• ülkesindeki insanları tanıdığını iddia eden bir yazar lakin yazdıkları o insanlara atfettikleridir, ülkesindeki insanları tanımakla alakası yoktur. kendi meşrebince değerlendirdiklerine bir "türk halkını anlama kılavuzu" payesi vermesi ise kibrin tepe yapmış hali. örneklerine verilebilecek cevap çok da sadece sağlık konusunda yazdıklarına bir iki laf edeyim, kendisini kibriyle başbaşa bırakayım:

    geçmişte sabahın bilmem kaçında sıra alınan hastanelere şimdi randevu alarak rahatlıkla gidebildiğini iddia ediyor, randevu alma yöntemlerine o 2 liralık ulaşım bedelini dert edinen insanların tamamının sahip olduğunu zannediyor, yazık. çalıştığım hastaneye buyursun gelsin, gerçeği gözleriyle görmesini sağlarım.
    tam gün yasasını meşrulaştırmak istemiyor ama geçmişteki muayenehaneci hekimlerin suçunu bir bileşen haline getiriyor, geçmişte kaç hekimin muayenehane açtığını, kaçının aynı zamanda devlette çalıştığını bilmiyor. bahsettiği suç sahibi hekim populasyonunun şimdi ne yaptığını açıklamıyor. sabık sağlık bakanı recep akdağ'ın muayenehanesinden hiç bahsetmiyor. sağlığın giderek daha da paralı hale geldiğinden bihaber ama o halkı tanıyan bir solcu

    bilmiyor sayın yazar, bilmeden populizm yapıyor. üzücü
  • entrysini okudum, eğitimle alakalı yazdıklarına isyan ettim.

    neymiş kayıt esnasında bağış alınmıyormuş. bu ülkede hem bağış alınıyor, bağış alamayan aylık aidat alıyor, fotokopi parası alıyor, ısınma parası alıyor.

    onu da geçtim "dindar nesil yetiştirmek istiyoruz" gibi bir hadsizliğin pervasıca dile getirilebildiği, haftada 5 saat matematiğin olduğu ilk öğretimde 6 saat din (sünni islam) dersinin geldiğini, olur olmaz her meb kadrosunun on binlerce imam ile doldurulduğuna hiç değinmiyor.

    hakikaten akp'nin yaratmak istediği tüketim mantığındaki neslin güzel bir örneğini vermiş.

    - eğitim sisteminin altını üstüne getirdiler, bir nesli kaybettik!!

    + olsun canım, her öğrenci artık eşit bir şekilde angry birds oynama fırsatına erişti, bunu övmeliyiz, boşver gerisini

    bravo ya. hakikaten bravo. yalnız treni kaçıralı çok oluyor, bu tatavaların peşinde koşan aslı bucak ablası gibi olmaksa hedefi, çok geç.
  • iyi niyetli fakat algisi sinirli bir arkadasimiz anladigim kadariyla. tam olarak, akp'nin reklamlarinda donen "ben icraata bakarim" kafasiyla degerlendirmis olayi. yasi kactir bilmiyorum ama ileride tek boyutlu dusunmekten daha fazlasini yapabilmesini diliyorum.
  • anadolu insanının çiftçiliği neden bıraktığını, mazot fiyatlarını sorgulamaz cümlesiyle orantısız ve komik bulduğum kişi. o insanların tek mesleği amelilik değil, bu ülkede hayvancılık ve çiftçilik öldü. kuru bakliyat ithal ediliyor. sen farkındasın da ekmeğinden olan o adam değil mi? metropolde yetişmemiş biri olarak diyeceğim şu ki, önüne gelenin büyükşehirleri sıyırıp sıyırıp bilirkişi edasıyla yorum yapması da iyice sıkmaya başladı. ben biliyorumculukla ders verir gibi entry yazmakla olmuyor bu iş. büyükşehir dediğin istanbul'da köyden hallice yerlerde de yaşıyor insanlar (yaşamak denirse).
    şu icratı yaptı diyene kadar minareyi çalıp kılıfına nasıl uydurabildiğini anlatamayınca her şeyi; aş-ekmek diyerek daraltınca ortaya "yiyor ama çalışıyor da." diyen emmiden farklı bir entry çıkaramıyorsun. bu emmiler anadoluya mahsus da değiller.

