• çok açık ki bu herif tanrının en sevdiği kulu.
    tipi desen zaten tarihin en yakışıklı adamı. bir tane defosu yok.
    kas genetiği desen yine 10/10
    çok ünlü, parası var üstelik işinde de çok iyi, yetenekli
    psikolojik bir sorunu desen o da yok. kafası pirü pak. hayatında travması yok. varoluşsal sancıları yok. jim carry gibi değil mesela.
    karakter olarak sorunsuz. skandalı yok. iyi bir insan afrikaya falan gitti kaç kere evlat edindi. lan bari kötü biri ol da vuracak bir yerimiz olsun. tek yaptığı kötülük jeni aldatması. ama o tipe rağmen uçanı kaçanı yakalayan birisi değil iki kere evlilik yapmış uzun süreli. tek eşli.
    o kadar parayı yönetemeyip alkolik ot kafa falan da olmayacak iradeye sahip.
    saçları da dökülmüyor.

    edit: bu niye debeye girdi la algoritmaya bak.
    alkolikmiş zaten brad de. gözümden düştü debeden silin yanlış bilgi verdik.
  • çocukluğumuzdan beri yakışıklılıkta en üst levelde görünen star. kendisi bi yakışıklılık baremi belirtir ve bunun üzerinden muhabbetler dönmüştür. koskoca müge anlı bile "brad pitt gelse bile kocaya kaçmam", "brad pitt mi bu hayatım sen niye eşini aldattın?" gibi sorularla bu durumu desteklemiştir. *

    bu adama yakışıklı değil, orta halli falan derseniz çarpılırsınız. *kendisi 180 boyunda, kısa birisi de değil ve adama her saç stili yakışıyor, bakın istisnasız her saç stili yakışıyor. aha da yıllar içindeki değişimi. kafasına estikçe adam saçını civciv sarısına bile boyatmış ve yine şoparlıktan ışık yılı kadar uzaklıkta. şu saçı yaptığında tarık mengüçe benzemeyecek insan sayısı dünya üzerinde sayılıdır. o yüzden yiğidi öldür hakkını yeme. *
  • bu gece oscar kazanmış olaydı sahnede sevinçten angelina jolie'yi sikerdi diye düşündüğüm aktördür.

    şimdi muhtemelen üzüntüden evde sikecektir, adam her halukarda angelina'yı sikiyor yani.

    bu durumda kaybeden yine biz yurdum abazanları oluyoruz.
  • bir şey satın alırken bunun kendi kararımız olduğu ön yargısıyla alırız ama bu bilinçaltına yerleşen reklamların verdiği emirlerden başka bir şey değildir. kapitalizm budur ve ben çok severim. yani zengin olsam ben çok güzel kapitalist olurdum. tabi kapitalizme kırgın olduğum anlar da vardır. buna brad pitt - ikea ilişkisi kafadan birinci sıraya girer. "ikea hiç mi paran yok!! oynatamadın brad pitt'i reklamlarda, o kadar aşağılamıştı filmin birinde mobilyalarını. birbirlerini dövdükleri bir filmdi. bas parayı kölen olsun brad" diye teessüf ederdim.

    meğer ikea'nın brad pitt'e boydan girdiği durumlar da yaşanmış. intikamını almış. alır, zengin olan unutmaz.

    angelina jolie ile boşanma sürecinde bir koltuk çıkarmış. sırt sırta yerleştirilmiş iki kişilik modüler kanepenin yanında "ayrılıklar olur" başlıklı bir yazı yazarak vermiş reklamı. kanepenin "kişiselleştirilmiş bir oturma çözümü" sunduğunu, "herhangi bir ünlü ilişkisi için mükemmel" olduğunu yazarak devam etmiş.

    görsel

    kuzeyin soğuk esprileri bununla bitmemiş tabi o dönem. norveç havayolları da brad pitt boşanınca "brad bekar" sloganıyla los angeles'a uçuşlarınızda bizi tercih edin demişler. adamlar oslo'dan brad pitt'in bulunduğu los angeles'a indirimli uçuşlarla ilgili reklam yayınlamış.

    görsel

    brad kardeş işte zenginler böyle. senin en hassas durumun olan boşanma sürecinde bile ekmeğinin peşindeler. herkes kuralına göre oynamış işte oyunu. ünlü düşünür cem yılmaz ne demiş: beni övme bana para ver. (tüm sistemi tek sözle açıklamış cem yılmaz)
  • sohbetini her dinlediğimde ne kadar eğlenceli bir insan olduğunu bir kez daha farkettiren oyuncu, son bombası;

    - 12 maymun filmindeki rolüme hazırlanmak için akıl hastanesinde akıl hastaları ile uzun süre vakit geçirdim,bu süre içinde aileleriyle telefonda konuşan hastalar "brad pitt burda bizimle yeni filmi için çalışıyor" şeklinde konuşmalar yapıyordu,telefon görüşmesinin ertesi günü hastaneyi geri arayıp doktoruyla görüşen aileler hep aynı şeyi söylüyordu;

    "durumu daha kötüye gidiyor değilmi doktor?"
  • son dönemde will smith'in içinde bulunduğu ben robot, ben efsane, ben hancock türü yaratıcılıktan uzak, tek kelimelik filmlerde oynama lanetinin bir benzeri de brad pitt'te görülüyor şu aralar. adamın oynadığı filmler de sanki 50 karakter sınırını aşalım da sözlüğe konusunu açamasın ibneler der gibi; the assassination of jesse james by the coward robert ford, the curious case of benjamin button... bundan sonra gelmesini beklediğim filmler; the mysterious inventer of conductor benjamin franklin, the man who phoned his friend to let him know he invented telephone alexander graham bell, the apple that dropped on his head was real amasya apple isaac newton...
  • ınstagramda wimbledon'daki bir videosuna denk geldim, 10 saniye boyunca kendisine kitlendim resmen, gozumu alamadim. ya 60 yasinda bir insan nasil bu kadar yakisikli, karizmatik ve etkileyici olabilir? ki babamla yasit olur beyefendi, bana cekiciligin formulunu buldurttu. guzel sac + fit vucut =cekicilik (kadin / erkek fark etmez) tabi ki kendisi yakisiklilik olcu birimi, bu faktoru hesaba katmiyoruz ki biz faniler de guzel/yakisikli sayilabilelim.
    oyunculugu da cok iyi, bir de o dunya yakisiklisiyim lan ben diyebilecekken umursamaz, sallamaz bir hali var ya, off.
    bu adama sirf cok yakisikli diye oscari 50 kusur yasinda, uyduruk bir rol ile verdiklerini dusunenlerdenim. gicik olmuslardir tabi de hakkini yediniz, cok iyi filmlerde oynadi, oyunculugu belirli rollerde sinirlamadi, kendini hep gelistirdi.
    tanim: cok yetenekli bir oyuncu ve dunyanin gelmis gecmis en yakisikli erkeklerinden biri (cuneyt arkin'in yetenegi ve yakisikliligini dusununce arada kaldim, ikisi de bir numara)
  • gelmiş geçmiş en yakışıklı erkek bu abi sanırım. yakışıklı erkek söylesene denilince akla gelen ilk ve tek isim.

    + yakışıklı erkek söylesene bir tane?
    - brad pitt?
    + teşekkürler.

    gördüğünüz gibi akla sadece sadece o geliyor. böyle bir algı ne ara oluştu bilmiyorum. ki vücut ölçülerinde de o bir duayen;

    + vücüdun nasıl olsun isterdin abi?
    - brad pitt gibi olsun başka bir şey istemem, sen?
    + aynen kanka.

    hem tip, hem vücut olarak akla gelen ilk isimse eğer bir kişi, o artık efsane olmuştur. 100 yaşına da gelse insanlar yakışıklılık kıstası yaparken onun adını anacaklar. kızlar onun üzerinden benzetme yapacaklar yeni boyfriend'leri için. tartışmasız bir idol. tahtını devirecek bir isim göremiyorum ben. değil devirmek, tahtına ulaşacak bir aday bile yok piyasada. orlando bloom? çok afedersiniz götümle güleceğim sanırım.
  • eşi angelina jolie için bir açıklama yapmış, yüreğimi ısıtmış, hem dıştan hem içten mükemmel bir adam olduğunu doğrulamış, erkek gibi erkek... söyledikleri şunlar:

    my wife got sick. she was constantly nervous because of problems at work, personal life, her failures and problems with children. she has lost 30 pounds and weighted about 90 pounds in her 35 years. she got very skinny, was constantly crying. she was not happy woman. she had suffered from continuing headaches, heart pain and jammed nerves in her back and ribs. she did not sleep well, falling asleep only in the morning; got tired very quickly during the day. our relationship was on the verge of brake up. her beauty was leaving her somewhere, she had bags under her eyes, she was poking her head, and stopped take care of herself. she refused shoot the films and rejected any role. ı lost hope and thought that we’ll get divorced soon… but then ı decided to act. after all ı’ve got the most beautiful woman on the earth. she is the ideal of more than half of men and women on earth, and ı was the one allowed to fall asleep next to her and to hug her shoulders. ı began to pepper her with flowers, kisses and compliments. ı surprised her and pleased every minute. ı gave her lots of gifts and lived just for her. ı spoke in public only about her. ı incorporated all themes in her direction. ı praised her in front of her own and our mutual friends. you won’t believe, but she has blossomed. she became even better than before. she gained weight, was no longer nervous and she loved me even more than ever. ı had no clue that she can love that much. and then ı realized one thing: the woman is the reflection of her man. love her to the point of madness..

    yani türkçesi ;

    eşim hastalandı, iş, özel hayatı, çeşitli sorunlar, çocuklarla ilgili problemler hakkında sürekli gergindi. 35 yaşındaydı ama 15 kilo civarı kilo verdi, 40 kiloya düşmüştü. çok zayıftı ve sürekli ağlıyordu. hep mutsuzdu. hep başı ağrıyordu, kalbi ağrıyordu, sırtı ağrıyordu... uyuyamıyordu, sabaha karşı ancak uykuya dalabiliyordu, gün içinde yorgun biçimde kalkıyordu. ayrılma noktasına kadar geldik. artık güzelliği de onu terkediyordu, gözaltı torbaları vardı, kendine bakmaz olmuştu. kendisine gelen rolleri reddediyor, artık film çekmiyordu. ben de umudumu kaybetmiş durumdaydım, çok kısa zamanda boşanacağımızdan emindim artık. ancak sonra birşeyler yapmam gerektiğini farkettim. dünyanın en güzel kadını ile beraberdim. dünyadaki erkeklerin ve hatta kadınların nerdeyse yarısından fazlası için o ideal kadındı. ama onun yanında uyuyan, ona sarılan bendim. ve sonra ona çiçekler almaya, sık sık onu öpmeye, iltifatlar yağdırmaya başladım. her an, her dakika ona sürprizler yapıyordum. sadece onun için yaşıyor, ona sürekli hediyeler alıyor, insanların içinde onu övüyor, sevgimi belli ediyordum. onu hayatımın merkezi yapmıştım. ve inanmayacaksınız ama, yüzü gülmeye başladı. daha önce hiç olmadığı kadar iyi olmaya başladı. kilo aldı, sinirlenmesi geçti ve beni öncekinden de fazla sevmeye başladı. ben beni böylesine sevdiğini hiç bilmiyordum bile. ve o dönem anladım ki, bir kadın, erkeğinin yansımasıydı. kadınınızı delicesine sevin.
  • adam 50 yaşında amına koyim, 50 yaşında!

    söyleyeceklerim bu kadar.
hesabın var mı? giriş yap