolsun. baktım ölümün yeni adı, uyuşturucunun yeni tadıymış.

    sonra ordan bu bizim karedenizli elemanlara ulaştım, meğer bu yeni tezgahmış, bu torbacılar bir kere mal götürünce kaydediolarmış noyu, benim teli de herhalde o gün kaydetmişler. polis molis telefona ulaşınca değiştirip kayıtlı nolara da butiğimiz açıldı diye mesaj gönderiolarmış. yanisi her butik bildiğimiz butik değilmiş.
  • geçen hafta aile büyüklerimizden işi devralarak, türkiye'nin bir ilinde dükkânımı açtım. piyasada çok fazla rakip var, iyi olan kazanacak
hesabın var mı? giriş yap