    eğitim sisteminin içine ettiler. kaç kere değişti acaba? ama dersaneler kapatılıyor şukusunu verelim.
    zamanında bu ülkenin eğitim bakanı atanmamış öğretmenleri eminönündeki yem bekleyen güvercinlere benzetti, son bir yılda kaç öğretmen adayı intihar etti acaba? atayamıyorsan bölümleri kapatırsın. ama tersine kontenjanlar arttırılıyor neden? işsizlik oranı düşecek ya...

    sağlık desen kuyrukta beklemiyorsun ama bu sefer randevu alamıyorsun. alabildiğin de haftalar sonrasına... bu mu mükemmel sistem? gebermezsen git muayene ol.

    herneyse bu arkadaşa cahil vs diyecek değilim lakin vizyonu kesinlikle dar. empati kuruyorum sanıyor bu da çok acı.
  • atanamayan nagehan alçı
  • kendisini savunmadaki eşik "akp olmasaydı ülkemize internet bile gelmeyecekti yææ : (" olduysa, kaç kaç kaç kaç kaç kaç.

    mevzu bitmiş olm burda.
  • kendisi sanırım sözlükteki herkesi nişantaşı çocuğu sanıyor. kimsenin anadolu'da kökleri yok, kimsenin ailesinde merkez sağ gelenekten gelenler yok, kimsenin hala anadolu'nun köylerinde bulunan akrabaları yok.

    ailesinin büyük bir kısmı afyon'un bir ilçesinin köylerine yayılmış şekilde yaşayan birisi olarak. ortam ne sandığı kadar fakir ne de sandığı kadar teknolojiden uzak. benim okuma yazma bilmeyen, hala yardım alamazsa yaşamı zora girecek şekilde yaşayan anneannem bile olayların farkına varıp oy yönünü akp'den mhp'ye çevirebiliyorsa herkes çevirir.

    kendisinin dediği kısım akp'ye oy verenler içinde dıdısının dıdısı seviyesinde olan kişiler. sanki akp'den önce internet varmış da hükümetler sağlık sisteminde sıra olayını internet ile çözmemişler gibi bir bölüm vardı ki entrysinde en çok da ona güldüm. kendisi sağlık sorunu çözülmüş mü sanıyor bilmiyorum?

    bu konuda ufak bir örnek vereyim. kanında lokosit seviyesi beklenenden düşük çıkan küçük kuzenim önce afyon sandıklı devlet hastanesine gidiyor, ilk tetkikler sonrası doktor korkup afyon devlet hastanesine yönlendiriyor. hasta çocukla yollarda çekilen çile bitti mi sanıyorsunuz. hayır tabiki. afyon devlet hastanesindeki doktor kendine güvenmeyip hemen ısparta süleyman demirel üniversitesi hastanesine gönderiyor. bakın sandıklı nüfusu 70.000 olup afyon'un en büyük ilçelerindendir dinar ile beraber. sorun çözülecek olsaydı biz sıra beklemeye razıydık. 55-60 senesindeki gibi insanlar hala daha büyük kentlere gönderiliyor bir sorun sırasında. küfürler de galiz tabi şu anda hem doktorlara hem sağlık sistemine.

    bunun gibi tonla örneğe sahibim. akp'nin kale diyebileceği afyon'un öylesine bir ilçesindeki fakir insanlarının neler yaşadıklarını çok iyi bilen bir insan olarak yazıyorum bunları ve dediğim gibi tonla örnek bulabilirim.
  • mal bulmuş mağribi. iyice ajite etmiş, sağlık sektöründen girmiş, eğitim sektöründen çıkmış, fatih altaylı'dan almış, öğrenci sorunlarından vermiş veriştirmiş.

    objektif bir bakış açısına da sahip olduğunu vurgulamak için demiş ki; --- spoiler ---

    "çok net bir şey söyleyeyim, akpden zerre kadar haz etmeyen, kafama silah dayasalar oy vermeyecek insanım. ve bu konuda da çok ciddiyim. ama gelgelelim, benim bu duygularım, bir takım gerçekleri görmemi engellemediği için bazı - sol kesimin kabul etmek istemediği - olayları daha iyi analiz edebiliyorum.
    --- spoiler ---

    bir de anadolu insanın gözünden olaylara bakabiliyorum demiş, anadoluda yaşayan insanların aydın bir ekşisözlük yazarı tarafından iyi analiz edilmesi gerektiğini ima etmiş.
    böyle hümanist dr. paul joseph goebbelslere ihtiyacımız var. (bkz: slavoj zizek) yamuk bakmak kitabında yalanın ,yalanla manipüle edilmesini çok iyi açıklamıştı.

