• uzun yıllar hayatımı burada geçirdim. çok güzel zamanlardı. şehre ilk kez gelecekler için biraz bilgi vermek isterim.

    küçük şirin bir il ben çoğu yere yürüyerek ya da bisikletimle giderdim. ulaşım kolay hatta meşhur abant ve gölcük'e belediye otobüsü ile gidebiliyorsunuz. türkiye de herkes abant'ı bilir ama gölcük daha güzeldir gidince anlayacaksınız. yedigöller şehre uzak ve yolu çok iyi değil oraya bir gününüzü ayırmanız lazım sonbahar da gitmenizi tavsiye ederim. ayrıca çoğu kişinin bilmediği yer olan hayrettin tokadi türbesi diye bir yer var. türbe ama bulunduğu yer ormanın içinde piknik yeri gibi oturup zaman geçirebilirsiniz.

    bolu aşçıları ile ünlü ama şehirde yemek olarak şehre mâl olmuş bir yer yok benim gittiğimde hep uğrayıp yemek geldiğim yer vitamin kebap ve kubbealtı yoğurtlu gözleme. yemek sonrası çayınızı taşhan da içmelisiniz. burda su masrafınızda olmaz her yerde kökez çeşmeleri var suyunuzu burdan doldurup rahatlıkla içebilirsiniz

    şehir merkezinde 2 avm bir de otobanda 1 avm var.

    üniversitesi türkiye'de ki en güzel kampüslerden biridir. ormanın içinde gölün hemen üzerinde inşa edilmiş. tabi şehirden bahsederken izzet baysal'ı anmadan geçmek olmaz. bu şehirde izzet baysal hastanesinde doğarsınız onun anaokulu ilkokul ortaokul lise üniversitesinde okursunuz. yaptırdığı eserler yazmakla bitmez bir insanın şehrine ülkesine nasıl faydası olur çok güzel bir örnek.
  • öncelikle (bkz: 22 kasım 2021 bolu belediye meclisi kararları)

    türkiye'nin nezih bir şehri olma yolunda ilerleyen şehirdir. suriyelilerden fahiş fiyatlarla su ve nikah ücreti alınacağı da yok çünkü bu karar sonrasında bolu'da suriyeli kalmayacak. savcı sayan daha önce bolulu suriyelileri ağrı'ya davet etmişti, oraya gidebilirler.

    bana göre tüm muhalif belediyelerin uygulaması gereken bir karardır. şöyle izah edeyim:
    ülkede muhalif-akpli farketmeksizin her kesimde büyük bir bıkkınlık söz konusu. işsizliğin en önemli sebeplerinden biri de sigortasız köle gibi çalıştırılan suriyeliler. artan emlak fiyatları da keza öyle. etkisi yok diyen ayna karşısına geçip kendisiyle alay edebilir. sonuç olarak hangi şehrin insanına sorarsanız sorun suriyeliler gitsin istiyor.

    tanju özcan'ın ve bolu belediyesinin bu kararı mahkemeden dönmezse bolu'daki suriyeliler için bolu'da yaşamak imkansız bir hâl alacak (çok çok zengin değilse tabi).
    onlar da en rahat yaşayacakları bir başka şehre göç edecekler. sayın bursalı vatandaşlar, size iyi bir haberim var, akpli belediye başkanınız ensar olarak gurur duyulacak bir başka icraate daha imza atmak üzere*

    neyse uzatmayacağım. sevgili ekşiciler; sizler pembe donlarınızla, kalorifer dibinde ısınmış rahat neticelerinizle istediğiniz kadar "ırkçı, nazi, bik bik bik" diye ötebilirsiniz, bu soğukta iş bulacağım diye kilometrelerce dükkan dükkan gezen yoksul adam için çok şey ifade ediyor bu karar. eğer tüm muhalif belediyeler benzer uygulamalara geçerse suriyeliler daha fazla sosyal yardım aldıkları, hatta çeşitli faturalardan bile muaf tutuldukları akpli belediyelerin şehirlerine yerleşerek akpli seçmeni canından daha fazla bezdirmeye başlayacak. bursuriye'deki radikal akpli vatandaş bolu'daki akrabasının yanına ziyarete gittiğinde bursa ve bolu sokakları arasındaki farkı gördüğünde kendi belediye başkanına küfür edecek. belediye başkanlığını kıl payı kazanıp bursa'yı küçük suriye'ye çeviren bursa belediye başkanı sonraki seçimi kazanabilecek mi o zaman göreceğiz bakalım.

    tanım: işler yolunda giderse tüm türkiye'nin gıptayla bakacağı bir şehir olacaktır. şehirde bir anda düşmeye başlayacak suç oranları, düşecek emlak fiyatları da cabası.
  • trafik kurallarına uyum ve şehir planlaması açısından örnek bir şehir. bir batı-kuzey avrupa tabii ki de beklemeyin ancak romanya, italya, yunanistan gibi ülkelerin şehirlerinden daha kurallı en azından.

    - sürücüler yaya geçidindeki yayalara yol veriyor.

    - dönel kavşak içerisindekilere öncelik tanınıyor.

    - şehir içi hız ihlali yok gibi, herkes dikkatli sürüyor.

    - sürücüler sinyal kolundan haberdar en azından.

    tabi bunda şehir planlamasının iyi olması ve caydırıcı cezalar da etkilidir.

    şehir planlaması güzel, 3-4 katlı binalar var maksimum. bana sakarya serdivan'ı anımsattı. fay hattında bulunan bir şehir için oldukça doğru iş yapılmış, demek ki yönetmeliğe uymuşlar.

    yerleşim olarak ise son 3 yılda yapılan binaların bulunduğu, şehrin batısında kalan yerleşim yerini çok beğendim. modern türkiye'ye örnekti.

    sonuç olarak, benim gezdiğim bolu'nun, batı dünyasındaki gelişmiş ülkelerdeki şehirlerden pek eksiği yoktu.

    yemeklerine diyecek bir şey yok zaten. beğendim, yine giderim hep giderim.
  • bir kez daha yolumun dustugu guzel sehir. ankara'ya gidiyorum. yaklasik olarak 1 saat once otobusum yaptigi ariza sonucu bolu otobus terminalinde durdu ve bakimda yolcularda beklemeye basladi. ben tesaduflere inanmam. aldim cantami indim otobusten bindim taksiye. indim bu guzel merkezde oh ozlemisim bu sehri. her ne kadar icim kan aglasada arayamazdim onu cunku artik bir sevgilisi vardi ve bin defa mesaj atmamam aramamam icin uyarmisti beni. arayamazdim artik. once gittim evinin onune kapida oturdum ictim sigarami. sonra ciktim merkeze sinemanin onunden basladim merkezi gezmeye. gittim kubbealti'na saat gec olmus kapanmis sansimi seveyim. gezdim biraz daha iyicene hasret giderdim dondum terminale hala arac arizali. ozlemistim seni guzel kucuk sehir. hala cok soguksun.
  • bugün daha da güzelleşen şehir. dağlarına bahar geldi memleketimin. yıllar önce binali yıldırım “bolu beyi’nin torunları” diye seslenmişti bugün bolu “köroğlu’nun torunları” olduğunu gösterdi.
  • türkiye'nin en güzel illerinden bidir; eski adı bebrikya'dır. evvelce bizanslılar'ın olup sonradan selçuklular'a daha sonra da osmanlılar'a geçmiştir. 11. yy.'da yöreye gelmeye başlayan türkmenler burayı bolu diye adlandırmışlardır.

    köroğlu'nun mekânı da bu bölgededir, saklandığı dağlar şu an köroğlu dağları olarak anılmaktadır. bir de mengen ilçesinin aşçılarıyla meşhurdur.

    şehirlerarası otobüsler burada mutlaka bilmemne tesislerinde mola verir; mekân güzelse yeşilin-kahverenginin her tonunu görmek mümkündür, eşsiz, tertemiz bir havası vardır. arabadan indiğinde direkt çekip farkı görebilirsin. plakası 14'tür.
  • dönel kavşaklarda yavaşlıyorlar ve kavşakta olana geçiş üstünlüğü tanıyorlar çok acayip, olması gerekeni görünce de şaşırıyor insan
  • 2022 yılında hala toplumsal kurallara uymayı beceremeyenleri gösteren başlık. kimse sizin köpeğinizi dükkanına almak zorunda değil. sizin köpeğinizin ufak olması, saldırgan olmaması kuralı esnetmeye engel değil.

    insandan çok köpeğin yaşadığı semtlerinizden çıkıp işin normali bu sanıyorsunuz, sonra da böyle başlıklara gelip koca bir memleketin insanını hayvan düşmanı ilan ediyorsunuz. işte hayvansever geçinen klasik yurdum insanı.
  • buraya gelen lütfen boluluların son yıllarda kanıksamış olduğu, yaya geçidinde yayaya yol verme ve dönel kavşakta olanın dönmesini bekleme gibi temel trafik kurallarına riayet etsin. öyledir böyledir ama bu iki trafik kuralında avrupa kalitesindedir. misafirlerimizin bilgilerine sunulur.
  • bolu nasil adam olur? cok uzun zamandir bu soruyu soruyorum kendime. hala net bir cevap bulabilmis degilim.
    senede en az bir kez geliyordum bolu'ya ama etrafi pek kolacan edemiyordum (bayram, seyran veya is amacli). bu defa yaklasik bir haftadir gezmeye benzer bir amacla bolu'dayim ve incigini bincigini gordum.
    gordugum su: bolu'da 10 kusur senede degisen neredeyse hicbir sey yok. universite ile paralel olarak gelisiyor diyor herkes, ben bu sozde degisimi gormekte zorlaniyorum. kafelerin acilmasi ise eyvallah bir suru kafemiz olmus artik ama birbirinin aynisi kafeler disinda?
    demem o ki ozde ise pek bir gelisim yok, uyum saglama ve kopyalama var ziyadesiyle. bolu hala arzuladigim ve olmasi gereken yerde degil. mantalite bakimindan hala memur, ciftci ve esnaf kirmasi "cahil" ve "bagnaz" yapisi devam ediyor.

