• 4 senede yapimi tamamlanmis bir baskent. evet baskent.. anasini satayim gokcek bi metroyu 15 senede tamamlamadi, brezilyalilar hemde oyle ellerinde abarti imkanlari olanaklari olmadigi halde koca bir baskent yaratiyor 4 yilda. helal olsun..
  • brezilyanın başkenti, ayrıca dünyanın ilk suni başkenti. 20. yüzyılın başlarında hükümetin ülkenin daha merkezi ve stratejik bir bölgesine taşınmak istemesi üzerine mimarlar, şehir planlamacıları ve mühendisler tarafından tasarlanmış ve hayata geçirilmiştir. cetvelle çizilmiş kadar düzgün sokakları, sorunsuz altyapısı ve gecekondu mahallelerine sahip olmayışı ile diğer latin amerika kentlerinden ayrılır.
  • binalari oscar niemeyer, kendisi lucio costa tarafindan tasarlanmis sehir, modernin kalelerinden biridir, kilicina dip dibe duran ulusal kongre kuleleri ve iki yanindaki duz kase ve ters kase bicmindeki strukturler sehrin simgesi olmustur. dunyadaki en buyuk kisi basina dusen yesil alan oranina sahip olmakla beraber unesco'nun dunya kulturel mirasi listesindeki tek modern kenttir. hikayesi ankara'nin hikayesine benzer biraz aslinda.
  • kısmen ankara'ya benzetilebilecek kent. başkent ilan edilmesinin sebepleri bakımından ankara'ya oldukça benzese de ankara'daki kent planının kısa bir süre iflas etmesi nedeniyle kent planlaması olarak ankara bu şehirden uzaklaşır.

    kısmetse gidip yerinde inceleyeceğiz.
  • şehir planı bir kuşa benzemektedir. özellikle gece uçakla üzerinden geçerken belli olan bu görüntü, tesadüfi sayılmaz: kuşun başına denk düşen yerde başkanlık sarayı, sol kanadı civarında diplomatik site yer alır mesela.
  • brezilyalilarin nefret etmedigi, aksine bir kez gidenin ayrilmak istemedigi, brezilya'nin en sorunsuz, duzenli ve yasanilabilir kenti. gezip gormek icin degil ama yasamak icin ideal kent.
  • - "brezilya'nın başkenti brasilia otoritenin tasarladığı ve 41 ayda inşa ettiği bir şehirdir. en büyük özelliği de kitlesel bir hareketi önleyici mimarisidir."
    kent rehberi - turgut yüksel
  • brezilyalıların bile nefret ettiği şehir. sırf başkent olsun diye inşa edilmiştir.
  • "1950' lerin sonlarında ve 1960' ların başlarında hiç yoktan, başkan juscelino kubitschek' in emriyle ülkenin coğrafi olarak tam merkezinde inşa edilen başkent brasilia. kent le corbusier' in sol kanat öğrencileri olan lucio costa ve oscar niemeyer tarafından planlanmış ve tasarlanmıştı. brasilia, havadan dinamik ve heyecan verici görünüyordu. aslında, benim (ve neredeyse bütün ziyaretçilerin) onu ilk gördüğümde içinde olduğum jet uçağına benzetilerek inşa edilmişti. oysa yer düzeyinden, yani insanların gerçekte yaşadığı ve çalıştığı düzeyden bakıldığında, bu dünyanın en kötü şehirlerinden biridir. kuşkusuz brasilia' nın tasarımını bütün ayrıntılarıyla tartışmanın yeri burası değil. ama bu kent, kişinin kendini aydaymışçasına yalnız, kaybolmuş hissettiği muazzam boş alanların verdiği duyguyu veriyor insana; karşılaştığım her brezilyalı da bunu doğruladı. insanların bir araya gelip konuşabileceği ya da basitçe birbirlerine bakıp ortalıkta salınacağı kamusal alanların yokluğunun tasarlanmış bir durum olduğu göze çarpıyor. latin dünyasının büyük kentsel geleneği, kent yaşamının bir 'plaza mayor' (büyük meydan) etrafında örgütlenmesine dayanan bu gelenek açıkça reddedilmiş.
