aynı isimde "bohemian rhapsody" başlığı da var
  • birçok biyografik müzik filmi gibi tarihsel hatalar barındırıyor, elbette belgesel veya sadece doğruları anlatan saf bir biyografik yapım değil, "film" olduğu göz önünde bulundurarak izlenmeli. filmin yapılacağı 8 - 9 sene önce duyurulmuştu bu süre zarfında çok büyük sancılar yaşandı, bazı durumlar bu nedenle anlaşılabilir. yine de şöyle bir üstünden geçmekte fayda var.

    --- spoiler ---

    freddie'nin john deacon ve mary austin ile olan ilişkisi olsun ya da yönelimini keşfedişi olsun gerçekle bağdaşmayan onlarca şey göze batıyor ancak ben direkt müzik ile ilgili olanlara aklıma geldiği kadarıyla şöyle bir değineyim:

    * filmde grup üyelerinin another one bites the dust'ın müthiş bir hit olacağını hemencecik sezdiğini görüyoruz ancak gerçekte hiçbir grup üyesi şarkıda o potansiyeli görmemişti (belki deacon görmüştü ama sakalı yok ki dinletsin, bu şarkıdan sonra değişti tabii durum), doğal olarak tekil (single) olarak dahi yayınlamayı düşünmüyorlardı. bu şarkıya dikkat çeken kişi ise michael jackson olmuştu: "bu şarkıyı nasıl yayınlamazsınız, çıldırmış olmalısınız, büyük bir hit olacak." benzeri söylemleri ile grup üyelerinin şarkıyı fark etmesini ve güvenmesini sağlamıştı. sonuç olarak michael'ın dediği olmuş ve queen amerika'da istediği başarıyı yakalamıştı.

    * freddie mercury solo albüm çıkaracağı için grup üyelerinin büyük tepki gösterdiğini görüyoruz, halbuki gerçekte diğerleri freddie'den önce solo projelere yönelip albümler çıkarmıştı: brian may 1983 yılında star fleet project albümünü, roger taylor ise 1981'de fun in space albümünü çıkarmıştı, john deacon albüm çıkarmasa da grup dışı başka şarkılara katkı vermişliği vardı. o dönem grupta bazı sorunlar vardı ama bu sorunların baş sorumlusu şüphesiz freddie'nin solosu değildi.

    * seven seas of rhye filmde ilk albüm şarkısı gibi gösteriliyor ancak gerçekte ilk albümde enstrümantal olarak yer alıyor, vokalli başarı kazanan tamamlanmış versiyonu -filmde ilk albüm gibi gösterilen- ilk albümde değil ikinci albümde yer alıyordu.

    * ilk demolar ve kayıtların gerçekleşmesi filmde anlatılanlar biraz daha farklı. 1971 yılında yeni kurulan de lane lea stüdyosu eksiklerini görmek için çeşitli testler yapması gerekiyordu, bunun için de o dönem hiç bilinmeyen queen ile anlaşmıştı, stüdyonun test yapmaya ihtiyacı olduğu için queen ücretsiz kayıt alabilmişti bu şekilde. bu demoları queen çeşitli plak şirketlerine gösterdi ve zor da olsa albüm için başka bir şirket ve stüdyo ile anlaşmış sağlayabildi, albüm için de kayıtları ücretsiz gerçekleştirdiler fakat stüdyo genelde yoğun olduğu için stüdyonun nadiren boş olduğu zamanlarda kayıt alabildiler, bu nedenle albümün çıkışı gecikti, brian may bu ciddi gecikmenin albümün ölü doğmasına neden olduğunu belirtir hatta. albüm ya da stüdyo için minibüs satışı gibi durumlar hatırladığım kadarıyla yaşanmadı kısacası.

    * freddie queen ile çıktığı ilk konserde acemi hatalar yapıyor ve ilk sahnesiymiş izlenimi veriliyor ancak freddie queen'den önce de başka gruplarda vokalist olarak yer almıştı. yanlış anımsamıyorsam grup üyeleri freddie'yi o gruplardan biliyor ve smile dağılmamışken tanışıyorlardı.

    * bohemian rhapsody queen'in o zamana değin yaptığı en deneysel ve riskli parça gibi gösterilmiş ancak queen bohemian öncesi de çok kompleks hatta bohemian rhapsody'den daha karmaşık ve riskli sayılabilecek parçalar yapmıştı. the march of the black queen, in the lap of the gods, the fairy feller's master-stroke, my fairy king ve aynı albümde yer alan the prophet's song gibi parçalar düşünülünce bohemian rhapsody'nin ortaya çıkışı ve yapım aşaması şaşırtıcı değildi, diğer bir yandan bu şarkıyı tekil olarak çıkartma fikri biraz çılgıncaydı (özellikle amerika pazarı için) ve kaygılananlar oldu, ama grup kumar oynama fazlasıyla istekliydi, bohemian yerine the prophet's song da tekil olarak düşünüldü. buradaki ayrım anlaşılmayabilir. ayiretten kayıt esnasında "şimdi opera kısmı geliyor" tarzı bir olay yaşanması oldukça zor.

