• clostridium botulinum bakterisinin ürettiği toksinin sebep olduğu, zamanında görülen bir örneğinde aynı yemeği yiyen 17 kişiden 14ünün hayatını kaybettiği, 2 kişinin bitkisel hayata girdiği ve yoğun çabalar sonunda kurtarıldığı, 1 kişinin ise aynı yemeği 2 kez yemesine rağmen hiç bir sorunla karşılaşmadığı görülen ve mantıklı bir açıklama getirilemeyen zehirlenme çeşididir.
  • özellikle bozuk konservelerin yol açtığı hastalık. ama insanlar bilinçsiz ve önemsemiyor. aman ya konservenin dışındaki pastan bana ne, ne yapabilir ki diye düşünüyor ama hiçte öyle değil. bu hastalığın sonucu diare değil ki, üç gün sürer sonra geçer diyebilesiniz. sizden ricam kesinlikle bombaj yapmış, herhangi bir yerinden darbe almış, herhangi bir yerinde pas olan, sızıntı yapmış konserveleri tüketmeyin. ayrıca iyi yapılmamış ev konserveleri de bu hastalığa çok fazla neden oluyor. ev yapımı konservelerin hava almadığından emin olun ve açıldığında herhangi bir değişik koku(sirke kokusu, küf kokusu vs.) çıkıyorsa o konserveyi kesinlikle atın.
  • seyrek görülen ancak öldürücü bir hastalık olan botulizm, başlıca üç şekilde görülür: besinlerle ilgili botulizm, yara botulizmi ve bebeklerde görülen botulizm. etkeni anaerob bir bakteri olan clostridium botulinum’un bugüne dek belirlenmiş 7 toksininden biridir. en sık a, b, e ve nadiren de f toksinleri ile hastalık görülmektedir. bunlardan e toksinini üreten bakteri sporları 800 c sıcaklıkta 10 dakika ısıtma ile inaktive olurken, diğerleri 2 saat kaynatmaya bile dirençli olabilirler.

    besinlere bağlı botulizm sıklıkla evde hazırlanmış konserveler, uygun olmayan koşullarda hazırlanan ve saklanan balık ve et ürünleri ile ilişkilidir. aynı yiyeceği yiyen birçok kişide birden hastalık belirtileri ortaya çıkar. yara botulizmi ise açık fraktürlerin olduğu geniş ve toprakla kirlenmiş yaralanmalardan sonra görülür. bebek botulizmi ise hayatın ilk 9 ayında, sıklıkla 2.-3. aylarında gelişir. bal yedirme ile ilişkili olabileceği bildirilmiş, ancak emzirme veya biberonla besleme gibi diğer faktörlerle net bir ilişkisi gösterilememiştir. gerek yara yoluyla gerekse gastrointestinal yolla alınan clostridium botulinum bakterileri burada çoğalırlar ve toksin üretirler. toksin lenfatik yolla taşınır ve üç ayrı noktaya bağlanır: 1. nöromüsküler bileşkede presinaptik uca; 2. post-gangliyonik parasempatik sinir uçlarına; 3. otonom ganglionlara bağlanır ve asetilkolin salınımını geri dönüşsüz olarak bloke eder. iyileşme ancak yeni nöromüsküler bileşke oluşumu ile gerçekleşir.

    klinik tablo: besinlere bağlı botulizmin başlangıcında akut bir gastroenterit- benzeri tablo görülür. bozuk besinin alınmasından 6 saat-1 hafta sonra bulantı-kusma ve ishal görülür. ardından tipik olarak ekstraoküler kas zaafı ve diğer kranyal sinir felçleri ile ağız kuruluğu ve kabızlık gibi otonom bozukluklar ortaya çıkar. ağır olgularda ekstremitelerde gevşek felç ve solunum felci gelişebilir. refleksler normal veya hipoaktif bulunabilir; çok nadiren duysal bulgular olabilir. bulgular aylar içinde gerileyebilir.

    tanı için öykü ve klinik bulguların yanı sıra emg çok yararlıdır. baştan düşük olan kas aksiyon potansiyeli amplitüdünün kısa süreli maksimal kası ya da yüksek frekanslı repetitif stimülasyonla dramatik artış göstermesi tipiktir. ayrıca emg ile ayırıcı tanıda yer alabilecek miyastenia gravis ve akut inflamatuvar demiyelinizan nöropati olasılıkları da dışlanmış olur. gaita veya yara materyali kültüründe clostridium botulinum üretilebilir. bos normaldir. tanıda yardımcı olabilen başka bir laboratuvar yöntemi de yoktur.