    yazara göre karşımızda " alternatifsiz" bir iktidar var. iktidar mevcut hali ve geçmişi ile "sosyal devlet "in gereklerini asgari olarak yerine getirdiği için halk tarafından benimseniyor.a

    iktidar güçlü, çünkü "dövlöt halka bağıyor". ondan dolayı halk kimseye oy vermiyor. modern ama nazik goebbels'in yaptığı bu.

    söz konusu yazarın fikrine karşı " iktidar, sosyal devlet " ile ilgili zırvalarına karşı aklı çalışan sözlük suserlerinin tersini düşüneceğini ya da entri gireceğini sanmıyorum.

    yani elde kalan ; yazarın yapmak istediği şeyin kendisi.

    akp iktidar, halk mutlu. o akpli değil ama taammı?????

    en basit haliyle " aziz nesin'in zübük karakterinde yaşananların entellektüel bir sözlük yazarı tarafından dile getirilişidir. usta işi bir şekilde kaleme alınması yazarın bayrağa olan duygularını anlatıyor, bir de adam gibi adam rte ruhunu taşıyan söz konusu propaganda içeren cümlelere safi lekesiz nur gibi masumiyet eklenmiş.
    . "burhan beyi" cami yapma derneğinin başkanı yapan zübük de günün kazananıydı, http://www.youtube.com/watch?v=b38vof4swwi
    al buradan yak`:http://www.youtube.com/watch?v=5ryvd6cebii`

    kısacası bir çok entellektüel yazar, adı geçen modern propaganda bakanının yazısını naif bulabilir, neticede ruhuna nagihan alçı kaçmış toplum mühendisine karşı ,özellikle mikrofonu anadolu insanının haklarını savunmak için eline alan entel bir nihal bengisu karaca türevine karşı söylecekleriniz kısıtlı.

    uzak bir yerden gireyim muhabbete, daha anlaşılmaz olsun. iyi gelir . kafa yapar, bulandırır. üniversite ortamının hızlı devrimci köşelerinde " sosyalizmin kabesi " taksim meydanı değildir diyen sakallı muhalif abilerimi hatırlattı. devrim için ücra köşelerinde gidilmeliydi, istanbulun ve ülkenin en uzak ve ücra köşelerine. memleketin binlerce sorunu vardı, oligarşi düzenenin temelinde geri bırakılmış halkımızın ciddi problemleri vardı ,ciddi yaşamsal sorunları vardı, devlete karşı ve devlete rağmen siyaset yapmak isteyenlerin, alternatif bir yol bularak uzak ve ücrada kalmış halka yardım etmesi gerektiğinden bahsederdi o şirin abilerimiz. hepsi ucu ucuna kaçırdı anadoluya gitme ve devrim yapma şansını. her gece devrimin kabesi olan taksimde( ya da serengeti diyebilirsiniz) antilop peşinde koşa koşa telef oldular.

    kısacası modern elitistlerin sosyal duyarlılıkları bir yere kadar. sinemada,edebiyatta, şiirde, reel hayatta sorunlara karşı tavır almak isteyen, anadolu halkı adına martaval okuyan bu ve benzeri insanların ciddiyetini sorgulamak gerekiyor.

    hemen hemen hepsi fikret başkayanın bahsettiği şekilde halkın kurtarıcı rolüne soyunmuş. kimisi cool kurtarıcı. kimisi bildiğin süpermen, amerika veya hollywood işi. hepside halkı çok iyi tanıdığını iddia ediyor.
    halkın yolsuzluğa karşı tavrı yok, çünkü reçetesini yazdırıyor, halkın soyguna gıkı çıkmıyor ,çünkü oğlu devlet kapısında iş buluyor, halkın urla ya da çatalca skandallarına karnı tok, çünkü türbanlı kızı okula girebiliyor. aktroll bile olabilir.

    peki bu halk kim. dersimin halkı değil mi? izmir'in halkı değil mi? hakkari'nin halkı değil mi? adananın, mersin'in halkı değil mi? diyarbakır'ın ığdır'ın halkı değil mi?

    izmirli halk dolar milyarderi mi başbakanı gibi. adanalısı, izmirlisi gibi.