    * filmde we will rock you freddie'nin bıyıklı olduğu 1980 sonrası bestelenmiş gibi gösteriliyor ama gerçekte 1977 yılında bestelendi, kaydedildi, sunuldu.

    * filmde fat bottomed girl 1974 konserlerinde seslendirildiğini görüyoruz ancak şarkı aslında 1978 tarihli jazz albümünde görücüye çıkmıştı. zamanı böylesine bükebilme yeteneği sadece erdoğan'a bahşedilmiş bir özellik değil miydi ?

    * freddie ve mary austin birlikte oldukları dönemde televizyonda love of my life'ın konser halinin çalındığı duyuluyor ancak queen love of my life'ı konserlerde ilk kez 1977'de çalmaya başlamıştı yani mary ile freddie ayrıldıktan sonra. bir de "bu zamana kadar verilmiş en kalabalık konser" gibi bir şey diyordu freddie, sözü edilinen konser 76 tarihli hyde park konseri olsa gerek, ama bu konserde de çalınmamıştı love of my life. 1985 tarihli rio konseri gibi konserler de tarih açısından tutarlı değil.

    * freddie 70'lerdeki konserlerinde seyircileri katıyordu ama ünlü live aid ve 86 wembley'deki gibi "eeee ooo" benzeri değildi, filmde 70'lerdeki konserlerde de aynısını yapıyor gibi gösteriliyordu.

    * freddie'nin aids olduğunu live aid konseri öncesi öğrenip grup üyelerine anlattığı görülüyor ancak gerçekte 1987'de aids olduğunu öğrenmişti, gruba da hemen açıklamamıştı.

    * live aid için "yıllardır beraber çalmadık" minvali konuşmalar geçiyor halbuki the works turnesi live aid'den iki ay önce sonlanmıştı. live aid filmin finali olduğu için etkisini artırılmak istenmiş bariz. sesi o dönemler biraz bozulduğu doğru ancak aid öncesi provalarda filmdekine benzer sorun yaşamamıştı.

    * freddie 1985 öncesi de defalarca wembley'de konser vermişti queen ile, freddie'nin sanki orayı hiç bilmiyormuşcasına konuşması veya brian'ın ciddi cevap vermesi tabii ki de gerçeklikle örtüşmüyor.

    * şarkıların bestecisi queen olarak görülmesi mevzusu aid öncesi gerçekleşmiyor, freddie'nin hastalığı sonrası yani the miracle döneminde gerçekleşiyor.

    * i want to break free'e çekilen klip nedeniyle mtv'de yasaklandığı ve grup üyelerinin çok kızgın olup şaşırdığı gösteriliyor, yasaklandığı doğru ama filmde sanki ilk kez böyle bir şey yasanmiscasina veriliyordu tepkiler. bu şarkıdan iki sene önce de queen'in body laungage şarkısı mtv tarafından yasaklanmıştı.

    * şu an net hatırlamamakla birlikte birkaç konserde de kronolojik kayma mevcuttu gibi anımsıyorum, yani 1975'te verilen konserde freddie'nin 80'lerdeki bir konserinden sesinin kullanılması gibi (bohemian rhapsody konseri örneğin, rock bölümü). marc martel'ın sesi de beklediğim fazla yer alıyor.

    not: filmi bir kere izlediğim için, şimdi sıcağı sıcağını yazdığımdan ve bildiklerimi kontrol etmediğimden unuttuklarım ve yanlış hatırladıklarım olabilir.

    --- spoiler ---

    edit: spoiler olmasın diye yazılanları okumadığımdan görmemiştim, benden önce de queenemre isimli bir yazar da benzer farklılıklara değinen güzel bir entry girmiş. benim ekstradan bahsettiklerim olduğu gibi unuttuğum veya fark etmediğim ama onun sözünü ettiği bazı bilgiler de var.
  • birkaç saat önce zorlu psm'deki gala ile türkiye'deki ilk vizyonunu yapan filmdir. filmle ilgili bazı detaylar paylaşacağım ve her izleyişimden sonra bazı düzeltmeler, eklemeler yapma hakkımı da saklı tutuyorum. küçük yaşlardan beridir queen'in kariyerine ve müziğine kafa yormuş bir insan olarak çok uzun süredir beklediğim bir filmdi. yanılmıyorsam queen ile ilgili forumlarda ve gruplarda filmle ilgili dedikodular 10 yılı aşkın süredir devam etmekteydi. son iki yıldır hızlı bir şekilde olaylar gelişti ve film çekim aşamasına geldi. hatta o kadar hızlı gelişti ki daha evvel 28 aralık diye duyurulan vizyon tarihi 2 kasım'a çekildi. tabii ki insan sacha baron cohen oynasaydı nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyor. rami malek ile kendisini freddie mercury'ye benzerlik konusunda karşılaştırdığımızda mutlak bir üstünlüğü olsa da cohen, queen grubunun kalbini kırdığı için projenin dışına gönderildi. bence de doğru olan buydu. geçmiş haftalarda brian may ve roger taylor filmle ilgili ufak bir röportaj yaptılar. burada freddie'nin mirasını en iyi şekilde yansıtmak istediklerinden ve eğer bu işi kendileri yapmasa başkasının yapacağından bahsediyorlardı.