    neticede bence asla bir eskisehir olamaz bolu. boyle bir beklentimde yok. olsa guzel olurdu ama olmaz yani.
    yapisi ve konumu, aldigi ve alabilecegi yatirimlari vs hepsini goz onunde bulundurdugumuzda mumkun degil. lakin yine de bolu bu halde olmamali.

    bolu'nun yerlisi cok zengin, eyvallah. buna kimsenin itiraz ettigini zannetmiyorum. yerlisinin bu zenginligi ve geri kalaninin memur ve esnaf olmasi bolu'nun yeni neslini okuyan insanlar yapiyor. yapiyor yapmasina ama nitelikli sekilde okumus adam sayisi az. cok gecmise gitmeye gerek yok, sundan daha 8-10 sene evvel bolu'da yalnizca bir tane anadolu lisesi vardi. fen lisesi ve diger anadolu liselerinin acilisi yakin zamana aittir.
    her halukarda egitim seviyesi turkiye'nin ortalamasinda veya biraz ustundedir (%100 emin olmasam da). lakin kafa yapisi ortalamanin "bariz" altinda. egitim ile kafa yapisi dogru orantili degismiyor bilindigi uzre.

    bir defa degismek icin once istemek gerekiyor. ben bolu'nun degisme istegini goremiyorum. kime sorsam gayet guzel her sey.
    uretmek denildiginde hala tarla ekimi akla geliyor. tarlalari bolu'nun en guzel seylerinden birisi ama tarla birakmiyorlar. eskiden kocaman olan tarlalar miras bolusumuyle ufalmis, ufaldikca da degerini yitirmis oldugundan "tarla" vasfi yerine "imar" vasfi one cikmis durumda. cogu sehir gibi bolu'nun tamami santiye alani. her yerde binalar yukseliyor.

    yarin obur gun merkezde tarla namina pek bir sey kalmayacak. civar koylerde neyse o haline gelecek. orada da uretim azaldiginda bolu'ya goc baslayacaktir. gocun getirisi uretim olarak donecek olsa yine problem yok ama uretecek bir sey bulamiyor bolu. sanayi alaninda muthis kit bir sehir. birkac kucuk capli atilim yapan firmasi, monte fabrikalari, tavukculugu ve cimentosu disinda elle tutulur hicbir endustriyel faaliyeti yok bolu'nun. bunlar cok uzun senelerdir olan seyler ama ustune yenileri eklenmiyor. para kazaniliyor, insanlar zengin ama yatirim olarak donmuyor bolu'ya.
    bolu'nun bir diger olayi ilceleri. haci koyleriyle toplam nufusu 10 bin bile olmayan bir yerin ilce olmasi mumkun mudur? bolu'da 4 tane oyle ilce var. birisi kibriscik (memleketim ve toplam nufusu 3800 bile degil), seben (6.300), dortdivan (6.800), yenicaga (8.100)kaynak. bakacak olsan dordunun de hicbir vasfi yok. hele kibriscik ve seben. giderek de vasiflastiriliyorlar.

    uretmek amacini tasimamasi bir yana altyapisal olarak bu yonde de ilerlemiyor. hizmet sektoru haricinde bolu'ya genc nufusu pek donmuyor. niye? cunku bolu'da bir sey yok. buyuksehirlerde okumus adam bolu'ya geldiginde koy havasini iliklerine kadar hissediyor. ben acikcasi her geldigimde "bu ne lan?" diyorum.

    ornekler o kadar fazlalastirilabilir ki! spor yapmak istersin yer yoktur, bir hobi veya yeni seyler ogrenmek istersin secenegin yoktur, secenegin varsa o zaman kesin kontenjan yoktur ya da egitmen fasa fisodur. ya bolu'da secemezsin bir seyi. bolu sana dikte eder her seyi. kabul edersen herkes gibi olursun, bolu sinirlari icinde reddetme gibi bir luksun yoktur.

    disaridan baktigimda bana bolu'nun her seyi eksik, fazla olan tek yani tembelligi gibi gorunuyor. bir ankara-eskisehir-istanbul ucgeni icinde bu kadar geri kalmayi nasil beceriyor iste orasini gercekten anlayamiyorum.

    bilecik diye bir yerin aslinda olmamasi gibi ben de arada bolu'nun varligindan suphe ediyorum. gercekten var mi bolu diye bir yer?
hesabın var mı? giriş yap