    akpnin iktidar oluşunu "halka hizmete "ya da "alternatifsiz olmasına" bağlayan ve ötekilerini halkı anlamamkla suçlayan yazarın,babişkonusun aldığı yat için ağlayan çocuğun mahzun hallerine benzediğini düşünüyorum. o da bize diyodur şincik; anlayamazsın!!yeaa.

    siyaset,ahlak, etik, yaşama zorlukları bir kenara, akp ile kenan evren ve de menderes iktidar oldu memlekette.
    tayyibi anlayamazsınız, kenan evren'i anlayamazsınız, menderes'i anlayamazsınız.

    hatta hitleri dinleyen milyonlarca almanı da anlayamazsınız? çünkü elitistsiniz, burnunuz havada, halkın içinde değilsiniz, ben halkın adına konuşurum yea. ve idealize edilen bir halk gerçeği.

    beylikdüzü akp teşikilatında olan ve cukka üstüne cukka yapan teyzemin oğlu için aynı şeyi söylemeliyim. akpli çünkü biz onu anlamıyoruz. doktora gidiyor ve ülkede harçlar kaldırıldı. ve cehape zihniyeti ya da mehape zihniyeti halkı anlamıyor.

    halkı tek tipleştiren bir zihniyet var.ama aslında halkı ötekileştiren hatta hayvanlaştıran. kafese tıkılmış bir bülbüle yemini veriyorum ,dolayısıyla halinden anlıyorum, üstelik altın kafestesin salak. diyen bir özgürlük algısı.
    halkı tanıyan algı bu.
    akpnin iktidar olma sebebi, bülbüle altın kafes tahsis etmesi ve bol bol yem vermesi. üç yavru vaadi de var.bu halkı köleleştirmek değil mi? cehapli elitistler bile bunu yapmıyor.

    çok uzun yoldan gitmeyeceğim. akp'ye oyveren bir yaşlı dayı ile geçen gün tartışmıştım. herif altmış yaşını geçmiş. indirimli akbili var. neredeyse bir akp militanı. anadolu insanını iyi tanıyın diye söylüyorum.
    -amca akp iktidarı düşer mi diye sordum?
    havuz medyasında okuduğu bir ton martavalla cevap verdi, hemen hemen hepisi bu asil entellektüel yazarımızın süslü şekilde ifade ettiklerinin ham bir şekilde savunulmasından ibaretti.

    en çarpıcı cümlesi ise ; eskiden metrobüs yoktu, şimdi metrobüs var, gültepe'de oturuyorum, göztepeden metrobüse binip evime hemen gidiyorum dedi. adamlar çalışıyor, son model otobüsleri aldılar gibi şeyler de geveledi.

    cevap vermek gerekmezdi ama dediğim gibi tayyip, muhalefet, ana muhalelet, yani siyasetçiler bizi aptal yerine koyuyor, aslına bakarsan, kibar goebbels' de bizi aptal yerine koyuyor.

    akpli dayı ise kendi kendini aptal yerine koyuyor.

    çünkü;

    emekli olmasına rağmen hala neden çalıştığını sorgulamıyor. 70 yaşındaki bir amerikalı,alman, japon kendi ülkesine şort giyerek gelirken, neden lanet olası metrobüsle sabahın altısında uyanıp tıkış tıkış hayvan gibi metrobüse tıkışıp göztepe'ye gittiğini sorgulamıyor.

    insan olabilmenin asgari koşulları "metrobüs" ve "ötekiler yapmadı ki " sözcüklerine gömülmüş.

    bu ülkede anadolu insanını anlamak gibi bir rolü yoktur siyasetin.

    olsa olsa insanlar ve insanlık karşısında "bir insan" olabilmek için mücadele edebilmeliyiz.

    süslü cümlelerle milyar dolarlarını savunduğunuz liderlere sarılmamızı isteyen kibar goebbelslere ihtiyacımız yok.
    devlet hastanesine gitmeden, sıra beklemeden mrtaval okuyan iktidar yalayıcılarına ihtiyacımız yok.