    işte bu çok önemli ve değerli bir detay. çünkü filmde de görüleceği üzere queen grubunun üyeleri çalkantılı dönemler yaşasalar da bir ailenin parçası gibilerdi. freddie mercury'nin ölümünün ardından grup, freddie'ye ait sanatsal mirası çok düzgün bir şekilde kullandı ve aids ile savaşım için kurulan mercury phoenix trust fonuna çok büyük gelirler sağladı. bu açıdan grup freddie kadar kendilerinin ve grubun marka değerini düşürecek bir ismi istemediler. daha doğrusu kendilerinin yaşadığı bu hikayeyi yansıtmak için uyumlu çalışacak bir partner istediler. bu açıdan cohen'i tercih etmemelerini çok iyi anlıyoruz. zaten arkalarından saçma demeçler veren biriyle çalışmamış olmaları sevindirici. burada cohen, brian may'in kendisine "filmde müthiş bir şey oluyor, freddie filmin ortasında ölüyor. devamında grubun nasıl ayakta kaldığını gösteriyoruz" gibi şeyler söylediğini anlatıyor. fakat filmi gördükten sonra bunların birer palavra olduğunu görüyoruz.

    ufak ufak filme gelelim. birkaç gün öncesinde soundtrack yayınlandı. içerisinde çok ilginç triviaların gizli olduğuna dair bir ipucuydu bizler için. meşhur 20th century fox müziğini brian may'den dinledik. sonrasında queen öncesi yıllara ışık tutan smile grubunun şarkısı olan -ve sonra queen'in ilk albümünde de yer alan- doin' alright şarkısını gördük. burada freddie'den önceki solistleri tim staffel'e yıllar sonra bir hediye niteliğinde bu şarkının tekrar kaydedilmesi önerildi. brian may, roger taylor ve tim staffel abbey road stüdyolarına girdiler ve şarkıyı tekrar çalıp söylediler. şarkının ortasındaki bazı yerler 1969'da kaydedilen orijinal tracklerden alındı.

    ayrıca bazı konser kayıtları ilk kez düzgün ses kalitesiyle yayınlandı.
    live aid kayıtları ilk kez resmi olarak audio formatında piyasaya sürüldü.
    en değerlisi de don't stop me now'ın -ilk olarak bu şekilde kaydedilmişti fakat şarkının yazarı freddie mercury piyano parçası olarak kalmasını istemişti- gitarlı versiyonuydu.

    bunca ön bilgiyi neden verdim?
    çünkü birazdan spoiler niteliği taşıyan bazı bilgileri aktarırken bu önbilgiler anlamak açısından bize yardımcı olacak. ayrıca filmi beğenip beğenmediğimle ilgili bir taraf olmaktan ısrarla kaçınacağım, zira objektif bakabildiğimi sanmıyorum. daha çok seyircinin gözünden bakabildiğim somut noktalara değineceğim.

    --- spoiler ---

    öncelikle queen tarihine hakim biri olarak filme giderken birçok bilginin ve olayın farklı şekilde yansıtılabileceğine dair kendimi hazırlamıştım. fakat bariz biçimde bilinen birçok olayın bu kadar farklı anlatılabileceğini düşünmemiştim. eminim bir çok queen fanı bundan rahatsız olacaktır fakat bunun bir belgesel değil queen'i hiç tanımayan birine grubun nasıl bir hikayesi olduğunu en çarpıcı şekilde anlatma derdinde olan bir film olduğunu idrak etmek gerekiyor.

    her ne kadar birçok olay ve tarih manipüle edilmiş olsa da filmdeki majör akış ve konu tamamen doğru bir şekilde ilerliyor. sadece aralardaki minör hadiseler daha çarpıcı kılınması adına bazı değişikliklere uğramış. şu an sadece 1 kez izleme fırsatı bulduğum için arada atlayacağım bazı detaylar olabilir. zamanla onları da güncelleyeceğim.

    filmin senaryosunun merkezinde freddie'nin queen'le bir aile oluşu tutulmuş.
    kırılma noktası, bir diğer deyişle filmin odak noktası ise 1985'teki efsane live aid konseri olmuş. film bu şekilde başlıyor ve bitiyor.

    şimdi gelelim filmdeki ilginç kısımlara:

    1- filmde: smile konserinin sonunda tim staffel gruptan ayrılıyor ve brian may ile roger taylor ne yapacaklarını konuşurken freddie mercury yanlarına geliyor ve kendilerinin şarkıcısı olabileceğini söylüyor. tabii bu kısmı hiç bilmeyen bir seyirciye hızlıca anlatmak için bu yöntem kullanılmış.

    gerçekte: freddie mercury ve tim staffel zaten arkadaştırlar ve freddie'yi smile'ın provalarına da tim getirmiştir. freddie'nin gözü uzun süredir brian ve roger'dadır. tim gruptan ayrılır ayrılmaz da hemen yeni grup kurma fikriyle tepelerine adeta çöker.

