bjarke ingels

• dün akşam abstract the art of design'ın dördüncü bölümünde tanıştığım danimarkalı mimar.
  
  belgeseli izlerken kendisinin ve yarattığı yapıların çağrıştırdığı düşünceler, buradaki entryleri okuyunca biraz daha pekişti. bana kalırsa bu adam değişik konseptleri harmanlayarak ortaya çıkardığı kalıp dışı fikirlerle, etkileyici sunumlarıyla, yapı ve işçilik maliyetlerini düşük tutup ulaşılabilir ürünleri hızlı bir şekilde ortaya koymasıyla inditex'in moda sektöründe yaptığının bir benzerini yapıyor. bir nevi fast-architecture belki de.
  
  renkli, dikkat çekici,sıradışı, ulaşılabilir fakat kalite açısından tartışmalı, sürdürülebilirliği düşük, kullan at binalar.
  
  mimari bilgi dağarcığımın geniş olduğu bir alan değil, bu nedenle tamamen yanılıyor olabilirim. ama neredeyse her endüstriye bir şekilde sızan hızlı üretim/tüketim eğiliminin mimaride de kendini bir şekilde göstermiş olma fikri çok uçuk gelmiyor.
• mimari bir projeyi iyi bir proje sıfatı ile tanımlayabilmek için bir çok etkeni göz önünde bulundurmanız gerekir. bu etkenlerden bir tanesi (hatta mimarların en önemsediklerinden) binanızın ömrüdür. binanızın ömrü ne kadar uzunsa sizinde adınız ve eseriniz gelecek nesillere o kadar uzun süre aktarılır. maalesef bjarke ingels bu alandaki en başarısız stararchitect lerden birisidir. hatta stararchitect olabilmesi bu alanda başarısız olması ile olmuştur. kullandığı malzemelerin ve binalarındaki işçiliğin kalitesizliği mimarlık ve inşaat camiasında bilinmektedir. ancak o bu durumu önemsemeyip sadece iş yapıp adını duyurabilmek için mesleğinin ilk yıllarında çok çok ucuza kalitesiz işler yapmış, bu işleride sunumlarla süsleyerek kaliteli gibi göstermeyi başarmıştır. projelerinin çoğu konsept bazında çok vizyoner gözüksede realitede ömürlerinin çok fazla olmayacağı kanaatindeyim. kapitalizm ve tüketim toplumunun yetiştirdiği mimarlardandır, aynı şekilde kendiside websitesindeki proje sunumları ile yeni nesil mimarları besler. bireysel bağlamda yeteri kadar dünyanın ağzına sıçmamışız gibi artık birde ölçek büyüterek kocaman kocaman sıçıyoruz.
• ben öğrenciyken bu abi türkiyeye gelmişti ve eğlenceli bir sunum yapmıştı. yıllar geçti, danimarkaya gidip tasarladıkları yapıları gezme fırsatı yakaladım.
  
  ve şunu düşünüyorum: türkiyede bir çok iş tecrübeli, orta yaşlı ve belki yaşlı insanlar tarafından yapılabilir, yapılmalıdır. ama mimarlık kesinlikle genç işi. genç ve hatta tecrübesi olmayan, zihni daralmamış, enerjisi yüksek, ezberleri az, genç insanların işi. yaş ve tecrübe arttıkça ezberler artar, yaratıcılık azalır.
  
  bizim ülkemizde de yetenekli gençler vardı ama sistem onları yok etmek üzerine kurulmuş olduğundan bir ingels yetişemiyor. o yüzden mimari bu ülkede bi garip. standartların üzerinde kaliteli dediğimiz tasarımlar da dergilerden araklama bu durumda. naparsın hayat!
• söyle de bir sitesi vardır: http://www.big.dk/
  
  "bjarke ingels group" nam-ı diğer "big"
• koolhaas ekolünden gelir. zaha, jds, big... irfan yuvası mubarek.
• görsel olarak etkileyici formlarda yapılar tasarlayan fakat bu yapılarda ciddi şekilde mekansal problemler bulunan mimar. dışarıdan etkileyici görünen bir çok yapının aslında kullanıcının deneyimini nasıl da kısıtladığına bu arkadaşın ofisinin projeleri örnek verilebilir. yine de sunum teknikleri açısından en ilerideki ofislerden birinin sahibidir.
• danimarkalı plot grubuyla işe başlayan, kendine ait şirketi ile devam eden genç mimar.
  projeleri kadar sunumları da muzip ayrıntılar içerir. genç, ünlü, başarılı ve yakışıklı olmak suretiyle bir çok kişinin takdirini kazanmış yetenekli bir mimardır.
• tam bir starchitect. ego egemen mimarlık şehre faydalı değil.
• (bkz: starchitect)
• benim de birkaç sene önce instagramda gezerken bulup süpermiş falan diyip takip ettiğim, bu kadar ünlü biri olduğunu yeni farkettiğim müthiş mimar. stüdyoda hocamız kritik verirken "big diye bir şirket var onların işlerine bakın" dediğinde aval aval bakıyordum suratına. bilseydim bizim bjarke olduğunu atlardım be.
  
  ayrıca hakkında bu kadar az entry girilmiş olmasına şaşırdığım kişi.