    brasilia' nın tasarımı, insanları, birbirinden ayrı, aşağıda tutmak isteyen generallerce yönetilen bir askeri diktatörlüğün başkenti için yapılmış bir tasarım olsaydı, yerine mükemmelen oturmuş olurdu. ama bir demokrasinin başkenti olarak, tam bir skandaldır. "
    marshall berman, katı olan her şey buharlaşıyor
  • evet brezilya’nın ankara’sı tamlaması doğrudur, lakin şehir planı ve doğa açısından ankara’yı fersah fersah geçer. şehir 1956-60 yılları arası bauhaus okulunun ilk mezunlarından olan oscar niemeyer tarafından yapılmıştır. anlaşıldığı üzere şehrin mimari dokusu tamamen bauhaus stilindedir. şehir kuzey güney ekseninde kanatlarını açmış uçan bir kuş şeklindedir. gittiğiniz zaman kendinizi bir kuzey-batı avrupa şehrinde zannedebilirsiniz. bakanlıklar ve devlet binaları gövde ekseni etrafında bir aradadır, sokaklar ve evler kanat kısımlarında ticari ve konut olmak üzere genelde iki kısma ayrılarak düzenlenmiştir. şehir peyzajı cidden çok güzel, türk konsolosluğu paranoa gölü kenarında hindistan ve almanya konsoloslukları ile komşudur( bütün konsolosluklar bir arada) ayrıca her iki kanatta birer tane hastaneler bölgesi vardır, merkezden çıkıp banliyölere gitmeye başladığınızda gerçek brezilya ile tanışmaya başlarsınız. sobradinho, paranoa, santo antonio, gibi sayko mekanlarda city of god duygusunu dibine kadar deneyimlersiniz ki ben şehrin bu kısımlarını çok daha fazla severim. merkezdeki zengin, snob empati yoksunu robot insanlardansa binlerce yıllık bir afrika geleneğini vs görmeyi yeğlerim. brezilya’nın suç oranı en az olan şehridir ama yine de kendi görüşüm çok yüksek( silahlı soyguna uğradım) gitmeden önce yanınıza real alın çünkü kolay kolay bozduramazsınız, bozdursanız bile çok düşük kurdan bozdurursunuz, o yüzden bu işi yapan yasadışı dövizciler vardır, kendinizi bir otoparkta para bozdururken bulabilirsiniz. eğlence açısından vasattır gece 12 de kapanır her taraf, eğlenmek istiyorsanız rio’yu tavsiye ederim oranın izmir’i rio’dur. sao paolo ise istanbul gibi çok yüksek nüfusa ve kaosa sahiptir, suç normaldir orada. brasilia’nın etrafında araba ile bir iki saatlik mesafelerde cennet gibi yerler vardır, bölge dünyanın en büyük yeraltı tatlı suyuna ev sahipliği yapar, insanlar bunu anlatmak için altımızda bir okyanus var derler. amazondan sonra bitki ve hayvan çeşitliliğinin en fazla olduğu yerlerden biridir, şelalelerde bol bol stres atabilirsiniz, iklim olarak dünyanın en güzel iklimlerinden birine sahiptir, her zaman mayıs ayını yaşarsınız bunun 6 ayı yağmurlu 6 ayı kuraktır. toprak kırmızı renktedir uçaktan inişe hazırlandığınız zaman ilk farkedeceğiniz şeylerden biridir. tatil için değil ama yaşamak için huzur için ideal bir şehir, tatil istiyorsanız bahia eyaletinin sahil kentlerini tercih edebilirsiniz. eğlence açısından vasat dedim ama ölüsü türkiye’yi katlar. ortalama her 10 günde bir büyük bir konser veya birşey festivali vardır, devlet kültür sanat etkinliklerine inanılmaz para ayırıyor, bu festivallerden birinde tim burton’ı görme şansım bile oldu. alıştığımız türde bar gece klubü yoktur, publar sokaklardadır ve delicesine içip kendinizi sokaklarda dans ederken bulabilirsiniz. içki fiyatları çok ucuz, sudan ucuz tabiri doğrudur, aynı zamanda uyuşturucu da çok kaliteli ve ucuzdur( çünkü bütün siyasiler ve bürokrasi orada) gerilla partiler düzenlenir kırsallarda eğlencenin dibine vurursunuz, ülke genel olarak bir afrodizyak etkisi yaratır, şehvet duygularınız zincirlerini parçalar,queer hareketin kendini en rahat dışa vurduğu yerlerden biridir( latin amerika için üst sıralardadır) hippiliğin modern zamandaki kalelerinden biridir bu bölge aynı zamanda. yemek kültürleri yoktur, vegan veya vejetaryan iseniz büyük sıkıntı yaşarsınız ama et seviyorsanız et inanılmaz ucuz. çok sporcu bir millet kadın erkek ayırmaksızın six pack leri görebilirsiniz, spor yapanların sayısı aşırıdır gerçekten, kendinizi utrect’te falan zannedebilirsiniz. aklıma gelirse eklerim, gitmek isteyen olursa danışmanlık yaparım sorun değil. sonuçta şehir vasattır ama inanılmaz huzurludur, bir arabanız varsa bu olumsuzlukların çoğunu defedersiniz, uber çok iyi çalışıyor bu arada
hesabın var mı? giriş yap