    2- filmde: queen ilk albümünü kaydederken seven seas of rhye'ın kayıtlarını duyuyoruz.

    gerçekte: seven seas of rhye ilk albümde sadece enstrümantal olarak kaydedilmiştir ve ikinci albümde sözlerle birleşip queen'in ilk hiti olmuştur.

    3- filmde: bohemian rhapsody'den hemen önce queen'in çıktığı amerika turnesinde fat bottomed girls çaldıklarını görüyoruz.

    gerçekte: bohemian rhapsody 1975'te, fat bottomed girls 1978'te kaydedildi. bilinçli bir takvim kaydırması yapılmış.

    4- filmde: freddie mercury, bohemian rhapsody'yi single yapmak istemeyen ray foster'ın camına taş atıp kırıyor.

    gerçekte: bu hadise yaşanmıştır fakat freddie mercury bu taşı menajerleri john reid'in evine atmıştır.

    5- filmde: roger taylor'la yazdığı i'm in love with my car şarkısı ile ilgili dalga geçiliyor birkaç kez. gülüşmeler oluyor, birçok kez referans veriliyor.

    gerçekte: bu şarkı grupta birçok dengeyi bozmuştur. çünkü bohemian rhapsody'nin b-side'ıdır ve hiç kimse o şarkı için 45'liği almasa da gelirleri bohemian rhapsody ile ortak bölünmüştür. yani freddie ve roger paraları paylaşmak durumunda kalmışlardır.

    6- filmde: we will rock you bestelenirken freddie stüdyoya giriyor. burada saçları kısa ve bıyıklı.

    gerçekte: şarkı bestelendiğinde sene 1977'ydi. freddie mercury'nin kısa saçlı ve bıyıklı imajını 1980'den itibaren görmeye başladık.

    7- filmde: freddie mercury, john reid'i arabasından indirip kovuyor. ve problemi kendisine getirilen solo albüm teklifiyle ilişkilendiriyor. çünkü bunu grupla kendisi arasına nifak sokmak için yaptıklarını düşünüyor.

    gerçekte: tabii ki tam hikayeyi bilemeyiz ama şaşırtıcı da olsa freddie mercury grubun sesi olmasına rağmen brian may ve roger taylor'dan sonra solo albüm işlerine girmiştir. ve uzun yıllar boyunca röportajlarında pop, disco müziğe ilgisinin olduğunu ve queen dışında bunu bir noktada yapmak istediğini hep söyler. fakat grupla kopuş, birleşme gibi bazı yoğun duyguları seyirciye keskin biçimde aktarabilmek adına bu hadise de biraz abartılı biçimde işlenmiş. fakat yerini bulmuş.

    8- filmde: live aid için bir araya gelip prova yaptıklarında freddie'nin sesinin berbat durumda olduğunu görüyoruz.

    gerçekte: basına açık provada görüyoruz ki freddie o kadar da kötü değil. burada da muhtemelen live aid'in yarattığı etkiyi arttırmak istemişler.

    9- filmde: freddie, mary'ye love of my life'ın seyirciler tarafından söylendiği bir konseri izletiyor.

    gerçekte: bu performans 1985'te rock in rio'da gerçekleşti. o zaman freddie ve mary austin çoktan ayrılardı.

    10- filmde: live aid öncesi freddie mercury'yi gruba tekrar geri dönme şartı olarak john deacon bundan sonra yazılacak tüm şarkıların yazarının şahsi değil queen olarak yazılmasını şart koşuyor.

    gerçekte: böyle bir olay söz konusu değil. live aid'den sonra çıkan 1986 tarihli a kind of magic albümünde hep beraber bestelenen one vision şarkısı hariç tüm şarkılar yine şahsi olarak kartonete yazıldı. hatta deacon/mercury ortak yapımı friends will be friends bu albümde. ama grubun son iki albümü 1989 tarihli the miracle ve 1991 tarihli innuendo'da tüm şarkıların yazarına queen yazılmıştır. sebebi de şudur;
    freddie hastalığından ötürü 86 senesinden sonra konser yapamaz. şarkı yazımlarına destek sağlayamaz. yani gruba katkısı minimumdadır. fakat grup freddie hakkında çıkan spekülasyonları göğüsleyebilmek yani freddie'nin eksikliğini hissettirmemek adına tüm şarkıların ortak yazıldığını göstermiştir. yani grup bu noktada filmde vurgulanan aile görüntüsüne iyiden iyiye kavuşmuştur.

    11- filmde: live aid sahnesine çıkıldıktan sonra freddie piyanonun başına oturduğunda ilk notayı basmadan gergin bir bekleyişe gark olur.

    gerçekte: böyle bir gerginlik söz konusu değildir. gayet gaz bir şekilde freddie şarkıya girer.

    12- filmde: live aid'de queen sahne alana kadar para toplanamamıştır. ama queen sahneye çıkınca 1 milyon pound toplanır.

    gerçekte: queen çıkışı elbette büyük etki yarattı. hatta bu performans için queen stole the show denmiştir. ispatlayamayız tabii fakat queen çıkana kadar hiç para toplanmamış olması çok gerçekçi değil.

    13- filmde: beraber sahneye ilk çıktıklarında brian may "yeni bas gitaritimiz john deacon ve yeni solistimiz freddie bulsara" diye grubu takdim ediyor. ve grubun adı henüz queen olmamıştır.

    gerçekte: freddie mercury, tim staffel'den sonra hemen diğerleriyle beraber çalmaya başlar. grubun adı da queen olur. hatta queen olarak sahne alırken 1971'de john deacon basçı olarak gruba katılır.

    14- filmde: mary austin live aid öncesinde münih'te freddie mercury'yi ziyaret eder ve hamile olduğunu söyler.

    gerçekte: mary austin live aid'den birkaç yıl sonra hamile kalmıştır.

    15- filmde: sanki queen önce amerika'da ünlü olup sonra diğer ülkelerde şöhretini arttırmış gibi bir intiba var. bunu özellikle film eleştirmenlerinin yazılarında okudum. filmdeki hata değil ama bunu araştırmadan yazdıkları için eleştirmenlerinki vahim bir hata.

    gerçekte: queen ingiltere'de lokal bir tanınırlığa sahipti. 1974'te japonya'da beklediklerinin çok üstünde ilgi görünce grup amerika'ya da turne yaptı. turne başarısız veya ilgiden yoksun değildi fakat brian may bu turne esnasında sarılık oldu ve grup turneyi yarıda kesmek zorunda kaldı. queen amerika'daki asıl başarısını 1980'deki the game albümüyle yakalamıştır.

    16- filmde: gösterildiği gibi john reid ile ayrılık 1985 yılında freddie mercury'nin solo albüm teklifi üzerine kavga ile gerçekleşmiştir.

    gerçekte: queen artık menajerliği kendisi üzerine almak istemektedir. john reid ile 1978'de biten kontratla ilgili jim beach, john reid'e giderek konuyu açar ve oldukça iyi bir şekilde ayrılırlar. hatta john reid bunun kendisine mümkün olan en nazik şekilde bildirildiğini anlatır.

    17- filmde: ray foster, a night at the opera albümünün yapımcısı olarak gözükmektedir.

    gerçekte: ray foster hayali bir karakterdir. bu albümün kaydı için john reid, grup için her türlü olumlu şartı yaratmış ve gruptan tek bir şey istemiştir;
    "harika bir albüm yapın!"

    filmi izlerken fark edip bunları yazarken aklıma gelmeyen de birçok detay var.
    fakat ne olursa olsun müziklerin hakkı verilmiş, oyunculuklar ve kostümler konusunda elden gelen her şey yapılmış. rami malek zor bir işe soyundu. benzerlik konusunda durumu iyi olmasa da özellikle konuşma ve ses tonu konusunda harika bir iş çıkartmış. mimikler de oldukça başarılıydı.
    ama brian may'e ayrı bir parantez açmak gerek herhalde. sanırım brian may bile kendisini izlerken hangisi gerçek diye düşünmüştür. çünkü sanırım sinema tarihinde böyle bir benzerlik olmamıştır.
    john deacon'ı oynayan kişinin de konuşma ve aksan konusunda müthiş benzerlik sağladığını düşünüyorum. tipi de birçok yerde gerçekten çok benziyor.
    sanırım benzerlik konusunda sınıfta kalan tek isim roger taylor.

    filmin en etkili sahnelerinden biri gazetecilerin freddie'yi darladığı basın toplantısıydı.
    fakat en vurucu yeri kesinlikle live aid performansıydı. beklenmedik şekilde arka arkaya dört tane şarkıyı baştan sona dinliyor ve müthiş bir final yapıyorsunuz. ayrıca live aid'i onlarca kez izlemiş biri olarak freddie mercury'nin sahnede yaptığı tüm hareketler incelenmiş ve neredeyse birebir kopyalanmış. gerçekten çok başarılı bir canlandırma çalışması. filmi ayağa kaldıran sahnelerden biriydi.
    --- spoiler ---

    edit 1: 10, 11 ve 12. maddeler eklendi.
    edit 2: filmdeki değiştirilen gerçekleri sert biçimde eleştirenler için izlenmesi gereken açıklayıcı bir video. tüm gerçekler olduğu gibi eksiksiz anlatmaya kalksalar film 5-6 saat olmalıydı. ayrıca o zaman film değil belgesel olurdu. queen hakkında eksiksiz detaylı bilgiye ulaşmak için days of our lives, magic tour, freddie mercury özelinde ise the untold story ve lover of life singer of songs belgeselleri izlenebilir. bohemian rhapsody'nin fanlar için değil queen'i hayatında hiç duymamış kişilerin bile izleyip grubun müziğini tanıması için büyük bir fırsat olarak görmek gerekir.
    edit 3: 13, 14 ve 15. maddeler eklendi.

    ayrıca filmi tekrar izledikten sonra bir şeyden tamamiyle eminim. filmin teması tamamen "kol kırılır yen içinde kalır, biz bir aileyiz" teması üzerine kurgulanmış. aslında yanlış sayılmaz. hatta grup elemanları hiçbir zaman filmde gösterildiği kadar birbirlerinden uzaklaşmamışlardır bile. fakat yaşadıkları çalkantılı dönemin sonunda birbirlerinin kıymetini çok iyi anlamışlardır. bunu filmde en iyi anladığımız cümlelerden biri de şuydu;

    "sizden ayrı solo albüm kaydederken bir sürü müzisyen tuttum. onlara ne yapmaları gerektiğini anlattım. maalesef onlar tam olarak benim istediklerimi yaptılar. roger'ın huysuzlanmalarını, brian'ın yeniden yazmalarını ve john'un garip bakışlarını özledim."

    filmin güzel noktalarından biri de grup içindeki bazı ilginç olayların sübliminal şekilde ortaya çıkmış olması.
    1- freddie mercury, bohemian rhapsody kayıtları esnasında "deacy?" diyor. queen'de john deacon'ın hep en sessiz ama fikri en çok merak edilen ve söylediği son sözü en etkili adam olduğu bilinir. buna ufak bir gönderme olmuş. zaten freddie gruba döndüğünde de şartları açıklayan yine en etkisiz gibi görünse de en güçlü karakterlerden john deacon oluyor.

    2- paul prenter'ın sevilmediği aşikardı. fakat grubun bu kişiden bu denli nefret ettiğini atışmalardan anlıyoruz.

    3- filmin belki de en güzel detaylarından biri...

    freddie, mary'ye sarılır. mary "işe gitmem lazım. kovulursam bana sen mi bakacaksın?" der. freddie de ona "sana hayatının sonuna kadar bakarım ben" der. sözünde de durur. mary austin halen freddie mercury'nin evinde ve onun mirasçılarından biri olarak yaşamaktadır. ilişkilerinin formatı yıllar içerisinde değişse de birbirlerine olan sevgileri ve saygıları şaşkınlık verecek düzeyde yüksektir.

    4- jim beach, ray foster'a the dark side of the moon'u da sen mi yayınlamıştın derken aslında açıkça söylemese de geçmişte ne kadar cesurca davrandığını ve aynı şeyi bohemian rhapsody içinde yapması gerektiğini anlatır.

    5- filmin sonunda we are the champions çalarken ray foster'a "no time for losers" göndermesi yapılmaktadır.
    gerçek bir karakter olmadığı için bu göndermenin tam olarak kime yapıldığını bilmiyoruz ama death on two legs'i yazdıkları kişiye olabilir.

    edit 3: 16. madde eklendi.
    ayrıca "queen bir ailedir" temasından yola çıkarak filmde 1985 sonrasını göremesek de aileden öte ilişkinin en iyi kurulduğu dönem 1989-1991 arasıdır. freddie mercury hastalığının ilerlemesinden ötürü gruptan sadece kendisi için şarkı yazmasını ve kalan zamanında olabildiğince çok materyal ortaya çıkartmak istediğini söyler. egolar tamamen bir kenara bırakılır. bu dönemde grup freddie'yi tamamen dış dünyadan tamamen korumuştur.

    edit 4: 17. madde eklendi.
  • brian may'i brian may'in oynadığı filmdir.
  • filmi yapanlara teşekkürler, 25 liraya wembley'de queen konseri izlemiş oldum resmen. insan bir haftasonundan daha ne bekler ki?
  • filmin başında 20th century fox müziğinin gitarla queen tarzı çalınması güzel bir detaydı.
  • afyon konserinden ufak bir kesit görüp göğsümüzü kabartmıştır. (bkz: 14 temmuz 1987 queen afyon konseri)(bkz: swh)
  • --- spoiler ---

    çok ince, çok hoş bir detay var.

    grup amerika turnesine çıkma kararı verdikten sonra bir uçağın iniş anı gösterilmekte..

    işte o uçak; boeing 747.

    yani havacılıkta “queen” olarak bilinen uçak..

    ----

    https://www.boeing.com/…een-of-the-skies-08-15.page

    (bkz: queen of the skies)

    --- spoiler ---
  • annem ve 4 kişilik ihtiyar heyeti arkadaş grubunun yarın akşam izleyeceği filmdir.kendileri '' müslüm '' için bilet aldığımı sanıyorlar. ilginç bir deneyim olacak onlar için.
  • etkisinden çıkınca film hakkında yazacağım yalnız sahne arkasında brian may olan şu fotoğrafın güzelliğine bakar mısınız? allahım ağlıycam.

    https://i.hizliresim.com/dyxvjl.jpg
  • filmi beğendim. çoğu açıdan beklentilerim üzerindeydi, ancak beklentimin altında kalan yönleri de epey vardı. bugüne kadar izlediğim birçok queen belgeselinden sonra, hikayenin ilk defa beyaz perdeye aktarılmasını izlemiş olmanın keyfi de bambaşkaydı. benim zaten çok uzun zamandır sabırsızlıkla beklediğim bir yapımdı. ancak ikinci yarısında filmi live aid konserinde bitirebilmek için 85 sonrasında gerçekleşmiş birçok hadisenin 80 ile 85 yılları arasına sıkıştırılması hiç hoşuma gitmedi.

    karakterlerle başlamak istiyorum. rami malek açıkçası benzerlik açısından 70'li yılları daha iyi canlandırmış gibi geldi bana. çünkü ilerleyen yılları gösteren çekimlerde oyuncunun kısa boyu ve ince yapısıyla freddie mercury'e göre fazla ufak kaldığı göze çarpıyor. bu arada canlandırmadaki takma diş olayı çok abartılmış, çünkü rami malek'in ağzını kapatamayacak kadar önde duran dişler artık dişlekliğiyle meşhur olan freddie mercury için bile fazla olmuş. grup üyeleri arasında en büyük benzerlik, brian may'i oynayan gwilym lee'ye yakalanmış. konuşması bile müzisyene aşırı benzeyen oyuncu, filmi izlerken performansına resmen şapka çıkarttırıyor. roger taylor'ı oynayan ben hardy ise grup üyeleri arasında gerçekle en alakasızı. benzememesi dışında roger taylor'ın 80'li yılllardaki değişen saç modelinin de uygulanmaması prodüksiyon hatası. filmde kendisinin freddie mercury'e durmadan meydan okuduğunu ve gruptaki en agresif üye olduğunu görüyoruz, fakat gerçekte bu denli soliste karşı çıktığına dair şüphelerim var. belki de gruptaki ikinci adam olabilme ihtirasını bu şekilde ortaya koymak istemişler. john deacon'ı oynayan joseph mazzello ise benzerlik açısından başarılı. saç modellerini de az çok uygulamışlar, queen'in en mütevazi karakteri olduğu güzel şekilde tasvir edilmiş.

    bohemian rhapsody (film) bence queen'in ilk yıllarındaki yükselişini çok başarılı şekilde işlemiş. tabii o dönemden atlanılan bazı detaylar var, ama grubun hikayesi konusunda pek fazla bilgi sahibi olmayanlar için kısıtlı süreye sıkıştırılan bilgilerin akışı son derece makul. müzikal anlamda brian may'in ikinci adam olduğunu da film gayet net gösteriyor. özellikle bohemian rhapsody'nin kayıtlarının nasıl yapıldığının gösterilişi muhteşem. bence filmin climax noktası. bu dönemde freddie mercury'nin cinsel eğimlerinin değişiminin gösteriliş dozu çok yerinde. filmin prodüktörleri arasında yer alan brian may ile roger taylor'in önem verdikleri freddie'nin mahremiyetine saygıyı hissediyoruz. yani bu bölümler yatak odalarına girecek şekilde çekilseydi, efsanevi müzisyene bence de saygısızlık olurdu.

    açıkçası freddie mercury'nin kısa saçlı ve bıyıklı hale gelmesine kadar yapımı çok büyük zevkle izlerken, bu noktadan itibaren yapımı 1985'te nasıl bitiririz telaşı kendini göstermeye başlaması ve bu telaş için hikayedeki sapmaların artması ise beklentilerimin altında kalmasına neden olan kısımlar. yani, 1980 ile 1985 arasındaki dönemin tasviri çok başarılı sayılmaz. ayrıca freddie mercury filminin 1991'deki vefatı yerine 1985'te live aid'i final olarak gösterilmesi büyük hata. tamam freddie mercury hiçbir zaman aids'in simgesi olarak anılmak istememiş ve bu yüzden ölümünden bir gün önceye kadar hastalığını saklamak istemişti. ama bu durum, kendisinin hasta olup olmadığını öğrenmeye çalışan ve rahat vermeyen ingiliz basınının yarattığı baskıyla mücadelesini yok saymak gerektiğini göstermez. 80'lerin sonunda ve özellikle 90'ların başında yaşam mücadelesi verirken queen'in albüm kayıtlarına büyük özveriyle asılmasını bilmeyen izleyicilerde uyandıracağı saygı da çok önemliydi, yani bu açıdan da o dönemin es geçilmesi kabul edilemez. 1985'ten 1991'e kadar olan süreç, çok abartılmadan filmde mutlak yer bulması gereken bir dönemdi. zaten innuendo gibi muhteşem bir queen albümü, bu yüzden yapımda ne yazık ki harcanmış. grubun live aid performansı you tube'dan rahatlıkla izlenebilecek bir konser, bunu baştan yaratıp 4 şarkıyı canlandırmak yerine biraz daha çabuk geçilerek 1985 sonrasına devam edilebilirdi.

    şimdi gelelim filmdeki hatalara ve gerçek hikayeden saptırılmış şekilde anlatınlara;

    --- spoiler ---

    - freddie mercury hayatta en sevdiği kişi olan mary austin'e filmde evlenme teklifi ettiğini görüyoruz. halbuki çift, o aşamaya gelmeden müzisyenin cinsel hayatındaki değişim nedeniyle ayrılmıştır.