    öğrencileri yoksulluk sınırının altında yaşatan, harçlarını azalttım ama yoksulluk sınırını arttırdım diyen devletin sözcülerine ihtiyacımız yok.

    keyfi şekilde üniversiteden atılan öğrencilere, okulundan çok işe giden üniversite öğrencilerine , yoksulluk sebebiyle cemaat yurtlarına sıkışan hayatlara, okulunu bitirip boya ustası olan coğrafya öğretmenlerine, inşaatta çalışan üniveriste öğrencilerine rağmen gözlerimizin içine baka baka yalan söyleyen dövlet borozonlarına ihtiyacımız yok.

    anadolu insanını anladığını, onun ağzıyla konuştuğunu söyleyen bir hırsız yancısının aslında " içinde bulundukları aşağılık yaşama standartlarına göz yummamız gerektiğini salık veren " propagandasına ihtiyacımız yok.

    insan olmanın koşulları neyse herkes onu istiyor.

    bir kediyi alçakça katleden bir katile ses çıkaran hayvansever, anadilinde eğitim görmek isteyen bir öğrenci, türbanlı bir şekilde okula gitmek isteyen kadın , isteyen bir çocuk, bilgiye sahip olmak isteyen bir ateist, kendi şeri hukukuna tabi olmak isteyen bir müslüman. kemalist laik yaşamak isteyen bir ulusalcı. ve binlerce örneği içerisinde milyonlarda politik akımı burada tartışırız. siyasi olarak bunu tartışabiliriz. ve buna ilişkin propaganda yapabiliriz.

    bir toplum sözleşmesiyle birlikte yaşayan (millet) ya da ( halk)ın , ortak kaynaklarının kullanılması suretiyle ortadan kaldırılması gereken genel sorunlarının, tesis edilmesi gereken temel hak ve özgürlüklerinin propagandasını hiç bir kimse yapamaz.

    vergilerimizle beslenen demokratik bir cumhuriyet bunları yapmak zorunda. halkın zorunluluk arz eden temel taleplerini yerine getirmek zorunda olduğu gerçeğini gözardı etmeyin.
    kimseye bu konuda siyaset yapma iznini vermeyin.

    iyi bir okuldan ziyade, edirneden hakkari'ye kadar doğan her çocuk için eşit standartlara sahip bir okul istiyoruz.
    parası olanın kanseri yenebildiği, parası olmayanın fişinin çekildiği bir sağlık sistemi yerine ,hastalığı sineye çekmek yerine gidip gönül rahatlığıyla tedavi olabileceğimiz bir devlet hastanesi istiyoruz. tabi nazik goebbels ben şahsen insanların iletişimin dinlenmesine karşıyım diyeceğinden dolayı haberi de yoktur, devletin başbakanının bile arkadaşlarının özel hastanelerine , suç ortaklarını yönlendirdiği bir sağlık sektörünü de istemiyoruz.

    çok şey var söylenecek. iş güç nedeniyle gitmeli. üzüldüğüm şu. tartıştığım akpli dayı veya burada propaganda yapan yazarın, lüks dediği tüm o örneklerin ,aslıdan doğarken devletin bize vaad ettiği şeyler olduğu.

    iktidarın övdüğünüz hizmetleri, insanlıktan ne kadar uzakta olduğumuzu gösteriyor.

    üzülüyorum sözlük. oysa entel ile ilkelin bile ortak noktası bu.

    ölümü gözterip sıtmaya razı eden bu insanlardan sıkıldım sözlük.

    çok yalnızım.
  • (bkz: #40955589)
    (berkin elvan canımız kardeşimiz, ama ...)
    çok ayrı bir algı kapasitesi var. aylardır hepimiz bir çocuğun uyanmasını dört gözle, dualarla, umutlarla beklerken kendisi çok gerizekalı bir tespite arka çıkmış. kimsenin dalga geçtiği yok, kimsenin aklına dahi gelmemişken neyin kafası la bu? hayali bir düşmana karşı çok acayip bi savaşa girişmiş bilinçaltı rahatsızı.

    ıslah ol.
  • kendisini tanımam, etmem.

    ancak malum entry hakkında yazılanları iyice okuyup anlarsa, belki de entrysini gözden geçirecek olan yazardır.

    hepimiz o entryde ne demek istediğini idrak ettik çok şükür. iyi niyetinden şüphemiz yok.

    halkımız makarnaya süte kömüre bakar, aşına bakar vs.

    peki bu durumu anlamak yapılanları meşru göstermiş olmuyor mu?

    türkiye'de siyaset yapmak illa halka koli dağıtmaktan mı geçiyor?

    yoksullukla savaş böyle olmaz ki. kökü böyle kazınmaz ki.

    hastane vs iyileştirmesi ise akp değil de bkp gelseydi yine olacaktı.

    akp dönemindeki olumsuz olayların ne kadar çok olduğunu anlamasını ümit ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap