• kendisini gelmi$ gecmi$ en iyi platform oyunu ilan etmek uzereydim ki ortada shadow of the beast, turrican, sonic the hedgehog, super mario world, mayhem in monsterland gibi cok guclu adaylar varken $oyle bir kendime ceki duzen verdim ve du$unmeye ba$ladim.

    braid, kari kiz konusunda maglubiyet almi$ elemanimizin brugge kilikli bir orta cag $ehrine bakan koprude siyah bir siluet halinde muhtemelen bira icerkenki goruntusuyle aciliyor. peri masali gibi gokyuzunun altindan gece vakti evimize giriyoruz ve kahramanimizin manitayi geri getirme seruvenine ba$liyoruz. puzzle'larin zorluk duzeyini son derece yerinde buldum. game over olayi braid'de yer almiyor, bir hata yaptiginizda zamanda dilediginiz kadar geriye yolculuk yapip onu duzeltebiliyorsunuz.

    oyunun kadrosunun bu i$e a$iri ticari gozle yakla$mayip mumkun oldugu kadar gorsel/i$itsel estetik uzerinde duru$lari oyunun dunyasina kaptirmayi kolayla$tiriyor. 14.95 usd gibi abuk bir fiyata internetten 105 megabyte'lik pc versiyonunu indirip kurulum bile yapmadan direkt oynamaya ba$layabilirsiniz.

    son yillarda platform oyunlari uzak dogu konsollarina hapsoldu (bkz: nintendo) (bkz: sega) ve bunun sonucu olarak da ortaya cikan urunler anime geleneginden, bol renkli, cicili bicili hallere burunduler. ozellikle amiga zamanlarindaki huzunlu/karanlik tema platform arcade'lerinde rastlanamaz hale geldi.

    sonunda birileri cikti ve her pixel'inin uzerine titrenmi$, yolda mp3'leri walkman'de dinlenecek kalitede muziklere sahip bir oyun yapti da bu turun bati ulkelerindeki hastalarinin yuzu guldu.
    oyunu gezegen uzerinde eglence arayan herkese oneriyor, sizleri kizil sacli ve bir yerlerden a$agi ucarken kiravati yukari dogru havalanan biraderimizin hatun meselesini cozmesinde yardimci olmaya cagiriyorum.
  • bitirmistik bitirmesine ama hep bir seyler eksik kaldi. en son butun yildizlari toplayinca "daha da asmis bir son" oldugunu ogrenmistik. sanirim o da doymak bilmez tatmin hirsinin oyun olgusu uzerine izdusumunu simgeliyordu. kararinda birakmak konusunda da bize ders vermisti. o acidan da takdir etmek lazim, tebrik etmek lazim.

    harika bir basyapit. bilgisayarcida bulamayan arkadaslar dergimizden kirik surumunu temin edebilirler.
  • oynadığım en iyi oyundur. gerçi braid, oyundan öte bir şeydir.

    --- spoiler ---

    braid, oyuncuyla dalga geçmez. oyuncunun vaktini çalmaz. oyuncuyu önemser, onu ödüllendirir. oyuncuyu hata yapmaya zorlamaz. zaten "zaman" avcunuzun içindeyken sizi kimse hiçbir şeye zorlayamaz.

    braid oynarken karşınıza çıkan engellerden hiçbirinin oraya rasgele konulmadığını bilirsiniz. okuduğunuz her kelimenin bir amacı vardır. ve oyun size tim'in hikayesini anlatırken, siz kendi hikayelerinizi kurarsınız kafanızda. kendi prensesinizi, kendi hatalarınızı, pişmanlıklarınızı, kaçtığınız ya da kovaladığınız canavarları, zamanı geri alabilseniz neler yapacağınızı düşünürsünüz. oyun size; karar vermek, kararsızlık, affetmek, pişmanlık üzerine ciddi ciddi kafa yordurur. bulmacanın parçalarını birleştirdikçe hikayeyi anlamaya daha fazla yaklaştığınızı hissedersiniz. artık sona gelinmiş ve bulmacanın tek bir parçası kalmıştır. o tek parçayı bulup yerleştirmeyi beklerken; oyun, bulduğunuz bütün parçaları yerle bir edip, hikayelerinizi baştan yazdırır.

    her şey bittiğinde bile o tek parça hala eksiktir ve ancak yazarın görebileceği bir kör noktada gizlenmiştir. baktığınız bu tüyler ürperten, "eksik" resim aslında o kör nokta sayesinde bir şaheserdir.

    oyunun sonu her aklıma gelişinde şakaklarımdaki tüyler diken diken oluyor lan. speed runları bitirince bir ödül verecek mi merak ediyorum. avatar falan verse fena olmaz.

    --- spoiler ---
  • ortam ve karakterler jazz jack rabbit tadında olsa da, buram buram van gogh kokan arka planlar ve yaylıların eşlik ettiği, hüzünlü nameleriyle insanı kederden kedere sürüklüyor bu oyun. hal böyle olunca afacan görünümlü tim de, mystic riverdaki tim robbins'e dönüşüyor bi anda. en nihayetinde adamlar yapmış abi.. steam indirimi kaçmaz herkes kapızlamalı.

    --- spoiler ---

    tüm bu kederli hava boşuna değilmiş, oyunun sonuna gelince anladık bunu. tim'i öfkeli prensesiyle(!) ve anılarıyla baş başa bırakıyoruz. hikayemiz bittiği yerden tekrar başlıyor, 1945 yazı, manhattan.. dünya atom bombasının etkileriyle çalkalanırken, bombanın mucitlerinden tim'in evinde sakin bir günbatımı. tim n'aptın olm sen??

    "now we are all sons of bitches."

    --- spoiler ---
  • bir yerinde takıldığınız zaman 2-3 denemeden sonra hemen kapatmanız gereken oyun. yoksa sinir hastası olana kadar başında ter dökebiliyosunuz.
  • --- spoiler ---

    oyunun finali için komser şekspir'den geliyor.

    -bütün bu kraliçelerin alayı orospu.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sonu ile gözlerden damla damla yaş getiren...

    aşkı bugüne kadar işleyen her türlü üründen kat be kat başarılı işlemiştir, sizden bir şey vardır orda, zamanı çevirirken -normal haline getirirken- prenses'in sizden kaçması, bir sızıyı da getirir beraberinde; kalbe doğru...

    ne yaptın sen tim?

    ne yaptın?

    --- spoiler ---
  • buyuk bir oyun firmasi tarafindan degil jonathan blow isimli bir bilgisayar muhendisinin kendi giri$imiyle ortaya cikmi$.
  • ing. saç örgüsü
  • sonuyla beni alaşağı etmiş oyun. çok yaratıcı konseptler oyunun buğulu öyküsüne çok güzel yedirilmiş. yeryüzündeki en iyi oyunlardan olabilir.

    edit: üzerinde yeniden düşününce, sonunun o kadar karamsar olmayabileceğine karar verdim.

    --- spoiler ---

    sonunda prensesin kaçtığı kişinin tim olduğunu öğreniyoruz. ancak bütün son bölümün geriye doğru aktığı, son dünyanın adının da 1. dünya olduğu düşünülürse, tim'in, prensesin ondan uzaklaşmasına sebep olan hatasından öncesine döndüğü sonucuna varılabilir. belki de tim her şeyi geriye sarmayı başarabilmiştir. belki de gerçek hayatta asla yapamayacağımız şeyi başarmış, bir şans daha elde etmiştir, aldığı derslerle birlikte.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap