• kica giyilen bir cesit kilot. bunlarin bir de tayt gibi olanlari vardir bilenler bilir.
    severim oyle olanlari. gecen annem bir suru almis, cantama koymus. her neyse yurtta cantayi bosaltiyorum, bi baktim bisuru boxer dokuldu icinden. neyse banyodur bilmemnedir don degistirme vakti geldi. cikardim bunlardan birini giydim. agzina sictigim tekstil firmasi (adini vermicem) donu oyle okuzce dizayn etmis ki cuk ya sagci ya solcu olacak, o derece. anlamayan icin gorsel yapayim:

    \_/¨¨\_/ bu normal don, cunku iki bacak arasinda cukun serbestce dolanabilecegi bir bosluk birakilmis.

    \_/\_/ bu da benimkisi.

    cin mali galiba, onlarda cukun serbestce dolanabilecegi bir ortam olmasina gerek olmadigini dusunursek, mantikli geliyor.
  • 2 haftalık bir yolculuktan hayli yorgun dönmüşüm.
    çok tercih etmesem de yatak odasında uyumasına izin veriyorum o gece.
    yatak odası da kontrolsüz girişi yasak olan diğer yerler* gibi yuvarlak* kapı koluna sahip, ki bir pati hareketi ile kolayca açıp giremesin.
    şarap ve yorgunluğun tesiri ile daldığım derin uykuda kapı ne ara kapanmış farkında değilim.
    sabaha karşı saat 05.00 sularında delice ulumasıyla uyanıyorum. oğlan tanınmaz halde sinirli. inatlaşıyoruz, oda kapısını açmıyorum* çıksın diye.
    gemi, dağ ve herhangi bir kurtarma operasyonu dışında hiç bir canlıya yapmadığım-yapmayacağım gereksiz bir otorite davranışı bu gösterdiğim...
    hayvan kapıya kafa atmaya başlıyor, kalkıp sevmeye-sakinleştirmeye çalışıyorum ama yok olacak gibi değil, 2 dakika dolmadan pes edip kapıyı açıyorum. hırlama eşliğinde patinaj çekerek salona koşuyor. o an uyanıyorum hadiseye ama çok geç...
    bir cam kırılma sesi ve akabinde balkondan atlayıp koşarak kaçmaya çalışan adamı görüyorum sokakta...
    en doğrusunu yapmış hırsız, yerinde olsam 8 değil 80 metreden bile düşünmeden atlardım...
    sonuç:
    bu olaydan sonraki 3 aydan uzun süre boyunca bana tavır alıp yüzüme bakmayan bir boxer...
  • rake için:

    10 yıllık birlikteliğimizde haklı ya da haksız pek çok saldırgan tavır göstermiş, biri eve girip kendisini çalmaya çalışan gerizekalı hırsız, diğeri gece vakti yanıma gelip aniden kolunu kaldırarak "saaaat kaç bilağğğder" diyen adam, sonuncusu da yazının bitiminde adı geçen pazarlamacı olmak üzere 3 kişiyi fena hırpalamış ve hatta bu kapıya gelen pazarlamacı adam hariç 2'sini hacamat etmiş, ama hiç bir zaman bir hanıma havlamamıştır bile.

    eve gelen misafiri kapıda karşılarken çıkardığı hırlama-uluma arası ürkütücü ses aslında oyuna davetten başka bir şey değildir. olmayan kuyruğuna dikkat edilirse; nasıl bir heyecanla yeni oyun arkadaşını karşıladığı farkedilebilir.

    kazara bir yabancıya emanet edilerek evde bırakıldı ise hiç şaşmayan ilk hamlesi; yatak odasına girip yatağa çıkarak, "acaba bu yeni gelen lavuk da yasaktan haberdar mı?" denemesi yapmaktır. eğer ki geçici bakıcı yasaktan haberdar ise (ki haberdar) kendisini azarlar şekilde inmesini ister, o da belirgin şekilde "of" çekerek yere iner.

    şayet sokak kapısı kilitli değil ise zil çaldığında kapı kolunu patileyerek kapıyı açar ve tanımıyorsa gelenin içeri girmesini de uzaklaşmasını da engelleyecek şekilde hırlamaya başlar.
    aslında o pazarlamacı ufaktan ufaktan geri yürüyüp mekanı terketmeye çalışsa hiçbir şey olmayacaktı, ama o 54 kiloluk yetişkin bir boxerın uluyarak koruduğu kapıdan içeri kafasını uzatıp evde kimse olup olmadığını anlamaya çalışmıştı...
  • üç gündür beni sahiplenen köpeğimin ait olduğu ırk. evet, beni resmen o sahiplendi. hayatımda hiç boxer görmemiştim, o yüzden yolda, üstünde yüzlerce kene yapışmış sefil dolaşırken gördüğümde pitbull sandım, korkup kaçtım. bu arada o, yoldan geçen herkesin yüzünü inceleye inceleye dolaşıp, sanırım sahibini arıyordu. barınakta çalışan arkadaşımı aradım, hemen geldi. o yaklaşıp sevmeye başlayınca ben de yanına diz çöktüm. anında geldi, patisini uzattı ve kocaman sevimli kafasını kucağıma koydu. aylardır labrador yavrusu arayan ben, o anda karar verdim ondan ayrılmak istemediğime.
    şimdi yaklaşık bir yaşında ama kocaman, yanaklarını bıdı bıdı diye sıkıştırarak sevdiğim, çeşitli komutları anlayıp-işine geldiğinde- uygulayan, iki ayağının üstünde durup bana sarılmaya bayılan ve kendisini minnacık zannedip kucağıma sığmaya çalışan bir oğlum var. barınakta çalışan arkadaşımın söylediğine göre paşam bana aşıkmış. ben de ona vallahi, ısırarak sevmek istiyorum ve fakat dominant sahip isteyen bir hayvan olduğu için kalbini kırmadan eğitimine başlamaya çalışıyorum.
  • 15 yaşındaki kızların erkek arkadaşlarına aldığı fix sevgililer günü hediyesi. ayılı veya kalpli olanları makbuldür.
  • aletin arasindan cikmakta direttigi sabah ereksiyonu dusmani:)
  • seksenli yıllardan itibaren beyaz çorap'a karşı girişilen adab-ı muhaşeret linci benzeri bir "yok etme psikolojisi" ile pazar donu üzerinde hakimiyetini ilan etmiş iç çamaşırı.

    o zamana kadar pazar donunu, "parliament pazar gecesi sineması" veya "spor stüdyosu" kadar içselleştirmiş bir kuşak, o canım beyaz donundan utanır oldu. ortaokulu bitirip liseye geçmek gibiydi o yıllarda boxer. "aman pek de efendiymiş evladımız" jargonuna isyan bayrağı açıp "bal emen", "yılan" genç profiline bir acıkmış seğirtişti.

    ne kaldı elimizde o aslını inkar etmiş, beyaz donunu hiç giymemiş sayan adamlar olarak? sadece ıslak bir pişmanlık, bir düzine hayal kırıklığı... "baban don toptancısı mı eşşoğlusu" diyenlere "ben anlamın derdindeyim, mananın peşindeyim" diye murat göğebakan misali haykırmak ister bu deli gönül...
  • oldukça duygusal bir yapıya sahip olan köpek ırkı. ağladığınızda sizinle ağlayan, neşeli olduğunuzda neşenizi paylaşan köpeklerdir bunlar. çok meraklıdırlar, her deliğe burunlarını sokarlar. sevgi dolu, dünya tatlısı, sahibine de çok bağlıdırlar. asla kindar değildirler. doğru eğitildiği takdirde sözünüzden çıkmayan, kimseye en ufak bir zararı dokunmayan havhavlardır.*
  • efkardan oturtup sigara yaktıracak kadar fena iç çekmeleri olan, köpek gibi değil insan gibi sırt üstü horul horul uyuyan, enerjisini boşaltamadığımız için bütün evi kemiren, bırakın koruma köpekliğini ısırmayı dahi tam olarak bilemeyen, vücudunun tam olarak farkında olmadığından koşarken ve özellikle oyun oynarken yaşadığı heyecandan dolayı sağa sola çarparak ilerleyen, evdeki emir komuta zincirini bir türlü benimseyememiş, kocaman salyalı ağzıyla sabahları uyandırma servisi sunan, maması bitince boş mama kabını alıp önüme fırlatan, hayatta her şeyden çok özlediğim sevimli çirkin köpeğim.
  • beni terk etmemekte ısrarlı, güzel kızımın cinsi. yatağımda uyumaya bayılır, çorap gibi kokar, mutlu olunca işer ve kedileri çok sever. hayatta doyuramıyorum!
hesabın var mı? giriş yap