    tedavi: botulizm hastalarında hangi toksinin sorumlu olduğu klinik olarak ayırt edilemediğinden, tanı koyulur koyulmaz trivalan antiserum verilmelidir. başlangıçta 10000 ünite im verilir ve düzelme başlayana kadar 50000 ü/gün dozunda devam edilir. antiserumun ne kadar erken verilirse o kadar yararlı olacağı unutulmamalıdır. ancak, anafilaktik reaksiyonlar yapabileceği de akılda tutulmalıdır. ayrıca gastrointestinal kanalın magnezyum içermeyen katartiklerle temizlenmesi gerekir. yara botulizminde yara temizliği yapılmalı ve antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır (yüksek doz penisilin). yoğun destek tedavisi sağlanması tedavinin en önemli kısmıdır. hastanın aylarca reanimasyon koşullarında izlenmesi gerekli olabilir. bunların dışında guanidinin yararlı olabileceği düşünülmektedir.

    kaynak ; [http://www.itfnoroloji.org/…nfeksiyon/infection.htm http://www.itfnoroloji.org/…nfeksiyon/infection.htm]
  • anti toksin'i turkiyede az bulunur bulunsa da 8-10 saat içinde hastaya ulaşması gerekir. onun için macar salami veya konserve yerken dikkatli olmak gerekir..
  • çoğu zaman ölümle sonuçlanan bi besin zehirlenmesidir, demek ki besin zehirlenmeleri de sonuçlanan bi olaydır.
  • peri gazozu kitabının bir bölümünde, ev yapımı patlıcan konservesinin de neden olabileceği söyleniyor. internette biraz araştırdım, -tabii ki işin ehli değilim ama- ev yapımı konservelerin, iyi pastörize edilememesi veya düzgün saklanamaması sonucu da oluşabilecek bir zehir olduğundan bahsediyor. ölümcül olduğu da belirtiliyor bütün kaynaklarda.
  • dünyanin en güçlü zehiridir . terleme tedavisinde zilyonda biri deriye zerk edilir böylece ter bezleri ölür.
    (bkz: botox)
  • en çok ev konserveleri sebep olur bu hastalığa. bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
  • birkaç gramının yüzbinlerce insanı öldürecek güce sahip olduğu zehir. bakteriler tarafından üretilen bir toxindir, bu nedenle de zaten bu maddeden fazla elde edemezsiniz.
  • ev şartlarında muhtemel en yüksek derecede en uzun süreli kaynatma işlemi uygulanması bu hastalık için bir korunma yöntemi olabilir. bakterinin kendisi ölse bile sporlu hali kavanoz içinde kaynatmaya rağmen kalmış olabilir. spor basit bir tabirle bakterinin en korunaklı ve uygun ortamı gördüğünde aktif hale geçen halidir. ev şartlarında sıcaklık çok arttırılamayacağından basınçlı tencereler kullanılarak sıcaklığın arttırılması ile kışlık yapılması gerekir. çünkü sporları yok etmek lazım. zira konserve içinde c. botulinum sporu kaldıysa aktifleşir ve yine toksin üretebilir hale gelebilir. sırf şu dönemde şu başlık bir kere daha yukarı çıksın diye yazıyorum, es geçilmemesi önemli olan asıl mühim kısım konservenin yenmek üzere açılma kısmıdır. tadı - kokusu iyi olsa bile en ufak bir açılma, şişme belirtisi gösteren kavanozları anneleriniz-siz çöpe atsın-atın. "daha öncede yediydik bişey olmadıydı yavrum" veya "böyle olunca bir şey olmaz" bu konuda öteki tarafa gidiş biletimiz için anahtar cümle kanımca.
    ayrıca bu toksinden zehirlenme olaylarında "ona dokunmadı, bana dokundu" olayı kimin toksinli kısmı yediğine ve ne kadar toksin yediğine bağlıdır. homojen veya karıştırılan bir yemek yiyorsanız ve o yemekte c. botulinum çoğalıp toksin üretiyorsa muhtemelen hepiniz etkilenirsiniz .
hesabın var mı? giriş yap