    - emi'daki esas tartışma bohemian rhapsody'i single olarak yayınlamamak değildir. plak şirketi bu şarkıyı single olarak yayınlamayı kabul etmekte, fakat radyolar için kısaltılmasını istemiştir. bunu freddie mercury'nin kabul etmemesi, esas kavganın kopma sebebidir.

    - filmde freddie mercury'nin 1985 yılındaki meşhur uçuk kaçık olan 39. yaş doğum günü partisini 1980'deki herhangi bir parti olarak gösterilmesi kronolojik hatalardan biridir.

    - we will rock you grubun 1977 yılındaki news of the world albümüne aittir. halbuki filmde brian may'in bu şarkıyı 80'li yıllarda yaratmış gibi gösterilmiş. müzikler açısından filmdeki en büyük hata olduğunu söyleyebilirim.

    - freddie mercury'nin münih'e, gruptan ayrılarak ilk solo albümü mr. bad guy'ı kaydetmek için gittiği gösterilmekte. halbuki 1984 yılında queen'in çıkmış olan the works'un kayıtlarının da bir kısmı münih'tedir. ayrıca mr.bad guy'ın kayıtları 1983'te başlamış ve the works'un üzerinde çalışması nedeniyle yarım kalmıştır. yani freddie mercury ilk solo albümü, queen'e ara verelim diyerek çekip gitmesiyle kaydedilmiş bir albüm değildir.

    - freddie mercury'i münih'te zıvanadan çıkaran kişi esasında barbara valentin'dir ve bu isim filmde yer almamaktadır. paul prenter ise freddie mercury'nin hastalığını öğrenmesinden sonra queen'in artık turne yapmama kararı alması sonucunda kendisine ihtiyaçları kalmadığı söylenerek yollanmıştır. ayrıca filmde geçen ve freddie mercury'i ispiyonladığı röportaj live aid'in gerçekleştiği 1985 yılında değil, 1987 yılında gerçekleşmiş ve bu röportaj televizyona değil the sun gazetesine verilmiştir. paul prenter'ın the sun'daki gazete kupürü

    - mary austin 1984'te freddie mercury'i ziyaret ettiğinde hamile olduğunu açıklaması doğru değildir. çünkü kendisinin bebeğiyle, 1990'nın christmas'ında freddie mercury'nin onun 7 aylık olan oğluyla olan görüntüleri you tube'da mevcuttur. freddie mercury ve mary austin'in oğlu (1990 christmas)

    - freddie mercury filmdeki gösterildiği gibi jim hutton ile live aid konsere yaklaşırken beraber olmaya yeni karar vermemiştir, çünkü kendisiyle bir süredir malikanesinde beraber yaşamaktadır.

    - filmde freddie mercury'nin hiv virüsünü kaptığını live aid konseri öncesi öğrendiği ve öğrenir öğrenmez grup arkadaşlarıyla paylaştığı şeklinde gösteriliyor. halbuki konser öncesinde boğazındaki rahatsızlığın bir türlü geçmemesi yüzünden doktoru konsere çıkmamasını tavsiye etmiş, fakat freddie mercury konserden bir süre geçtikten sonra doktor kontrolüne gittiğinde bir türlü tam iyileşmeyen boğaz enfeksiyonu yüzünden aids testine girmesi konusunda tavsiye almıştır. bu testi de hemen yaptırmayan müzisyen, testi yaptırmayı 1986 yılında karar vermiştir. yani freddie mercury hasta olduğunu 1986 veya 1987'de öğrenmiştir. gruba da durumu the miracle albümü için kayıtlara başlarken bildirmiştir.

    - who wants to live forever 1986 yılında çıkan a king of magic albümüne aittir. halbuki filmde 1985 yılı gösterilirken fonda çalmaktadır.

    - şarkılarda besteci olarak tek isim yazması yerine hepsinde queen isminin geçme kararı live aid öncesinde değil, the miracle kayıtlarında freddie mercury'nin hastalığı nedeniyle grup üyelerinin kendi aralarında daha sıkı bir bağ oluşturmasının bir sonucudur.

    --- spoiler ---

    anladığım kadarıyla filmin sonlarına doğru artan hatalar, filmi 1985'teki live aid konserine bağlayarak bitirme çabasından kaynaklı gibi. çünkü 85'ten sonra yer alan bazı önemli hadiseleri buraya sıkıştırarak es geçilmemesini sağlamaya çalışmışlar. ancak queen ve freddie mercury'nin hikayesine hakim olanlara bu çarpıtmalar fena halde batacaktır. daha önce de dediğim gibi hastalıkla mücadelesi es geçilmemesi gerekirdi, çünkü o dönem aids ile mücadele etmesine rağmen freddie mercury'nin müzikal olarak yaptıkları çok önemli ve saygı duyulasıdır.

    sonuç olarak filmi genel olarak beğendim. dediğim gibi ilk yarısı çok iyi. büyük bir keyifle izleniyor, queen grubunun nasıl geliştiği ve efsaneye yavaş yavaş döndüğünü görüyoruz. ancak ikinci yarıdaki çarpıtmalar keyfinize biraz gölge düşürebiliyor.
hesabın var mı? giriş yap